İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
1-15 MAYIS 2022

AB GÜNDEMİ: Değişen Şartlar, Süregelen Krizler Gölgesinde Farklı Bir Avrupa Günü ve Avrupa’nın Geleceği Konferansı

Değişen Şartlar, Süregelen Krizler Gölgesinde Farklı Bir Avrupa Günü ve Avrupa’nın Geleceği Konferansı

Sembolik olarak 9 Mayıs’ta Avrupa bütünleşmesinin ilk adımı olarak kabul edilen Schuman Deklarasyonu’nun yayımlandığı günde kutlanan Avrupa Günü, son iki senedir, COVID-19 salgınının gölgesinde buruk bir şekilde kutlanıyor. Bu sene ise Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaş açması ile, Avrupa’da uzun süredir egemen olan refah ve barış ortamının geleceğinin sorgulandığı bir atmosferde kutlanıyor. Bu yılki Avrupa Günü kutlamalarında iz bırakan kuşkusuz Ukrayna’nın işgali ile değişen şartlar ve Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın sonuç önerileri oldu.

Krizler, AB ve 9 Mayıs Avrupa Günü

24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları ile başlayan savaş, Ukrayna’da binlerce sivilin yaşamlarını yitirmesine ve milyonlarca Ukraynalının da AB Üye Devletlerine sığınmalarına neden oldu. Eski Doğu Bloku ülkeleri de Rusya’nın acımasız saldırganlığından nasiplerini alıp almayacağını sorgularken, yüzlerini Batı’ya dönerek, ülkelerinin güvenliğinin ve refahının teminatının Batı’da olduğunu uluslararası kamuoyuna göstermiş oldular. Bugün gelinen noktada, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan, AB üyeliği talepleri için hızla ilk adımlarını attılar. Diğer taraftan ise, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konuşulmaya başlandı. Böylece, tüm bu yaşanan olaylara ve değişen Avrupa şartları karşısında, AB’nin hem kurumsal hem de güvenlik mimarisinin ne kadar süre daha direnç gösterebileceği önemli bir tartışma konusu hâline geldi.

Savaşın iktisadi etkileri ise kuşkusuz ki enerji meselesi ve temel tarım ürünleri ithalatında yaşanan sorunlar nedeni ile başta gıda olmak üzere ürünlerde yaşanan genel fiyat artışları oldu. COVID-19 salgınının ekonomik ve sosyal etkileri henüz bertaraf edilememişken, üzerine AB sınırlarının eşiğinde savaşın patlak vermesi, AB ekonomisinin yükünü daha da ağırlaştırdı.

2022 yılında, bu konjonktürde kutlanan Avrupa Günü’nde, AB liderleri 72 sene evvel temelleri atılan AB projesinin önemini ve kazanımlarını bir kez daha dile getirerek, tıpkı AB bütünleşmesi tarihi boyunca yaşanan krizlerde olduğu gibi, AB’nin içinde bulunduğu krizlerden de güçlenerek çıkacağı şeklindeki görüşlerini paylaştılar.

Bu açıklamalar içerisinde en çok ses getiren, 1 Ocak 2022’den beri AB Konseyi Dönem Başkanlığını yürüten Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Avrupa siyasi topluluğu kurulması” önerisi oldu. 9 Mayıs Avrupa Günü’nde Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada bu önerisini dile getiren Macron, Ukrayna ile hemen hemen eş zamanlarda üyelik başvurusunda bulunan ülkelerin üyelik müzakere süreçlerinin uzun seneler devam edebileceğini vurguladı. Bu nedenle AB’nin çevresinde demokratik devletlerden oluşan geniş bir siyasi topluluk oluşturulması gerektiğini belirten Macron, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da tesis edilen düzenin sürdürülmesinde AB’nin artık tek başına yeterli olamayacağını açıkladı. Özetle, Macron Avrupa’da hem AB hem de AB üyesi olmayan ülkelerden oluşan bir siyasi yapının tesis edilmesini savundu. Ancak, Fransa’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığının gelecek ay sonunda biteceği göz önüne alındığında, Macron’un bu önerisinin gelecek Dönem Başkanları tarafından sahiplenip sahiplenmeyecekleri henüz belli değil.

Avrupa’nın Geleceği Konferansı

Resmi açılışı 9 Mayıs 2021 Avrupa Günü’nde yapılan ve AB vatandaşlarının gelecekte nasıl bir Avrupa görmek istediklerini tartıştıkları Avrupa’nın Geleceği Konferansı bu seneki Avrupa Günü’nde sona erdi. Bir sene boyunca Avrupa’nın içinde bulunduğu zorlukların ve bu zorluklara karşı geliştirmesi gereken cevapların tartışıldığı oturumların sonuncusu, Strazburg’daki Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda 29-30 Nisan’da yapıldı. İklim değişikliği ve çevre, sağlık, ekonomi, sosyal adalet, işsizlik, dış politika, güvenlik, demokrasi, hukukun üstünlüğü, haklar ve değerler, dijital dönüşüm, göç, eğitim, kültür, gençlik ve spor gibi çok geniş bir alanda Avrupa’nın geleceğinin tartışıldığı oturumlarda son olarak 49 öneri üzerinde mutabakat sağlanmış olan nihai rapor ise, 9 Mayıs 2022 tarihinde Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola ve AB Konseyi Dönem Başkanı Emmanuel Macron’a sunuldu. 49 öneri içerisinde en çok ses getirenler kuşkusuz AB Antlaşmalarında değişiklik gerektirecek öneriler oldu ve böylece kurumsal reform tartışmaları bu vesile ile yeniden gün yüzüne çıktı.

