KÜRESEL GÜNDEM: Dünya Ekonomik Forumu 2022 Davos Gündemi Toplantısı
Dünya Ekonomik Forumu 2022 Davos Gündemi Toplantısı
Her yıl ocak ayının son haftasında Dünya Ekonomik Forumu tarafından iş dünyasının önde gelen temsilcilerini ve siyasi liderleri bir araya getiren “Davos Zirvesi”, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 17-21 Ocak 2022 tarihlerinde çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.
24 Ocak 1971'de Alman mühendis ve ekonomist Klaus Schwab tarafından kurulan ve ismini toplantıların gerçekleştirildiği İsviçre’nin Davos kasabasından alan Zirve’nin 17-21 Ocak 2022 tarihlerinde fiziki olarak düzenlenmesi planlanmış, ancak Omicron varyantının hızla yayılması nedeniyle 2022 yazına ertelenmişti. Bunun üzerine, Dünya Ekonomik Forumu yöneticileri geçen yıl olduğu gibi Davos Zirvesi'ne alternatif olarak sanal ortamda “2022 Davos Gündemi" oturumları düzenlenmesine karar verdi. Karar sonrası 2022 Davos Gündemi katılımcıları, 2022 beklentilerini ve vizyonlarını tartışmak üzere 17-21 Ocak’ta Dünya Ekonomik Forumu'nda çevrimiçi olarak bir araya geldi. COVID-19 salgınıyla mücadele, küresel ekonomik toparlanma, iklim hareketi ve teknoloji inovasyonu tartışılan konular arasında yer aldı.
COVID-19 Salgınıyla Mücadele
“COVID-19’un Geleceği” paneli öncesi konuşan Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping, uluslararası toplumun COVID-19'a karşı "inatçı bir savaş" verdiğini ve ülkelerin küresel aşı açığını kapatmak için birlikte çalışmaya devam etmeleri gerektiğini hatırlattı.
“COVID-19’un Geleceği” paneline katılan uzmanlar, salgının yakın gelecekte sona ereceği konusunda temkinli olmak gerektiğini ifade ettiler. Enfeksiyon Hastalıkları Profesörü Annelies Wilder-Smith, Omicron'un son varyant olmayacağını vurguladı. ABD Başkanı Tıp Başdanışmanı Anthony Fauci ise en olumlu senaryoda COVID-19'un endemik hale gelebileceğini, yani tamamen ortadan kalkmasa da artık sağlık sorunlarına neden olmayacağını belirtti.
Aşı Dağıtımında Eşitlik
DSÖ'nün Acil Durumlar Programı İcra Direktörü Mike Ryan, COVID-19 salgınını sona erdirmek için aşı dağıtımında eşit davranılması gerektiğinin altını çizdi.
Nijerya Başkan Yardımcısı Yemi Osinbajo, Afrika nüfusunun sadece %10'unun iki doz aşılandığını ve kıtanın ekonomik iyileşmesinin aşılama oranlarının artışına bağlı olduğu konusunda uyardı.
Ekonomik Toparlanma
COVID-19 salgınıyla birlikte gerçekleşen küresel gelirlerdeki düşüş ile ilgili konuşan IMF Başkanı Kristalina Georgieva, merkez bankaları ve finans otoritelerinin son derece koordineli bir şekilde ortodoks ekonomi enstrümanlarını kullanarak yeni küresel kriz oluşumunu engellediğini belirtti. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde 2021’de gerçekleşen küresel ekonomik toparlanmanın "beklenenden daha güçlü" olduğunu belirtti. Lagarde, bir yıl önce gerçekleşen “Davos Gündemi 2021” toplantısında ekonomik toparlanmanın çoğu ekonomist için sadece dilekten ibaret olduğunu hatırlattı.
Aralarında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Avustralya Başbakanı Scott Morrison, Japonya Başbakanı Kishida Fumio gibi isimlerin de olduğu liderler ise 2022'de odaklanılması gereken başlıca konunun güçlü ekonomik toparlanma olması gerektiğini vurguladılar. BM Genel Sekreteri António Guterres, ülkeler arasındaki eşit olmayan ekonomik toparlanmaların tehlikeli olabileceği konusunda uyardı. Sözlerine ek olarak, küresel finans sisteminde tüm ülkelerin işine yarayacak önyargısız bir reforma ihtiyaç olduğunu aktardı.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, mevcut durumda ihtiyaç duyulan ekonomik toparlanmanın kapsayıcı ve yeşil olması gerektiğini ve bu kriterlere uymayan yüksek büyüme rakamlarının sürdürülemez olduğunu belirtti.
İklim Eylemi
İklim eylemi, sera gazı salınımının azaltılmasıyla birlikte iklim değişikliğinin gerçekleştirebileceği tehlikelere ve doğal afetlere karşı dayanıklılığın ve uyum kapasitesinin bütün ülkelerde güçlendirilmesi olarak tanımlanıyor.
İskoçya'nın Glasgow kentinde gerçekleştirilen 26’ncı BM İklim Değişikliği Konferansı'ndan (COP26) sonra, iklim eyleminin önemli iki bölümünü oluşturan enerji dönüşümü ve emisyon azaltımı konularında bir ivme yakalanması bekleniyor.
