İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
16-31 ARALIK 2021

AB GÜNDEMİ: Avrupa Komisyonundan Dört İddialı Sürdürülebilirlik Stratejisi

Avrupa Komisyonundan Dört İddialı Sürdürülebilirlik Stratejisi

Avrupa Yeşil Mutabakatı, von der Leyen Komisyonu’nun en büyük önceliklerinden biri olma özelliğini koruyor. Öyle ki, 2019 yılının sonunda ilk defa telaffuz edilen bu önceliğe yönelik olarak 2020 yılından bugüne iklim değişikliği ile mücadeleden enerjiye, tarımdan döngüsel ekonomiye, biyoçeşitliliğin korunmasından daha temiz ulaştırma sistemlerine birçok alanda yeni eylem planları ortaya koyuldu. Bunlara ek olarak, binalarda enerji verimliliği, hidrojen ve karbonsuzlaştırılmış gaz, metan gazının azaltılması ve sürdürülebilir karbon döngüsüne ilişkin tebliğler 14-15 Aralık 2021 tarihlerinde Avrupa Komisyonu tarafından yayımlandı. 

2050’ye Kadar Tüm Binalarda Enerji Tüketimi Net Sıfır Olacak

Binalar tüketilen nihai enerjinin %40’ını, enerjiye bağlı dolaylı ve dolaysız sera gazı emisyonlarının da %36’sını oluşturuyor. AB’de hanehalklarının tükettiği enerjinin %80’i ısıtma, soğutma ve sıcak su için harcanıyor. Binaların ısıtılması ve soğutulması için kullanılan enerjinin de üçte ikisi fosil yakıtlardan elde ediliyor. Bu durumda, AB’deki binaların renovasyonunun yapılması ve böylece bu binaların enerji verimliliğinin artırılması ve fosil yakıta olan bağlılığının azaltılmasının gerekliliği göze çarpıyor. Zaten temmuz ayında yayımlanan 55’e Uygun Paketi’nin (Fit for 55 Package) bir parçası olan Binaların Enerji Performansı Yönergesi’nin revizyonu, aynı zamanda Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında yayımlanan Renovasyon Dalgası Stratejisi’nin (Renovation Wave Strategy) zorunlu asgari enerji performansı standartları oluşturulması hedefini de içeriyor.

Bu durumdan yola çıkarak hazırlanan Binaların Enerji Performansı Yönergesi’nin revizyonuna ilişkin 15 Aralık 2020 tarihli Komisyon önerisi, AB’nin 2050 net sıfır emisyon hedefine ulaşmak amacıyla “net sıfır emisyonlu binalar” vizyonunu hayata geçirmeyi amaçlıyor. Net sıfır binalar, çok düşük oranda enerji talebine sahip olan ve teknik açıdan mümkünse bu enerji talebini tamamen yenilenebilir enerjiden karşılayan binalar anlamına geliyor. Bu öneriyle Komisyon, AB’de yeni inşa edilecek olan kamu binalarında 1 Ocak 2027, tüm yeni binalarda da 1 Ocak 2030 itibarıyla net sıfır emisyon zorunluluğu getirilmesini öneriyor. Ayrıca, 2050 yılına kadar da mevcut tüm binaların sıfır emisyonlu binalara dönüştürülmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Verimsiz binaların enerji yoksulluğu ve sosyal sorunlarla olan bağına da dikkat çeken bu öneri, savunmasız hanehalklarının enerji ücretlerine karşı daha korumasız olduğunu belirterek bina renovasyonunun enerji yoksulluğunu sonlandırabileceğine de işaret ediyor. Diğer yandan, asgari enerji performansı standartlarının ortaya koyulmasının da en kötü enerji performansı gösteren binaların aşamalı olarak azaltılması ve ulusal bina stokunun devamlı iyileştirilmesi için çok önemli olduğunun altı çiziliyor.

Gaz Sektöründe Yeşil Dönüşüm

Birliğin 2050 hedeflerine ulaşması için öncelikle fosil yakıtlara olan bağımlılığından kurtulması ve yenilenebilir enerji kullanımını artırması gerekiyor. Ancak buna ulaşmadan önce gaz sektörünün de önemli bir oranda dönüşüme uğraması şart. Gaz yakıtlar bugün AB’nin toplam enerji tüketiminin yaklaşık %22’sini oluştururken, AB’de tüketilen gaz yakıtların yaklaşık %95’i fosil gazdan meydana geliyor. Bu nedenle gaz sektörünün düşük karbonlu ve yenilenebilir enerjiye dönüşümünün kısa zaman içinde tasarlanması gerekiyor.

