AB GÜNDEMİ: AB Liderlerinden Umutla Beklenen Anlaşma: Kurtarma Fonu ve Çok Yıllı Mali Çerçeve
AB Liderlerinden Umutla Beklenen Anlaşma: Kurtarma Fonu ve Çok Yıllı Mali Çerçeve
AB liderleri, 2021-2027 Çok Yıllı Mali Çerçeve (MFF) ve Kurtarma Fonu’nu (NextGenerationEU) tartışmak üzere 17-21 Temmuz 2020 tarihleri arasında koronavirüs salgını sonrası ilk defa yüz yüze bir araya geldiler. 17-18 Temmuz 2020 tarihlerinde gerçekleşeceği ilan edilen ve iki gün sürmesi planlanan Olağanüstü AB Konseyi Toplantısı ancak beşinci günün sabahında sona erdi. Tartışma ve pazarlıklarla geçen sancılı bir süreçten sonra AB liderleri, adeta salgının başlangıcında yeterli birlik ve dayanışmayı göstermedikleri yönündeki eleştirilere cevap niteliği taşıyan tarihsel önemdeki bir uzlaşıya imza attılar.
Çok Yıllı Mali Çerçeve ve Kurtarma Fonu
AB liderleri tarafından üzerinde uzlaşıya varılan toplam 1,82 trilyon avroluk mali paket, iki bölümden oluşuyor: 1,074 trilyon avro büyüklüğündeki 2021-2027 Çok Yıllı Mali Çerçevesi ve 750 milyar avro büyüklüğündeki Kurtarma Fonu. Salgın nedeniyle ortaya çıkan olumsuz gelişmeler karşısında Üye Devletlere yardım için Ursula von der Leyen başkanlığındaki Komisyon tarafından önerilen Kurtarma Fonu 390 milyar avro tutarında hibe ve 360 milyar avro tutarında krediden oluşuyor. Hibe olarak verilecek olan 390 milyar avronun 312,5 milyarlık kısmının Avrupa Toparlanma ve Direnç Fonu(European Recovery and Resilience Facility) çerçevesinde Üye Devletlerin hazırladıkları ulusal kurtarma planı doğrultusunda 2021-2023 tarihleri arasında dağıtılması yönünde karar alındı.
Yedi yıllık bütçe ve Kurtarma Fonu için ne kadar para ayrılacağı konusu toplantının ana başlıkları arasında yer aldı. Kurtarma Fonu çerçevesinde yapılacak yardımların ne kadarının hibe ne kadarının kredi olarak verileceği, bu miktarların Üye Devletler arasında nasıl paylaşılacağı, yönetişim mekanizmasının dayanaklarının ne olacağı ve fonlardan faydalanabilmenin hukukun üstünlüğü ilkesine uyma koşuluna bağlanması ise toplantıda en çok tartışılan hususlar oldu.
Tartışmalar sonucunda Almanya ve Fransa’nın ortak girişimi neticesinde Komisyon önerisine dönüşen 500 milyar avroluk hibe tutarı, “Tutumlu Dörtlü” diye anılan Hollanda, Avusturya, Danimarka ve İsveç’in baskıları sonucu 390 milyar avroya indirildi. Verilecek kredi miktarı 360 milyar avroya çıkarıldı. İlk teklife göre daha düşük bir hibe oranında anlaşılmış olması biraz hayal kırıklığı yaratsa da Üye Devletlerin Kurtarma Fonu için gerekli parayı ortak olarak piyasadan borçlanmak suretiyle finanse etmek ve bu konuda Komisyonu yetkilendirilmek yönündeki kararı AB için son derece önemli. Böylece ilk defa ortak borçlanmaya gidecek olan AB mali entegrasyon yönünde önemli bir adım attı. Toplantıdan çıkan ikinci önemli sonuç ise bu borcun geri ödeme süreciyle ilgili. Bu büyüklükteki bir borcun sonraki dönemlerdeki AB bütçesi üzerinde oluşabilecek yükünü azaltmak amacıyla yeni özkaynaklar yaratılmasına karar verildi. Bu karar doğrultusunda geri dönüşümü olmayan plastik çöplerden vergi alınacak. Karbon sınır vergisi ve dijital vergi için ise 2021 yılına kadar öneri oluşturulması ve 2023 yılına kadar da uygulamaya geçilmesi hedefinde anlaşıldı. Hatta ileriye dönük olarak Emisyon Ticaret Sistemi’nden toplanacak gelirin AB bütçesine katkı sağlamasına ilişkin öneri ve mali işlem vergisi gibi birtakım yeni vergiler üzerinde çalışılması yönünde kararların alınmış olması da kayda değer gelişmelerden. Her ne kadar bazı kesimler tarafından bu konudaki girişimlerin yetersiz olduğu eleştirisi getirilse de yeni özkaynak yaratılmasına ilişkin niyetin ortaya koyulması AB’nin gelişim süreci içinde önemli bir adım olarak görülüyor. Tam da bu nedenle AB için yeni gelir kaynağı yaratan özkaynaklar bazı devletler için hassas bir konu.
