ULUSLARARASI KAMUOYU LİBYA’DA YAŞANAN OLAYLARDAN ENDİŞE DUYUYOR
Tunus ile başlayan halk ayaklanmaları dizisi, Mısır, Yemen, Bahreyn ve Libya gibi birçok bölge ülkesini de etkisi altına aldı. Mısır ve Tunus’un ardından olaylar son olarak Libya’ya sıçradı. Libya’da Muammer Kaddafi rejimine karşı başlatılan halk ayaklanmaları, Kaddafi’nin göstericilere karşı uyguladığı orantısız güç nedeniyle neredeyse iç savaşa dönüştü. Başkent Trablus’taki eski sarayından halka seslenen Kaddafi, ülkesinde Mısır ve Tunus’taki gibi devrimlere izin vermeyeceğini söylerken, konuşmasının sonunda halka sokaklara inme ve savaşma çağrısında bulundu. Öte yandan, Kaddafi rejimini destekleyen silahlı kuvvetlerin göstericilere karşı silahlı saldırılarda bulundukları ve olaylarda yüzlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı bildiriliyor. Bilindiği üzere olaylar, 15 Şubat 2011’de İnsan Hakları Savunucusu Fethi Tebril’in tutuklanmasına karşı başlatılan gösteriler ile başlamış ve bu eylemlere Bingazi’deki diğer grupların katılması ile birlikte “demokrasi ve özgürlük” taleplerinin dile getirildiği ve Kaddafi’nin iktidarını hedef alan protestolara dönüşmüştü.
Uluslararası kamuoyunda da Kaddafi’ye ve baskıcı rejimine yönelik tepkiler yağıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, 22 Şubat 2011 tarihinde Libya’daki durumu değerlendirmek üzere bir toplantı gerçekleştirdi. Konsey’den yapılan açıklamada, Libya’daki gelişmelerin “büyük kaygıyla” izlendiği belirtilirken, ülkede şiddetin derhal son bulması ve Libya halkının meşru taleplerine derhal yanıt verilmesi istendi. Bunun yanı sıra BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon gazetecilere yaptığı basın açıklamasında “Bu kritik durumda, uluslararası toplumun Libya’da hızlı ve barışçıl bir geçişin sağlanması için birlik içinde hareket etmesi zorunludur” ifadelerini kullanırken, Libya’da sivillere yönelik saldırıların insan hakları hukuku ihlali olduğunu ve saldırıları kınadığını belirtti. Ayrıca, 26 Şubat 2011’de gerçekleştirilen BM Güvenlik Konseyi toplantısında, Libya’da Kaddafi rejimine yönelik yaptırım öngören karar tasarısı “oybirliğiyle” kabul edildi. Seyahat yasağının yanı sıra, Kaddafi ve yakın çevresindeki 5 kişinin mal varlıkları donduruldu.
Libya’da yaşanan olaylara Avrupa Birliği de tepkisini gösterdi. 21 Şubat 2011’de gerçekleştirilen AB Dışişleri Bakanları Konseyi’nde, Kuzey Afrika’daki olaylardan endişe duyulduğu ifade edilirken, Üye Devlet Büyükelçileri de Brüksel’de toplantı kararı aldı. Özellikle Fransa ve Almanya, Kaddafi rejimine, aralarında seyahat yasakları, silah ambargosu ve mal varlıklarının dondurulması gibi birtakım yaptırımların uygulanması konusunda ısrar ederken, İtalya, Malta ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler ise temkinli bir şekilde karar alınması gerektiğini savundu. İtalya, uygulanacak yaptırımların doğuracağı ekonomik sonuçlar ve Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya yaşanan göçmen akınının artması konularındaki çekincelerini dile getirdi. Ancak, İtalya ve diğer üye ülkelerin de onay vermesiyle, Libya’ya karşı yaptırım uygulanması kararı alındı. Karar tasarısı, Kaddafi’nin yakın çevresindekilere yönelik vize yasağı ve bu kişilerin mal varlıklarının dondurulması gibi önlemler öngördü.
Bu arada Libya’daki şiddet olaylarının artabileceği kaygısıyla petrol fiyatları da yükseliyor; zira Libya önemli bir petrol üreticisi konumunda. Petrolün fiyatı varil başına 105 dolara çıkarken, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki protesto gösterilerinin yayılmasından duyulan kaygıların fiyatları daha da artırması bekleniyor.