İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
1-15 EYLÜL 2020

AB GÜNDEMİ: Dünyada Aşı Çalışmaları ve AB’nin COVAX’a Katılma Kararı

Dünyada Aşı Çalışmaları ve AB’nin COVAX’a Katılma Kararı

Tüm dünyada COVID-19 vakalarının 28 milyona, ölümlerin ise 1 milyona doğru hızla yaklaştığı bugünlerde gündemi en çok meşgul eden konulardan biri aşı çalışmaları. Vaka ve ölüm sayılarının tüm dünyada hızla arttığı günümüzde COVID-19’a karşı etkili ve güvenli bir aşının geliştirilmesi büyük bir aciliyet kazanmış durumda. Öncelikle etkili bir aşının bulunması, çeşitli aşamalarda test edilip güvenliliğinin onaylanması, tüm dünyadaki insanların aşılanabilmesi için gerekli üretim kapasitesinin sağlanabilmesi ve gelir durumuna bakmaksızın tüm dünyada herkesin söz konusu aşıya erişiminin garanti altına alınması son derece önemli. Genelde aşı adayları arasından pek azının başarılı olabildiği gerçeği ile birlikte sürecin uzun ve pahalı olması, ilaç şirketlerinin aşı çalışmalarına yönelmesi konusunda caydırıcı olabiliyor. Bu engellerin aşılması ve bu alanda ilerleme kaydedilmesi ise başarılı uluslararası işbirliklerine dayanıyor ve kritik önem taşıyor.

Her ne kadar, ancak işbirliği yapmak suretiyle bu salgınla mücadelede başarılı olunacağı vurgulansa da, bugünkü ortama bakıldığında bilim insanlarının salgına çözüm bulmak, ilaç firmaları ve ülkelerin ise ilk aşıyı çıkararak saygınlıklarını ve kârlarını artırmak yönündeki istekleri ile rekabet ve yarışın hızlandığını dünya gündemini dolduran haberlerden anlamak mümkün.

Dünyadaki Aşı Çalışmalarında Önemli Gelişmeler ve Ülkeler Arasındaki Rekabet 

Virüsü ortadan kaldıracak bir aşı geliştirebilmek için ilaç şirketleri tek başlarına ya da işbirlikleri kurarak son hızla çalışmalara devam ediyor. Eylül 2020’nin ilk haftası itibarıyla Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verdiği rakamlara göre dünyada toplam 180 aşı çalışması yapılmakta. Bunlardan 145’i henüz klinik öncesi değerlendirme sürecinde, 35 tanesi ise ilk aşamayı geçmiş olup da klinik deney aşamasında. Henüz etkinlik ve güvenlilik testlerinin tüm aşamasını başarıyla geçmiş bir aşı yok. Yalnız bunların arasında ön plana çıkanlar var.

Rusya, 11 Ağustos 2020 tarihinde Gamaleya Research Institute tarafından geliştirilen aşıyı onaylayarak  COVID-19 aşısını onaylayan ilk ülke oldu. Tıp dergisi The Lancet’te 4 Eylül 2020’de çıkan yazıya göre, paylaşılan birinci ve ikinci aşama sonuçlarına göre aşı, tüm katılımcılarda kuvvetli bir bağışıklık yaratmakla birlikte ABD’nin Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) gibi kuruluşlar için bu veriler aşının onaylanması için yeterli değil ve çok sayıda deney yapılmadan üretilip insanlara uygulanması konusunda endişeler var. Rusya’da Ağustos 2020 sonunda büyük çaplı deneylerin başlayacağı, Eylül 2020 içinde toplu üretime geçileceği, yılda 500 milyon doz aşı üretme kapasitesinin olduğu da verilen bilgiler arasında. Yazıda ayrıca aşının etkin ve güvenli olduğuna dair doğru bir yargıya varmanın şu aşamada mümkün olmadığına değinilirken, Rusya’nın kestirme yoldan aşama atlayarak aşının onaylanması sürecini hızlandırmasını milliyetçilikle bağdaştıran görüşlere yer veriliyor ve bu durumun yaratacağı olası tehlikelerden söz ediliyor.

