KÜRESEL GÜNDEM: Birleşik Krallık Göç Politikasını Katılaştırıyor
Birleşik Krallık Göç Politikasını Katılaştırıyor
Birleşik Krallık Hükümeti, 7 Ağustos 2023 tarihinde, başvuru süreçleri devam eden bazı yasadışı mültecileri, -seçme hakkı vermeksizin- İngiltere’nin güney sahilinde Portland Limanı’nda bulunan ve daha önce de başka ülkelerce benzer amaçlarla kullanılan dev gemi Bibby Stockholm’e yerleştirmeye başladı. Yardım ve sağlık kuruluşlarından itfaiye örgütüne kadar birçok kesimin, insani nedenler ve sağlık ve potansiyel yangın tehlikesi nedeniyle mültecilerin iltica başvuruları değerlendirilirken cezaevi koşullarını andıran şartlarda tutulmasına karşı çıkmasına rağmen plan uygulamaya konuldu.
Hükümet, 200 odasında 500 kişiyi barındırma kapasitesine sahip olan üç katlı dev gemi ile hâlihazırda 50 bin mültecinin birikmiş başvuruları değerlendirilirken yerleştirildikleri otellerin günlük 6 milyon sterlin maliyetinden tasarruf etmek istiyor. Ayrıca küçük botlarla İngiltere sahillerine gelenlerin otelde kalacakları düşüncesinin cazibesini ortadan kaldırmak istediklerini açıklayan hükümet, Bibby Stockholm adlı geminin mültecilere “temel ihtiyaçlara cevap veren ve işlevsel” barınak imkânı sağlamanın yanı sıra sağlık, yemek ve güvenlik hizmetleri de vereceğini ifade etti. Ancak ilk mültecilerin gemiye yerleştirilmesinden birkaç gün sonra 11 Ağustos’ta geminin su sisteminde son derece tehlikeli ve ölümle sonuçlanabilecek hastalıklara neden olabilen legionella bakterisi bulunması nedeniyle gemi boşaltılmak zorunda kaldı.
Yasadışı yollardan BK’ya gelen mültecilerin bazılarının söz konusu gemiye yerleştirilmeleri yönündeki tartışmalı karar, Brexit sonrası BK’nın değişmeye başlayan göç politikasının sonuçlarından en sonuncusu. Boris Johnson’ın Başbakanlığı sırasında Nisan 2022’de açıklanan mültecilerin güvenli bir üçüncü ülke olarak Ruanda’ya gönderilmesi planı ile görünür hâle gelen değişimin sürdürülmesi ile ilgili olarak tek sorumlu olmasa da önce Liz Truss’ın şimdi de Rishi Sunak’ın İçişleri Bakanı olarak görev yapan Suella Braverman’ın ön planda olduğu görülüyor. Göçle ilgili yorumları ve kararları nedeniyle BK siyasetinde bir süredir tartışmalı bir kişi konumunda olan Braverman, bakteri hadisesinin varlığına ilişkin İçişleri Bakanlığı’nın önceden bilgi sahibi olup olmadığı tartışmaları etrafında gemi planından vazgeçmesi için büyük baskı altında. Her gün yeni bir gelişme ile karşı karşıya kalınması nedeniyle hâlihazırda evrilmekte olan bir konu olduğu için olayların bundan sonra ne şekil alacağını beklerken bu noktaya nasıl gelindiğine bakmakta yarar var.
Yeni Göç Politikasının Dönemeçleri
Mart 2023’teki Ruanda’ya resmî ziyareti sırasında, BK İçişleri Bakanı Suella Braverman ve Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame, göç konusunda iş birliği için kararlı olduklarını açıkladı. Yeni tür bir anlaşma kapsamında, BK ile Ruanda arasında, BK’ya “tehlikeli, gereksiz ve yasadışı” yollarla gelen mültecilerin Ruanda’ya yerleştirilmelerini içeren bir Göç ve Ekonomik Kalkınma Ortaklığı Anlaşması yapıldı. BK Hükümeti tarafından Yasadışı Göç Yasa Tasarısı’nın altyapısını hazırlamak amacıyla atılan bu adım yasal olmadığı gerekçesiyle çok büyük eleştiriler aldı. Mültecilerin Ruanda’ya gönderilmesine yönelik anlaşma kapsamında, mültecileri taşıyan ilk uçağın Haziran 2022’de kalkması gerekirken, yasal sorunlar nedeniyle konu Yüksek Mahkeme’ye taşındı. Yüksek Mahkeme inceleme sonrasında aralık ayında Ruanda planının yasal olduğu kararını verdi. Daha sonra Temyiz Mahkemesi’ne götürülen konu ile ilgili olarak ise Temyiz Mahkemesi, 2023’ün haziran ayında Ruanda planının yasal olmadığına ve Avrupa İnsan Hakları Anlaşması’nın 3. Maddesi’ni ihlal etme tehlikesi olduğuna ilişkin kendi kararını açıkladı. Bunun üzerine BK Hükümeti konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürme kararı aldı. Anaya Mahkemesi’nin kararının sonbaharda çıkması bekleniyor.
