İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
1-15 OCAK 2023

AB GÜNDEMİ: Almanya’dan İnsan Hakları ve Çevre Korumasına Yönelik Yeni Yasa

Almanya’dan İnsan Hakları ve Çevre Korumasına Yönelik Yeni Yasa

Birliğin lokomotif ülkesi Almanya’da Tedarik Zinciri Durum Tespiti Yasası ya da kısaca “Tedarik Zinciri Yasası”, 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girdi. Yasa, küresel tedarik zincirlerinde çocuk işçiliğine karşı koruma ve adil ücret hakkı gibi konularda insan haklarına riayet edilmesine yönelik kurumsal sorumluluğu düzenliyor. Yasa aynı zamanda çevrenin korunması açısından da birtakım düzenlemeler getiriyor. Yasanın içerdiği insan hakları ve çevre düzenlemelerinin tedarik zincirlerinde yer alan şirketlere ve tüketicilere fayda sağlaması amaçlanıyor. Böylece sadece Alman şirketleri değil, bu şirketlerin tedarik zincirlerine bağlı olan şirketler de insan hakları ve çevre konularına uymak zorunda kalacak. Yeni Alman Tedarik Zinciri Yasası, şirketlerin tedarik zincirlerinde insan hakları ve çevre ile ilgili en iyi uygulamaları sağlaması için kapsamlı yükümlülükleri yerine getirmelerini gerektiriyor.

Haziran 2021'de onaylanan ve 1 Ocak 2023'te yürürlüğe giren Alman Tedarik Zinciri Yasası’nın 1 Ocak 2024'ten itibaren kapsamı genişletilecek. Bu yasa ile Alman şirketleri tedarik zincirlerini daha sıkı denetlemek zorunda kalacak ve üç binden fazla çalışanı olan şirketlerin tüm tedarik zincirleri için belirli yükümlülüklere uymaları gerekecek. Bu durumdan yaklaşık 900 Alman şirketi etkilenecek. Yasa, 2024 yılından itibaren binden fazla çalışanı olan şirketler için de geçerli olacak.

Yeni Tedarik Zinciri Yasasının İçeriği

Yasa, Almanya'daki şirketleri, yükümlülüklerini uygulayarak insan haklarına saygı göstermeye zorluyor. Bu yükümlülükler sadece şirketin kendisi için değil aynı zamanda kendi ticari faaliyetleri, sözleşmeli bir ortağın eylemleri ve diğer (dolaylı) tedarikçilerin eylemleri için de geçerli olacak. Bu da şirketlerin sorumluluğunun artık kendi fabrika kapılarında bitmediği ve tüm tedarik zinciri boyunca devam ettiği anlamına geliyor.

Yasanın uygulanabilmesi için şirketlerin tedarik zincirlerindeki riskleri belirlemesi, değerlendirmesi ve önceliklendirmesi öneriliyor. Daha sonrasında bu değerlendirme sürecinin ardından insan hakları ihlallerini ve çevreye verilen zararı önlemek veya en aza indirmek için önlemler alması gerektiği ifade ediliyor. Diğer yükümlülükler arasında tedarik zincirlerinde yer alan kişiler için şikâyet kanallarının oluşturulması ve tedarik zinciri yönetimine ilişkin düzenli raporlama yapılması da yer almakta.

Yasanın korumayı ve önlemeyi hedeflediği temel konular ise;

-Çocuk işçiliğine, zorla çalıştırmaya ve ayrımcılığa karşı koruma,

-Arazi gaspına karşı koruma,

-İş sağlığı ve güvenliği·,

-Adil ücret hakkı,

-Sendika kurma hakkı,

-Çevre ihlallerine karşı koruma.

Şirketler Yasadan Nasıl Etkilenecek?

Şirketlerin risk analizi yapması, risk yönetimi ve bir şikâyet mekanizması oluşturması ve bu önlemleri kamuya açık bir şekilde raporlaması gerekiyor. İşletme içinde veya doğrudan tedarikçiler tarafından ihlallerin olması durumunda da şirketlerden gereken önlemleri alması bekleniyor.

Kurallara uyum Federal Ekonomi ve İhracat Kontrol Ofisi'nin (BAFA) yeni bir şubesi tarafından izlenecek ve şirketler tarafından sunulan zorunlu raporlarla denetimi gerçekleştirilecek. Yeni kuralları ihlal etmeleri hâlinde şirketler, 8 milyon avro nakit para ya da yıllık küresel satışlarının %2'sine kadar para cezasına çarptırılabilecekler. Ayrıca şirketler kamu ihalelerinden de dışlanabilecek.

Yeni yasa Almanya’da tartışılan ve farklı fikirlerin ortaya çıktığı bir konu hâline geldi. İktidardaki koalisyonun üyesi olan Hür Demokratlar (FDP), yasanın yürürlüğe girmesinin ertelenmesini savunurken, Yeşiller ve Sosyal Demokratlar (SPD) yasanın devam etmesini istiyor. Aralık 2022’de, Tedarik Zinciri Yasası’nı başlangıçta desteklemiş olan Hıristiyan Demokratlar (CDU), başlangıç tarihini 2025'e çekmek için Federal Meclis’e bir önerge sundu ama bu önerge kabul edilmedi.

