İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
16-31 MAYIS 2023

KÜRESEL GÜNDEM: Çin’den Orta Asya’da Yeni Kalkınma Hamlesi: Çin-Orta Asya Zirvesi

Çin’den Orta Asya’da Yeni Kalkınma Hamlesi: Çin-Orta Asya Zirvesi

2023’ün mayıs ayı, Asya kıtasında siyaset gündeminin hareketli geçtiği bir döneme tanıklık etti. Bir yanda Çin’in Shaanxi Eyaletinde bulunan tarihî İpekyolu’nun başlangıç noktasında yer alan Xi’an şehrinde Çin ile Orta Asya Cumhuriyetleri arasında ilk defa Liderler Zirvesi düzenlenirken, diğer yanda ise Japonya ev sahipliğinde Hiroşima’da G7 Zirvesi gerçekleştirildi. Her iki zirvenin ortak konusu ise Çin’di. Nitekim Çin, G7 Zirvesi’nde neredeyse “kötü adam” ilan edilirken, Çin-Orta Asya Zirvesi’nde Orta Asya ülkelerinin kalkınmasını ve bölgesel iş birliğini teşvik eden ve bu yönde planını açıklayan bir lider konumundaydı.

Çin-Orta Asya Zirvesi

Çin-Orta Asya Zirvesi’ne Çin’in yanı sıra eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri olan Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan da katıldı. Taraflar arasında, yakın geçmişte dışişleri bakanları düzeyinde 2020, 2021 ve 2022 yıllarında ve en son olarak da 27 Nisan 2023 tarihinde toplantılar yapılmıştı. Ancak 18-19 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen Çin-Orta Asya Zirvesi, devlet başkanları düzeyinde gerçekleştirilen ilk toplantı oldu.

Xi Jinping Zirve’de “Karşılıklı Yardım, Ortak Kalkınma, Evrensel Güvenlik ve İlelebet Dostluk Temeli Üzerine Kurulu bir Geleceği Paylaşan Çin-Orta Asya Topluluğu için Çalışmak” başlıklı bir açılış konuşması gerçekleştirdi. Çin Devlet Başkanı konuşmasında, uluslararası siyaset gündemindeki değişikliklere rağmen iyi komşuluk ve karşılıklı fayda temelinde ilerleyen ilişkilerin zaman içinde komşuluktan stratejik ortaklıklara ve “ortak geleceği paylaşan bir topluluğa” dönüştüğünü vurguladı ve bu Zirve ile birlikte ilişkilerde yeni bir devrin başlayacağına dikkat çekti.

Bağlantılı bir Orta Asya’nın önemine vurgu yapan Xi Jinping, bu hedefe ulaşmak için ortak bir geleceği olan Çin-Orta Asya Topluluğu vizyonunu hayata geçirmenin temel ilkelerini karşılıklı yardım, ortak kalkınma, evrensel güvenlik ve ilelebet dostluk olarak ortaya koydu. Bu açıdan Çin ve Orta Asya Cumhuriyetleri arasındaki güvenin derinleştirilmesi ve tarafların egemenlik, bağımsızlık, ulusal itibar ve uzun vadeli kalkınma gibi ortak temel çıkarlara ilişkin birbirlerine “açık ve güçlü destek” vermeleri gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca Xi Jinping, bu yeni oluşturulan platformda bir araya gelen altı ülkenin içişlerine yapılan dış müdahalelere karşı direnmeleri ve terör, ayrılıkçılık ve aşırı uç görüşlere sıfır tolerans yaklaşımının benimsenmesi gereğini vurguladığı konuşmasında, ülkesinin kanunların uygulanması, güvenlik ve savunma kapasitesi oluşturma konusunda Orta Asya Cumhuriyetlerine destek vermeye hazır olduğunu ifade etti. Ayrıca kalkınma planı doğrultusunda altyapı ve ticaret açısından gelişen bölge ülkelerinin Çin ile iş birliği sonucu güçleneceğini ve bu şekilde oluşturulan yeni düzenden herkesin kazançlı çıkacağına vurgu yaptı.

