İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
1-15 ŞUBAT 2024

AB GÜNDEMİ: AB’nin Ukrayna’ya Desteği Sürüyor: 50 Milyar Avroluk Yardım Paketi Kabul Edildi

AB’nin Ukrayna’ya Desteği Sürüyor: 50 Milyar Avroluk Yardım Paketi Kabul Edildi

1 Şubat 2024 tarihinde bir araya gelen AB liderleri, Ukrayna’ya gönderilecek 50 milyar avroluk ek yardım paketi konusunda anlaşmaya vardı. AB Liderler Zirvesi'ne video konferans ile katılan Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy, yardım paketinin Ukrayna'nın ve Avrupa'nın birlikte ayakta duracağının açık bir işareti olduğunu ifade etti. Zirve sonrasında açıklamalarda bulunan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise “hepimiz biliyoruz ki Ukrayna bizim için savaşıyor. Bu nedenle onları gerekli finansmanla destekleyecek ve hak ettikleri öngörülebilirliği sağlayacağız” dedi ve yardım paketinin Avrupa’nın Ukrayna’nın yanında durma konusundaki kararlılığını bir kez daha gösterdiğini vurguladı.

24 Şubat 2020 tarihinde patlak veren Rusya-Ukrayna savaşından sonra AB, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri yüzleşmediği bir meydan okuma ile karşı karşıya kaldı. Ukrayna, AB adaylık başvurusunu Rusya’nın topraklarında başlattığı saldırıdan 4 gün sonra yaptı ve AB liderleri, 23-24 Haziran 2022 tarihinde gerçekleştirdikleri AB Zirvesi sonucunda Ukrayna’ya aday ülke statüsü verdi.

Mevcut durumda AB, Ukrayna’yı hem savaşta hem de AB üyeliği yolunda desteklemek için önemli adımlar atıyor. Bu adımların başında ise mali yardımlar geliyor. Nitekim AB, savaşın başlangıcından beri Ukrayna’ya, 38 milyar avroluk kısmı mali, insani ve bütçe desteği; 15 milyar avroluk kısmı askerî destek ve 17 milyar avroluk kısmı savaştan kaçan insanların ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olma amacıyla yaklaşık 70 milyar avroluk destek sağladı. Bu adımların sonuncusu ve en büyüklerinden biri olarak kabul edilen 50 milyar avroluk ek yardım paketi ise Ukrayna’nın yeniden inşasının ötesinde AB güvenlik mimarisinin de yeniden inşası anlamına geliyor.

Yardım Paketinin İçeriği

Ukrayna’ya mali yardım konusunda 1 Şubat 2024 tarihinde AB Zirvesi’nde varılan mutabakatın ardından, AP ve AB Konseyinin paketi resmî olarak onaylaması gerekiyor. Mali yardıma ilişkin yasal düzenlemenin AB Resmî Gazetesi’nde yayımlanmasının ertesi günü yürürlüğe girmesi bekleniyor. 2024-2027 dönemi için 17 milyar avrosu hibe, 33 milyar avrosu krediden oluşan toplam 50 milyar avroluk yardım paketi üç sütundan oluşuyor:

  •    •Birinci sütun, Ukrayna’ya verilecek olan hibe ve kredi seçeneklerini kapsıyor. Ancak bu destek belirli koşullara dayandırılıyor. Nitekim Ukrayna Hükümetinin Komisyon ile yakın istişare içerisinde ülkenin yeniden inşası, modernizasyonu ve AB'ye katılım sürecinin bir parçası olarak gerçekleştirmeyi planladığı reformları kapsaması gerekiyor.
  •    •İkinci sütun, Ukrayna'nın toparlanması ve yeniden inşası için kamu ve özel sektör yatırımlarını teşvik edecek, kredi ve AB hibelerinin bir karışımından oluşan “Ukrayna Yatırım Çerçevesi” (Ukraine Investment Framework) olarak adlandırılıyor.
  •    •Üçüncü sütun, Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) kapsamında teknik yardım ve diğer destekleyici tedbirlerin yanı sıra Ukrayna Hükümetine verilen kredilerin borçlanma maliyetlerini karşılayan hibeleri içeriyor.