Yeni yasayı eleştiren Alman şirketleri de tüm tedarik zincirlerini kontrol etmenin imkânsız olduğunu belirtiyor. Örneğin Alman telekom devi Deutsche Telekom 20 bin tedarikçisi olduğunu söylerken, otomobil üreticisi Volkswagen 40 bin, kimyasal madde üreticisi BASF ise son ürünlerine katkıda bulunan yaklaşık 70 bin ayrı firma olduğuna dikkat çekiyor.

AB ve Avrupa Ülkelerindeki Benzer Yasalar

Birleşik Krallık’taki Modern Kölelik Yasası veya Fransa’da Tedbirli Olma Yükümlülüğü Yasası insan hakları konusunu içeren yasalara örnek olarak gösterilebilir. AB de bu konuya istinaden Şubat 2022’de küresel değer zincirlerinde insan haklarına ve çevreye saygı paketini açıklamıştı.

Yeni düzenlemeden etkilenen AB şirketleri iki gruba ayrılıyor. İlk grup, 500'den fazla çalışanı ve dünya çapında 150 milyon avrodan fazla net cirosu olan yani belirli bir büyüklüğe ve ekonomik güce sahip tüm şirketleri kapsıyor. İkinci grup da birinci gruptaki eşikleri karşılamayan, ancak 250'den fazla çalışanı ve dünya çapında 40 milyon avro net cirosu tanımlanmış yüksek etkili sektörlerde faaliyet gösteren diğer şirketlerden oluşuyor.

Komisyon tarafından şirketlerin küresel değer zincirlerinde insan haklarına ve çevreye saygı duyması için kurallar koyan yönerge, küresel değer zincirleri boyunca sürdürülebilir ve sorumlu kurumsal davranışı teşvik etmeyi amaçlıyor. Şirketler, sürdürülebilir bir ekonomide kilit rol oynuyor ve bu sebepten ötürü, şirketlerden çocuk işçiliği ve işçilerin sömürülmesi gibi insan hakları ihlallerine veya kirlilik gibi çevreye olumsuz etki edecek faaliyetleri belirlemeleri, önlemeleri ve sona erdirmeleri isteniyor. Bu yeni kurallar işletmeler için yasal zorunluluk ve eşit şartlar demek olurken tüketiciler ve yatırımcılar için de daha fazla şeffaflık anlamına geliyor. Yeni AB kuralları ayrıca yeşil geçiş sürecine ve Avrupa'da insan haklarının korunmasına katkı sağlayacak.

Yeni Yasa Almanya’nın Türkiye ile Ticaretini Nasıl Etkileyecek?

Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülke olan Almanya ile arasındaki ikili ticaret hacmi 40 milyar avro civarında ve Türkiye'de 7 bin 800'den fazla Alman ya da Alman sermayeli Türk şirketi faaliyet gösteriyor. Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Thilo Pahl'a göre yeni yasa, Türkiye ve Almanya arasındaki ticari ilişkileri büyük ölçüde değiştirebilme potansiyeline sahip. Pahl, Almanya'daki şirketlerin bu yeni yasaya bağlı kalacaklarını ve Türkiye'deki tedarikçilerine yeni gereklilikleri karşılayıp karşılamadıklarını soracaklarını belirtti.

Pahl, Türkiye’nin iyi altyapısı, iyi lojistik ve sanayi üsleriyle tedarik zincirindeki riskleri en aza indirmek isteyen Alman ya da Avrupalı şirketler için iş yaptıkları diğer şirketlere alternatif olabileceğini vurguladı. Pahl, çoğu Türk şirketinin küresel uygulamaları takip ettiğini, her konuda en yüksek kaliteyi koruduğunu ve tüm gereklilikleri yerine getirdiğinin altını çizdi.

Pahl son olarak Türkiye’nin bu konuda genel olarak iyi bir durumda bulunduğunu ancak uluslararası ticarette yer almak istiyorsa kendisini daha fazla hazırlaması gerektiğini belirterek, aksi takdirde Avrupa’daki tüm ülkelerin ileriki dönemde bu tarz bir yasa hazırlayacağını ve Türkiye bu gereklilikleri yerine getirmezse Almanya ve tüm AB ile ticaret yapma şansının azalacağını ifade etti.

Yeni Alman yasası, Alman şirketleriyle iş yapan Türk firmalarının gereklilikleri yerine getirmesini, şikâyet mekanizmaları kurmasını ve düzenli aralıklarla durum tespiti faaliyetlerini raporlamasını zorunlu hâle getirecek.

Yaklaşık 30 bin Türk şirketinin bu düzenlemeden etkilenmesi bekleniyor. Yasa, firmaların işçi hakları stratejilerine ilişkin açık bir politika beyanına sahip olmalarını ve bir insan hakları ombudsmanı atamalarını zorunlu kılıyor.

Türk firmaları, başta üretim süreçlerinde tehlikeli kimyasal kullanımının önlenmesi olmak üzere, çevresel durum tespiti yükümlülüklerine de uymak zorunda olacak. Örneğin, Türk firmalarından üretim süreçlerinde cıva ve cıva katkılı ürünlerin kullanımının yasaklanması bekleniyor. İleriki süreçte, Almanya’ya ve diğer AB Üye Devletlerine ihracat yapan Türk firmalarının Alman ve diğer Avrupalı iş ortaklarıyla çalışabilmeye devam edebilmesi için Tedarik Zinciri Yasası’ndaki kurallara uyması ve bu kuralları baz alarak üretim yapması gerekecek.

Zafer Can DARTAN, İKV Uzman Yardımcısı