Üye Devletlerin Kurtarma Fonu çerçevesinde alacakları yardımların ulusal kurtarma planları doğrultusunda gerçekleştirilecek reformlarla ilişkilendirilmesi nedeniyle yardımların yönetişimi müzakerelerin gündemini meşgul eden konulardan oldu. Herhangi bir Üye Devlete, reformlara uyulmadığını düşünmesi halinde, diğer bir devlete verilen yardımlara itiraz etme ve geçici olarak durdurma yetkisi verildi. Ortak borçlanmaya karşı olan ve liderler toplantısında müzakereleri tıkamaktan çekinmeyen Hollanda’nın vetosu ancak bu şekilde aşılabildi.
Macaristan ve Polonya’nın itirazları sonucu fonlardan faydalanılması için Avrupa demokratik değerleri ve hukukun üstünlüğüne uyulmasının şart koşulması yönündeki ibarenin kabul edilmemesi 90 saatlik müzakere sürecinde verilen tavizlerden. Bağlayıcı bir madde yerine Sonuç Bildirgesi’nde AB Konseyi hukukun üstünlüğüne riayet edilmesinin önemini vurgulamakla yetinildi. Tamamen kaldırılması istenen bütçe katkıları üzerinden alınan iade miktarlarında ”Tutumlu Dörtlü” ve Almanya lehine artış verilmesi de tavizler arasında yer alıyor.
Anlaşmada belirtilen AB fonlarından faydalanabilmek için gerek hukukun üstünlüğüne uyma gerekse reformlar doğrultusunda ilerleme kaydetme koşulu ile ilgili maddelerde anlaşma metninde kullanılan ifadelerin belirsizliği yapılan analizlerde dikkat çekiyor. Çeşitli sektör ve programlara bütçeden ne kadar pay ayrılacağı da AB Konsey toplantısında tartışılan konulardan. AB politikalarının yanı sıra Brexit sonrası uyum, göç ve sınır yönetimi, komşuluk politikası, dijital dönüşüm gibi konular bütçede yerini aldı. Verilecek fon ve kredilerin öncelikli konular olan iklim ve dijital dönüşümle uyumlu olması yönünde de uzlaşma sağlandı. Ancak birçok program için öngörülen miktarların oldukça altında kalınması ve salgın nedeniyle zorda kalan işyerlerine yardım amacıyla önerilen ‘ödeme araçlarının’ (solvency instrument) AB liderleri tarafından tamamen reddedilmesi ise en fazla eleştirilen hususların başında geliyor.
Araştırma ve dış yardımların yanı sıra en büyük hayal kırıklıklarından biri sağlık konusunda yaşandı. İlaç ve tıbbi teçhizat depolamak amacıyla salgın ilk başladığında acil ihtiyaçları karşılamak için yaratılan RescEU Programı için ek 3 milyar avro ayrılması yönünde karar alınsa da daha kapsamlı ve dirençlilik yaratmayı hedefleyen yeni sağlık programına Kurtarma Fonu’ndan aktarılması öngörülen 8 milyar avrodan müzakerelerin son aşamasında vazgeçildi. Bütçeden ayrılan fon vaat edilenin çok altında, 1,7 milyar avro olarak belirlendi. Salgının ulusal sağlık sistemleri ve kamu sağlığı üzerinde yarattığı yıkıcı etkiyi deneyimlemiş olmalarına rağmen AB liderlerinin bu konuda geri adım atmaları hızla ortak bir sağlık politikası oluşturulması yönündeki beklentileri suya düşürdü.
AP’nin Kararla İlgili Görüşü
AP tarafından 17-21 Temmuz 2020 tarihlerinde düzenlenen Olağanüstü AB Konseyi Toplantısı’nın sonuçlarına ilişkin alınan kararda üzerinde uzlaşmaya varılan Kurtarma Fonu tarihi bir adım olarak nitelendirilirken önemli kısımlarda yapılan büyük kesintiler ve AP üyelerine resmi bir rol verilmemesi eleştirildi. AP özellikle Çok Yıllı Mali Çerçeve’deki kesintilerin iklimin korunması, dijital dönüşüm, sağlık, gençlik, kültür, araştırma ve sınır yönetimi gibi AB’nin öncelikli programlarının fonlarında meydana getireceği düşüşün Birliğin sürdürülebilir ve dirençli ekonomi hedeflerini ve önceliklerini tehlikeye sokacağı yönünde görüş bildirdi. Mevcut haliyle 2021-2027 Çok Yıllı Mali Çerçevesi’ni kabul edilemez bulan AP önümüzdeki dönemde Konsey ile müzakereleri sürdürecek. 2021 bütçe harcamalarının gecikmemesi için AP ve Konsey arasında en geç ekim sonunda uzlaşıya varılması hedefleniyor.
Tüm eksiklerine, verilen tavizlere ve eleştirilere rağmen AB liderlerinin iki aydan az bir süre içinde 1,82 trilyon avroluk Çok Yıllı Mali Çerçeve ve Kurtarma Fonu üzerinde anlaşmaya varabilmeleri, bu tutarı finanse edebilmek için ortak borçlanma ve bu borcu ödeyebilmek için özkaynak yaratma kararları almaları Birliğin gelişim çizgisi içinde çok önemli bir dönüm noktasına gelindiğine işaret ediyor. Bundan sonraki gelişmelerin ne yönde olacağı, AB kurumları arasındaki dinamikler, Üye Devletlerin siyasi iradelerini nasıl kullanacakları ve dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmeler karşısında geliştirecekleri tavır doğrultusunda belirginleşecek.
Şehnaz Dölen, İKV Kıdemli Uzmanı