İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

AB GÜNDEMİ: Çek Cumhuriyeti’nin AB Dönem Başkanlığı: Yeniden Düşün, İnşa Et, Güçlendir

AB Dönem Başkanlığı’nı Fransa’dan devralacak olan Çek Cumhuriyeti’nin Dönem Başkanlığı sloganı “Bir görev olarak Avrupa: Yeniden düşün, yeniden inşa et, yeniden güçlendir” olarak açıklandı.
AB GÜNDEMİ: Çek Cumhuriyeti’nin AB Dönem Başkanlığı: Yeniden Düşün, İnşa Et, Güçlendir

Çek Cumhuriyeti’nin AB Dönem Başkanlığı: Yeniden Düşün, İnşa Et, Güçlendir

2022’nin ikinci yarısında AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı yürütecek olan Çek Cumhuriyeti, 1 Temmuz’da Fransa’dan görevi devralıyor. 2009’dan sonra AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı ikinci kez üstlenecek olan Çek Cumhuriyeti’nde hazırlıklar, dönem başkanlığı için ilkeleri ve görevleri belirleyen bir hükümet kararının 10 Haziran 2018’de kabul edilmesiyle başlamıştı. Geçtiğimiz yıl seçimleri kazanan Petr Fiala hükümeti, Andrej Babiš hükümetinin başlattığı hazırlıkları tamamlayarak Fransa’dan sonra altı ay boyunca AB politikalarının oluşturulması sürecini Çek Cumhuriyeti adına üstlenmiş oldu.

Çek Cumhuriyeti bu görevi Fransa ve İsveç ile birlikte oluşturduğu  11'inci Üçlü Dönem Başkanlığı (11th Presidency Trio) kapsamında yürütecek. Söz konusu Üçlü Dönem Başkanlığı programının ana eksenini Avrupa vatandaşlarının özgürlüklerini korumak, sürdürülebilir yeşil büyüme ve dijital egemenlik ekseninde yeni bir büyüme modeli kurmak ve yeşil bir Avrupa inşa ederek Avrupa halklarının sağlığını muhafaza edebilmek oluşturuyor.

Fransanın Dönem Başkanlığı Karnesi

11’inci Üçlü Dönem Başkanlığı kapsamında 1 Ocak 2022 tarihinde AB Dönem Başkanlığını üstlenen Fransa, Avrupa egemenliğinin güçlendirilmesi için çalışacağını vurgulamıştı. 24 Şubat tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya müdahale etmesiyle de tüm Avrupa kıtasını derinden etkileyen bir “güvenlik krizini” kucağında buldu. Bu sebeple Ukrayna’daki savaşta aktif bir tutum benimseyerek Birliğin “hızlı, birleşik ve güçlü” bir yanıt vermesi için çabaladı. Bu kapsamda Fransa Dönem Başkanlığı esnasında AB liderleri altı yaptırım paketi kabul ederek Rusya’ya karşı eşine az rastlanan bir birliktelik ortaya koydu.

Yaptırımların yanı sıra askerî destek, mülteciler için geçici korumayı etkinleştirme, Ukrayna için doğrudan ve dolaylı mali yardım ve Ukrayna elektrik şebekesini Avrupa şebekesi ile senkronize etme gibi Ukrayna halkını destekleme amacıyla çeşitli acil önlemler hayata geçirildi. 10-11 Mart tarihlerinde düzenlenen Versay Zirvesi’nde, özellikle enerji alanında bağımlılıkların azaltılmasını hızlandırmak için girişim başlatılması da önemliydi. Avrupa’nın Geleceği Konferanslarının tamamlanarak sonuç bildirgesinin yayımlanması ya da Avrupa savunma ve güvenliğine yönelik milat olarak kabul edilebilecek Stratejik Pusulanın liderler tarafından kabul edilmesi yine Fransa Dönem Başkanlığı'nda not edilen önemli gelişmelerdendi.