Çin ise sessiz sedasız sürdürdüğü aşı çalışmalarını kapsamında üst düzey bir sağlık yetkilisinin söylediğine göre temmuz ayından itibaren bazı kritik alanlarda çalışan insanlar üzerinde aşıyı denemeye başlamış durumda. 24 Ağustos 2020 tarihli The Guardian gazetesindeki bir yazıda Ulusal Sağlık Komisyonu Bilim ve Teknoloji Merkezi yöneticisi Zheng Zhongwei’nin, Çin hükümetinin COVID-19 aşısının sağlık çalışanları ve sınır yetkilileri için ”acil kullanım”ına izin verdiğini devlet televizyonunda yaptığı bir görüşmede söylemesi ile Çin’de aşının ilk olarak klinik deneyler dışında kullanıldığı resmi kanallar tarafından onaylanmış oldu. Hangi aşının kullanıldığı açıklanmamakla birlikte bu uygulamanın, kamu sağlığının söz konusu olduğu durumlarda onaylanmamış ilaçların kullanımına izin veren yasalar çerçevesinde gerçekleştirildiği söylendi. Bu arada Çin Başbakanı Li Keqiang uluslararası aşı üretimi başladığında başka ülkelere de aşı verecekleriniaçıkladı. Çin ilaç firmaları SinoVac ve CanSino Biologics’in bir süredir Rusya, Brezilya ve Endonezya gibi diğer birçok ülkede aşıları test ettikleri de bilgiler arasında. 16 Ağustos’ta CanSino, geliştirdikleri aşı için Çin hükümetinin ilk COVID-19 patentini onayladığını açıkladı. Ancak aşının üçüncü aşama testleri henüz devam ediyor.

ABD’nin de yarışta yerini almak için çaba içinde olduğu görülüyor. Rusya ve Çin’in atağı karşısında, özellikle de başkanlık seçimleri bu kadar yaklaşmışken oy toplama düşüncesi ile ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim öncesi aşı ile ilgili yeni bir haber açıklama endişesinin davranışlarına yansıdığı görülüyor. Bu doğrultuda, ABD’de piyasaya sürülen ilaçları onaylayanve başka ülkelere göre çok daha sıkı denetim uygulayan Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinin (Food and Drug Administration - FDA), aşı çalışmalarını politik nedenlerle özellikle geciktirerek seçimlerin yapılacağı kasım ayı sonrasına ertelediği imasında bile bulundu. Trump’ın ”acil kullanım izni" seçeneğine başvurarak aşı yarışında öne çıkma planlarını harekete geçirebileceği de konuşulanlar arasında. Hatta kendisi ile bu tür bir anlaşma yapıldığı yönündeki bir haber karşısında  ilaç şirketi AstraZeneca, Trump yönetimiyle acil kullanım için aşının yeterli testler yapılmadan Amerikan seçimleri öncesinde uygulamaya koyulmasına ilişkin bir anlaşma içinde olmadığını açıklamak zorunda kaldı. Arayış içindeki Trump’ın, seçim öncesi oy endişesi ile henüz yararlı olduğu konusunda yeterli bilgi olmadığı halde plazma metodunun kullanımı için acil kullanım izni verdiği açıklandı.

