İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

AB GÜNDEMİ:AB Temel Haklar Ajansı’ndan Sınırda Kötü Muamele İddialarını Soruşturmaya Yönelik Kılavuz

AB Temel Haklar Ajansı, “Sınırda Kötü Muamele İddialarını Soruşturmaya Yönelik Kılavuz” yayımladı.
AB GÜNDEMİ:AB Temel Haklar Ajansı’ndan Sınırda Kötü Muamele İddialarını Soruşturmaya Yönelik Kılavuz

AB Temel Haklar Ajansı’ndan Sınırda Kötü Muamele İddialarını Soruşturmaya Yönelik Kılavuz


AB Temel Haklar Ajansı tarafından hazırlanan Sınırda Kötü Muamele İddialarını Soruşturmaya Yönelik Kılavuz 30 Temmuz’da yayımlandı. Bu kılavuz ile hak ihlallerinin etkin şekilde soruşturulması ve sürecin bağımsız işlemesi amaçlanıyor. Yaşanan bazı mağduriyet vakalarından bahsedilen Kılavuz’da, hak ihlallerinin yeterince araştırılmadığı ve hukuki yardım alma konusunda sorunlar yaşandığı ifade ediliyor. On maddeden oluşan Kılavuz’da özellikle soruşturmalar gerçekleştirilirken karşılaşılan zorluklara değiniliyor.


AB’nin deniz ve kara sınırlarında göçmen ve mülteci haklarını ihlal ettiği iddiaları ve bu iddiaların soruşturulması hakkında hazırlanan kılavuz, AB Temel Haklar Ajansı tarafından 30 Temmuz 2024 tarihinde yayımlandı. Mültecilerin haklarının korunması, bu hak ihlallerinin soruşturulması, sürecinin etkinliğinin artırılması, sürecin bağımsız olması için uygulamaların getirilmesi ve bu konuda somut öneriler getirmek amacıyla hazırlanan bu kılavuz, 2020 ve 2023 yılları arasında gerçekleştirilen hak ihlali iddialarına odaklanıyor. Sınırda mülteci haklarının ihlaline ilişkin soruşturmaların hızlı bir şekilde yürütülmesini teşvik etmek için on adım ortaya konuyor.

Sınırda Kötü Muamele İddialarını Soruşturmaya Yönelik Kılavuz Neden Önemli?

Günümüzde düzensiz göç, AB’nin karşılaştığı en büyük zorluklardan bir tanesi. Bu zorlukla etkili, insancıl ve güvenli bir göç politikası ile mücadele etmeye çalıştığını belirten AB, getirdiği Göç ve İltica Pakt’ı aracılığıyla üye ülkeler arasında uyum sağlamaya çalışıyor.

Komisyon ortak bir göç ve iltica politikası ortaya koymanın önemini sıklıkla vurguluyor. Göç ve iltica sorunu ile mücadele ederken bir yandan barınma ihtiyacı olanlara barınak sağlanması, denizde insanların hayatlarının kurtarılması, AB’nin sınır güvenliğinin sağlanması ve düzensiz göçün kontrolünün sağlanmasına dikkat edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu politika aracılığıyla Komisyon, düzensiz göçmenlerin geri gönderilmesini kolaylaştırmak için AB üyesi olmayan ülkelerle iş birliği yapıyor ve Avrupa Ortak İltica Sistemi’ni (Common European Asylum System- CEAS) tüm üye ülkelerin uygulaması için çalışıyor.

Bir örgüt olarak AB ve ulusal düzeyde üye ülkeler, düzensiz göç ve insan ticareti ile yoğun bir şekilde mücadele ederken bir yandan bu konuda politika geliştirmeye çalışıyor. Aynı zamanda mültecilerin ve sığınmacıların yaşadıkları mağduriyetin uluslararası toplum tarafından gündeme getirildiği görülüyor. Sınır yönetimi sırasında mültecilere ve göçmenlere yönelik yaygın ve tekrarlanan şiddet olayları, insan hakları konusunda çalışanların altını çizdiği bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Kılavuz’da, bu konuda hazırlanan çeşitli raporlara rağmen, aslında birçok olayın soruşturulmadığına dikkat çekiliyor. Başlatılan soruşturmaların genellikle mahkeme öncesi süreçte sonlandırıldığı belirtiliyor. Kılavuz’a göre Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezayı Önleme Komitesi (European Committee for the Prevention of Torture and Inhuman or Degrading Treatment or Punishment- CPR) çok az soruşturma yapıldığından endişe ediyor ve soruşturmaların AİHM standartları ile uyuşmadığını ifade ediyor.

