İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
16-31 AĞUSTOS 2023

AB GÜNDEMİ: Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nda Kritik Aşama: Uygulamaya İlişkin Kurallar Belli Oldu

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nda Kritik Aşama: Uygulamaya İlişkin Kurallar Belli Oldu

Bazı ticaret ortaklarının ciddi muhalefetine rağmen Avrupa Komisyonu, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) karbon fiyatlandırma aracının 1 Ekim 2023'teki geçiş aşamasında başlayacak olan raporlama kurallarını yürürlüğe koydu.

14 Temmuz 2021’de Komisyon tarafından yayınlanan Fit for 55 paketi, Avrupa’nın 2050’ye kadar iklim nötr bir hedefe ulaşması amacıyla yayımlanmıştı. 2030’a kadar emisyonları 1990 yılının seviyelerine göre %55 azaltmayı hedefleyen Komisyon’un hazırladığı bu paket, koyulan hedefe ulaşabilmek açısından SKDM önerisini de barındırmaktaydı.

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, karbon kaçağı riski taşıyan ürünlerin AB’ye ihraç edilirken taşıdığı karbon yoğunluğuna bağlı olarak vergilendirilmesini amaçlamakta. Hâlihazırda, AB'de Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) aracılığıyla karbon fiyatlandırması uygulanmakta. Sözü geçen karbon kaçağı, sıkı iklim politikalarını benimseyen bir ülkenin veya işletmenin üretim faaliyetlerini, daha esnek emisyon kısıtlamalarına sahip diğer ülkelere kaydırması sonucu ortaya çıkan artan karbon emisyonlarını ifade etmekte. Yapılan bir çalışmaya göre, kontrol edilmeyen karbon kaçağının küresel karbon emisyonlarında %15'lik bir artışa yol açarak iklim eylemlerine zarar verebileceğini tahmin edilmekte ve SKDM bunu önlemeyi amaçlamakta.

Adil Karbon Fiyatlandırması

AB bu mekanizmayı kademeli olarak uygulamaya koyarken, Uygulama Tüzükleri başlangıçta karbon yoğun endüstriler ve belirli ürünler için geçerli olacak. Bunlar arasında özellikle demir-çelik, çimento, elektrik, hidrojen, alüminyum ve gübre yer almakta. SKDM tam olarak işler hâle geldiğinde, AB ETS kapsamındaki sektörlerin emisyonlarının %50'sinden fazlasına hitap edebilir. Geçiş aşaması 2025'in sonuna kadar devam edecek. Kabul edilen yeni kurallar, SKDM kapsamındaki malların ithalatçıları için raporlama yükümlülüklerini belirlemekte. Ayrıca, bu ürünlerin üretiminde ortaya çıkan gömülü emisyonların nasıl hesaplanacağına ilişkin yöntemlerin ayrıntılarını da sağlamakta.

Komisyon tarafından yayınlanan kılavuzda, SKDM mallarının üçüncü ülke üreticilerine de yardımcı olmak amacıyla örnek iş birliği modelleri ve stratejilerine yer verilmekte. Ayrıca Komisyon, geçiş aşaması başladığında etkilenen şirketlere yardımcı olabilmesi adına materyaller, eğitimler ve web seminerleri sağlayacak. 1 Ekim’den itibaren başlayacak olan 2023 yılının 4. çeyrek verileri, 2024 yılının ocak ayının sonunda teslim edilecek. Yatırımcıların herhangi bir mali ayarlama için ödeme yapmak zorunda kalmadan, yalnızca raporlarını sunmaları gerekmekte. Böylece, 2026 yılına kadar yöntemler ayarlanırken şirketlerin buna alışması için yeterli zaman tanınacak. İthal edilen malların gömülü emisyonları için bir karbon fiyatı ödenmesini ve bunun yerli üretimin karbon fiyatına eşit olmasını sağlayarak, SKDM karbona adil bir fiyat koymakta ve bu mekanizma aynı zamanda Dünya Ticaret Örgütü’nün kuralları ile de uyumludur.

Komisyon tarafından paylaşılan özet bilgide, konu hakkında ithalatçılar için önemli bilgiler yer almakta;

   •SKDM kapsamındaki malların AB ithalatçıları, SKDM sertifikalarını da satın alabilecekleri ulusal makamlara kaydolurlar. Sertifikalar haftalık ETS ödeneklerine göre fiyatlandırılır;

    •AB ithalatçısı, ithalatına dâhil olan emisyonları beyan eder ve her yıl ilgili sayıda sertifikayı teslim eder;

    •İthalatçılar, ithal edilen malların üretimi sırasında bir karbon fiyatının zaten ödendiğini kanıtlayabilirlerse, ilgili miktar düşülebilir.

Karbon Tahsisatından SKDM’ye Geçiş

Mekanizmanın kademeli olarak devreye girmesi, sanayinin karbonsuzlaştırılması için ETS kapsamındaki ücretsiz karbon tahsisatlarının aşamalı olarak kaldırılmasıyla aynı döneme denk gelecek. Komisyon, karbon ödenekleri piyasasının 2030 yılına kadar yıllık 4,5 milyar avroya ulaşabileceğini tahmin etmekte. SKDM’nin, uluslararası ticareti ve gelirleri önemli ölçüde etkileyeceği öngörülmekte.