Fransa’nın Dönem Başkanlığı sırasında ülkede Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri yapıldı. AB liderleri arasında gerek renkli kişiliği, gerekse Avrupa’nın geleceğine ilişkin görüşleri sebebiyle önemli bir yer edinmiş olan Fransa Cumhurbaşkanı Macron seçimler sebebiyle oldukça zorlu bir dönem yaşadı. Dönem Başkanlığının seçim dönemine gelmesi ise, demokrasilerin vazgeçilmez özelliği olmasının yanında, Macron’un belki de tüm enerjisini AB sürecine vermesini engelledi. Bunun yanında, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, Rusya’ya yönelik yaptırım kararı alınması ve sonrasında gelişen enerji ve gıda fiyatları krizleri AB gündemini de meşgul etti. Ukrayna, Moldovya ve Gürcistan’ın AB üyeliği başvuruları ise geri plana atılmış olan AB genişlemesi konusunu tekrar gündemin üst sıralarına taşıdı.

Çek Cumhuriyetinin AB Dönem Başkanlığı

15 Haziran tarihinde Hrzánsky Sarayı’ndan yapılan bildiride Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı’nın beş önceliği açıklandı. Bunlar; Ukrayna krizi ile mülteci krizinin yönetimi ve enerji güvenliğinin sağlanması, Avrupa’nın savunma ve siber güvenlik yeteneklerinin güçlendirilmesi ve Avrupa ekonomisi ile demokratik kurumların güçlendirilmesi. Bu önceliklere bakıldığında, Rusya’nın şubat ayında Ukrayna’ya müdahalesi sonrasında Fransa Dönem Başkanlığı süresince AB’nin gündeminin güvenlik perspektifli bir hale gelmesi gibi, Fransa ve İsveç ile birlikte üçlü programa imza atan Prag yönetiminin de kendi ilkelerini güvenlik perspektifinden yeniden şekillendirmesine yol açtığı görülüyor.

Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı sloganı 15 Haziran’da “Bir görev olarak Avrupa: Yeniden düşün, yeniden inşa et, yeniden güçlendir” (Europe as a task: rethink, rebuild, repower) olarak belirlendi. 1996 yılında dönemin Çek Devlet Başkanı Václav Havel’in, Charlemagne Ödül töreninde yaptığı “Bir Görev Olarak Avrupa” başlıklı konuşmasından esinlenilerek oluşturulan sloganla, Avrupa’nın önünde duran görevlerinin dikkatli ve kapsamlı bir şekilde düşünülmesi gerektiği vurgulanıyor. Çek Cumhuriyeti, belirlediği slogan, öncelikler ve logo tasarımı ile AB dönem başkanlığını “bir görev çağrısı olarak” gördüğünü tüm Avrupa kamuoyuna ilan etmiş oluyor.

Çek Dönem Başkanlığının Öncelikleri

Prag yönetiminin 1 Temmuz-31 Aralık tarihleri arasında sürdüreceği dönem başkanlığına Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü savaşın ve bu savaşın Avrupa kıtasında sebep olduğu krizlerin etkisiyle “güvenlik” konusunun damga vuracağı görülüyor. Öncelikler kapsamında Ukrayna ayrı bir başlık olarak ele alınırken, enerji, savunma, siber güvenlik ve demokratik hakların korunması gibi konu başlıkları da ön plana çıkıyor.

1-Ukrayna krizi: Mülteci krizini yönetme ve savaş sonrası Ukraynanın inşası

24 Şubat tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi ile Avrupa’nın gündemine yerleşen Ukrayna krizi, Çek Cumhuriyeti’nin Dönem Başkanlığı’nda da AB gündeminin en sıcak konusu olmaya devam edecek. Bu bağlamda Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımların artırılarak sürdürülmesi ve Ukrayna’ya AB ülkeleri tarafından verilen askerî ve siyasi desteğin devam ettirilmesinin öncelikli olarak ele alınması öngörülüyor. Ayrıca savaşın bir sonucu olarak AB kapılarına akın eden Ukraynalı mültecilerin durumuna ilişkin çözümlerin Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı gündeminin üst sıralarında yer alacak meselelerden biri  olduğu açıklandı.

Bu kapsamda Ukraynalı mültecilere ev sahipliği yapan Üye Devletlerin AB fonlarından yararlanmalarının sağlanmasının yanı sıra insani krizi yönetmek için gerekli adımların atılması da öncelikli politikalar olarak belirlenmiş durumda. Son olarak Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı’nda Ukrayna’nın AB üyeliği konusunda AB üyesi ülkeler arasında fikir birliğine varılması ve savaş sonrası Ukrayna’nın yeniden inşası da dâhil olmak üzere birçok konuda aktif bir tutum sergileneceğinin altı çiziliyor.