Bu arada 2023 yılının ocak ayında hükümetinin beş önceliğini açıklayan Rishi Sunak’ın, en son önceliği, Manş Denizi’ni geçerek BK’ya Fransa’dan mülteci taşıyan küçük botların durdurulmasıydı. 2022 yılında 45 bin 755 göçmen, bu yolu kullanmak suretiyle Britanya Adası’na giriş yaptı. Bu sayının, 2018 yılında ülkeye giriş yapan göçmenlerin sayımının başlanmasından beri en yüksek sayı olması, konunun daha fazla dikkat çekmesine neden oldu.
2022 yılında BK’da yapılan iltica başvurularının %45’inin küçük botlarla ülkeye gelen göçmenlerden oluştuğu tespit edilmiş durumda. 2023 yılı rakamlarına bakıldığında, Haziran’da bugüne kadarki en yüksek sayı olarak 3 bin 824 kişinin botlarla Fransa’dan geçtiği ve bu sayının 9 Temmuz 2023 itibarıyla 12 bin 772 kişiye ulaştığı biliniyor.
Tarihsel olarak bakıldığında, BK’ya yapılan iltica başvuruları; Afganistan, Somali ve Irak’taki çatışmalardan kaçanlardan dolayı 2002 yılında yaklaşık 103 bin olarak gerçekleşti. 2010 yılında en düşük seviyelere ulaşan iltica başvuruları 2010 sonrası Suriye’deki savaş ortamı nedeniyle giderek artarak 2022 yılında 89 bine ulaştı. Arnavutluk’tan gelen göçmenler 16 bin ile 2022 yılında en fazla başvuru yapan grup oldu ve bunların da %67’si küçük botlarla ülkeye girdi. Arnavutluk’u sırasıyla Afganistan, İran, Irak ve Suriye’den gelen göçmenler izledi.
Bu sayıların etkisiyle zaten henüz sonuçlanmamış 50 bin başvurunun altından kalkmakta zorlanan Sunak Hükümeti, yeni bir yasa çıkarmak üzerinde yoğunlaştı. Hükümet tarafından Parlamentoya sunulan Yasadışı Göç Yasa Tasarısı, Muhafazakâr Parti içinde aralarında eski Başbakan Theresa May’in de bulunduğu kıdemli parti üyeleri tarafından eleştirildi.
BK Yasadışı Göç Yasası, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası arasındaki çekişmenin ardından, 17 Temmuz 2023 tarihinde Parlamento’dan geçerek 20 Temmuz tarihinde Kral tarafından da onaylanmak suretiyle yasalaştı. Buradaki sorun Ruanda planının Temyiz Mahkemesi tarafından yasal olmadığı gerekçesiyle durdurulmuş olması. Sonbaharda Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararın bu konuda nasıl bir ilerleme kaydedileceği konusunda belirleyici olması bekleniyor.
İçeriğine bakıldığında, yeni yasa, BK’ya yasadışı olarak botlarla gelen bir kişinin iltica başvurusu yapma hakkını reddediyor. Bunun yanı sıra yasa, ülkeye yasa dışı yollarla girmiş göçmenlerin gözaltına alınarak ya kendi ülkelerine geri gönderilmelerini ya da Ruanda gibi “güvenli” üçüncü bir ülkeye transferini gerçekleştirmek amacıyla birtakım önlemler de öngörüyor. Göçmenlere gözaltına alındıktan sonraki ilk 28 gün kefalet ve yasal değerlendirme hakkı vermeyen yasa, aynı zamanda yasal ve güvenli yollarla BK’ya gelen mültecilere bir kota getiriyor.