Xi Jinping’in açılış konuşması altyapı ve ticareti artırarak bölge ülkelerinin gelişmesini amaçlayan Çin’in “büyük kalkınma planı” olarak anılıyor. Beş Orta Asya ülkesinin kalkınma stratejilerini koordine etmeyi ve bu ülkelerin modernleşmesini teşvik etmeyi hedefleyen planın uygulanmasının bölgedeki ekonomik kalkınmayı destekleyeceği ve bölgesel barış ve istikrarı arttıracağı öngörülüyor.

Çin’in sunduğu “büyük kalkınma planı”nın ana maddeleri arasında:

  • -Sanayi ve yatırım, tarım, ulaşım, eğitim, acil yardım ve siyasi partiler üzerine toplantı ve diyalog mekanizmaları oluşturmak;
  • -Ekonomik ve ticari ilişkilerin artırılması amacıyla ticareti kolaylaştırıcı önlemler almak, gümrük işlemlerini hızlandırmak için yeşil hatlar oluşturmak ve mal ticaret borsası oluşturmak;
  • -Bağlantısallığı artırmak amacıyla sınır ötesi yük taşımacılığı hacmini artırmak, Hazar Denizi üzerinden bir uluslararası ulaşım koridoru oluşturmak, hava taşımacılığı pazarını açmak ve bölgesel lojistik ağ inşa etmek, Çin-Avrupa Hızlı Demiryolu inşaatını hızlandırmak, kapasitesi olan işletmeleri Orta Asya ülkelerinde depo açmak ve kapsamlı dijital hizmet platformu oluşturmak konusunda teşvikler vermek;
  • -Enerji iş birliğini genişletmek amacıyla Çin-Orta Asya Enerji Kalkınma Ortaklığını kurmak, Çin-Orta Asya Doğalgaz Boru Hattı’nın D hattının inşasını hızlandırmak, petrol ve doğalgaz ticaretini artırmak, enerji tedarik zincirlerinin her aşamasında ve yeni enerji ile nükleer enerjinin barışçıl kullanımı için iş birliği yapmak,
  • -Yeşil inovasyonu teşvik etmek amacıyla su tasarrufu yapan sulama yöntemleri geliştirmek, kurak topraklarda tarım için ortak laboratuvarlar kurmak, Aral Denizi’nin ekolojik sorunlarını çözmek, Orta Asya ülkelerinin Kuşak ve Yol Girişimi kapsamındaki sürdürülebilir teknoloji, inovasyon ve start-up gibi özel programlara katılmalarını desteklemek;
  • -Kalkınma kapasitesini artırmak ve yoksulluğu azaltmak amacıyla özel bir Çin-Orta Asya iş birliği programı oluşturmak, teknoloji ve beceri geliştirme programlarını oluşturmak, Çin menşeli şirketlerin Orta Asya’da daha fazla yerel istihdam yaratmasını teşvik etmek ve Orta Asya ülkelerine finansman desteği ve hibe sağlamak;
  • -Medeniyetler arasında diyaloğu güçlendirmek amacıyla Orta Asya ülkelerinin “Kültürel İpek Yolu” programına katılmalarını sağlamak, bu ülkelerde geleneksel tıp merkezleri ve kültür merkezleri açmak, Orta Asya ülkelerine hükümet bursları vermek, “Çin-Orta Asya Kültürel ve Turizm Başkenti” programını başlatmak ve kültürel turizm için özel tren hizmetleri oluşturmak;
  • -Bölgede barışı korumak amacıyla güvenlik, savunma, kanunların uygulanması konularında iş birliği yapmak, terörle mücadele için destek sağlamak ve siber güvenlik alanında birlikte çalışmak, Afganistan’da barış ve yeniden yapılanmayı teşvik için koordinasyon mekanizmalarını kullanmaya devam etmek yer alıyor.

