Avrupa Birliği, “2020 Çevre Hedefleri” çerçevesinde karbondiyoksit (CO2) emisyonlarının yüzde 20 oranında azaltılmasını ve yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji içindeki kullanım oranının yüzde 20 artırılmasını öngördüğünü açıklamıştı. Böylelikle AB, her ne kadar yasal bir bağlayıcılığı olmasa da enerji tasarrufunda yüzde 20’lik bir atışı hedefliyor. Bunun yanında, Mart ayında açıklanan “düşük karbon yol haritasında” bu hedeflerin yüzde 25’e çıkarılabilineceği belirtildi. Ekim 2009’da AB, gelişmiş ülkelerin emisyonları 2050 yılına kadar yüzde 80 ile 95 arasında azaltmasını onaylamıştı. Bu hedef, Birleşmiş Milletler tavsiyeleri ile uyumlu ve iklim değişikliği ile mücadele için uygun olarak belirlenen hedefler.
Ancak tüm bu hedefler AB iş çevreleri tarafından endişe ile takip ediliyor. Bu konuya ilişkin İngiliz Sanayicileri Konfederasyonu’nun (CBI) 26 Nisan tarihinde yayımladığı raporda mali riskler, yenilenebilir enerji projelerinin onaylarının gecikmesi ve politikalardaki belirsizlikler nedeniyle İngiltere’nin AB 2020 Çevre Hedefleri’ne ulaşamayacağı belirtildi. Konuya ilişkin yaptığı açıklamada İngiliz CBI Politika Yöneticisi Katja Hall “iş dünyası yeni düşük karbon altyapısının inşasına devam edilmesini istiyor ama yine de politikalarda çok fazla belirsizlik var. Hükümetin bu konuda kesin bir rota belirlemesi ve ondan şaşmaması gerekiyor” dedi.
Bu raporun ardından 27 Nisan’da Fransız Yenilenebilir Enerji Birliği (SER) de, Fransa’nın mali destek eksikliği, özellikle rüzgar enerjisi projelerinde karşılaşılan bürokratik engeller nedeniyle hedefleri tutturamayacağını açıkladı. SER Başkanı Jean-Louis Bal, “2020 Hedefleri’ne ulaşılabilmesi için kuruluşun yeni bir mevzuat teklifi hazırlayabileceğini” kaydetti ve “eğer 2015’e kadar beklersek o zaman çok geç olabilir” uyarısında bulundu. Fransa hâlihazırda 6 GW rüzgâr enerjisi üretme kapasitesine sahip ancak SER, 2020’ye kadar bu rakamın 25 GW olması gerektiğini, ancak bu şekilde 2020 Hedefleri’nin yakalanabileceğini ileri sürüyor.
BusinessEurope İklim Birimi Sözcüsü Folker Franz da konuya ilişkin “idarî gecikmelerin ulusal düzeyde sorun olduğunu ve sıkıntının yeniden değerlendirmelere tabi tutulması gerektiğini” ifade etti. “Önümüzdeki on yılda enerji sistemimize büyük yatırım yapmamız gerektiği açıktır” diyen Franz “AB düzeyinde öncelik sınır ötesi altyapı, ağlar ve boru hatları olmalıdır” şeklinde konuştu.