Diğer bazı ileri aşamadaki aşı çalışmalarına bakıldığında, ABD kökenli ilaç şirketi Novavax’ın aşısı için ikinci aşama testlere başlandığı, Sanofi’nin GSK ile ortaklaşa geliştirdikleri aşının Aralık 2020’de üçüncü aşamaya geçmesinin beklendiği, Johnson&Johnson’ın geliştirmekte olduğu aşının ise son aşamaya 60 bin kişi üzerinde yapacağı testlerle Eylül 2020 içinde geçeceği önemli gelişmeler olarak göze çarpıyor. Tüm aşamalardan geçerek şu anda en ileri test aşamasında bulunan İngiliz ilaç şirketi AstraZeneca’nın Oxford Üniversitesi ile birlikte üzerinde çalıştıkları ve en fazla ümit vadeden aşılardan biri de AZD1222. Eylül 2020 itibarıyla birinci ve ikinci aşamaları başarıyla geçip ABD, Birleşik Krallık, Brezilya ve Güney Afrika’da toplam 30 bin kişi üzerinde testlerin yapıldığı üçüncü aşamada bulunuyor. Ancak AstraZeneca’nın bir yanda üçüncü aşama testler yapılmaya devam ederken diğer yanda Birleşik Krallık hükümetinin verdiği 30 milyon aşı siparişinin üretimine başlandığı haberinin hemen ardından deneklerden birinde beklenmedik bir etki görülmesiyle birlikte tüm testlerin durdurulduğu bildirildi. Böyle bir duraklamanın normal olduğu ve sorunun neden kaynaklandığı tam anlaşılana kadar da testlerin başlamayacağı söylendi. Johnson&Johnson, BioNTech, GlaxoSmithKline, Pfizer, Merk, Moderna, Sanofi, Novavax ve AstraZeneca’dan oluşan 9 üretici şirket, 8 Ağustos 2020’de “aşı olmuş kişilerin güvenliklerini ve sağlıklarını her zaman en büyük öncelikleri yapacaklarını” taahhüt ettiler. 12 Eylül 2020'de ise soruşturmanın sonuçlandığı ve yeniden testlere başlanması için onay verildiği açıklandı.

Aşı Tedariki İçin Küresel İşbirliği Girişimleri

Aşı geliştirme çalışmaları bir yanda ilerlerken, ülkeler de birbirleriyle rekabet halinde kendi vatandaşları için yeterli sayıda aşıyı hızlı bir şekilde tedarik edebilmek ve salgın sürecini iyi yöneten ülkeler arasına girebilmek konusunda çalışmalarını sürdürüyorlar. AB ve diğer ülkelerin bu amaçla ilaç firmalarıyla yaptıkları önceden satın alma anlaşmaları gündemi dolduruyor. Ülkelerin kendi vatandaşları için aşı garantilemek amacıyla diğer ülkeler aleyhine yaptıkları bu tür anlaşmalar ortaya çıkan ”aşı milliyetçiliği” olgusunun varlığına işaret ediyor.

Burada ayrıca  ülkeler arasındaki aşı tedariki konusunda ortaya çıkan rekabet ortamına da değinmek gerekiyor. Almanya’nın önceki aylarda ABD’nin Alman şirketi CureVac’la yapmak istediği münhasırlık sözleşmesine itiraz ettiği biliniyor. Fransız ilaç firması Sanofi’nin başındaki Paul Hudson’ın şirketinin GSK ile birlikte geliştirdiği aşının öncelikle Fransa’ya değil de ABD’ye verileceğini söylemesi üzerine Fransız hükümeti büyük tepki gösterdi  ve ilaç şirketi geri adım atmak durumunda kaldı. Birleşik Krallık ise AstraZeneca ile 100 milyonluk bir anlaşma imzaladı ve İngiliz kökenli şirketin başka ülkelerle de anlaşma imzaladığını bildiğini ancak aşı çalışmalarının başarılı olması halinde ilk olarak Birleşik Krallık’ın aşıya erişiminin olması gerektiğini savundu. Örnekleri çoğaltmak mümkün ancak bu kadarı bile aşı tedariki konusunda ülkelerin tutumlarını anlatmaya yetiyor.

