İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

AB GÜNDEMİ: Jeopolitik Rekabetin Ortasında AB-Şili Yeni Serbest Ticaret Anlaşması

AB-Şili yeni STA’sı; son dönemlerde AB’nin dönüşen ticaret politikasının izlerini taşımakla beraber, ilk defa Ticaret ve Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Gıda Sistemlerine ilişkin fasılları ve AB’nin bazı kritik ham maddelere kısıtlamasız erişimi gibi konuları içeriyor.
AB GÜNDEMİ: Jeopolitik Rekabetin Ortasında AB-Şili Yeni Serbest Ticaret Anlaşması

Jeopolitik Rekabetin Ortasında AB-Şili Yeni Serbest Ticaret Anlaşması

Uluslararası sistem büyük bir dönüşümden geçiyor. Çin’in son 30 yılda askerî, siyasi ve ekonomik arenadaki olağanüstü yükselişi ve Vladimir Putin dönemiyle beraber Rusya’nın agresifleşen dış politikası, mevcut sistemin bütün dinamiklerine meydan okuyor. Birçok uzman tarafından “yeni soğuk savaş” olarak adlandırılan bu süreçte, ticaret ve özellikle kritik hammaddelerin tedarikine yönelik rekabet giderek artıyor. Mevcut uluslararası konjonktürde AB’nin büyük ölçüde Rusya’dan enerji ve Çin’den ucuz mal ithal etmeye dayanan politikasını sürdürebilmesi mümkün gözükmüyor. Bu durumun farkında olan ve küresel ticarette yaşanan sorunlar ile değişen jeopolitik dengeleri göz önünde bulunduran AB’nin, 18 Şubat 2021 tarihinde kamuoyuna duyurduğu yeni ticaret stratejisinden beri, güvenilir ortaklar ile çeşitlendirilmiş ve hammadde bağımlılığını ele alan yeni ticaret anlaşmaları sonuçlandırma arayışında olduğu görülüyor. Dahası iklim kriziyle mücadele konusunda küresel anlamda lider bir konumda olan AB, ticaret ile çevrenin korunmasını birleştiren iddialı hükümleri yeni nesil STA’larına giderek daha fazla entegre ediyor. Bu doğrultuda 13 Aralık 2023 tarihinde imzalanan ve 2003 yılında yürürlüğe giren STA’nın yerini alacak olan AB-Şili “Gelişmiş Çerçeve Anlaşması”, içerdiği hükümler bakımından bu sürecin son halkasını oluşturuyor.

Yeni AB-Şili STA’sının İçeriği

Dünyanın en büyük bakır üreticisi ve ikinci en büyük lityum üreticisi olan Şili, özellikle lityum konusunda AB ithalatının %80'ini tek başına karşılıyor. Bu iki kritik ham madde yeşil ekonomiye geçiş ve yenilenebilir enerji endüstrisi için büyük bir önem taşıyor. Kritik ham maddelere daha fazla erişim imkânı getirmesi, imzalanan AB-Şili STA’sını AB için çok stratejik bir hâle getiriyor. STA ile birlikte Şili, anlaşma kapsamına giren ham maddelerde AB'ye yönelik herhangi bir ihracat kısıtlaması uygulamayacağını taahhüt ediyor.

Yeni STA AB ve Şili'yi, Ticaret ve Sürdürülebilir Kalkınma faslı uyarınca, Uluslararası Çalışma Örgütü, Paris İklim Anlaşması ve Çok Taraflı Çevre Anlaşmalarının etkili bir şekilde uygulanması konusunda yükümlü kılıyor ve yürürlüğe girdikten sonra, tarafların anlaşmanın ticaret ve sürdürülebilirlik yönlerine ilişkin gözden geçirme süreci başlatma taahhüdünde bulundukları bir Ortak Bildiri içeriyor. Ayrıca ilk defa bir AB STA’sı, Ticaret ve Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri üzerine iki farklı fasıl içeriyor. Bu doğrultuda Şili, cinsiyet eşitliği hususunda, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'ni etkili bir şekilde uygulama ve ticareti veya yatırımları teşvik etmek için kadınların koruma düzeylerini azaltmama veya toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı amaçlayan yasalarından feragat etmeme taahhüdünde bulunuyor. Gıda tedarik zincirlerini daha sürdürülebilir hâle getirme konusunda ise Şili, antimikrobiyallerin kullanımının aşamalı olarak kaldırılmasını taahhüt ederken; gıda atıkları, hayvan refahı standartları, zirai ilaçlar ve gübreler konusunda gıda tedarik zincirinin tüm aşamalarında AB ile iş birliği yapmayı kabul ediyor.

