Türkiye’deki Sığınmacılar için AB Mali Yardım Programı Yıllık Raporu’nun Yedincisi Yayımlandı
AB, özellikle 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı ile birlikte çok daha ciddi bir mesele hâlini alan sığınmacı kriziyle başa çıkmak amacıyla çabalarını sürdürüyor. AB Üye Devletleri arasında anlaşmazlıklara sebebiyet veren yeni Göç ve İltica Paktı ile AB göç politikasının yeni ve daha sağlam bir zemine oturtulması hedeflenirken, üçüncü ülkelerle de çeşitli anlaşmalar yapılarak, bu ülkelere mali yardımlar sağlanarak, sığınmacıların düzensiz bir şekilde Avrupa’ya akmasının önüne geçilmeye çalışılıyor. Sığınmacılar konusunda Türkiye’yle de yakından çalışan AB ile Türkiye arasında 2013 yılında Geri Kabul Anlaşması imzalanmış; 18 Mart 2016’da ise bir mutabakat metninde uzlaşılmıştı. Hem Orta Doğu’dan hem de Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden gelerek AB’ye ulaşmayı amaçlayan sığınmacılar için göç rotası üzerinde bulunan Türkiye ile iş birliği yapmak, AB’nin önceliklerinden biri olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Avrupa Siyasi Topluluğu’nun Granada Zirvesi’nde yaptığı bir basın toplantısında Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Türkiye ile sığınmacılar konusunda varılan anlaşmanın etkin bir şekilde işlediğini ve ilgili anlaşmanın uzatılmasının müzakere ediliyor olmasını da doğru bulduğunu açıklamıştı. Avrupa Komisyonu üyelerinden Margaritis Schinas da yaptığı açıklamada, 2016’da kurulan ortaklığın geliştirilmesinden yana olduğunu belirtmişti.
2023 Yılı Raporu
Bu ortaklık kapsamında Türkiye’deki sığınmacılar için Avrupa Komisyonu tarafından ilk kez 2015 yılının Kasım ayında oluşturulan ve daha sonrasında çeşitli düzenlenmelerle devam eden AB Mali Yardım Programı’nı değerlendiren yıllık raporların yedincisi, 22 Eylül 2023 tarihinde, Avrupa Komisyonu tarafından yayımlandı. Raporda, yapılan yardımlar, yardım türleri ve yardımların hangi amaçla kullanıldığı detaylı bir şekilde ele alınıyor.
Türkiye’nin konumu dolayısıyla sığınmacılar ve göçmenler için hem varılmak istenen hem de transit bir ülke olduğuna; Türkiye’nin hâlihazırda 3,5 milyondan fazla kayıtlı Suriyeli sığınmacının yanında 305 bin kadar Afgan, Iraklı ve İranlı sığınmacıya da ev sahipliği yaptığına; bu denli yüksek bir sayının ev sahibi toplum için ciddi etkileri olduğuna ve Türkiye’nin çabalarının önemine dikkat çekiliyor. Bununla birlikte, COVID-19 salgını sebebiyle kısa bir süreliğine ara verilmiş olan Türkiye’den AB’ye sığınmacı yerleştirilmesi sürecinin devam etmesine rağmen Türkiye’nin Mart 2020’den beri Ege Adaları’na ulaşan sığınmacıları geri almama tavrını sürdürdüğü iddia ediliyor. Buna ek olarak 2022 yılında, önceki yıla kıyasla Yunanistan, Bulgaristan ve GKRY’ye düzensiz göçmen geçişlerinde hatırı sayılır artışlar yaşandığından bahsediliyor.
Rapor, Türkiye’nin kayda değer bir göç baskısıyla karşı karşıya olmaya devam ettiğini; bununla birlikte Türkiye’den sınır dışı edilen düzensiz göçmen sayısının 2022 yılında önemli ölçüde arttığına dikkat çekiyor. Ayrıca, Nisan 2016 ile Şubat 2023 tarihleri arasında Türkiye’den 37 bin 397 sığınmacının AB’ye yerleştirildiği ifade ediliyor.
AB’nin 2015 yılında Komisyon tarafından oluşturulan AB Mali Yardım Programı ile Türkiye’deki sığınmacıları desteklemeye başladığı belirtiliyor. Programın, AB mali yardımının hızlı, etkin ve verimli bir şekilde Türkiye’deki sığınmacılara ulaşması için kurulmuş bir koordinasyon mekanizması teşkil etmesi ve AB yardım araçlarının hem insani hem de kalkınma yardımı olarak en uygun şekilde yönlendirilerek sığınmacı ve ev sahibi toplulukların ihtiyaçları doğrultusunda kullanılması amacıyla işletildiği vurgulanıyor. Programa finansmanın insani yardım, AB Komşuluk Aracı, AB Kalkınma İş Birliği Aracı, Katılım Öncesi Yardım Aracı ve İstikrar ve Barışa Katkı Aracı kapsamında sağlandığı belirtiliyor ve yardımın sürdürülmesinin Türkiye-AB Ortak Eylem Planı ve ortak açıklamaya uyum şartına bağlı olduğu ifade ediliyor.