AB Kurumsal Reform Tartışmaları

Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın sonuç raporu, Avrupa’nın yaşanan krizlere daha hızlı cevap verebilmesi için Avrupa Parlamentosuna yasama girişimi hakkının verilmesi, Konsey’de dış politika alanında oybirliğinin kaldırılarak nitelikli oy çokluğu ile karar almanın getirilmesi gibi AB’nin işleyişine yönelik önemli öneriler içeriyor. Bu öneriler, AB içerisinde özellikle kriz dönemlerinde sıklıkla dile getirilen kurumsal reform tartışmalarının yeniden canlanmasına neden oldu. Nitekim, Macron AP’de yaptığı konuşmada AB antlaşmalarında değişiklik yapılmasının gelecek AB liderler zirvesinde ele alınmasının gerekliliğini vurguladı. Ancak, bu önerilerin, bütün AB Üye Devletleri tarafından sıcak karşılanmadığını da belirtmek gerekir. Macron’un bu açıklamalarından sonra Danimarka’nın liderliğinde diğer 12 AB Üye Devleti (Bulgaristan, Hırvatistan, Çekya, Estonya, Finlandiya, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Romanya, Slovenya ve İsveç) Avrupa vatandaşlarının taleplerinin kurumsal reformlar için araçsallaştırılmaması gerektiğini vurgulayan ortak bir bildiri yayımladılar ve AB’nin önceliğinin kurumsal reform olmadığını söylediler.

Diğer taraftan, AB’nin krizlere karşı daha hızlı ve etkin hareket edebilmesi için bazı politika alanlarında oybirliği ile karar almakta ısrar edilmemesi gerektiğini vurgulayan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de Konferans’tan çıkan bu öneriyi memnuniyetle karşıladığının sinyallerini verdi. Ayrıca, Avrupa Komisyonunun AB vatandaşlarının önerileri doğrultusunda yeni teklifler üzerinde çalışma yapacağını da belirtti.

Bu süreçte en hızlı davranan ise Avrupa Parlamentosu vekilleri oldu. AP vekilleri, 4 Mayıs’ta kabul ettikleri karar ile antlaşmalarda değişiklik prosedürünün başlatılması çağrısını başlattılar. Böylece, AB’nin işleyişinde değişiklik taleplerinin artık sözde kalmayacağı ve kurumsal reform tartışmalarının somut sonuçlara ulaşabileceği söylenebilir.

Sonuç Yerine

Avrupa Birliği’nin bütünleşmesinin ivmesi kriz dönemlerinin başlarında azalsa da krizlere verilen cevaplar neticesinde hız kazandı. Sabit bir hızla ilerlemeyen AB bütünleşmesinin, yaşanan tüm zorluklara ve engellere rağmen Avrupa kıtasında demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, insan haklarına saygının, barışın ve refahın sağlanmasında önemli bir itici güç olduğu ise yadsınamaz bir gerçek. Tehditlerin giderek karmaşıklaştığı, sorunların çözümlerinin ise sınıraşan iş birlikleri gerektirdiği bir uluslararası sistemde AB’nin rolü de kuşkusuz değişti ve daha da değişecek. Her ne kadar AB’nin çeperde dönüştürücü gücünü kaybettiği yönünde eleştiriler sıklıkla dile getirilse de bugünkü savaş ve savaşın neden olduğu diğer krizler ortamında, AB’nin hala Avrupa kıtasında ve komşuluk coğrafyasında önemli bir aktör olarak kabul edildiği görüldü. Diğer taraftan, uluslararası sistemde yaşanan krizlerin yanı sıra AB’nin kendi içerisindeki dijital ve yeşil dönüşümü, genişleme sancıları “Beklentiler ve Kabiliyetler Uçurumu” tartışmalarının yaşanmasına neden oluyor. Avrupa’nın Geleceği Konferansı neticesinde AB kurumlarının, AB vatandaşlarının sunduğu önerilerin ne kadarına cevap vereceği ve onların beklentilerinin ne kadarını karşılayacaklarını ilerleyen dönemlerde beraber göreceğiz. Ancak görünen o ki, günümüzün belirsiz, çalkantılı ve güvensiz küresel ortamında, kendine özgü yönetişim sistemi ile bir norm koyucu ve kural ihraç edici aktör olarak AB önemini koruyor ve diğer bölgeler ve kıtalar içinde önemli bir model oluşturmaya devam ediyor. 

Ebru Dalğakıran, İKV Uzmanı