Macaristan’ın AB Konseyi Dönem Başkanlığı: Türkiye’nin AB Süreci Gündemde
Macaristan, AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı, 1 Temmuz 2024 tarihinde Belçika’dan devralacak. “Avrupa'yı Yeniden Harika Yap” sloganıyla tanıtılan Dönem Başkanlığı programı kapsamında belirlenen yedi öncelik “yeni Avrupa Rekabet Edebilirlik Mutabakatı”, “Avrupa savunma politikasının güçlendirilmesi” “tutarlı ve liyakate dayalı bir genişleme politikası”, “yasadışı göçün durdurulması”, “uyum politikasının geleceğinin şekillendirilmesi”, “çiftçi odaklı bir AB tarım politikası” ve “demografik zorlukların ele alınması” oldu. Programda ayrıca Türkiye’ye özel bir paragraf yer aldı ve Macaristan’ın aday ülke statüsüne ilişkin olarak Türkiye-AB siyasi diyaloğunu ilerletmeye çalışacağı beyan edildi.
Macaristan, altı ay boyunca yürüteceği AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı, 1 Temmuz 2024 tarihinde Belçika’dan devralacak. Macaristan AB Bakanı János Bóka, 18 Haziran 2024 tarihinde düzenlediği basın toplantısında, Macaristan’ın Dönem Başkanlığı sürecinde yürüteceği politikaları “Avrupa'yı Yeniden Harika Yap” sloganıyla tanıttı. Macaristan’ın AB Konseyi Dönem Başkanlığı, yeni bir AP ve Komisyon yapısının kurulma sürecinde olduğu bir geçiş dönemine denk geldi. Bakan Bóka, Macaristan Dönem Başkanlığı’nın “yeni kurulan AP ve Komisyon ile iş birliği içinde, sorunsuz bir kurumsal geçiş sağlaması gerektiğini” ve Macaristan’ın “tüm üye ülkeler ve kurumlarla birlikte sadakatle çalışan dürüst bir aracı” olacağını vurguladı.
Macaristan AB Konseyi Dönem Başkanlığı’na ilişkin yayımlanan programda, Macaristan’ın uluslararası arenada olağanüstü gelişmelerin yaşandığı zorlu bir ortamda bu görevi devraldığı ifade edildi. Macaristan’ın, Dönem Başkanlığı kapsamında belirlediği yedi öncelik ise “yeni Avrupa Rekabet Edebilirlik Mutabakatı”, “Avrupa savunma politikasının güçlendirilmesi” “tutarlı ve liyakate dayalı bir genişleme politikası”, “yasadışı göçün durdurulması”, “uyum politikasının geleceğinin şekillendirilmesi”, “çiftçi odaklı bir AB tarım politikası” ve “demografik zorlukların ele alınması” oldu.
Macaristan’ın AB Konseyi Dönem Başkanlığı’na ilişkin yayımlanan programda yer alan ilk öncelik, AB’nin rekabet gücünün artırılması üzerineydi. Avrupa'nın küresel rakiplerinin gerisinde kaldığı ve çoklu krizlerin yaşandığı mevcut uluslararası sistemde; yüksek enflasyon, artan kamu borcu, yüksek enerji fiyatları, uluslararası tedarik zincirlerinin parçalanması, düşük verimlilik ve yavaş ekonomik büyüme gibi sorunların etkilerini ele almanın ve AB ekonomisini yeniden yukarı yönlü bir yörüngeye oturtmanın bütün üye ülkelerin ortak bir çıkarı olduğu kabul edildi. Bu bağlamda AB’nin ve üye ülkelerin üretkenliğini ve rekabet gücünü arttırmanın ve büyümeyi teşvik etmenin, Avrupa’nın geleceği için hayati bir önem taşıdığına dikkat çekildi.