Kılavuz’da, AİHM’in son yıllarda beş davada olayların etkili şekilde soruşturulmadığına karar verdiği belirtiliyor. Bu davalar sayesinde Yunanistan, Hırvatistan ve Macaristan’daki kurumların kötü muameleleri yeterince araştırmadığı ve can kayıplarının yaşandığı ortaya konuyor. AİHM davaları sayesinde ortaya çıkan mağdurları ve tanıkları bulmak ve dinlemek için yeterince çaba gösterilmemesi, avukatların çalışmalarının engellenmesi, delillere erişim sağlanamaması gibi sorunlar, Kılavuz’da dikkat çekilen konular arasında.

Kılavuz’a göre çok sayıda iddiaya rağmen soruşturma sayısının düşük olması, sınır yönetimi otoriteleri hakkında olumsuz bir intiba oluşmasına neden oluyor. Olayları etkili şekilde soruşturmak için çaba gösterildiği takdirde, mağdurlara adalet sağlanacağı gibi, sınır yönetimi yetkililerinin asılsız iddialardan korunacağının altını çiziliyor.

Kılavuz’da sınırdaki temel hakların ihlallerini araştırmanın zorluğuna değiniliyor. Bunun sebebi orman veya deniz sınırı gibi yerlerde gece vaktinde neler olduğu konusunda kanıt bulmanın zor olması. Ayrıca can kayıplarının ve sınır yönetimi sırasında meydana gelen kötü muamele iddialarının soruşturulmasını desteklemek için yetkililere on maddelik öneriler sunuluyor. Komisyonun etkili ulusal soruşturmaları destekleme konusunda önemli bir rolü olduğu da ekleniyor.

Kötü Muamele Konusunda Kılavuz’daki Bazı İddialar

Temel Haklar Ajansı’nın yanında, BM, Avrupa Konseyi ve bazı sivil toplum örgütleri, AB’nin deniz ve kara sınırında gerçekleştirilen bazı hak ihlalleri üzerine raporlar yayımlıyor. Kılavuz’da fiziksel şiddet, insanların giysilerini çıkarma ve ailelerinden ayırma gibi olaylar yaşandığından bahsediliyor.

Kılavuz’da değinilen vakalardan bir tanesi Hırvatistan polisi ve dört Afgan arasında 2020 yılında gerçekleşiyor. Sınır kontrollerinden kaçan Afganlar Hırvatistan polisine yakalanıyor ve iki gün boyunca tutuluyor. Bu sırada Afganların korkutulduğu, aşağılandığı ve dövüldüğüne dair iddialar söz konusu. Bunun yanında mağdurların avukatı, Afganlardan bir tanesinin cinsel şiddete maruz kaldığını ifade ediyor. Afganlar, komşu bir ülkeye gönderiliyor ve olay soruşturuluyor ancak faillerin kimliği henüz belirlenmediği belirtiliyor.

Kılavuz’da değinilen bir başka vaka 2021 yılında deniz yoluyla GKRY’ye giden Suriyeli bir ailenin yaşadığı mağduriyet hakkında. Bu aile bir hamile kadın, bir eş, üç ve bir yaşındaki iki çocuklu bir aileden oluşuyor. Hamile kadının gemiden inmesine izin verilse de ailenin geri kalanı geldikleri yer olan Lübnan’a gönderiliyor. Hamile kadın bir doktor tarafından ziyaret edilse de iskelede bırakılıyor ve tahtadan yaptığı bir yatakta geceyi geçiriyor. Ertesi gün doğumu başlayan kadın hastaneye götürülüyor ve ardından doğum gerçekleşiyor. Bağımsız bir otorite tarafından gerçekleştirilen soruşturmada polisin davayı usulüne uygun şekilde ele aldığına karar veriliyor ve başsavcı davayı sonlandırıyor.