Gazların arasında hidrojenin yeri de çok önemli. Öyle ki, hidrojenin, bugünün enerji yoğun sanayileri (rafineriler, gübreler, çelik yapımı) ve ağır hizmet taşımacılık sektörleri (deniz ve hava taşımacılıkları ve uzun mesafeli ağır vasıtalar) gibi elektrifikasyonun mümkün olmadığı alanlarda kullanılması bekleniyor. AB’nin Hidrojen Stratejisi uyarınca  yenilenebilir hidrojen üretiminin 2024 yılına kadar 1 milyon tona, 2030 yılına kadar da 10 milyon tona yükselmesi hedefleniyor.

Komisyonun 15 Temmuz’da yayımladığı strateji doğrultusunda gaz tüketiminin karbonsuzlaştırılması için piyasanın desteklenmesi ve verimli piyasalar ve altyapıların oluşturulması için bazı politika tedbirleri öngörülüyor. Böylece, karbonsuzlaştırmanın önündeki engellerin kaldırılması ve daha uygun maliyetli dönüşüm için gerekli şartların yaratılması mümkün olacak.

Gaz paketinin öncesinde yürütülen bir etki değerlendirmesi, yenilenebilir ve düşük karbonlu gazların sisteme girebilmesinin önündeki en büyük engellerden birinin giriş vergileri olduğunu gösteriyor. Bu nedenle Komisyon, bu giriş vergilerinin %75 oranında azaltılmasını teklif ediyor. Komisyon ayrıca, yenilenebilir ve düşük karbonlu gazlar için sınırlar arası vergileri kaldırmayı da planlıyor.

Fosil doğal gazların aşamalı olarak azaltılması için gerekli şartların yaratılması da Komisyonun teklifleri arasında bulunuyor. Bu kapsamda, uzun vadeli gaz kontratları için 2049 yılını aşmayacak bir zaman sınırı koyulması amaçlanıyor.

Paket sayesinde yenilenebilir gazların Birlik içinde üretilmesi söz konusu olduğu için ithalat bağımlılığının azaltılması; böylece AB’de orta vadede enerji güvenliği ve gaz fiyatları üzerinde olumlu etkiler yaratılması bekleniyor. Entegre olmuş bir gaz piyasasının da tüketicilerin piyasadaki en ucuz gaza erişiminin sağlanmasını destekleyeceği öngörülüyor.

Enerji Sektöründe Metan Emisyonlarının Geleceği

Metan, karbondioksitin ardından iklim değişikliğine en fazla katkı sağlayan ikinci sera gazı emisyonuyken, küresel ısınmanın da yaklaşık üçte birine neden oluyor.  Metan karbondioksite kıyasla daha az süre atmosferde kalsa da, karbondioksitten 100 yıllık bir zaman diliminde 28 kat daha fazla, 20 yılda ise 86 kat daha fazla küresel ısınma yaratma potansiyelini bulunduruyor. Bunun yanında, güçlü bir hava kirleticisi olarak ciddi sağlık sorunlarına da neden olabiliyor.

Günümüzde küresel metan emisyonlarının %60’ı insan kaynaklıyken, bunun en büyük kaynağı da fosil yakıt üretimi ve kullanımı, atıklar ve tarım. Diğer yandan, AB’nin 2030 İklim Hedef Planı’nın etki değerlendirmesi AB’nin en uygun maliyetli metan emisyonu tasarrufunu enerji sektöründe başarabileceğini gösteriyor. Bu durumdan yola çıkarak Komisyonun enerji sektöründe metan emisyonlarının azaltılmasına ilişkin Tebliği, petrol, fosil gaz ve kömür sektörleri ve biyometandan kaynaklanan doğrudan metan emisyonlarını kapsam içine alıyor.