Bütün bunlara ek olarak, AB-Şili yeni STA’sı şeker haricindeki mal ticaretinde AB ihracatının %99,9'unun Şili pazarına vergisiz bir şekilde girebilmesine olanak sağlarken; Şilinin, peynir dâhil olmak üzere AB süt ürünlerine uyguladığı tarifeleri kaldırması bekleniyor. Teslimat, telekomünikasyon, deniz taşımacılığı ve finansal hizmetler gibi alanlarda AB şirketlerinin Şili pazarına erişimi kolaylaştıracak olan STA, Şili'deki AB’li yatırımcılara Şilili yatırımcılarla aynı şekilde davranılması ve tarafların karşılıklı olarak birbirlerinin topraklarında serbestçe şirket kurup bu şirketleri işletebilmesinin önünü açıyor. Dahası STA, AB şirketlerinin Şili’deki kamu ihalelerine teklif vermelerini daha kolay hâle getirirken; tarafların, karşılıklı olarak anlaşma kapsamına giren ihalelere eşit şartlar altında katılabilmesine olanak sağlıyor. Ayrıca anlaşma kapsamında olan ve AB Coğrafi İşaretlerine sahip 216 ürünün korunması öngörülüyor.

Stratejik, çevresel ve ticari boyutları olan STA hakkında açıklamalarda bulunan Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, benzeri görülmemiş jeopolitik zorlukların yaşandığı bir dönemde, yeni anlaşmanın insan hakları, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadele gibi ortak değerleri merkeze yerleştirdiğini ifade etti. Benzer bir şekilde, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcı Valdis Dombrovskis, Şili gibi güvenilir bir ortakla bağların güçlendirilmesinin jeopolitik açıdan AB'ye fayda sağlayacağı ve her iki tarafın da yeşil dönüşümü gerçekleştirmesine yardımcı olacağını vurguladı.

AB STA’larının Türkiye Boyutu

Türkiye’nin, AB ile Gümrük Birliği’ni tesis eden 1/95 Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16’ncı maddesi uyarınca, AB’nin Ortak Ticaret Politikası’na uyum yükümlülüğü bulunuyor. Bu doğrultuda Türkiye’nin, üçüncü ülkelerle tercihli anlaşmalarını da kapsayacak şekilde, AB’nin tercihli gümrük rejimini üstlenmesi ve AB’nin STA’ya sahip olduğu üçüncü ülkeler ile benzer anlaşmaları müzakere etmesi gerekiyor. Ancak 1 Ocak 1996 tarihinde işlerlik kazanan Gümrük Birliği sonrasında aktif bir STA müzakere süreci başlatan Türkiye, AB STA’larına uyum konusunda birtakım sorunlar ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle Türk pazarına Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği üzerinden serbestçe erişim elde eden bazı ülkeler, bu avantajlarını kaybetmemek için STA müzakerelerini uzatıyor veya müzakere masasına bile oturmuyor. Ayrıca AB, giderek daha derin ve kapsamlı yeni nesil STA’lar sonuçlandırıyor. Nitekim bu STA’lar mal ticaretinde serbestleşmenin çok ötesinde; hizmetler, yatırımlar, rekabet, kamu alımları ve çevre gibi konuları kapsıyor. Bu bilgiler ışığında AB-Şili STA’sının Türkiye boyutuna bakıldığında; Şili, AB’den yedi yıl sonra olsa da Türkiye’nin STA imzalamayı başardığı bir ülke olarak karşımıza çıkıyor. İçerisinde barındırdığı bazı hükümlerden dolayı Türkiye’nin yeni nesil ticaret anlaşmaları imzalamaya başladığının bir habercisi olarak değerlendirilen STA, anlaşma yürürlüğe girdikten iki yıl sonra hizmetlerin ve yatırımların müzakere edilmesi hükmü, detaylı bir Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması, Ticaretin Kolaylaştırılması ve şeffaflığın DTÖ+ hükümleri ile düzenlenmesi, Çok Taraflı Çevre Anlaşmaları ile ILO sözleşmesine atıf yapılması gibi hususları içeriyor.