Haziran 2022’de Kos adasında belge kontrolü için durdurulan iki Filistinli mültecinin başına gelenler Kılavuz’daki bir başka vaka olarak karşımıza çıkıyor. İddialara göre polis mültecilerin belgelerini, parasını ve telefonlarını alıyor ve daha sonra cinsel ve fiziksel istismarda bulunuyor. Mülteciler bir sala bırakılarak terk edildikten sonra Türk yetkililer tarafından kurtarılıyorlar. Savcının vaka ile ilgili kararı bekleniyor.

Kılavuz’da sınırda yaşanan şiddet olayları üzerine birçok ihbar olsa da yapılan soruşturmalar hakkında bilginin az olması dikkat çekici bulunuyor. Mağdurlar için yasal işlem başlatmak bir öncelik olmadığı gibi tazminat talebinde bulunmanın zor olduğu düşünülüyor. Hukuki bilgi eksikliğinin önemine vurgu yapılan Kılavuz’da, sınırda temel hakların durumunun izlenmesi için mekanizmaların oluşturulması gerektiğine vurgu yapılıyor.

Kılavuz’da İltica Talebinde Bulunanlara Hukuki Yardım Konusuna Dikkat Çekiliyor

Mağduriyet yaşayanların haklarını nasıl arayacağı ve sürecin nasıl işleyeceği konusundaki bilgi eksikliği bu Kılavuz’da değinilen bir başka konu. Hak ihlallerini soruşturma konusunda sorumluluğun üye ülkelerde olduğu Kılavuz’da belirtiliyor. Bunu gerçekleştirirken Temel Haklar Şartı’nın (EU Charter of Fundamental Rights) 47’nci maddesine dikkat edilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Şart’ın altıncı bölümünde adalet başlığı altında yer alan 47’nci maddenin ismi “Etkili hukuki çözüm yolu arama ve adil yargılanma hakkı (Right to an effective remedy and to a fair trial)”. Bu maddede geçen ifade: “Birlik hukuku tarafından hak ve özgürlükleri garanti altına alınan herkes bu hakları ihlal edildiğinde, bu maddede belirtilen koşullara uygun olarak bir mahkeme önünde etkili bir hukuki çözüm yolu arama hakkına sahiptir. Herkes, daha önce yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından makul bir süre içinde adil ve kamuya açık bir duruşma hakkına sahiptir. Herkes, tavsiye alma, savunulma ve temsil edilme hakkına sahiptir. Adalete erişimi sağlamak amacıyla, yeterli kaynaklara sahip olmayanlara gerektiği ölçüde hukuki yardım sağlanacaktır.”

İltica alanında hukuki yardım düzenlemeleri AB müktesebatında çoğunlukla ulusal kurallara bırakılıyor. Hukuki yardım konusuna 14 Mayıs’ta AB Konseyi tarafından kabul edilen Göç ve İltica Paktı ile düzenleme getirildi. Bu Pakt ile getirilen yeni kurallar sayesinde iltica başvuruları yapanlara hukuki yardım sağlama söz konusu. Yeni düzenlemeler ile tüm iltica başvurusu yapanlara idari prosedürleri sırasında ücretsiz hukuki danışmanlık alma hakkı tanınıyor. Bu kapsamda başvuru yapanlara hak ve yükümlülükleri hakkında rehberlik yapılacağı ve başvuru yapma konusunda yardım edileceği belirtiliyor. Ayrıca başvuru reddedildiği takdirde nasıl itiraz edileceği konusunda ücretsiz hukuki temsil sağlanıyor.

