İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
1-15 MART 2022

AB GÜNDEMİ: Komisyondan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Daha Sert Kurallar Önerisi

Komisyondan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Daha Sert Kurallar Önerisi

Toplumsal cinsiyet eşitliği, temel bir hak ve AB’nin ortak bir değeri olmasının yanı sıra Birliğin ekonomik refah, büyüme, istihdam ve sosyal hedeflerine ulaşabilmesi için bir şart niteliğindedir. Birlik geçmişten bugüne, toplumsal cinsiyet eşitliği hedefi ile kadın ve erkeğe eşit muamele ve eşit fırsatların sağlanması, cinsiyet farklılığı sebebiyle oluşan her türlü ayrımcılığın önlenmesi için mücadele veriyor. AB Antlaşması’nın 2’nci ve 3’üncü Maddeleri’nde:

-Kadın-erkek eşitliğinin, Birliğin dayandığı temel ilkelerden olduğuna,

-“Kadın-erkek eşitliğinin hâkim olduğu bir toplum” vurgusuna,

-Birliğin kadın-erkek eşitliğini desteklediğine değiniliyor.

AB’nin İşleyişine İlişkin Antlaşma’nın 8’inci Maddesi’nde ise “Birlik tüm faaliyetlerinde, kadın-erkek arasındaki eşitsizliği gidermek ve eşitliği sağlamak için çaba gösterir” hükmü yer alıyor. Aynı zamanda, AB Temel Haklar Şartının “kadın-erkek eşitliği” başlıklı 23’üncü Maddesi’nde, “kadın-erkek eşitliği istihdam, iş ve ücret dâhil olmak üzere bütün konularda garanti altına alınmalıdır” ibaresi yer alıyor.

Komisyon, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Birlikte Hareket Etme Çağrısında Bulunuyor

Komisyon 8 Mart 2022 Dünya Kadınlar Günü’nde, AB üye ülkeleri için kadına yönelik şiddete karşı daha katı kurallar uygulanması hakkında bir öneri sundu. Buna göre, tüm AB Üye Devletleri’nde rıza dışı her türlü cinsel ilişkinin tecavüz olarak görülmesini ve ayrıca mahrem görüntülerin rıza dışı paylaşılmasını, zorla evlilik, kadın sünneti ve siber tacizin suç sayılması talep ediliyor. Komisyon, mağdurların özel hayatlarına önem verilmesini ve özellikle cinsel geçmişlerine ilişkin kanıt ve soruların yalnızca gerekli olduğunda kullanılabilmesini öneriyor. Öneriyle birlikte mağdurlar, sağlık ve destek hizmetleri, fiziksel ve psikolojik zarar da dâhil olmak üzere faillerden tam tazminat alma hakkına sahip oluyor. Komisyon, Üye Devletler’in bu hususlarda özel hizmetler sağlamasını da öneriyor. Silahlı çatışmalardan kaçan kadınlar da dâhil, artan şiddet riski altındaki mağdurların Üye Devletler tarafından hedefe yönelik destek almaları gerekiyor. Yine öneride, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarını desteklemek için ulusal yardım hatları tüm yıl boyunca ve 7/24 erişilebilir ve ücretsiz olmalıdır ibaresi yer alıyor. Aynı zamanda mağdur, eğer bir çocuk ise yetkililerin çocuğun yaşına uygun bir şekilde destek sağlaması gerektiğinin de altı çiziliyor. İşyerlerinde cinsel taciz hususunda mağdurlar ve işverenler için danışmanlık hizmetleri sağlanması ve siber şiddet mağdurları için de yeterli desteğin oluşturulması gerektiği vurgulanıyor. Bu kararlar çerçevesinde, AB ve üye ülkeler arasında sağlam zemine oturmuş bir iş birliği ve koordinasyonun önemi oldukça büyük. Üye Devletler’in özellikle ceza davalarında Eurojust ve Avrupa Yargı Ağı (European Judicial Network) platformları dâhil olmak üzere birbirleriyle ülkelerindeki uygulamaları paylaşmaları ve birbirlerine danışmaları önem arz ediyor. İlerlemeleri takip etmek ve tüm Üye Devletler’deki gelişmeleri izlemek için Komisyon, her beş yılda bir kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet hakkında veri toplama yükümlülüğünü getiriyor.

Avrupa Komisyonunun Değerler ve Şeffaflıktan Sorumlu Üyesi Vera Jourova, düzenlediği basın toplantısında, COVID-19 salgını ile birlikte aile içi şiddetin büyük ölçüde arttığına ve AB genelinde kadına yönelik şiddetin hâlâ hüküm sürdüğüne değindi. Avrupa Komisyonunun Eşitlikten Sorumlu Üyesi Helena Dalli de son yıllardaki şiddet olaylarının artışına sert bir şekilde yanıt verilmesi gerektiğine ve kadına yönelik şiddetle mücadeleden mağdurların özel ihtiyaçlarına kadar her konuyu kapsayan bir AB standardının oluşturulmasının önemine değindi.