Türkiye-Şili STA’sının imzalanmasından önceki ve sonrası ticaret verilerine bakıldığında, AB STA’larına uyumun Türkiye açısından neden çok önemli olduğu açıkça görülüyor. Nitekim Tablo 1 incelendiğinde, Türkiye, 2003 yılında yürürlüğe giren AB-Şili STA’sından önce Şili’ye karşı ticaret açığı veriyor. Şili’nin AB ile olan STA’sı yürürlüğe girdikten sonra bu ticaret açığı büyüyor. Nitekim dalgalı bir grafik çizmekle beraber 2003 yılında 129 milyon 885 bin avro olan ticaret açığı 2011 yılında neredeyse iki katına çıkarak 244 milyon 963 bin avroya ulaşıyor. Ancak Türkiye-Şili STA’sının 2011’de yürürlüğe girmesinden sonraki yıllarda ticaret açığı giderek düşüyor ve nihayetinde 2019’dan sonra Türkiye Şili’ye karşı ticaret fazlası vermeye başlıyor.

Tablo 1: Türkiye’nin Şili ile Ticareti, (1997-2022, bin dolar)

Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı

Bunun tam aksine, ticari avantajlarını korumak için Türkiye ile STA imzalama konusunda oldukça isteksiz olan Güney Afrika Cumhuriyeti, Türkiye’nin STA sorununun boyutunu açıkça göstermesi bakımından önemli bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Nitekim Güney Afrika Cumhuriyeti-AB STA’sı 2004 yılında yürürlüğe girdikten sonra, ikili ticaret dengesi, 2022 yılı haricinde sürekli olarak Türkiye’nin aleyhine gelişiyor. 2004-2022 yılları arasında, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye olan toplam ihracatı 24 milyar 931 milyon dolar olurken; Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyeti’ne olan toplam ihracatı 11 milyar 833 milyon dolar olarak gerçekleşiyor. Görülebileceği üzere Güney Afrika Cumhuriyeti, bahsi geçen tarihler arasında, Türkiye ile ticaretinde iki kattan daha fazla kazanç elde ediyor.

Sonuç ve Değerlendirme

AB-Şili yeni STA’sı son dönemde AB’nin STA politikasındaki dönüşümlerin bütün izlerini taşımakla beraber, jeopolitik gerilimlerin yoğun bir şekilde yaşandığı uluslararası ortamın etkilerini de yansıtıyor. Anlaşma, AB’nin Rusya ve Çin’e karşı olan bağımlılığını azaltması için yakın gelecekte de ticareti bir araç olarak daha fazla kullanacağının sinyallerini veriyor. Ayrıca AB, Şili’den ithal ettiği kritik ham maddelere erişimini garanti altına alarak gündeminin başlarında yer alan yeşil ekonomiye geçişte gerekli olan materyallerde stratejik bir avantaj elde etmeye çalışıyor.

AB’nin imzaladığı STA’lardan yoğun bir şekilde etkilenen Türkiye açısından bakıldığında, AB’nin STA’larına uyum konusunun uzunca bir süreden beri önemli bir gündem maddesi oluşturduğunu görüyoruz., Türkiye’nin kendisi ile STA imzalamaya yanaşmayan ülkeleri masaya oturtmaya çabalaması, bunun ötesinde Şili STA’sı örneğinde olduğu gibi AB’nin revize ettiği ticaret anlaşmalarına da uygun yeni anlaşmaları müzakere etmesi gerekiyor. Gümrük birliğinin modernizasyon sürecinin resmen başlatılması halinde kuşkusuz ki STA’lar konusu da en can alıcı başlıklardan biri olacak. AB’nin STA müzakereleri sürerken Türkiye’nin de eş zamanl ıolarak müzakereleri sürdürmesi ve mümkün olduuğnca eş zamanlı olarak tamamlanması ideal çözüm olabilir.

Ahmet Emre Usta, İKV Uzman Yardımcısı

Diğer Yazılar