2022 yılı içinde Çin ve Orta Asya arasındaki ticaretin 70 milyar dolar gibi rekor bir miktara ulaştığını; bunun 31 milyar dolarlık kısmının Kazakistan’la, 15,5 milyar dolarlık kısmının Kırgızistan’la, 11,2 milyar dolarlık kısmının Türkmenistan’la, 9,8 milyar dolarlık kısmının Özbekistan’la ve 2 milyar dolarlık kısmının Tacikistan’la gerçekleştiğini söylemek gerekiyor. Orta Asya’nın kalkınmasına yönelik olarak ve bölgedeki ülkeler ile iş birliğini ve ikili ilişkileri artırmak amacıyla Çin, bu ülkelere toplam 3,8 milyar dolar mali yardım ve hibe sağlayacağının taahhüdünü verdi. Sadece Kazakistan ile Çin arasında 22 milyar dolar tutarında anlaşma imzalanması, bu alandaki potansiyeli açıkça ortaya koyuyor.

Zirve sırasında, Kazakistan ile Çin arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve bölgesel ve uluslararası güvenlik ve iş birliğini güçlendirmek yönündeki hedeflerin hem Çin hem de başta Kazakistan olmak üzere diğer Orta Asya ülkeleri tarafından da paylaşıldığı görüldü. Uzmanlar, Kazakistan Devlet Başkanı Tokayev ile Xi Jinping arasındaki toplantı öncesinde, Çin-Orta Asya doğal gaz hattının Kazak bölümünün güvenli ve istikrarlı bir şekilde işlemesini sağlamak ve petrol ve uranyum için iş birliğini derinleştirmek üzere gerçekleştirilen anlaşmanın diğer ülkelerle gıda, enerji ve ulusal güvenliği artırmak için yapılacak ikili iş birliği anlaşmaları için de bir referans olacağına işaret ediyor.

Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, Çin’in Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini derinleştirmesi ve iş birliğini artırmak yolunda bir adım atmış olması, dikkatini Ukrayna’ya çeviren Rusya yerine Çin’in bölgede kalan boşluğu doldurma girişimi olarak yorumlanıyor. Konuşmaların çoğunluğunun ticaret ve yatırımlar üzerinde yoğunlaşmasına rağmen Çin tarafından güvenlik ve savunma konularına da gönderme yapılması, Pekin’in büyük ölçüde ABD’ye yönelttiği küresel güvenlik konusunda giderek artan ilgisinin bir uzantısı olduğuna dikkat çekiliyor. ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilmesinin ardından Washington’un bölgedeki varlığının azalmasıyla Çin’in doğal ve enerji kaynağı zengini bölgede siyasi etkisini artırmak için böyle bir girişimin liderliğine soyunduğu da konuya ilişkin yorumlar arasında. Kendi aralarında önemli bir ticaret koridoru ağına sahip beş eski Sovyet cumhuriyetinin, tedarik zincirlerinde aksama olması durumunda Çin'e yakıt, gıda ve diğer malları taşımak için ciddi bir seçenek imkânı sunması da Çin açısından bir diğer avantaj olarak ortaya çıkıyor.