Kılavuz’da Soruşturma Sürecinde Çalışan Yetkililer için Getirilen Öneriler

Temel Haklar Ajansı, Kılavuz’da soruşturmalarda çalışan yetkililer için on adet öneri ortaya koyuyor. Bu öneriler ile daha etkili bir soruşturma sürecinin sağlanması amaçlanıyor.

Birinci öneriye göre soruşturmaların şeffaflığını sağlamak için disiplin ve adli soruşturmalardan sorumlu organlar ile yargıdan sorumlu organların düzenli olarak istatistikler yayımlaması ve açılan davalar ve sonuçları hakkında ayrıntılar verilmesi talep ediliyor. İkinci öneride tarafsızlığın sağlanması amacıyla bu soruşturmaları yapan belirli bir savcılık biriminin olması gerektiği belirtiliyor. Bu birimin kolluk kuvveti tarafından işlenen suçlarda uzmanlaşması gerektiği vurgulanıyor. Üçüncü öneride polis ve savcıların doğrulanmış vakalarda hızlı ve bağımsız soruşturmalar yapılması gerektiği konusunda çağrı yapması gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca soruşturmayı gerçekleştirenlere ve savcılara düzenli eğitim verilmesi gerektiği ekleniyor.

Dördüncü maddeye göre yetkililer, mağdurların şikayetleri olmasa da soruşturmayı hızlı şekilde başlatabilmeli. Bu konuda ulusal hukuktaki olanaklardan faydalanmak gerektiği vurgulanıyor. Beşinci maddede soruşturmayı yürüten yetkililerin, mağdurlara ve tanıklara ulaşmak için sivil toplum ile avukatlara başvurması gerektiğine değiniliyor. Altınca maddede soruşturmayı yürüten yetkililerin AB hukuku gereğince mağdurları koruması ve onlara sunulan hizmetlere ulaşımlarını kolaylaştırmaları gerektiğinden bahsediliyor. Mağdurların sınır dışı edilme korkusu olmadan sürece katılımının sağlanması gerektiği ekleniyor. Yedinci maddeye göre bu öneriler etkili bir şekilde kullanılarak mağdurların ve tanıkların ifadeleri zamanında alınması gerektiğinin altı çiziliyor. Sekizinci öneride güvenilir fiziksel kanıtların oluşturulması için yapılması gerekenlerden bahsediliyor. Sınır yönetimi yetkililerinin sınır gözetimi ve vücut kameraları kayıtlarıyla ile konum bilgileri raporlarının sağlanmasının önemli olduğu ifade ediliyor. Dokuzuncu maddede soruşturmayı gerçekleştirenlerin yapısal sorunları belirlemek için insan hakları aktörlerinin bulgularına dikkat etmesi gerektiği belirtiliyor. Son öneride ise savcılıkların rastgele seçtikleri dosyalardaki olayların tekrarlanıp tekrarlanmadığı ve eksiklikleri incelemesi gerektiğinin altı çiziliyor.

Sonuç

Düzensiz göçün artması sebebiyle AB kurumları belirli politikalar üretmeye çalışıyor. Birlik bu politikaların insancıl niteliklere sahip olduğunu sık sık vurguluyor. Nitekim, AB’nin savunduğu liberal değerler bunu gerektiriyor.

Temel Haklar Ajansı’nın yayımladığı Kılavuz, sınır yönetimi gerçekleştirilirken yaşanan bazı mağduriyet iddialarını ele alıyor. Temel Haklar Ajansı’nın yanında diğer uluslararası kurumların da deniz ve kara sınırlarda yaşanan insan hakları ihlalleri üzerine bazı değerlendirmeleri olduğu biliniyor.

Hayata geçirilmesi hâlinde, Temel Haklar Ajansı’nın hazırladığı on adet önerinin, üye ülkelerin soruşturma makamlarına destek sağlaması bekleniyor. Ayrıca bu kılavuzdaki öneriler sayesinde soruşturmalar sırasında mağdurlara bilgi verilmesi, avukat tutma hakları ve kendilerini güvende hissetmeleri amaçlanıyor.

Hatice Fulya Topyıldız, İKV Uzman Yardımcısı

Diğer Yazılar