İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
1-15 MAYIS 2022

AB GÜNDEMİ: Daha Demokratik Bir AB`ye Doğru: Avrupa Parlamentosu Seçim Yasasını Değiştirmeyi Öngören Teklif Kabul Edildi

Daha Demokratik Bir AB'ye Doğru: Avrupa Parlamentosu Seçim Yasasını Değiştirmeyi Öngören Teklif Kabul Edildi

Avrupa Parlamentosundaki (AP) liberal grup Avrupa’yı Yenile (Renew Europe) tarafından AP seçimleriyle ilgili yasada reform yapılması amacıyla öne sürülen teklif, 3 Mayıs tarihinde Avrupa Parlamentosu üyeleri tarafından 262'ye karşı 323 oyla kabul edildi. "Avrupa Seçim Yasası" olarak adlandırılan teklif ulusötesi (transnasyonel) seçim listesi, oy kullanma yöntemleri, seçim günü ile seçme ve seçilme yaşının düşürülmesi gibi birtakım yenilikleri içerisinde barındırıyor.

Reform Teklifinin İçeriği

Reform teklifinin en dikkat çeken unsuru, 28 Üyenin ulusötesi (transnasyonel) seçim listesi aracılığıyla Avrupa Parlamentosuna seçileceği Birlik çapında bir seçim bölgesinin oluşturulması olarak ön plana çıkıyor. Böylelikle Avrupa Parlamentosundaki mevcut 705 sandalyeye 28 ulusötesi sandalye de eklenecek. Siyasi gruplar listelerini oluştururken büyük, orta ve küçük boy ülkelerin coğrafi ve demografik dengeleri bu sandalyeler için gözetecek. Nihayetinde bu önerinin hayata geçirilmesi halinde, bir İtalyan vatandaşı kendisine hitap eden bir Fransız siyasetçinin de 28 ulusötesi ek sandalyeye sahip Avrupa Parlamentosuna seçilmesi için oy kullanabilecek. 

Avrupa Parlamentosu, daha önce pan-Avrupa seçim bölgesi oluşturmaya yönelik bazı girişimlerde bulunmuştu. Ancak bu amaca yönelik 1998 Anastassopoulos Raporu’ndaki, 2011 ve 2012 birinci ve ikinci Duff Raporları’ndaki ve 2015 Hübner–Leinen Raporu’ndaki öneriler hedefine ulaşamadı ve bugüne kadar Parlamento öncülüğünde bir pan-Avrupa seçim bölgesi oluşturulamadı.

Reform teklifi, 28 üyenin seçileceği Birlik çapındaki bir seçim bölgesinin ötesinde, buradaki seçimlere uygulanacak tek tip seçim sisteminin oluşturulmasını da öngörüyor. Buna göre AB vatandaşları biri kendi ulusal siyasetçileri, diğeri Avrupa genelinde bir siyasetçi için olmak üzere iki oy hakkına sahip olacak.

Reform teklifinin bir diğer unsuru ise, Avrupa Komisyonu Başkanlığına adayların seçilmesi için “Spitzenkandidaten” (en çok sandalyeyi alan grubun adayı başkan olur) sisteminin yeniden canlandırılması. Bu bağlamda Avrupa siyasi partileri veya ulusal partilerin koalisyonları, Avrupa Komisyonu başkanı için tercih ettikleri adayın başkanlığında ulusötesi aday listeleri önerebilecek. Aslında, Lizbon Antlaşması'nın 17’inci Maddesi’ne göre Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi tüm grupların kendi adaylarını ilan etmesi ve bu adayların da kampanya sürecinde kendi Komisyon Başkanlığı kampanyalarını yürütmesi gerekiyordu. Bu doğrultuda 2014 yılında gerçekleşen bir konvansiyonda öne sürülen Spitzenkandidaten sistemi 2014 yılında Jean-Claude Juncker’i Komisyon Başkanlığı’na taşımış ancak AB liderleri 2019 yılında aynı süreci izlememişti. AP üyeleri, listelerin başında her siyasi grubun Komisyon başkanı adayının bulunduğu AB çapında bir seçim bölgesinin kurulmasının Avrupa demokrasisini güçlendireceğini ve Komisyon başkanının seçilmesini daha da meşrulaştıracağını savunuyor.

