İKV’DEN HAFTAYA BAKIŞ
Bu haftanın gündeminde İKV’nin de içinde yer aldığı 9 Mayıs Avrupa Günü etkinlikleri vardı. Bundan tam 61 yıl önce dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman’ın okuduğu bildiri ile temelleri atılan Avrupa projesi, her ne kadar ilk aşamada kömür ve çelik üretiminde güçlerin birleştirilmesini öngörse de, uzun vadede Kıta’ya ebedi barış ve refahı getirme hedefini taşıyordu. Bugün gelinen noktada, Avrupa Birliği, diğer tüm uluslararası kuruluşlardan farklı olarak, 500 Milyon vatandaşı ve ekonomik gücüyle kendine has (sui generis) bir uluslar üstü örgüt. Bundan da önemlisi, bugün AB; demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerlerin, diğer bir deyişle Avrupa değerlerinin savunucusu ve diğer ülkelerin örnek aldığı önemli bir model. Mevcut durumda gerek mali gerekse kimliksel anlamda son derece zorlu bir dönemden geçen Birlik’te her kriz döneminde olduğu gibi, AB karşıtı popülist güçlerin sesini daha fazla duyuyoruz. Mali krize ek olarak, AB’nin en önemli başarılarından biri olarak görülen Schengen Alanı’nda yaşanan tartışmalar sıkıntı yaratıyor. Tunus ve Libya’daki olayların tetiklemesiyle Birliğe doğru yönelen göçmen akışını yönetmede güçlük yaşayan İtalya’nın Fransa ile yaşadığı sorunun Schengen kurallarını ve hatta mevcudiyetini tartışmaya açması ve son olarak Danimarka’nın gümrük kontrollerini sıkılaştırmak istemesine ilişkin açıklamaları şaşkınlık yaratıyor. Bu gelişmelere karşılık, henüz ortak bir göç politikası ve sığınma alanı oluşturamamış olan AB’nin bu krizden, alacağı dersler ile daha güçlenerek çıkması muhtemel.
Diğer taraftan, AB üyelik sürecindeki tıkanıklıklar ve heyecan kaybı nedeniyle, 9 Mayıs Avrupa Günü kutlamalarının Türkiye’de oldukça buruk geçtiğini söylemek mümkün. Siyasi liderler tarafından yapılan konuşmalar bir tarafa, Türk kamuoyu nezdinde AB’nin doğumgününün çok da etki yarattığını söyleyemeyiz. Tüm bunlara rağmen, insan hakları ve özgürlükler alanında AB’nin halen benzersiz bir model olmayı sürdürdüğü ve Türkiye’nin de bu çıpaya ihtiyacı olduğunu söylemek mümkün.
Tüm okuyucularımıza iyi haftalar diliyoruz.