Macaristan’ın Dönem Başkanlığı’ndaki temel amacının; teknolojiden bağımsız bir sanayi stratejisinin, Avrupa'da verimliliği arttırmaya yönelik bir sistemin, açık bir ekonomi ve uluslararası ekonomik iş birliğinin ve Avrupa'da güvence altına alınmış işler yaratan ve artan ücretler sunan esnek bir işgücü piyasasının geliştirilmesine katkıda bulunmak olduğu ifade edildi. Bu doğrultuda ekonomik kalkınmayı yeniden sağlama, sürdürülebilir büyüme için gerekli koşulları yaratma, Tek Pazar’ı derinleştirme, KOBİ’leri destekleme, ikiz dönüşümü teşvik etme ve istihdamın istikrarını artırma gibi amaçlara hizmet edecek bir Yeni Avrupa Rekabet Edebilirlik Mutabakatı’nın kabul edilmesi, Macaristan Dönem Başkanlığı’nın temel önceliği olacak.
Programda, Avrupa’da ve dünya genelindeki yaşanan çatışmaların, AB’nin savunma kabiliyetini ve uluslararası kriz yönetimi kapasitesini ciddi bir şekilde geliştirmesi gerektiğini açıkça gösterdiği vurgulandı. Savunma politikasının, “ittifaklar ve iş birliğinin” ötesine geçmesi ve AB’nin “direncini” ve “harekete geçme kapasitesini” güçlendirerek kendi güvenliğini garanti altına alması gerektiğinin altı çizildi. Bu bağlamda Macaristan Dönem Başkanlığı, AB savunma politikasının ana hatlarını belirleyen “Stratejik Pusula”nın uygulanmasının ötesinde, savunma inovasyonu ve üye ülkeler arasında savunma tedarikinde iş birliğinin geliştirilmesi gibi unsurları da kapsayacak şekilde “Avrupa Savunma Teknoloji ve Sanayi Temeli”nin (European Defence Technological and Industrial Base) güçlendirilmesine özel önem verecek.
Genişlemenin AB’nin en başarılı politikalarından biri olduğunun kabul edildiği programda, bu başarıyı korumak için genişleme politikasının liyakate dayalı, dengeli ve güvenilir olmasını sağlamanın gerektiğinin altı çizildi. Bu başlık altında Rusya-Ukrayna savaşı patlak verdikten sonra AB genişleme gündeminin en tepesine yerleşen Ukrayna, Gürcistan ve Moldova gibi ülkelere yer verilmezken; Batı Balkan ülkelerinin entegrasyonunun AB’ye ekonomik, güvenlik ve jeopolitik fayda sağlayacağı ve Macaristan’ın bu ülkeleri AB-Batı Balkanlar Zirvesi ve Avrupa Siyasi Topluluğu çatısı altında istişarelere davet edeceği ifade edildi.
Programda, Avrupa’nın son yıllarda karşı karşıya kaldığı “göç baskısının” sadece AB’nin değil, aynı zamanda Birlik’in dış sınırlarında yer alan üye ülkeler üzerinde de büyük bir yük oluşturduğuna dikkat çekildi. Bu soruna çözüm bulunabilmesi için AB’ye sınırı olan ülkelerin yanı sıra transit ülkelerle de daha yakın iş birliklerinin geliştirilmesi gerekeceği vurgulandı. Bu bağlamda Macaristan Dönem Başkanlığı’nın, ilgili üçüncü ülkelerle daha fazla iş birliği, daha etkili geri gönderme süreçleri ve iltica kurallarına yönelik yenilikçi çözümler de dâhil olmak üzere göçün dış boyutuna özel önem vereceğinin altı çizildi.
AB vatandaşlarının dörtte birinden fazlasının Birlik’in ortalama gelişmişlik düzeyinin %75'ine ulaşamayan bölgelerde yaşadığının kabul edildiği programda, bu sorunun AB'nin rekabetçilik potansiyeline tam olarak ulaşmasına ve Tek Pazar'ın düzgün işleyişine engel olduğunun altı çizildi. Bu doğrultuda Macaristan Dönem Başkanlığı, demografik zorlukların ele alınmasının yanı sıra rekabet edebilirlik ve istihdamın teşvik edilmesindeki rolü de dâhil olmak üzere uyum politikasının geleceğine ilişkin üst düzey bir stratejik tartışma yürütmeyi hedefleyecek.
