AB’nin 2022 Yılında Ticareti Korumaya Yönelik Eylemleri: Jeoekonomik Rekabetin Ticarete Yansımaları
Son yıllarda jeopolitik gerilimlerin hızla arttığı uluslararası arenada, İkinci Dünya Savaşı sonrası inşa edilen küresel çok taraflı ticaret sistemi artık eskisi gibi işlemiyor. Nitekim küreselleşmeye duyulan inancın azalması, ABD-Çin gibi büyük aktörlerin rekabeti, DTÖ’nün işlevini yitirmeye başlaması, ekonomik aktörlerin giderek daha fazla korumacı önlemlere başvurması ve ekonomik güçlerini bir baskı aracı olarak kullanmaları, sistemin büyük bir çıkmazda olduğunu gösteriyor. AB, geleneksel olarak çok taraflılıktan ve küresel ticaretin serbestleştirilmesinden yana olsa da belirsizliklerle dolu mevcut konjonktürde, haksız ticaret uygulamalarına karşı ticareti koruma araçlarını (trade defence instruments-TDIs) etkili bir şekilde kullanmaya çalışıyor. Komisyonun AB’nin ticareti korumaya yönelik eylemlerine ilişkin 6 Eylül 2023 tarihinde yayımladığı rapor, Birliğin 2022 yılında bu amaca yönelik attığı adımlara yer veriyor.
Raporda Ön Plana Çıkan Konular
Raporda en fazla altı çizilen konulardan biri AB’nin Çin ile ticaretiydi. Çin'den yapılan dampingli ve sübvansiyonlu ithalatın AB sanayisine ciddi zarar verdiğine dikkat çekildi. Komisyon, 2022 yılında dört yeni anti-damping ve bir yeni anti-sübvansiyon soruşturması başlattı. 11 anti-damping ve üç anti-sübvansiyon soruşturmasın sonucunda ise çeşitli ürünlere gümrük vergisi uygulama kararı alındı. Tablo 1’de ayrıntılı bir şekilde görülebileceği üzere, 2022 yılında AB’nin ticareti korumaya yönelik attığı adımların büyük bir çoğunluğunun Çin’e karşı olması sürpriz değildi.
Tablo 1: AB'nin 2022 Yılında Ticareti Korumaya Yönelik Attığı Adımlar
Kaynak: Avrupa Komisyonu
Rapora göre AB, 2022 yılında, Türkiye’ye karşı da ticareti korumaya yönelik birtakım önlemler ortaya koydu. Komisyon, 24 Haziran 2021 tarihinde, Türkiye menşeli Korozyona Dayanıklı Çelikler ithalatına karşı bir anti-damping soruşturması başlatmıştı. Soruşturma neticesinde Türk menşeli ilgili ürün ithalatının dampingli olduğu ve AB yerli üretimi üzerinde bir zarara yol açtığı tespit edildi. Bu doğrultuda 12 Ağustos 2022 tarihinde AB Resmî Gazetesi’nde yayımlanan nihai karara göre, ilgili üründe Türkiye’ye %2,4 ile %11 arasında değişen oranlarda anti-damping vergisi uygulanmasına karar verildi. 14 Kasım 2022 tarihinde ise aynı gerekçelerle Türkiye’den ithal edilen Ampul Yassı Çelik Çubuklar ithalatına yönelik bir anti-damping soruşturması başlatıldı.
DTÖ, 29 Nisan 2022 tarihinde AB tarafından belirli çelik ürünlerine uygulanan koruma önlemine karşı başlattığı davada Türkiye'yi haklı bulmuştu. Dava kapsamında oluşturulan Panel, AB'nin uygulamakta olduğu önlemlerin uluslararası ticaret kurallarına aykırı olduğunu ifade etmişti. Raporda, Komisyonun, 13 Ocak 2023 tarihinde, Panel'in kararını uygulayarak çelik koruma önlemini DTÖ kurallarına uygun hâle getirdiği ifade edildi.
Raporda ön plana çıkan bir diğer konu Rusya-Ukrayna Savaşıydı. Rusya'nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından AB, Ukraynalı ihracatçıları ve ülke ekonomisini desteklemek amacıyla, Haziran 2022'de Ukrayna'nın AB'ye yaptığı ihracatta uygulanan vergileri askıya aldı ve Ukrayna'dan yapılan ithalata ilişkin yürürlükte olan tüm AB ticari savunma tedbirlerini kaldırdı.
Sonuç ve Değerlendirme
Son yıllarda Çin’in durdurulamaz yükselişinin ve Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle giderek artan jeopolitik rekabetin, AB’nin ticaret politikasını da doğrudan etkilediği görülüyor. Nitekim AB’nin 2022 yılında ticareti korumaya yönelik aldığı önlemlerin çoğunun Çin’e karşı olması ve Birliğin Ukrayna'dan yapılan ithalata ilişkin yürürlükte olan tüm AB ticari savunma tedbirlerini kaldırması bunun net bir göstergesi.
AB-Çin rekabetinin bu aşamaya nasıl evrildiğine ayrı bir parantez açmak gerekirse; 1970’li yıllarda ekonomik ve ticari odaklı olarak başlayan AB-Çin ilişkileri zaman içerisinde güvenlik ve dış politika, demokrasi ve insan hakları, çevre, ileri teknoloji ve kültür gibi birçok alana yayıldı. Günümüzde AB’nin Çin ile ilişkilerinde 60’tan fazla konu üzerinde kapsamlı bir ortaklık mevcut. Ancak AB, her ne kadar Çin ile ileri düzeyde ilişkiler geliştirse de Çin’in küresel sahnede ekonomik ve siyasi olarak hızla yükselmesi ile beraber bu ilişkilerde birtakım çatlaklar oluşmaya başladı. Çin’in, AB’nin beklediği gibi kendi değerlerini benimsememesi, AB’nin Çin’e karşı sürekli büyüyen bir şekilde dış ticaret açığı vermesi, AB’li yatırımcıların Çin pazarında eşit şartlarda yer alamaması, Çin’den ucuz mal ithalatının bir bağımlılığa dönüşmesi ve Çin’in Kuşak-Yol Girişimi kapsamında AB’nin de nüfuz alanına giren bölgelerde giderek artan etkisi gibi faktörler, AB-Çin ilişkilerini geren konular olarak ön plana çıkıyor. Son dönemlerde AB’nin Çin’e karşı özellikle ticaret alanında daha iddialı adımlar attığı gözlemleniyor. 2022 yılında Çin’e karşı uygulanan dört anti-damping ve bir anti-sübvansiyon vergisi bunun sadece bir örneği. Sayıca az görünse de AB’nin ticareti korumaya yönelik ortaya koyduğu önlemler, özellikle çelik, alüminyum, kimya ve seramik gibi sektörlerde yaklaşık yarım milyon AB vatandaşının işinin korunmasına destek sağlıyor.
Ahmet Emre Usta, İKV Uzman Yardımcısı