İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

TÜRKİYE-AB GÜNDEMİ:Türkiye-AB İlişkilerinde Sağlık Alanında Diyalog ve İşbirliği Dönemi

Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Sağlık Diyaloğu ve mültecilere ek insani yardım, ikili ilişkilerin kısa vadede diyalog ve işbirliği temelinde devam edeceğine işaret ediyor.
TÜRKİYE-AB GÜNDEMİ:Türkiye-AB İlişkilerinde Sağlık Alanında Diyalog ve İşbirliği Dönemi

Türkiye-AB İlişkilerinde Sağlık Alanında Diyalog ve İşbirliği Dönemi

2021 yılı sonuna yaklaşırken Türkiye-AB ilişkilerinde, 25 Mart 2021 tarihli AB Konseyi kararları doğrultusunda yaratılması öngörülen ve daha sonra 24-25 Haziran tarihli AB Zirve toplantısında alınan kararlarla desteklenen pozitif gündem çerçevesinde hareketlilik başladı. Bu bağlamda öncelikli pozitif gündem alanları olarak belirlenen Gümrük Birliği’nin modernizasyonu, toplumlar arası temaslar, yüksek düzeyli diyalog mekanizmaları ve göç konusunda işbirliği alanlarında yıl sonuna doğru yaklaşırken diyalog ve işbirliği haberleri geldi. Halk sağlığı üzerine yüksek düzeyli diyalog mekanizmasının harekete geçirilmesi ve AB’nin Acil Sosyal Güvenlik Ağı (Emergency Social Safety Net-ESSN) kapsamında açıkladığı mali yardım son zamanlarda durma noktasına gelmiş olan Türkiye-AB ilişkileri açısından derinleştirici olmasa da taraflar arasında diyalog ve işbirliğinin sürdürülmesi açısından önemli ve üzerinde durulması gerekiyor.

İlk Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Sağlık Diyaloğu Toplantısı Yapıldı

Hatırlanacağı üzere, Türkiye ile AB arasındaki yüksek düzeyli diyaloglar 2019 yılında Doğu Akdeniz’deki gerilim nedeniyle AB tarafından askıya alınmıştı. Bir süre devam eden gerginliğin azalması sonucu 25 Mart 2021 tarihli AB Konsey kararları ile Türkiye ile AB’nin ortak çıkarının bulunduğu göç, halk sağlığı, iklim, terörle mücadele ve bölgesel konularda yüksek düzeyli diyalogların başlaması öngörülmüş ve diyalog mekanizmalarının oluşturulacağına atıfta bulunulmuştu. Yeni bir diyalog alanı olarak Türkiye-AB ilişkileri kapsamında 30 Kasım 2021 tarihinde gerçekleştirilen Yüksek Düzeyli Sağlık Diyaloğu toplantısı, COVID-19 salgının da etkisiyle bir güvenlik sorunu ve sınır ötesi işbirliği alanı haline gelen halk sağlığının, Türkiye-AB ilişkilerinin gündeminde kendisine bir yer edindiğini gösteriyor. Avrupa Komisyonunun Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Stella Kyriakides ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sanal ortamda bir araya gelerek gerçekleştirdikleri toplantı halk sağlığı alanındaki ilk Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Diyalog toplantı olma özelliğini taşıyor.

Toplantı sonrasında AB-Türkiye Arasında Sağlık Alanında Üst Düzey Diyalog Ortak Bildirisi kabul edildi. Yayımlanan resmi açıklamada, COVID-19 salgının da gösterdiği gibi çevresel faktörler veya bulaşıcı hastalıklar nedeniyle ortaya çıkan sınır tanımayan ve sağlığı tehdit eden oluşumlarla mücadelede sınır ötesi işbirliği ve koordinasyonun önemine değiniliyor. Kyriakides ve Koca, gerek Türkiye’de gerek AB’de toplumun ve sağlık sistemlerinin bu süreçten olumsuz etkilenmesi sonucunda  sağlığı tehdit eden sınır ötesi sorunlarla mücadelede işbirliğinin artırılması, özellikle de kısa vadede COVID-19’la mücadeleye yönelik yapılabileceklere ilişkin görüş alışverişinde bulundu. Toplantının diğer gündem maddeleri arasında iklim değişikliğinin halk sağlığı üzerindeki etkisi ve AB’de ve Türkiye’de kanserin önlenmesi, tedavisi ve bakımına yönelik yaklaşımlar ile salgının etkisiyle artış gösteren akıl ve ruh sağlığına ilişkin sorunlar yer aldı. 