Özellikle son dönemde çevrim içi şiddetin büyümesiyle görüntü, video veya ses kayıtlarının rıza dışı paylaşılması, sosyal medyada bir bireye yönelik organize grup saldırısı gibi sorunlara da parmak basan öneride, koordineli çevrim içi saldırıların toplumda doğrudan saldırıya dönüşebileceğine veya psikolojik zararlara yol açabileceğine ve hatta aşırı durumlarda bireylerde intihara dahi yol açabileceğine dair açıklamalar yer aldı. Öneri, bu tür suçların “orantısız olarak kadınları etkilediğini,” yeni önlemlerin tüm mağdurları koruyabileceğini ifade ediyor.

Salgın Sonrası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yayımlanan bu metnin öncesinde 3- 4 Mart tarihlerinde de toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin birtakım olumlu gelişmeler yaşanmıştı. 3 Mart 2022 tarihinde AP üyesi Robert Biedro’nun ev sahipliğinde  Kadın Hakları ve Cinsiyet Eşitliği Üzerine Komite ile Ulusal Parlamentolarla İlişkiler Müdürlüğü iş birliği içinde (Committee on Women’s Rights and Gender Equality in collaboration with the Directorate for Relations with National Parliaments) bir toplantı gerçekleştirdi. Konferanstaki esas konular, COVID-19 salgını sonrasında cinsiyet eşitliği başta olmak üzere, evden çalışma, salgının iş ve ev hayatındaki ve ruh sağlığı üzerine etkileriydi. Özellikle bu konuların üzerinde durulmuş olmasının en temel sebebi kadınların salgından orantısız bir şekilde etkilenmesi oldu. Son yıllarda kadınların iş hayatına katılımındaki artış istikrarlı bir şekilde ilerlerken, 2020 yılında 2019’a göre %0,5 azaldı.   

Eşit İş ve Eşit Şartlar: Ücret Şeffaflığı

Öte yandan Komisyon, 4 Mart 2022 tarihinde ücret (veya ödeme) şeffaflığıyla ilgili bir öneri sundu. Bu öneri, cinsiyet eşitliğinin, eşit ücretleri de birlikte getirmesi gerektiğinin altını çizmekteydi. Böylece işçilerin haklarını aramaları için kullanılan araçlar güçlendirilirken adalete erişim de kolaylaştırılıyor. İşverenler, çalışanların geçmiş ücret miktarlarını sorgulayamayacak ve çalışanlar ücret ayrımcılığı hususunda tazminat alma hakkına sahip olabilecekler. İyileştirilmesi veya geliştirilmesi amaçlanan cinsiyet eşitliğinde ücret şeffaflığı konusu ile kadınların özellikle salgın sonrasında daha fazla yoksullaşmasının da önüne geçilmesi sağlanmaya çalışılıyor. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, bu konuyla ilgili şu sözleri söyledi: “Eşit iş, eşit ücreti hak etmektedir. Eşit ücret için ise şeffaflığa ihtiyacımız vardır. Kadınlar, işverenlerinin kendilerine adil davranıp davranmadığını bilmelidir. Adaletsiz bir durumda ise savaşma ve hak ettiklerini alma gücüne sahip olmalıdırlar.” Avrupa Komisyonunun Değerler ve Şeffaflıktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Vera Jourova da işverenlerin ücret politikaları konusunda daha şeffaf olmaları ve çifte standart ve bahanelere yer vermemeleri gerektiğinin altını çizdi. Bu yasa teklifi eşit ücretin iki temel unsuruna odaklanıyor. Bunlardan ilki olan ücret şeffaflığı, işçi ve işveren arasındaki şeffaflığın altını çizerken, eşit ücretin daha iyi uygulanması ise ücret ayrımcılığı mağdurlarının adalete daha iyi erişmesine destek veriyor.

Komisyonun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ndeki önerisiyle birlikte kadına yönelik şiddetle mücadele etme, mağdurları koruma ve suçluları cezalandırma hususlarının, AB için kilit bir öncelik haline getirildiği görüldü. Düşünüldüğünün aksine kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet AB genelinde de oldukça yaygın durumda. AB’de her iki kişiden biri cinsel tacize, her 20 kadından biri tecavüze uğradığını ifade ediyor. Son dönemde medya kuruluşları gibi kamusal yaşamdaki kadınlar da çevrim içi şiddete maruz kaldıklarını söylüyor. Her iki genç kadından biri toplumsal cinsiyete dayalı siber şiddete ve yine kadınların üçte biri işyerinde cinsel tacize maruz kalıyor. 

AB kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve mağdur haklarını savunan örgütler de kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin ötesinde siber şiddet ve daha pek çok konuda özel yasa çıkarılması çağrısında bulundu. Komisyonun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ndeki bu önerisi, eşitlikçi ve sürdürülebilir yarınlar için kadınların haklarından tam olarak yararlanmasına, iş-yaşam dengesinin sağlanmasına, çalışma hayatında ücret şeffaflığına, kadınların güçlendirilmesine, özetle toplumsal cinsiyet eşitliğinin daha sağlam fikir ve zeminlerde özümsenmesine katkı sunuyor. Bunların sağlanabilmesi için ise AB üye ülkeleriyle birlikte hareket edilerek, etkili bir iş birliği ve koordinasyonun oluşturulması gerekiyor.

Nagehan Nur Uysal, İKV Uzman Yardımcısı