2-Enerji güvenliğinin sağlanması

Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi, AB’nin enerji güvenliği tartışmalarını yeniden alevlendirdiği görülüyor. Özellikle Brüksel’de Rus petrol ve doğalgazına yönelik yaptırım kararı çıkarma çabaları, AB içinde Rusya’ya enerji açısından bağımlı olan çeşitli ülkelerin itirazlarına ve ayrışmalara yol açtı. “AB, güvenliğini doğrudan tehdit eden ülkelere hayati derecede bağımlı olamaz ve bu nedenle Rus gazı, petrolü ve kömürüne olan bağımlılığını kırmalıdır” ifadelerinin kullanıldığı dönem başkanlığı bildirgesinde, REPowerEU programının uygulanmasının hızlandırılacağı ve düşük emisyonlu ve yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca Prag yönetimi tarafından doğalgaz fiyatlarının artış göstermesi kaynaklı oluşabilecek sosyal ve ekonomik etkilerin azaltılması için de çeşitli araçların oluşturularak devreye alınacağı belirtiliyor.

3-Avrupanın savunma ve siber güvenlik yeteneklerini güçlendirme

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un kişisel çabalarıyla Fransa Dönem Başkanlığı sırasında AB’nin savunma ve güvenlik alanındaki otonomisini artırmasını hedefleyen Stratejik Pusula ile ilgili önemli gelişmeler yaşanmış ve çeşitli adımlar atılmıştı. Mart ayındaki liderler zirvesinde konuyla ilgili kapsamlı kararlar alınmış, AB’nin daha özerk bir yapı kazanması için liderler Stratejik Pusula başlıklı belgeyi onaylamıştı.

AB’nin 2030 yılı askerî stratejisini oluşturan Stratejik Pusula’nın uygulanmasının Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı tarafından da desteklendiği ve Avrupa’nın savunma ve güvenlik yeteneklerini geliştirmek konusundaki kararlılığı belirtildi. Bu yeteneklerin ise NATO çatısı altında Avrupa dışı ortaklarla da iş birliği yapılarak gerçekleştirileceği özellikle vurgulanıyor. Stratejik Pusula’da bu kapsamda yabancı ülkelerin bilgi manipülasyonunu ve müdahalesini ele almak ve bunlara karşı koymak için çeşitli araçların üretileceği altı çizilen bir nokta olmuştu. Stratejik Pusula’da yer alan ve dezenformasyon, dış müdahale ve siber uzaydaki kesintiler gibi hibrit tehditlere karşı koymak için bir araç olarak düşünülen AB Hibrit Araç Kutusu’nun (EU Hybrid Toolbox) geliştirilmesi konusundaki adımların da Çek Cumhuriyeti’nin Dönem Başkanlığı’nda hızlandırılacağı açıklanıyor.

4-Avrupa ekonomisini sağlamlaştırma

Özellikle küresel çapta yaşanan enflasyon dalgalarıyla doğrudan bağlantılı olarak Avrupa ekonomisinin sağlamlaştırılmasının yeni dönemde ön plana çıktığı görülüyor. COVID-19 salgınının akabinde Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü savaş, küresel tedarik zincirlerinin ciddi şekilde bozulmasına ve enerji fiyatlarının rekor seviyelerde artmasına yol açtı. Bu durum AB başta olmak üzere tüm ülkelerin sıkı para politikaları benimsemelerine ve artan fiyatlarla kapsamlı şekilde mücadele etmelerine sebep oldu. Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı esnasında da bu sorunlarla mücadelenin öncelikli konu başlıkları olacağı belirtildi. Bu kapsamda Avustralya, Yeni Zelanda, Şili gibi demokratik ülkelerle ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi çağrısı yapılırken, yerel kapasitenin teşvik edilmesi amacıyla stratejik teknolojilerde rekabetin artırılması gerektiği vurgulanıyor.