İklim eyleminin hızlanması gerektiğini ifade eden Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, şu anda dünya enerjisinin %80'inin fosil yakıtlardan elde edildiğini ve 2050 yılına kadar konulan karbon emisyonu net sıfır hedeflerinin ülkeler için muazzam bir özveri ve fedakârlık gerektirdiğini belirtti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, özel hitap bölümünde önceliklerinin Avrupa Yeşil Mutabakatı ve dijitalleşme olduğunu aktardı. Von der Leyen, salgının ekonomik ve sosyal etkilerini gidermek amacıyla oluşturdukları 800 milyar avro değerindeki Yeni Nesil AB (NextGenerationEU) kurtarma programının bugüne kadarki en yüksek yeşil tahvil miktarını içerdiğini ve yaklaşık %40'ının (300 milyar avro) yeşil projelere yatıracaklarını aktardı.
Almanya'nın yeni Başbakanı Olaf Scholz, iklim stratejilerini açıkladığı konuşmasında Avrupa Yeşil Mutabakatı’na atıfta bulunarak, AB'nin iklim değişikliği ile mücadeledeki liderliğiyle iklim dostu olmanın artık bir maliyet faktörü değil, rekabet avantajı olacağını ifade etti.
Teknoloji İnovasyonu
COVID-19 salgını ile teknolojik ilerlemeler hız kazandı. Salgının başlangıcından itibaren birçok iş kolu dijital dönüşüm geçirdi.
Konuyla ilgili Avustralya Başbakanı Scott Morrison, salgının ülkesi için teknoloji ve dijital ekonomi kullanımında katalizör rolü oynadığını belirtti. Salgının Avustralya'yı oldukça kısa bir sürede, dijitalleşmede beş yıl ileriye taşıdığını vurguladı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa’nın ihtiyaçlarına yönelik üretim yapmadan dijitalleşmede katedeceği yolun sınırlı olacağını belirterek, Avrupa'nın çip ihtiyacının önümüzdeki on yılda iki katına çıkacağını belirtti. Von der Leyen, Avrupa Çip Yasası’nın (European Chips Act) şubat ayının başlarında AP’ye sunulacağını aktardı. Amaçlarının yükselen talebe cevaben kıtada mikroçip üretimini artırmak ve Avrupa dışında olan tedarikçi bağımlılığını azaltmak olduğunu belirtti. Von der Leyen ayrıca 2030 yılına kadar dünya mikroçip üretiminin %20'sinin Avrupa'da olmasını hedeflediklerini ifade etti.
2022 Küresel Riskler Raporu
Küresel Riskler Raporu, Dünya Ekonomik Forumu tarafından her yıl toplantı (Davos Zirvesi/Davos Gündemi) öncesinde yayımlanıyor. Mevcut ekonomik, sosyal, çevresel ve teknolojik gerilimlerden kaynaklanan risklerin analizini sunan raporda, önümüzdeki 10 yılda insanlığı bekleyen risklere yönelik bir anket çalışması da bulunuyor.
Ankette, çevresel sorunlar uzun vadeli endişelerin ilk üç sırasında yer alıyor. İklim değişikliğiyle mücadelede başarısızlık, doğal afetlere sebep olabilecek aşırı hava olayları ve biyolojik çeşitlilik kaybı önümüzdeki 10 yıl boyunca küresel ölçekte en fazla endişe duyulan riskleri oluşturuyor.
Çevre ile ilgili endişeleri “toplumsal” endişeler takip ediyor ve liste sosyal uyumsuzluk, geçim sıkıntıları ve bulaşıcı hastalıklar ile devam ediyor. İlk 10 sırada geleceğe dönük teknolojik bir endişe bulunmuyor. “Borç krizleri” listeye ekonomik kategoriden giren tek risk olarak 9. sırada yer alıyor. En yoksul 52 ülkedeki aşılama oranı (%6), 2020'de kamu borcunun GSYH’ye oranı (%97) ve aşırı yoksul insan sayısı tahminlerindeki artış (51 milyon) ankette yer verilen risklerin sayısal olarak da desteklendiğini gösteriyor.
Raporda Türkiye Vurgusu
Türkiye, 2022 Küresel Riskler Raporu’nun farklı kategorilerinde yer alıyor.
Çin’in aşı diplomasisi ile “yumuşak güç” rekabetini artırdığını belirten raporda; Brezilya, Endonezya, Meksika ve Türkiye’nin, Çin'in COVID-19 aşılarının en büyük alıcıları arasında yer aldığını ve bu ülkelerin Çin'e net borç ödemelerinin 2020'de %62 artırdığına yer veriliyor. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin, salgın sonrası ekonomik toparlanma ve gelişme için finansal, teknolojik ve bilimsel destek için Çin'e bağımlılıklarının giderek artabileceğinden bahsediliyor.
Raporda mültecilere karşı sınır yönetiminin, resmi verilere göre yaklaşık 3,6 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye ile AB arasında gerginliğe sebep olan bir konu haline geldiğinden de bahsediliyor.
Son olarak Türkiye, Rusya ile aynı cümle içinde kullanılarak, “askeri güçlerini yurt dışına yansıtma konusunda büyük yetenek ve isteklilik gösteriyorlar” ifadesine yer veriliyor.
Mehmet Can Sezgin, İKV Uzman Yardımcısı