Programda; iklim değişikliğinin neden olduğu olağanüstü hava koşullarının, artan girdi maliyetlerinin, üçüncü ülkelerden artan ithalatın ve sert üretim kurallarının tarım sektörünün rekabet gücünü azalttığı kabul edildi. “Gıda egemenliği” ve gıda güvenliğinin uzun vadeli garantisinin, AB'nin stratejik özerkliğinin bir parçası olması gerektiği vurgulandı. Bu doğrultuda Macaristan Dönem Başkanlığı, rekabetçi, krize dayanıklı ve çiftçi dostu bir tarım sektörü için AB’nin 2027 sonrası tarım politikasının kurallarının formüle edilmesinde yeni Komisyona rehberlik edecek.
Programda, Avrupa’nın hızla yaşlanması, sürdürülemez sosyal refah sistemleri ve işgücü açığı, tüm Avrupa'da uzun süredir devam eden ve giderek yoğunlaşan, acilen ve etkili bir şekilde ele alınması gereken öncelikli bir sorun olarak ön plana çıkartıldı. Bu sorunlar ile AB'nin rekabet gücü ve kamu maliyesinin sürdürülebilirliği arasında doğrudan bir bağ kuruldu. Bu bağlamda Macaristan Dönem Başkanlığı, üye ülkelerin yetkilerine “tam saygı göstererek”, bu sorunların çözümü için öneriler getirecek.
Macaristan’ın AB Dönem Başkanlığı’nda Türkiye-AB İlişkileri
Macaristan’ın AB Konseyi Dönem Başkanlığı’na dair yayımladığı programda, Türkiye’ye özel bir paragraf yer aldı. Türkiye’nin enerji güvenliği, genel bölgesel güvenlik ve yasadışı göçle mücadele gibi birçok alanda AB'nin vazgeçilmez bir ortağı olduğu vurgulandı. AB’nin Doğu Akdeniz'de istikrarlı ve güvenli bir ortamın yanı sıra Türkiye ile iş birliğine dayalı ve karşılıklı fayda sağlayan bir ilişkide stratejik çıkarının olduğu kabul edildi. Macaristan’ın GKRY ile kapsamlı çözüm müzakerelerinin yeniden başlatılmasına ve ilerletilmesine büyük önem verdiğinin altı çizildi. Amacının Türkiye'nin AB'ye yakınlaşmasını desteklemek olduğunu ifade eden Macaristan, diyaloğun teşvik edilmesi için Ortaklık Konseyi toplantıları ve üst düzey müzakerelerin yeniden başlatılması gerektiğini vurguladı. Paragrafta yer alan en önemli ifade ise Macaristan’ın “Türkiye'nin aday ülke statüsüne ilişkin olarak AB-Türkiye siyasi diyaloğunu ilerletmeye çalışacağına” yönelik beyanı oldu.
Sonuç ve Değerlendirme
AB-Macaristan ilişkilerinin oldukça gergin olduğu denk gelen dönem başkanlığı, AB içerisinde büyük tartışmalara neden olmuştu. Hatta bu tartışmalar, AP’nin bu görevin Macaristan’dan alınmasına dair bir kararı kabul etmesine kadar uzanmıştı. Ancak bu yönde bir adım atılmamakla beraber; Macaristan, Dönem Başkanlığı’na ilişkin ılımlı bir program açıkladı ve ilgili AB kurumlarıyla iş birliği kuracağına dair mesajlar verdi.
Şüphesiz Macaristan’ın, AB Konseyi Dönem Başkanlığı’na ilişkin programında Türkiye’nin yer alıp almayacağı önemli bir merak konusuydu. Türkiye ile oldukça dostane ilişkilere sahip olan Macaristan, bahse konu programda, ilişkileri sadece Gümrük Birliği’nin güncellenmesi veya vize serbestisi gibi konulara indirgeyen AB tutumunun çok ötesinde, aday ülke statüsüne ilişkin olarak AB-Türkiye siyasi diyaloğunu ilerletmeye çalışacağını ifade etti. Bu bağlamda Türkiye’nin uzun bir süredir gündeme gelmeyen üyelik konusunu tekrardan AB’ye hatırlatmak için önünde çok önemli bir altı ayı bulunuyor ve bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Ahmet Emre Usta, İKV Uzmanı