Bazı aşıların ileri aşama testlerini yapıyor olmaları ve başarı olasılıklarının artması nedeniyle gündem ülkelerin ilaç şirketleriyle yaptıkları önceden satın alma anlaşmaları ile dolmuş durumda. AB de aşı tedariki için birtakım girişimlerde bulunuyor. Sanofi-GSK ile Temmuz 2020 sonunda yaptığı görüşmelerin ardından Johnson&Johnson’ın geliştirdiği aşıdan 400 milyon doz rezerve ettiği, Acil Destek Enstrümanı’ndan sağlanacak 2 milyar avro ile finanse edilecek olan 225 milyon doz aşı satın almak üzere CureVac’la ve ayrıca Moderna ile 80 milyon doz aşı için konuşmaların tamamlandığı yönündeki haberlerle neredeyse eş zamanlı olarak Avrupa Komisyonu, 14 Ağustos 2020 tarihli basın duyurusu ile AstraZeneca’nın Oxford Üniversitesi ile birlikte geliştirdiği AZD1222 adlı aşıyı satın almak üzere ilk anlaşmasını yaptığını açıkladı. Bu anlaşmayla ilgili açıklamasında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin Aşı Stratejisi’nin uygulamaya koyulmasıyla ilgili bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Hatırlanacağı üzere Komisyon COVID-19’la mücadele edebilmek amacıyla güvenli ve etkili bir aşının geliştirilmesi, üretilmesi ve kullanılabilmesi sürecini hızlandırmak için oluşturduğu Avrupa Aşı Stratejisi’ni 17 Haziran’da sunmuştu. Aşının COVID-19’a karşı etkili ve güvenilir olduğunun ispatlanmasını takiben Komisyon, 300 milyon aşının satın alınması ve gereksinim halinde diğer Üye Devletler adına 100 milyon doz daha aşı satın alabilmesi için anlaşmaya vardı. Avrupa Komisyonunun Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Stella Kyriakides, bu anlaşma ile yeni düzenleme kapsamında bir aday aşı için ilk Önceden Satın Alma Anlaşmasını (Advance Purchase Agreement) yapmış olduklarını açıkladı. Bu yeni düzenlemeye göre Komisyon, aşının başarılı olması halinde belirlenen sayıda doz aşı alma hakkının garantilenmesi karşılığında aşıyı üreten firmanın yatırımının bir kısmını önceden finanse ediyor. Bu miktar ileride Üye Devletler tarafından satın alınacak aşılar için depozito olarak değerlendiriliyor. Bu anlaşmanın finansmanı Acil Destek Enstrümanı (Emergency Support Instrument) tarafından karşılanıyor; bu enstrüman farklı şirketler tarafından üretilen, değişik profile sahip olası aşılardan oluşan bir portfolyo yaratmak için ayrılmış fona sahip.

Ülkeler arasındaki aşı yarışının vardığı boyut düşündürürken, aşıların dünyadaki herkese, eşitlik ilkesi çerçevesinde ulaşması için yapılan uluslararası işbirlikleri ise yüz güldürüyor. DSÖ’nün çağrısıyla 4 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirilen Koronavirüs Küresel Girişimi’nden (Coronavirus Global Response) bugüne kadar tüm dünya ülkeleri için kullanılmak üzere 16 milyar avro toplanması bu açıdan kayda değer bir gelişme. 4 Haziran 2020’de Aşı İttifakı (Gavi)’nin önderliğinde ve Salgın Hazırlık İnovasyonları Koalisyonu (CEPI- The Coalition for Epidemic Preparedness Innovations) ve DSÖ ile birlikte çok ortaklı olarak yapılan Küresel Aşı Zirvesi’nde COVID-19 için bulunacak aşının ve tedavi yöntemlerine düşük gelirli ülkelerin de hızla erişiminin sağlanması ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi amacıyla oluşturulan ve hem hükümetlerle hem de üreticilerle irtibat halinde çalışan tek küresel girişim olan COVID-19 Araçlarına Erişim Hızlandırıcısı (ACT)’in aşı ayağı olan COVAX’in oluşturduğu aşı portfolyosu bu tür girişimlerden. Pandeminin yalnızca Avrupa’nın değil, tüm dünyanın sorunu olduğunu ve yüksek gelirli ülkelerin hızla güvenli ve etkili bir aşının geliştirilmesi ve tüm dünyada kullanılabilecek şekilde dağıtılması için uğraşmalarının önemini vurgulayan Avrupa Komisyonu, Üye Devletler, Avrupa finans kurumları, özellikle AYB ile ortak bir AB girişimi olarak COVAX’a 400 milyon avro katkıda bulunacağını açıkladı. Değişik bilimsel teknolojiler kullanan aşı üretici şirketlerle aşı portfolyosu oluşturmak üzere müzakereler yapan COVAX, 2021 sonuna kadar 2 milyar doz aşı satın almayı hedefliyor.

Şehnaz Dölen, İKV Kıdemli Uzmanı