Yeni kalıcı sistemle birlikte, 1 Ocak 2026'dan itibaren ithalatçıların bir önceki yıl AB'ye getirilen malların hacmi ve ilgili emisyonları hakkında yıllık olarak rapor vermelerini gerektirecek. Bununla bağlantılı olarak, ilgili sayıda SKDM sertifikasını teslim etmeleri gerekecek ve bu sertifikaların maliyeti, €/ton CO2 cinsinden ölçülen ETS tahsisatlarının haftalık ortalama açık artırma fiyatına dayalı olacak. Kalıcı SKDM sistemi yürürlüğe girmeden önce, geçiş aşamasındaki performansına ilişkin kapsamlı bir inceleme yapılacak. Daha sonra ürün kapsamının bir değerlendirmesi yapılacak ve hâlihazırda AB ETS kapsamında olan sektörlerden daha fazla ürünün SKDM'ye dâhil edilmesi olasılığı değerlendirilecek.

Bu dönemde işletmelerin, ithal ettikleri ürünlerin gömülü karbon emisyonlarıyla ilgili verileri Ekim ayından itibaren toplamaları gerekecek. Raporlama süreci, Ocak 2024'te başlayacak ve 2025 yılında sona erecek. SKDM, özellikle karbon yoğun sektörleri ve belirli alt ürünleri (örneğin cıvatalar gibi) kapsayacak şekilde uygulanacak. Bunun yanı sıra, belirli koşullar altında özel dolaylı emisyonlar da hesaba katılabilir olacak. SKDM sertifikaları, ürünlerin CO2 ayak izi, üretim/işleme yöntemleri, menşei ve sera gazı emisyonlarına dair bilgileri içerecek ve bununla birlikte enerji kullanımına bağlı dolaylı emisyonlar da yer alacak.

SKDM’nin raporlama kurallarını karşılamak başlangıçta ticaretçiler için zor olabilir. Ancak avantajları, daha adil bir karbon fiyatı yaratarak uzun vadede zorluklara ağır basacak. Geçtiğimiz sene SKDM'nin ABD versiyonu olan Temiz Rekabet Yasası'nı yürürlüğe koyuldu. Bu yasa, ABD'deki yerli şirketleri küresel pazarda daha rekabetçi hâle getirmeyi amaçlamakta.

SKDM gibi iyi tasarlanmış karbon fiyatlandırması, endüstrilerin daha az karbon yoğun ve daha çevre dostu üretim süreçlerini benimsemelerine yardımcı olarak daha yeşil bir küresel ekonomiye katkıda bulunacak. Dünya iklim değişikliğiyle mücadele etmek için gezegeni ısıtan emisyonları azaltmaya çalışırken bu kritik bir önem taşımakta.

SKDM’nin Türkiye Ekonomisine Etkileri

T.C. İklim Değişikliği Başkanlığı, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile iş birliği içinde hazırlanan "Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının Türkiye Ekonomisine Potansiyel Etkileri" adlı çalışmanın tamamlandığını duyurdu.

Raporda farklı kategorilerde vurgulanan konuları özetlemek gerekirse, sektörel etki bazında SKDM’nin en yoğun etkilendiği sektörün demir-çelik sektörü olduğu öne çıkmakta. İkinci sırada ise çimento sektörü yer almakta. Market analizi açısından bakıldığında, SKDM ücretlerinin 75 Avro/tCO2e olarak kabul edildiği bir senaryoda, ülkenin 2027 yılındaki yıllık maliyeti 138 milyon avro olarak hesaplanıyor. SKDM ücretinin 150 avro/tCO2e olarak kabul edildiği takdirde, 2032'de bu maliyetin yıllık 2,5 milyar avroya kadar çıkabileceği öngörülmekte. Milli ETS kurulumunun olası etkileri göz önüne alındığında, Türkiye'nin kendi ulusal Emisyon Ticaret Sistemi'ni kurması durumunda, 20 avro/tCO2e ulusal karbon fiyatlamasıyla SKDM maliyetleri 2027'de yıllık 56 milyon avroya düşebileceği öngörülmekte. Eğer bu fiyat 50 avro/tCO2e olarak kabul edilirse, 2032'de yıllık maliyetin yaklaşık 1,08 milyar avro seviyesinde olacağı öngörülüyor. Türkiye'nin kendi ETS'ini uygulamaya koyması, SKDM maliyetlerinin bir kısmının ülkede kalmasını sağlayacak ve sanayinin dekarbonizasyonunu gerçekleştirerek rekabetçiliğin korunmasına yardımcı olacak.

Sonuç olarak SKDM, Komisyonun iklim hedeflerine ulaşma çabalarının merkezinde yer alan önemli bir adım olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en kritik unsurlarından birini oluşturuyor. SKDM'nin kademeli olarak uygulanması, endüstrilerin karbonsuzlaşma sürecine destek olurken, adil bir karbon fiyatının hesaplanmasını sağlayacak. Bu mekanizmanın Türkiye ekonomisine etkileri ise demir-çelik, çimento ve diğer sektörlerde görülecek olsa da ulusal Emisyon Ticaret Sistemi'nin kurulmasıyla rekabetçiliğin sürdürülmesine yönelik çözümler sunabileceği öngörülüyor. Küresel çapta, SKDM gibi karbon fiyatlandırma mekanizmaları, sürdürülebilir bir geleceğe doğru adım atmamız için önemli araçlar olarak karşımıza çıkıyor.

Bared Çil, İKV Uzman Yardımcısı