8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Bir Bakış
Her yıl 8 Mart’ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü, kadın haklarının ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemine dikkat çekmekle beraber kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi kazanımlarını kutlamayı da amaçlıyor. Bu küresel gün için her yıl Dünya Kadınlar Günü (International Women’s Day-IWD) Dijital Merkezi ve BM tarafından yeni temalar oluşturuluyor. Bu doğrultuda IWD’nin 2023 yılı teması, dünyada fırsat eşitliğinin neden yeterli olmadığını, hatta fırsat eşitliğinin kapsayıcı olmak yerine bazen dışlayıcı bile olabildiğini tartışmayı amaçlayan EmbraceEquity olarak belirlendi. EmbraceEquity teması, “eşitliğin hedef, hakkaniyetin ise eşitliğe giden yolda araç olduğu”na değinerek “ancak hakkaniyetle davranmak suretiyle eşitliğe ulaşılabileceği” fikrini ortaya koyuyor. Bunu anlatırken de eşitlik ve hakkaniyet (equity) kavramları arasındaki farka vurgu yapıyor. Eşitlik (equality) bireylere veya gruplara aynı kaynaklar ve fırsatlar verilmesi anlamına gelirken, hakkaniyet kavramı herkesin aynı noktadan başlamadığı gerçeğini kabul ederek birey veya gruplara diğerleriyle eşit bir sonuca ulaşmak için ihtiyacı olan veya doğru olan kaynak ve fırsatların verilmesi anlamına geliyor.
BM’nin 2023 yılı Dünya Kadınlar Günü teması da “DigitALL: Cinsiyet eşitliği için inovasyon ve teknoloji” olarak açıklandı. Bu tema ile BM, dönüştürücü teknolojinin ve dijital eğitimin ilerlemesini destekleyen kadınların ve kız çocuklarının ve onların başarılarının önemine vurgu yapıyor. Bu temaya bağlı olarak BM, cinsiyetler arasındaki dijital farkın ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri artırdığının farkına varılmasını sağlıyor. Örneğin, dünyada kadınların %37’si interneti kullanamıyor ve kadınların internete erişiminin erkeklere oranla çok daha az olduğu belirtiliyor.
Son dönemde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda yapılan çalışmalar fırsat eşitliğine ve dijital çağda kadınların yaşadığı zorluk ve imkansızlıklara odaklanıyor.
2022 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu
Dünya Ekonomik Forumu 2006 yılından beri Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nu (Global Gender Gap Report) yayımlıyor. Dünya Ekonomik Forumu’na göre 2021-2022 yılları arasında geçmişe kıyasla küresel cinsiyet eşitsizliğinde bir azalma yaşandı. Raporda, küresel cinsiyet eşitsizliğini temel başlıklar altında inceleyen başlıklar da yer alıyor:
-Sağlık ve hayatta kalma: Temel sağlık ve hayatta kalmadaki cinsiyet farkını ölçüyor.
-Eğitim kazanımı: Eğitime erişim hususundaki cinsiyet farkını ölçüyor.
-Ekonomik katılım ve fırsatlar: İstihdam edilebilirlik, ücret eşitliği ve yönetici pozisyonlarında veya liderlik etmede cinsiyet farkını ölçüyor.
-Siyasi alanda güçlendirme: Siyasi mercilerdeki kadın temsilini ölçüyor.
Aşağıda yer alan tablo, 2022 yılında küresel cinsiyet eşitsizliğinin azalma yüzdelerini, dâhil edilen 146 ülkenin ortalamalarıyla sunuyor:
Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi |
%68,1 |
Sağlık ve hayatta kalma |
%95,8 |
Eğitim kazanımı |
%94.4 |
Ekonomik katılım ve fırsat |
%60,3 |
Siyasi güçlendirme |
%22,0 |
Kaynak: Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu
Rapora göre, sağlık ve hayatta kalma başlığı altında kapanan cinsiyet farkının, diğer başlıklarla kıyaslandığında daha fazla ilerleme kaydettiği görülüyor. Veriler ayrıca, 146 ülkeden 141’inin sağlık konusundaki cinsiyet farkını en az %95 oranında kapattığını ortaya koyuyor. Sağlık ve hayatta kalma sütununa benzer şekilde eğitim kazanımı için de büyük oranda cinsiyet farkının kapandığı görülüyor. 29 ülkede eğitim kazanımında tam cinsiyet eşitliğine erişildiği dikkat çekici bir veri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak Dünya Ekonomik Forumu, eğitime adil erişim konusuna daha fazla odaklanılması gerektiğini de vurguluyor. Ekonomik katılım ve fırsat konusunda her ne kadar kadınların kıdemli pozisyonlarda veya yönetimde rolleri artmış olsa da iş gücü piyasasına katılımda azalmalar yaşandığını da dikkat çekiliyor. Bu başlık özelinde, İran, Afganistan ve Cezayir’de cinsiyet farkının hâlen oldukça fazla olduğu görülüyor. 2022'deki siyasi güçlendirme başlığı için ise 2021'e kıyasla genel bir ilerleme görülmediği not ediliyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinde, sağlık veya istihdam gibi konuların yanı sıra kız çocuklarının eğitime adil erişimi konusu da önem arz ediyor. Bu konuda dünya çapında pek çok eylem planı ve farkındalık çalışmaları yapılsa da kız çocuklarının eğitiminin önünde ülkeler arasında farklılıklar gösteren engeller bulunuyor.