Uluslararası Hukuk ve BK’nın Yasadışı Göç Yasası
1951 Mülteci Konvansiyonu mültecilerin iltica talebinde bulunacakları ülkeye düzensiz olarak gelmek zorunda kalabilecekleri gerçeğini kabul ediyor ve yaşamlarının veya özgürlüklerinin tehlike altında bulunduğu ülkelere iade edilmemesi gerektiğini ifade ediyor. Tartışmalı bir yasa olan BK Yasadışı Göç Yasası, Birleşmiş Milletler tarafından da uluslararası hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirildi. Yasayı eleştirenler arasında olan BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve İnsan Hakları Ofisi, söz konusu yasa nedeni ile BK’nın uluslararası insan hakları ve mülteci hukuku kapsamında yükümlülüklerinden ayrıldığını ve uluslararası koruma gereksinimi olan birçok kişinin, yanında velileri bulunmayan veya anne-babalarından ayrı düşmüş çocuklar da dâhil, bu durumdan çok fazla etkilenebileceğini söylüyor.
BK’nın Yasadışı Göçle Mücadele İçin Aldığı Diğer Önlemler
Başbakan Sunak, 5 Haziran 2023 tarihli basın açıklamasında, hükümetin önceliklerinden biri olan küçük botları durdurma konusunda aldığı önlemlerin başarılı olduğunu ve bir önceki yıla göre ülkeye yasa dışı giriş konusunda %20 düşüş kaydedildiğini ifade etmişti. Fransa ile yasadışı göçü engellemek için yeni bir gözaltı merkezi kurmak ve sınır güvenliği için eğitim sağlamak amacıyla yapılan iş birliği anlaşması ve Arnavutluk ile yapılan iade anlaşmalarının bu başarıya etki ettiğini sayılardaki düşüşle açıklayan Başbakan Sunak, Fransa ile yapılan anlaşma sonucu Fransa’dan BK’ya 33 bin yasadışı geçişin önlendiğini; Arnavutluk hükümeti ile yapılan ortaklık anlaşması sonucunda ise küçük botlarla BK’ya gelen Arnavutluk vatandaşlarının sayısında bir önceki yıla göre %90 azalma olduğunu ve 1800’den fazla yasadışı Arnavut göçmenin ve yabancı suçlunun Aralık ayından beri iade edildiğini ifade etti. Ayrıca birikmiş olan iltica talebi başvurularının %20 oranında azaltıldığını ve yıl sonuna kadar da temizleneceğini söyledi. Bibby Stockholm’e 500 yasadışı mültecinin yerleştirilmesi kararı da bu önlemlerden biri idi. BK’nın 9 Ağustos tarihinde Türkiye ile yasadışı göçle mücadele etmek amacıyla iş birliğini geliştirmek için yaptığı ortaklık anlaşması da bu kapsamda atılan adımların son halkasını oluşturuyor.
Türkiye-BK Göç Anlaşması
Türkiye’den BK’ya gelen göçmen sayısında 2023 yılı başından beri bir artış yaşanması ve BK’ya en fazla göçmenin geliş yaptığı ilk 10 ülke arasında yer alması nedeniyle, Türkiye BK için bir endişe kaynağı oluşturuyor. Türkiye ile yapılan göç anlaşması da BK’nın yasadışı göçü kontrol etmek için Fransa ve Arnavutluk gibi üçüncü ülkelerle uluslararası iş birliğini artırmak amacıyla yaptığı anlaşmaların bir uzantısı. İki ülkenin 9 Ağustos 2023 tarihinde yaptıkları Ortak Bildiri’de; silahlı çatışmalar, istikrarsızlık ve ekonomik zorluklar nedeniyle düzensiz göçün küresel bir sorun olduğu, düzensiz göçü yönetebilmek ve zor durumda bulunan insanların içinde bulundukları durumu kötüye kullanarak yaşamlarını tehlikeye atan suç şebekeleri ile mücadele için uluslararası, bölgesel ve ikili iş birliğinin önemine değinildiği görülüyor. Bu doğrultuda her iki ülke, bu hedefe yönelik olarak göç alanında birlikte çalışmak, göçün başladığı ülkeler ve transit ülkelerle iş birliğini güçlendirmek yönünde taahhütler verdi.