Xi’an Deklarasyonu

İki gün süren Zirve sonunda açıklanan ve katılımcı ülkeler tarafından imzalanan 19 Mayıs tarihli Xi’an Bildirisi, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in konuşmasında ortaya koyduğu konulara paralel ortak hedefleri ortaya koyuyor. Bu bağlamda tarafların aldığı önemli kararlar arasında, Çin ve Orta Asya ülkelerinin Devlet Başkanlarının bir araya gelebilmeleri için resmî bir mekanizma oluşturulacağı ve her iki senede bir Zirve kapsamında devlet başkanlarının toplanacağı yer alıyor. Birbirlerinin ulusal bağımsızlık, istikrar, güvenlik gibi temel çıkarlarının korunması konusunda görüş birliği içinde olan taraflar, demokrasinin ortak hedef olduğu konusunda da hemfikir olduklarını belirtiyor. Bir Kuşak, Bir Yol girişiminin önemine vurgu yaparak Çin ile Orta Asya ülkeleri arasındaki ticaret hacminin artırılması ve özellikle e-ticaretin geliştirilmesi yönünde karara vardıkları, Orta Asya-Çin Yeni Ekonomik Diyalog Stratejisi oluşturmanın önemini vurguluyor. Orta Asya-Çin İş Konseyi oluşturulması yönünde karara varan taraflar, uluslararası ticareti artırmak amacıyla ulaşım altyapısı geliştirmek ve demiryolları dâhil olmak üzere mevcutların modernleştirilmesinin gereğine dikkat çekiyor. Tarım ve gıda güvenliği konusunda iş birliği kurmak, enerji ortaklıkları oluşturmak ve geliştirmek, kültürel, turizm ve sağlık alanında iş birliği yoluyla “Sağlık İpek Yolu” kurulması yönünde adım atmak, Türkmenistan-Çin doğalgaz boru hattının inşasını hızlandırmak da üzerinde karara varılan konular arasında. İklim değişikliğine ilişkin olarak Paris Anlaşması hedeflerine bağlı olduklarını açıklayan taraflar, yeşil çözümlerin benimsenmesi konusundaki taahhütlerini de dile getiriyorlar. Orta Asya’da istikrar, kalkınma ve zenginlik hedefleri doğrultusunda terörle mücadele, barışın korunması ve ortaklaşa başlatılacak olan Orta Asya-Çin Küresel Dijital Veri Güvenliği Girişimi’nin önemine vurgu yapıyor. Ayrıca Xi’an Deklarasyonu ile bu platformun devamını sağlamak amacıyla İkinci Çin-Orta Asya Zirvesi’nin 2025 yılında Kazakistan’da yapılması kararlaştırıldı.

Eşzamanlı Gerçekleştirilen G7 Zirvesi’nde Çin’e İlişkin Alınan Kararlar

G7 ülkeleri, Zirve sonrasında açıklanan Bildiride, Çin ile yapıcı ve istikrarlı ilişkiler inşa etmek yönündeki isteklerini dile getirmekle birlikte, ekonomik dayanıklılık için risksizleşme ve çeşitlendirmenin önemini vurgulayarak, kendi ekonomik canlılıklarını korumak amacıyla kritik önem taşıyan tedarik zincirlerinde fazla bağımlılıkları azaltma kararı aldıklarını ifade etti. G7 ülkeleri, Çin’le ekonomik ilişkilerin sürdürülebilir olabilmesi ve uluslararası ticaret sisteminin güçlendirilmesi açısından çalışanlar ve şirketler için adil bir düzen olması yönünde ısrarcı olacaklarını, kötü niyetli uygulamalara karşılık vereceklerini ve ekonomik baskı uygulamaları karşısında dayanıklılığı artıracaklarını ve ulusal güvenliğe tehdit olarak kullanılabilecek ileri teknolojin korunması gereğinde karara vardıklarını belirtti. Ayrıca Güney Çin Denizi ve Tayvan’da barış ve istikrar ile Tibet’te insan haklarının korunması konusunda ve Çin’in Rusya’ya Ukrayna konusunda baskı yapması için çağrıda bulundu.

G7 ve Çin-Orta Asya Zirvesi’ne Dair…

G7 zirvelerinin öneminin tartışıldığı ve Hiroşima’da yapılan toplantıda Çin’e ilişkin birtakım olumsuz göndermelerin yapıldığı bir dönemde, Çin’in Orta Asya’da liderliğe soyunma girişimi olarak görülen Çin-Orta Asya Zirvesi’nde devlet başkanları düzeyinde tarafların bir araya gelmesi, uluslararası güç dengelerinin değişmekte olduğunun bir göstergesi. Batı tarafından tehdit olarak görülen Çin’in, Orta Asya ülkeleri ile yakınlaşma sürecine girmesi ABD tarafından ortaya koyulan Çin’in ekonomik baskı kuran bir güç imajını dengelemeye çalıştığı şeklinde yorumlanıyor. Dengelerin zaman içinde nasıl değişeceği, Çin’in Orta Asya’daki konumunun nasıl evrileceği ve Rusya’nın bu durum karşısındaki tutumunun ne olacağı ise bekleyip görmek gereken bir gelişme olacak.

Şehnaz Dölen, İKV Kıdemli Uzmanı