İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
1-15 MART 2021

AB GÜNDEMİ: Avrupa Komisyonundan Mali Politikaların Koordinasyonu İçin Rehber

Avrupa Komisyonundan Mali Politikaların Koordinasyonu İçin Rehber

Avrupa Komisyonunun 3 Mart 2021’de yayımladığı tebliğ üye ülkelerin önümüzdeki dönemde COVID-19 ile mücadelede alacakları mali önlemlere yönelik yol gösterici ve bunların doğru tasarımı ve kalitesi için geniş kapsamlı bir rehber niteliğinde.

Koronavirüs Krizine Karşı Üye Ülkelerde Alınan Önlemler

Üye ülkeler, koronavirüs krizi sırasında ekonomilerine benzeri görülmemiş derecede büyük miktarda mali destek sağladı. 2020 yılında, ek mali önlemlerle birlikte vergi ödemeleri ve sosyal yardımlarda düzenlemeler (otomatik dengeleyiciler) ve ilave mali önlemlerle birlikte sağlanan desteğin AB'de GSYH'nin yaklaşık % 8'i civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu destek 2008 küresel mali krizinde sağlanan mali destekten önemli oranda fazla bir tutar.

2020'deki yeni önlemlerin çoğu ek harcamalardan oluştu. Bu tutarın GSYH'nin %3,3'ü kadar olduğu tahmin ediliyor. Bu tutara sağlık sistemlerinin kapasitesini artırmak, koruyucu ekipman sağlamak, test ve izleme sistemleri kurmak amacıyla sağlık hizmetleri için acil harcamalar (GSYH'nin yaklaşık %0,6'sı) da dahil bulunuyor. Diğer alanlardaki harcama önlemleri (GSYH'nin %2,7'si), belirli sektörlere gelir kayıpları için tazminatların yanı sıra kısa süreli çalışma planları ve diğer kalemlerden oluşuyor. Vergi indirimi önlemlerinin GSYH'nin % 0,4'ünü oluşturduğu tahmin ediliyor.

Üye ülkeler ekonomilerine ayrıca 2020 yılında, GSYH'nin yaklaşık %19'u kadar, çoğunlukla kamu garantileri şeklinde önemli tutarda likidite desteği sağladı. Komisyon tarafından, bu önlemlerin 2020'de GSYH'deki daralmayı yaklaşık 4,5 puan azalttığı tahmin ediyor.

AB’nin aldığı önemli tutardaki önlemler de üye ülkelerin aldıkları maliye politikasına ilişkin önlemleri destekledi. SURE aracı, işçilerin desteklenmesine yardımcı olmak amacıyla üye ülkelere uygun koşullarda kredi sağlıyor. 2020'de 18 üye ülke için toplam 90,3 milyar avro tutarında SURE desteği sağlandı. AYB işletmeler için bir güvenlik ağı oluştururken, Avrupa İstikrar Mekanizması Pandemi Krizi Destek Aracı, üye ülkelere sağlık hizmetlerinin yanı sıra koronavirüs salgınından kaynaklanan tedavi ve önlemler ile ilgili harcamaların finansmanını desteklemek için bir güvenlik ağı sağlıyor. AYB özellikle salgın acil durum satın alma programını başlatan ve hedeflenen uzun vadeli yeniden finansman operasyonları yoluyla ek likidite sağlayan geniş bir para politikası önlemleri seti uygulamaya koydu. Bu önlemler, salgın döneminde ekonominin tüm sektörleri için elverişli finansman koşullarının korunmasına katkıda bulunurken ekonomik faaliyeti destekliyor ve orta vadeli fiyat istikrarının korunmasını sağlıyor.

Kurtarma ve Dayanıklılık Fonu’nu (Recovery and Resilience Fund- RRF) da kapsayan AB’nin en büyük ve en kapsamlı kurtarma paketi Yeni Nesil AB’nin (NextGenerationEU), sürdürülebilir, eşit, kapsayıcı ve adil bir şekilde ekonomik toparlanmayı sağlaması hedefleniyor. Uyum politikası fonları ayrıca Koronavirus Müdahale Yatırım Girişimi (Coronavirus Response Investment Initiative Plus) aracılığıyla en çok ihtiyaç duyan bölgelere ve sektörlere yönlendirildi.

Kurtarma ve Dayanıklılık Fonu’nun En İyi Şekilde Kullanılması

Kurtarma ve Dayanıklılık Fonu’nun Avrupa'nın salgının ekonomik ve sosyal etkisinden kurtulmasını desteklemede çok önemli bir rol oynaması ve AB ekonomilerini ve toplumlarını daha dirençli hale getirmeye ve yeşil ve dijital geçişleri güvence altına almaya yardımcı olması bekleniyor.

RRF’nin, reformların ve yatırımların uygulanmasını desteklemek üzere üye ülkelere 312,5 milyar avro hibe ve 360 milyar avroya kadar kredi tahsis etmesi planlanıyor. Bunun, Birliğe büyük bir mali itici güç sağlaması ve Avro Alanı ile AB arasında farklılıkların azaltılmasına yardımcı olması öngörülüyor.