Türkiye’yi “hızlı aşılama programı, bölgedeki acil sağlık durumlarına zamanında müdahalesi, özellikle salgın sürecinde bölge ülkeleriyle dayanışması ve yaptığı katkılar” için tebrik eden Komisyon Üyesi Kyriakides, “yeni varyantlar, veri paylaşımı, aşılama ve diğer konularda yakın diyaloğun ve ortak çalışmanın devam etmesi” yönündeki isteğini ortaya koydu. Kyriakides uluslararası işbirliğinin önemine vurgu yaparken, Sağlık Bakanı Koca bir yandan salgınla mücadele ederken diğer yandan da kronik hastalıklar, akıl ve ruh sağlığı sorunları ve iklim değişikliğinin sağlık ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için aday ülke olarak Türkiye’nin AB ile belirtilen alanlarda işbirliği yapmak ve başarılı uygulama ve tecrübelerini paylaşmak konusunda hazır olduğunu belirtti. Fahrettin Koca, AB-Türkiye Arasında Sağlık Alanında Üst Düzey Diyalog mekanizmasının harekete geçirilmesi ile taraflar arasında işbirliğinin yanı sıra Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci için önemli bir fırsatın da yaratıldığının üzerinde durdu. Bundan sonraki aşamada Avrupa Komisyonunun Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Stella Kyriakides ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca teknik düzeyde ilerleyecek olan karşılıklı görüşmelerin değerlendirmesini yapmak ve AB ile Türkiye arasında sağlık alanında daha yakın bir işbirliğini geliştirmek amacıyla 2022 yılında tekrar bir araya gelecekler.

AB’den Türkiye’deki Mülteciler İçin Ek İnsani Yardım Geliyor

Türkiye-AB ilişkilerinde bir diğer gelişme AB’nin, yine 25 Haziran AB Konseyi kararları doğrultusunda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in mültecileri desteklemek üzere taahhüt ettiği 3 milyar avro tutarındaki paket kapsamında, 325 milyon avroluk ek bir insani yardımda bulunacağını 2 Aralık 2021 tarihinde açıklaması oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Yunus Sezer ile üst düzey temaslarda bulunan Janez Lenarcic, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Jagan Chapagain ile birlikte AB tarafından fonlanan projeleri de ziyaret etti.

Hatırlanacağı üzere, 2015 yılında yaşanan Suriyeli mülteci krizini takiben imzalanan 18 Mart 2016 tarihli AB-Türkiye Mülteci Mutabakatı kapsamında AB, 6 milyar avro tutarında bir mali yardım taahhüdünde bulunmuştu. Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı yaklaşık 4 milyon mülteciye yardım etmek ve  koruyucu hizmetler, sağlık ve eğitim hizmetleri konularında ihtiyaçları olan desteği sağlamak amacıyla AB, insani yardım fonu aracılığıyla desteklediği Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı altında 2016-2020 yıllarını kapsayan Acil Sosyal Güvenlik Ağı’nı oluşturmuştu. Bu fondan temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere banka kartı ile aylık nakit yardım alan 1,5 milyon mülteciye ek olarak hâlihazırda 331 binden fazla mültecinin de Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (Facility for Refugees in Turkey-FRIT) kapsamındaki diğer kalkınma projelerinden Temmuz 2021 tarihinden itibaren yararlandığı biliniyor.

Avrupa Komisyonunun Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Janez Lenarcic, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Jagan Chapagain ve Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık ile birlikte katıldıkları 2 Aralık tarihli basın toplantısında açıkladığı 325 milyon avro tutarındaki ek insani yardımla Acil Sosyal Güvenlik Ağı programının 2023 yılının başına kadar uzatıldığına dikkat çekti. Türkiye’deki mülteci nüfusun üçte birine nakit yardım ulaştırılmasını olanaklı kılan ve Lenarcic’in, özellikle “COVID-19 salgını sırasında zorluklar yaşayan mülteciler için bir yandan Türk ekonomisine katkıda bulunurken diğer yandan da acil ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olan kritik önem taşıdığını söylediği bu program, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (International Federation of Red Cross and Red Crescent Societies-IFRC), Türk Kızılay işbirliğinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinasyonu ile birlikte yürütülüyor. Lenarcic, en büyük insani yardım programı olarak tanımlanan Acil Sosyal Güvenlik Ağı’nın “AB, ortakları ve Türk hükümeti” açısından büyük bir başarı olduğuna vurgu yaptı.

Türkiye-AB ilişkileri açısından son gelişmelerin derinleştirici bir etkisi olmamakla birlikte pozitif gündem çerçevesinde sağlık ve mülteciler konularında taraflar arasında diyalog ve işbirliğini ilerletmek suretiyle durma noktasına gelmiş olan ilişkilerin sürdürülmesine katkıda bulunduğunu söylemek olası. İlişkilerin uzun vadede işbirliği düzeyinde mi kalacağı yoksa daha derin bir boyut kazanıp kazanmayacağı ise zaman içinde belirlenecek.

Şehnaz Dölen, İKV Kıdemli Uzmanı

Diğer Yazılar