Türkiye üzerinden gelen yasadışı/kaçak göçü önlemek amacıyla BK, Türk Emniyet Teşkilatı tarafından kurulacak ve özellikle göçmen verilerinin paylaşılmasını kolaylaştıracak bir merkeze destek vereceğini açıklandı. Bu merkez aracılığıyla ülkelerin istihbarat örgütleri arasındaki iş birliğinin daha da güçlendirilmesi ve hızlandırılması amaçlanıyor. Türkiye’yi yasadışı göç için geçiş olarak kullanan suç şebekelerinin faaliyetlerinin gerektiğinde iki ülkenin ortak harekatlar düzenleyerek engellenmesi ve böylece yasadışı göçün yavaşlatılması anlaşmanın ana hedeflerinden biri. Yeni bir mutabakat bildirisi kapsamında özellikle gümrük verilerinin, istihbarat ve bilgi akışının ülkelerin yetkili kurumları tarafından paylaşılması ve bu şekilde yasadışı göç için kullanılan küçük bot tedarik zincirini bozmak hedefleniyor. Sonbaharda Londra’da yapılacak olan BK-Türkiye Göç Diyaloğu toplantısı ile bu alanda iş birliğinin çalışma düzeyinde güçlendirilmesi öngörülüyor. Ayrıca bu anlaşma ile taraflar yasadışı göç konusunu uluslararası platformlarda da ele almak için taahhütte bulunuyorlar.
BK’nın Katılaşan Göç Politikasının Düşündürdükleri
Pandemi ve sonrasında her alanda yaşanan kriz, Rusya-Ukrayna savaşı, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan siyasi krizler ve silahlı çatışmalar ile ekonomik zorlukların da etkisiyle ülkelerini terk eden göçmen sayısında ciddi bir artış yaşandı. Yasadışı göçün uluslararası suç şebekeleri tarafından insanların yaşamlarını tehlikeye atan şartlarda gerçekleştirilmesi ise sorunu daha da derinleştiren bir faktör ve uluslararası çözüm gerektiren bir konu hâline gelmiş bulunuyor. Bu ortamda AB’den ayrılarak kendi göç politikasını geliştirme özgürlüğüne sahip olan BK’nın şimdiki Başbakanı Rishi Sunak, göçmen sorunuyla mücadeleyi hükümetinin öncelikleri arasında açıkladı. Ne de olsa Brexit’in amaçlarından biri, BK’nın AB’den ayrılmasını destekleyenlerin en başta gelen savlarından biri olan göçü kontrol etme hakkını geri almak olarak ifade edilmişti. Bir diğer deyişle göçün kontrolünün bir bağımsızlık sorunu olarak da algılandığı BK’da göç, Brexit sürecinde popülist politikalara daha fazla itibar edilmesi ile de ön plana çıkan bir konu oldu. Dolayısıyla bugün BK’nın yeni ve daha katı bir göç politikası oluşturma çabası birkaç faktörle açıklanabilir. Uluslararası suç şebekelerinin çökertilmesinin yanı sıra yaşanan krizlerin yarattığı ekonomik zorlukların göçmenlere karşı oluşan tavır ve bu tavrın seçimlerde oy potansiyeline yansıma olasılığı hepsi bir arada bir arka plan oluşturuyor.
Sunak Hükümeti’nin İşçi Partisi’nin 19 puan önde olduğu anketlere bakarak göç politikasını daha sıkılaştırmak suretiyle 2024 yılı içinde yapılması beklenen genel seçimlerde avantaj elde edebilmek amacıyla yasadışı göç sorununu öncelik hâline getirdiği görüşü konuya ilişkin yapılan siyasi yorumlardan biri. Dikkatleri yasadışı göçe çekerek başarısız bir göç politikasını gözlerden uzak tutma çabası ise bir diğeri. Ve tabi uluslararası bir sorun hâline gelen göçün kontrol altına alınması için uluslararası, bölgesel ve ikili düzeyde yapılan iş birlikleri kapsamında verilen mücadele. Bu noktada önemli olan göç politikasının nasıl yönetildiği. Bu konuda dengeyi tutturmak ve uluslararası kurallar çerçevesinde hareket etmek son derece önemli. BK hükümetince kendi partisi de dâhil çeşitli kesimler tarafından eleştiriler alan tartışmalı kararların alındığı bu süreç her düzeyde bu dengenin henüz oluşturulamadığını gösteriyor. Her gün BK göç politikası ile ilgili yeni gelişmelerin ortaya çıktığı bu günlerde henüz nihai bir noktaya ulaşılmış değil.
Şehnaz Dölen, İKV Kıdemli Uzmanı