AVRUPA KOMİSYONU SIĞINMA ALANINDAKİ KURALLARI UYUMLAŞTIRMAYI AMAÇLIYOR
Libya’da yaşanan olayların tetiklediği mülteci krizinin ardından Avrupa Komisyonu, üye ülkelerin sığınma politikalarını uyumlaştırmaları ve başvuru sahiplerinin daha iyi korunmalarını sağlamaya yönelik yeni yasal düzenlemeler öneriyor. Bu çerçevede, 1 Haziran 2011 tarihinde, Avrupa Komisyonu, Sığınma Usulleri ve Kabul Koşulları hakkındaki iki yönergenin tadil edilmesine yönelik önerilerini sundu. Komisyon, söz konusu önerilerin, üç yıldır AB İçişleri Bakanları tarafından bekletilen Sığınma Paketi ile aynı kaderi paylaşmamasını ümit ediyor.
Avrupa Komisyonu’nun Adalet ve İçişlerinden Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström konu ile ilgili açıklamasında, “ortak değerleri ve yasaları paylaşan Avrupa’da aynı uluslararası anlaşmaların tarafları olan ülkelerde, sığınma başvurularına tanınan koruma düzeylerinin bir ülkeden diğerine bu denli farklılık göstermesinin kabul edilemez olduğunu” belirtti. “Aynı gerekçelerle sığınma başvurusunda bulunan bir kişinin sığınma başvurusunun kabul edilme oranı herhangi bir üye ülkede yüzde 65 iken, diğerinde bu oranın yüzde 1’in altında kalabileceğini vurgulayan Malmström, Üye Devletlerin ve Avrupa Parlamentosu’nun görüşlerinin dikkate alınarak, söz konusu yönergelerde ufak değişikliklere gidildiğini” açıkladı. “Söz konusu önerilerin bir an önce onaylanmasını ümit ettiklerini belirten Malmström, Libya’daki savaş nedeniyle 10 binden fazla kişinin Avrupa’ya kaçtığının ve 12 binden fazla sayıda kişinin sığınma başvurusunda bulunduğunun” altını çizdi.
2005 tarihli Sığınma Usulleri Yönergesi’ne ilişkin Komisyon önerileri, başvuruların gözden geçirilme süresini azaltarak, süreci hızlandırmayı ve başvuru sahiplerinin yasal yardıma erişim ve bilgi edinme haklarının güvence altına alınmasını amaçlıyor. Kabul Koşulları Yönergesi’ne ilişkin olarak ise, barınma, sağlık, maddi destek ve eğitim hakları konusundaki güvencelerin artırılması hedefleniyor. İşgücü piyasasına erişim hususunda, uluslararası korumadan yararlanmaya hak kazanan kişilerin altı ay süresince yasal olarak çalışma hakkına sahip olması öngörülüyor. Buna ek olarak, Avrupa Komisyonu, sığınma paketinin en tartışmalı düzenlemelerinden biri olan Dublin II Sisteminin geçici olarak askıya alınmasına ilişkin önerisini koruyor. Bu doğrultuda, ancak yoğun göç akışına maruz kalan ve sığınma müktesebatına uyum açısından elinden gelen çabayı gösteren ülkeler, söz konusu muafiyetten yararlanabilecek. Aksi halde sığınmacılar başvurularının değerlendirilmesi için Birliğe ilk giriş yaptıkları AB ülkesine geri gönderilecek.