Tebliğ başlıca olarak:

-AB’de üretilen ve tüketilen enerjiye bağlı metan emisyonlarının başlıca kaynakları hakkında daha doğru bilgi alabilmenin sağlanmasını;

-AB’deki enerji tedarik zincirlerinde metan emisyonlarının daha verimli bir şekilde azaltılmasının sağlanmasını;

-AB'ye ithal edilen fosil enerjiye bağlı metan emisyonlarının azaltılmasına yönelik teşvikler sağlamak için bilgilerin kullanılabilirliğini iyileştirmeyi amaçlıyor.

Sürdürülebilir Karbon Döngüsü

Hayatın, toplulukların ve ekonomilerin en büyük parçası olan karbon, atmosferde olması gerekenden fazla bulunduğu zaman küresel ısınma, biyoçeşitlilik kaybı, okyanusların asidifikasyonu ve aşırı hava olaylarına neden olabiliyor. Karbondioksit emisyonlarının etkilerini dengelemek için AB’nin fosil karbona olan bağlılığını büyük bir oranda azaltması, daha fazla karbonu depolamak için karbon çiftçiliğini artırması ve sürdürülebilir ve kanıtlanabilir bir şekilde karbonları gidermek ve geri dönüştürmek için endüstriyel çözümler ortaya koyması gerekiyor. Bu durumdan yola çıkarak Komisyon:

-Ortak Tarım Politikası ile LIFE ve Ufuk Avrupa gibi AB programları kapsamında ve kamu ve özel sektör finansmanı ile iyileştirilmiş arazi yönetimiyle atmosferdeki karbon emisyonlarını azaltacak karbon çiftçiliğini teşvik ediyor;

-Karbon çiftçiliği için açık ve güvenilir bir sertifikasyon çerçevesi sağlamak için gereken izleme, raporlama ve doğrulama metodolojilerinin standart hâle getirilmesi ve gönüllü karbon piyasalarının geliştirilmesine olanak sağlanmasını hedefliyor;

-Hem karada hem de mavi karbon ekosistemi içinde arazi yöneticilerine gelişmiş bilgi, veri yönetimi ve özel danışmanlık hizmetleri sağlamayı öngörüyor.

Bu yolda Komisyon, karbon çiftçiliğinin ve endüstriyel çözümlerin artırılması için 2022’de karbon giderilmesine ilişkin sertifikasyona yönelik bir AB düzenleyici çerçevesi teklif edecek. Ayrıca paydaşlarla da bir araya gelerek etki değerlendirmeleri yürütmeyi amaçlayan Komisyon, bir uzman grubu oluşturarak karbon çiftçiliği konusundaki en iyi uygulamaların paylaşılmasına vesile olacak.

Daha İddialı İklim Hedefleri Art Arda Yayımlanmaya Devam Ediyor

Avrupa Komisyonu, yalnızca binalarda enerji verimliliğinin artırılması, enerji sektöründe düşük karbonlu veya yenilenebilir gazlara öncelik verilmesi ve metan emisyonlarının azaltılması ile sürdürülebilir karbon döngüsüne ilişkin bazı adımlar atmakla kalmadı. Aynı süre zarfında, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında gerçekleştirilmesi öngörülen 2050 iklim nötr hedefinin savunmasız gruplar üzerindeki etkilerini ele alırken, kimseyi geride bırakmayan bir yeşil dönüşüme doğru adımlar atma amacıyla bir tebliğ daha yayımladı. Bununla birlikte, çevre suçlarına karşı önlem almak amacıyla yayımlanan bir diğer Komisyon tebliği ile de yasa dışı kerestelik ağaç ticareti, yasa dışı gemi geri dönüşümü, yasa dışı su çıkarma gibi uygulamalar ceza gerektiren yeni suçlar ortaya koyulurken, daha önceden var olan suçların da tanımları netleştirildi. Böylece, en ciddi çevre suçlarına 10 yıla kadar hapis cezası verilmesi mümkün kılındı. Yeşil Mutabakat’ın ve 55’e Uygun Paketi’nin sadece kâğıt üzerinde kalmayarak kapsayıcı, uygun maliyetli ve iddialı bir şekilde uygulanmasına yönelik atılan adımların devam etmesi, AB’nin 2030 ve 2050 iklim hedeflerini daha gerçekçi kılıyor.

N. Melis Bostanoğlu, İKV Uzmanı