5-Demokratik kurumları sağlamlaştırma

Demokratik değerler konusu da Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı’nın öncelikli alanlarından olarak açıklandı. Prag yönetimi bu konuda AB içindeki demokratik değerlerin ve hukukun üstünlüğünün sürdürülmesi açısından özellikle siyasi partilerin finansmanının şeffaf hale getirilmesi, kitle iletişim araçlarının bağımsız olması ve vatandaşlarla açık bir diyalog kurulması gibi hedefler belirlemiş durumda. Ayrıca Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı süresince dijital ortamlarda da vatandaşların temel hak ve özgürlüklere saygı gösterilmesinin hedefleneceğinin, bunu sağlamak için de küresel standartların insan merkezli bir yaklaşımı öncelemesi için çaba sarf edeceğinin altı çiziliyor. Özellikle yapay zeka gibi teknolojilerin ortaya çıkmasında AB’nin önde olduğu, küresel standartların belirlenmesinde söz sahibi olma fırsatının kullanılması gerektiği belirtiliyor.

Tüm bu önceliklerin yanı sıra Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı’nın genel amacının, AB’nin güvenlik ve refahı için koşulların oluşturulmasına mümkün olduğunca katkıda bulunmak olduğu vurgulanıyor. Bunu yaparken de Avrupa değerleri olan özgürlük, sosyal adalet, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile çevresel sorumluluk gibi ilkelerin merkeze alınması gerektiği belirtiliyor. Savunma ve güvenlik konularında da AB’nin, NATO ile birlikte güvenliği sağlamaya ve Avrupa ekonomisinin dayanıklılığı ile rekabet gücünü korumaya odaklanması gerektiği yeniden hatırlatılıyor. ABD başta olmak üzere Avrupa kıtası dışındaki diğer demokratik devletlerle birlikte, temel değerleri, insan haklarını, özgür yaşam tarzını ve liberal demokrasiyi savunan stratejik bir topluluğun temelinin oluşturulması gerektiğinin altı çiziliyor.

Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği

Çek Cumhuriyeti’nin Dönem Başkanlığı süresince Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği de merak edilen bir konu. 2022 yılında Fransa’nın Dönem Başkanlı’ğında Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmaya çalışıldığı ve çeşitli yüksek düzeyli diyalog toplantılarının sürdürüldüğü görüldü. Bu kapsamda iki aktör arasında yüksek düzeyli tarım diyaloğunun ilk kez gerçekleştirilmesi, siyasi direktörler düzeyinde siyasi diyalog toplantısının icra edilmesi, iklim diyaloğu gibi mekanizmaların devamı ve üç yıl aradan sonra Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonun toplanması gibi olumlu gelişmelere tanıklık edilmişti. Söz konusu ivmenin korunması ve Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı’nda da sürdürülmesi, Türkiye-AB ilişkilerinin normalleşmesi ve üyelik sürecinin canlandırılması açısından oldukça önemli. Türkiye’nin Çek Cumhuriyeti ile oldukça iyi ilişkilere sahip olduğu ve Prag yönetiminin Türkiye’nin AB adaylık sürecini desteklediği bu noktada not edilmeli. Çek Cumhuriyeti’nin ortaya koyacağı Türkiye’ye yönelik destekleyici tutum, her ne kadar üyelik sürecinin önündeki engellerin kaldırılması için yeterli değilse de Türkiye ile AB arasındaki diyaloğun ve yüksek düzeyli toplantıların artmasını sağlayacağı öngörülebilir.

Sonuç olarak, Çek Cumhuriyeti  Dönem Başkanlığı esnasında Türkiye-AB ilişkilerindeki gerginliği artırabilecek hassas konulara dikkat çekmek gerekiyor. Terörle mücadele operasyonlarını yoğunlaştıran Türkiye’nin Suriye’ye yönelik olası yeni bir operasyonuna AB’nin destek vermemesinin ya da Türkiye ile Yunanistan arasında adaların silahlandırılması sebebiyle ortaya çıkabilecek yeni bir tırmanmada AB’nin Yunanistan’ın yanında yer almasının, ilişkilerdeki diyaloğu ve yumuşamayı tehdit edebilecek konu başlıkları olduğu görülüyor. Bu sebeple Çek Cumhuriyeti’nin 2022 yılının ikinci yarısında üstleneceği AB Dönem Başkanlığı süresince iki aktörün de çıkarlarına tezat oluşturacak gerginliklerden kaçınarak rasyonel zeminde diyaloğun devamının sağlanması önemli olacaktır.

Oğuz GÜNGÖRMEZ, İKV Uzmanı

Diğer Yazılar