RRF’nin uygulanmasının ulusal mali politikalara da önemli etkileri olması öngörülüyor. RRF'den hibelerle finanse edilen harcamaların, ulusal açıkları ve borçları artırmadan önümüzdeki yıllarda ekonomiye önemli bir destek sağlamasının yanı sıra üye ülkelerin mali politikalarının büyüme dostu olmalarını geliştirmeye teşvik etmesi bekleniyor. RRF’nin üretken ve yüksek kaliteli yatırımları finanse ederek, ekonomik toparlanmaya katkıda bulunması ve Avrupa Sömestri’nin üye ülkelere özel tavsiyeleri doğrultusunda gerçekleştirecekleri yapısal reformlarla birleştirildiğinde potansiyel büyümeyi artırması hedefleniyor.

Komisyon, mevcut krize koordineli ve tutarlı maliye politikaları ile cevap vermeyi amaçlıyor. Bunun için orta vadede mali sürdürülebilirliği tehlikeye atmadan koronavirüs salgınının kısa vadeli sonuçlarını ele alan ve toparlanmayı destekleyen güvenilir mali politikalar uygulanması önem taşıyor. Bu kapsamda Komisyon, yayımladığı kılavuzda ulusal maliye politikalarının koordinasyonun, ekonomik iyileşmeyi desteklemek için önemli bir gereklilik olduğunu ve maliye politikasının gelişmelere hızla cevap vermesi ve uyum sağlaması gerektiğini belirtiyor. Komisyon ayrıca bu yıl ve önümüzdeki yıl sürdürülmesi gereken mali desteğin vaktinden önce geri çekilmemesi için uyarıda bulunuyor. Sağlık riskleri azaldığında ise mali önlemlerin kademeli olarak, dirençli ve sürdürülebilir bir toparlanmayı teşvik eden daha hedefli ve ileriye dönük önlemlere yönlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca toparlanma ve mali sürdürülebilirliğin önemine dikkat çekiliyor.

Bütçe Kriterlerindeki Esneklik Devam Edecek mi?

AB'nin koronavirüs salgını tablosunun kötüleşmesi ve yıkıcı ekonomik etkilerinin ortaya çıkmaya başlamasıyla birlikte Komisyon, salgına hızlı, güçlü ve koordineli bir şekilde yanıt verme stratejisinin bir parçası olarak Mart 2020'de İstikrar ve Büyüme Paktı’nın genel kaçış maddesinin (general escape clause) etkinleştirilmesini önerdi. Madde, Pakt’ın prosedürlerini askıya almamakla birlikte, orta vadede mali sürdürülebilirliği tehlikeye atmamak koşuluyla üye ülkelerin normal bütçe gerekliliklerinden geçici olarak sapmalarına izin veriyor.

Bu kapsamda üye ülkelere, normal şartlarda AB mali kuralları kapsamında geçerli olan bütçe kurallarını esneterek krizle mücadeleye yönelik önlemler almalarına izin verildi. Bu maddenin etkinleştirilmesi ile üye ülkelerin Pakt’ın normal bütçe şartlarından geçici olarak sapma göstermelerine izin veriyor. Bu uygulama, üye ülkelerin salgın sırasında ekonomik istikrarı ve mali sürdürülebilirliği korumak ve toparlanmayı desteklemek için adımlar atmalarını kolaylaştırdı.

Komisyon son yayımladığı yönlendirici Tebliğ’de genel kaçış hükmünün devre dışı bırakılmasına veya 2022’de devam ettirilmesine ilişkin gelecekteki bir kararın nasıl alınması gerektiğine ilişkin görüşlerini de ortaya koyuyor. Komisyonun görüşüne göre, karar, nicel kriterlere dayalı olarak ekonominin durumunun genel bir değerlendirmesinin ardından alınmalı. Komisyonun genel kaçış hükmünün devre dışı bırakılmasına veya uygulanmasına devam edilmesine ilişkin genel değerlendirmesinde nicel kriter olarak, kriz öncesi seviyelere kıyasla (2019 sonu), AB veya Avro Alanı’ndaki ekonomik faaliyet temel alınıyor. Bu kapsamda, mevcut öncü göstergeler, 2022'de genel kaçış hükmünün uygulanmasına devam edilmesi ve 2023'ten itibaren ise devre dışı bırakılmasını işaret ediyor.

Üye ülkelerin kendi ekonomik ve mali durumları genel kaçış hükmünün devre dışı bırakılmasından sonra da dikkate alınmaya devam edilecek. Bir üye ülkenin kriz öncesi ekonomik faaliyet düzeyine geri dönememesi durumunda, İstikrar ve Büyüme Paktı kapsamındaki tüm esneklikler, özellikle mali politika tavsiyeleri yapılırken tam olarak kullanılacak.

Üye ülkelerin yıllık İstikrar ve Yakınsama Programlarını nisan ayı sonuna kadar sunmaları gerekiyor. Bu programların, üye ülkelerin orta vadeli mali politikalarına ilişkin programları içermesi bekleniyor. Komisyonun yayımladığı kılavuz, üye ülkelerin Nisan 2021'de sunacakları istikrar ve yakınsama programlarının hazırlanmasını da kolaylaştırmayı hedefliyor. Kılavuzda belirtilen hususlar Komisyonun Avrupa Sömestri İlkbahar Paketi’nde daha ayrıntılı olarak ele alınacak.

AB Konseyi ve Avrupa Komisyonu arasındaki diyaloğu takiben, Komisyon, mayıs ayının ilk yarısında yayımlanacak olan 2021 Bahar Tahmin Raporu’na dayanarak genel kaçış hükmünün devre dışı bırakılmasını veya devam ettirilmesini değerlendirecek.

Sema Gençay Çapanoğlu, İKV Kıdemli Uzmanı