Mali Yardım Programı devreye girmeden evvel sağlanmış olan 345 milyon avroya ek olarak 2016-2017 dönemi için 3 milyar avroluk; 2018-2019 dönemi için bir diğer 3 milyar avroluk kaynağın Türkiye’ye aktarıldığı vurgulanıyor. 2022 yılının sonuna dek, toplamda 6 milyar avro eden yardımların dışında, Türkiye’ye 5 milyar avroluk bir kaynağın daha sağlandığı raporda dile getiriliyor.
Raporda, AB tarafından yapılan mali yardım, insani ve kalkınma yardımları olarak iki başlıkta ele alınıyor. Şu ana dek yapılmış olan yardımların %59’u kalkınma yardımı; %41’lik kısım ise insani yardım olarak tanımlanıyor.
Kullanıldıkları Alanlara Göre Yardımlar
Yardımlar yönlendirildikleri alanlar bazında incelendiğinde 1,5 milyar avroluk bir kısmın eğitime ayrıldığı belirtiliyor. Bu yardımların bir kısmının Eğitimde Koşullu Nakit Aktarımı (The Conditional Cash Transfer in Education) kapsamında eğitim çağındaki çocuklarını düzenli bir şekilde okula göndermeleri koşuluyla sığınmacı ailelere verildiği, 400 bin avroluk bir kısmın PIKTES (Promoting Integration of Syrian Kids into the Education System) projeleri kapsamında Milli Eğitim Bakanlığına aktarıldığı ifade edilirken mesleki eğitim ve yüksek öğrenim öğrencilerine program kapsamında sağlanan burstan 29 bin 49 kişinin faydalandığı belirtildi.
Yardımların 211 milyon avroluk bölümünün, sığınmacıların Türkiye’deki durumlarının resmîleştirilmesi ve hizmetlere ulaşmalarının kolaylaştırılması -yaşlılar için gündüz bakım evi açılması, çocuk koruma merkezlerinin donatımı- için kullanıldığı raporda gösterildi. Sağlık alanında, Sağlık Bakanlığının sığınmacıların ücretsiz ve adil bir şekilde sağlık hizmetlerine ulaşmalarını sağlama çabalarının “SIHHAT” projeleri kapsamında desteklendiği, 187 sığınmacı sağlık merkezinin işletildiği, Hatay Dörtyol ve Kilis’te iki hastanenin açıldığı belirtildi. Altyapı çalışmaları kapsamında belediyelere su temini, su arıtımı ve atık su yönetimi hususlarında destek verildiğine işaret edildi. Sığınmacıların temel ihtiyaçları ve sosyo-ekonomik olarak desteklenmeleri için 2,83 milyar avroluk bir kaynağın seferber edildiği ve 2,6 milyon sığınmacının Acil Sosyal Güvenlik Ağı (Emergency Social Safety Net) kapsamında aylık nakdi yardımdan faydalandığı ifade edildi.
Program kapsamında 26 bin kadın sığınmacının kısa dönemli mesleki beceri eğitimi aldığı, 40 bin kadın sığınmacının ise istihdam danışma hizmetlerinden yararlandığına dikkat çekildi. 25 bin yetişkin kadın sığınmacının ve 20 bin kadın öğrencinin Türkçe kursu alarak başarıyla tamamladığı, programca fonlanan projeler ile 55 bin sığınmacı kız çocuğunun okul öncesi ve ilkokul eğitimine katıldığının altı çizildi.
Raporun son kısmında, 2022 yılında yardım programının yürütülmesinde önemli aşamalar kaydedildiği ifade edilirken program kapsamında atılacak sonraki adımların, tüm projelerin sığınmacıların ve ev sahibi toplumun faydasına olacak şekilde etkin bir şekilde sürdürülmesini, programla ilişkili iletişim faaliyetlerine devam edilmesini, program bünyesinde elde edilen başarıların sürdürülebilir olmasına yönelik ek desteğin planlanıp uygulanmasını gözeteceğine vurgu yapıldı.
Tunç İbrahim Ceylan, İKV Uzman Yardımcısı