Mevcut durumda her ülkenin kendi ulusal seçim geleneklerince Perşembe ile Pazar günleri arasında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin daha "Avrupalılaşması" amacıyla seçimlerinin bütün Üye Devletlerde 9 Mayıs’ta yani Avrupa Günü’nde yapılması; son seçimlerde genel bir ilerleme olduğu vurgulansa da bazı ülkelerin tek bir kadın milletvekili bile seçmediği göz önüne alınarak cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla kota uygulamasının getirilmesi; seçme yaşının 16, seçilme yaşının 18’e düşürülmesi; 60 üzeri milletvekili gönderen seçim bölgelerine % 3,5 barajı getirilmesi; sürecin denetlenmesi için Avrupa Seçim Otoritesi’nin oluşturulması ve seçimlerde posta yoluyla oy kullanma olanağının getirilmesi gibi maddeler de reform teklifinin içerisinde yer alıyor.

Avrupa Seçim Yasası’nın Geçmişi

Mevcut durumda Avrupa Parlamentosu seçimlerinin nasıl organize edileceğine büyük ölçüde ulusal hükümetler karar veriyor. Seçimlerdeki oy pusulalarında yalnızca ulusal siyasi partiler yer alıyor, oy kullanma yaşları ülkeden ülkeye farklılıklar gösteriyor ve AB vatandaşları farklı günlerde oy kullanıyor.

Avrupa Parlamentosunun 1979'daki ilk seçimlerinden bu yana Parlamento Üyelerinin seçimine uygulanan kurallar 1976 Avrupa Seçim Yasası'nda belirlenen ortak ilkelerin ve bunları uygulayan farklı ulusal kuralların birleşiminden oluşuyor. 1979 yılından bu yana Avrupa Parlamentosu, seçimlerde uygulanan kuralları uyumlu hale getirmek için Avrupa Seçim Yasasında çeşitli reformlar yapmaya çalışıyor. Ancak bugüne kadar Avrupa Seçim Yasasını değiştirmek için Parlamento tarafından öne sürülen tekliflerden sadece ikisi olan Anastassopoulos raporu ve Hübner–Leinen raporu üzerinde Konsey’in oybirliğince onay sağlanabildi. Bunun ötesinde Hübner–Leinen raporu üç Üye Devlet tarafından onaylanmadığı için yürürlüğe giremedi. Sonuç olarak 2002 yılında kabul edilen Anastassopoulos raporunun ardından gelen Konsey Kararı (2002/772/EC) Avrupa Seçim Yasası’nda şu anda yürürlükte olan tek büyük reform olarak karşımıza çıkıyor. 

Süreç Nasıl İşleyecek?

Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkındaki Antlaşma'nın 223’üncü Maddesi’nde belirtildiği gibi, Avrupa Parlamentosunun önerisinin Konsey tarafından oybirliğiyle onaylanması, bunun ardından AP üyelerinin onay verebilmesi için Parlamentoya geri dönmesi ve son olarak ilgili yasanın kendi anayasal prosedürlerine göre tüm Üye Devletler tarafından onaylanması gerekiyor. Konsey ile müzakereler ise tüm Üye Devletlerin pozisyonlarını belirlemesinin ardından başlayacak. 

Demokrasi Açığı Bağlamında Reform Teklifinin Önemi

Demokrasi kavramı AB açısından her zaman eleştirilen bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Bundan dolayı AB kurumları içerisinde doğrudan halk tarafından seçilen tek organ olan ve AB üye devletleri vatandaşlarının demokratik görüşlerini temsil eden Avrupa Parlamentosunun gücünü arttırması ve Avrupa vatandaşlarına daha fazla hitap edebilmesi AB’nin “demokrasi açığı”nı kapatabilmesi açısından çok önemli.

Tarihsel olarak bakıldığında, Avrupa Parlamentosunun Avrupa bütünleşmesinin ilk safhalarında sadece denetim ve danışma görevlerini üstlendiği bilinmekteyken, Parlamentonun zaman içerisinde “Kurucu Antlaşmaları Değiştiren Antlaşmalar” ile gücünü arttırdığı ve Konsey ile birlikte AB yasama sürecinin ana karar-alma organı haline geldiği görülüyor. AP’nin kabul ettiği Avrupa Seçim Yasası’nın Konsey tarafından onaylanması halinde AB genelinde bir seçim bölgesi oluşturularak vatandaşların Avrupa genelinde bir siyasetçi seçebilme hakkına sahip olmasının, vatandaşların Avrupa Komisyonu Başkanlığı seçiminde daha fazla söz sahibi olmasının veya seçimlerin 9 Mayıs Avrupa Günü’nde yapılmasının Avrupalılık kimliğini ve aidiyetini arttırması, AB’nin vatandaşlara daha fazla hitap etmesi ve AB’nin demokrasi açığını bir miktar azaltması bekleniyor.

Ahmet Emre Usta, İKV Uzman Yardımcısı