Çok Taraflı Örgütlerde Kadın Liderlerin Sayıca Azlığı Dikkat Çekiyor
BM Kadının Statüsü Komisyonunun Mart 2023 toplantısının ardından saha ofislerinden genel merkezlere, sekreterliklerden yönetim organlarına kadar çok taraflı örgütlerin her düzeyinde kadınların orantılı olarak temsil edilmesi gerektiği çağrısında bulunuldu. Eski ve yeni 62 üst düzey kadın liderin oluşturduğu GWL Voices for Change and Inclusion adlı bir grup tarafından yayımlanan raporda, İkinci Dünya Savaşı sonrasından bugüne kadar incelenen 33 kurumun toplam 382 liderinden sadece 47’sinin kadın olduğu belirtildi. Raporda ayrıca, 13 kurumun İkinci Dünya Savaşı’ndan bugüne bir kadın tarafından yönetilmediği not edildi. Bu kurumlar arasında Dünya Bankası, BM, Uluslararası Atom Enerjisi Örgütü ve Gıda ve Tarım Örgütü yer alıyor. Grup tarafından yapılan açıklamada cinsiyet temelinde dengeli liderliğe geçişin hızlanması için yönetişim reformları yapılması yönünde çalışmalar yaptıklarına da değiniliyor.
AB Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde Hangi Noktada?
AB’de toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarında hâlen katedilmesi gereken yol olsa da özellikle son on yıl içerisinde önemli adımlar atıldı. Örneğin, eşit muamele mevzuatı, toplumsal cinsiyet eşitliğini anaakımlaştırma, toplumsal cinsiyet eşitliğinin AB’nin diğer tüm politika alanlarıyla özdeşleştirilmesi, kadınların ilerlemesi için özel önlemlerin alınması, iş gücü ve istihdamda kadının rolünün artırılması gibi birçok konuda ilerleme meydana geldi.
AB’nin 2020-2025 yıllarını kapsayan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Stratejisi bu alandaki gelişmelere bir çerçeve çiziyor ve AB kurumları bu stratejiler ışığında öneriler veriyor. Bu stratejiler, toplumun her kesiminin özgürlüklerini sağlamak ve gelişmek için eşit fırsatlara sahip olunan Eşitlik Birliği’ne (Union of Equality) ulaşmayı amaçlıyor.
Ücret Şeffaflığı Önem Arz Ediyor
Komisyon, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Stratejisi kapsamında ilk çıktılardan biri olarak 4 Mart 2021 tarihinde ücret şeffaflığı önlemlerini önerdi. “Eşit işe eşit ücret” (equal pay for equal work), Avrupa Birliği’nin İşleyişine İlişkin Antlaşma’nın (Treaty on the Functioning of the European Union-TFEU) 157. Maddesi’nde yer alan temel bir ilke olarak bulunuyor. AB Üye Devletlerinin bu konudaki asıl amacı, aynı veya eşit değerdeki işlerin ücretlendirmesinin tüm yönlerinde ve koşullarında cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldıran bir Birlik oluşturmak oluyor. Bu konudaki en önemli meselelerden birisi de ücret şeffaflığı. Kadınların pek çoğu ücret şeffaflığı olmadığı için çalıştıkları işlerde ücret ayrımcılığı olduğunun farkında değil. Ücret şeffaflığının olmaması ise ücret eşitsizliğinin doğru bir şekilde analiz edilememesine sebep oluyor. 4 Mart 2021 tarihinde ücret şeffaflığıyla ilgili sunulan önerinin ardından 15 Aralık 2022’de AP ve AB Konseyi ücret şeffaflığı önlemlerine ilişkin olarak siyasi bir anlaşmaya vardı. Yeni kurallar, ücret ayrımcılığı mağdurlarının adalete erişimini iyileştirmenin yanı sıra, kadınlar ve erkekler arasında eşit ücret ilkesinin daha fazla şeffaflıkla ve etkili bir şekilde uygulanmasını sağlayacak.
Değerlendirme
Dünya çapında cinsiyetler arası farkın kapanması konusunda sağlık ve eğitimde pozitif ilerlemeler görülürken; ekonomik katılım, istihdam ve siyasi güçlenme alanlarında hızlı gelişmeler kaydedilmediği dikkat çekiyor.. Nitekim, AB’nin toplumsal cinsiyet eşitliği raporları incelendiğinde de eşitliğin en çok sağlandığı alanın diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi sağlık olduğu görülüyor. Avrupa Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü’nün (European Institute for Gender Equality-EIGE) 2022 yılı için oluşturduğu Cinsiyet Eşitliği Endeksi verilerine göre 27 Üye Devletin ortalama puanı 100 üzerinden 68,6 oldu. Ülkelerin puanları kadınların iş, para, bilgi, zaman, güç ve sağlığa erişimi ve ayrıca eşitsizlikler ve kadınlara yönelik şiddet parametreleri dikkate alınarak hesaplandı. AB ortalamasının 68,6 olduğu durumda 83,9 ile en yüksek endeks İsveç’e, 53,4 ile en düşük endeks ise Yunanistan’a ait oldu.
Öte yandan, incelenen raporlarda dünya çapında kadınların teknolojiye erişiminin ve dijital becerilerinin artırılmasının önemine de değiniliyor. AB dijital dönüşüme oldukça fazla önem verdiği gibi bu konuyu toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarına da yansıtmak için çabalıyor. Dünyadaki toplumsal cinsiyet eşitliğine genel çerçevede bakıldığında ilerlemeler olduğunu da söylemek mümkün. Öte yandan, hem AB hem de BM raporları, kadınların kurum ve kuruluşlarda önemli pozisyonlarda görev alması konusunda daha çok yol alınması gerektiğine işaret ediyor.
Nagehan Nur Uysal, İKV Uzman Yardımcısı