Macaristan’ın Vetosunu Kaldırması

Macaristan, savaşın başlangıcından beri AB’deki genel eğilime rağmen Ukrayna’ya karşı mesafeli bir tutum sergiliyor. Nitekim aralık ayında gerçekleşen 2023 yılının son AB Zirvesi’nde, Macaristan’ın 50 milyar avroluk yardım paketini veto eden tek üye ülke olması bu durumun en büyük göstergelerinden biri olmuştu. Macar Hükümetine göre Macaristan’ın Ukrayna’ya yönelik bu mesafeli politikasının başlıca nedenlerinden biri Ukrayna’da yaşayan Macar etnik azınlığın sahip oldukları hakların son 10-15 yıl içerisinde ellerinden alınması. 1 Şubat 2024 tarihinde Macaristan’ın yardım paketine ilişkin vetosunu kaldırmasına yönelik yoğun pazarlıkların yapıldığı bilinse de, henüz AB tarafının herhangi taviz verip vermediği belirsizliğini koruyor.

ABD AB’yi Yarı Yolda mı Bıraktı?

2023 yılının aralık ayında ABD Senatosu’nda, Cumhuriyetçi Partili senatörler Ukrayna'ya yaklaşık 50 milyar dolarlık yardımı içeren “acil harcama tasarısını” veto etmişti. ABD Başkanı Joe Biden, tasarının Senato’dan geçmemesinin nedeni olarak eski ABD Başkanı Donald Trump’ın bahsi geçen senatörleri baskı altına aldığını ileri sürmüştü. Aslında Cumhuriyetçi Partili senatörlerin tasarıyı veto etmeleri Donald Trump’ın yeniden seçilmesi hâlinde ABD’nin Rusya-Ukrayna savaşına karşı tutumun nasıl olacağının bir habercisi. Dahası Güney Carolina’daki kampanya mitinginde Donald Trump’ın, tekrar seçilmesi hâlinde, Rusya’yı NATO üyeliğinin faturasını ödemeyen ülkelere saldırmaya teşvik edebileceği uyarısını yapması, AB-ABD ilişkilerinde yeniden tehlike çanlarının çaldığını gözler önüne seriyor. Avrupa’da Ukrayna’ya mali desteğin masraflarının büyük bir kısmının AB’nin üstlenmek zorunda kalacağına dair endişeler artıyor.

Sonuç ve Değerlendirme

Dünya Bankası tahminlerine göre Ukrayna'nın yeniden inşası için uzun vadeli olarak gerekli maddi ihtiyaç 411 milyar dolar. Ülkenin halen savaşta olduğu ve Rusya’nın geri adım atmadığı göz önünde bulundurulduğunda, bu ihtiyacın daha da artacağı görülüyor. Bu bağlamda Macaristan’ın ikna edilmesi ve 27 üye ülkenin Ukrayna’nın yanında olduğunu göstermesi bakımından 50 milyar avroluk yardım paketinin önemli bir mesaj olduğu görülmekle beraber, bu yardımın kısa vadede sadece Ukrayna’nın “hayatta kalması” için gerekli olan finansmanı karşılayacağı söylenebilir. Dahası AB’nin tarihsel olarak müttefiki ABD’nin Ukrayna’ya yardıma ilişkin geri adım atması ve Donald Trump’ın yeniden seçilme ihtimali, AB’nin Ukrayna konusunda daha fazla sorumluluk almasını gerektirecek.

Hâlihazırda savaşın ekonomik sonuçlarıyla yüzleşen ve ekonomik krizi atlatamayan AB’nin Ukrayna’yı ne ölçüde destekleyebileceği ve kamuoyunu bu konuda ikna edebileceği belirsizliğini koruyor. Ancak AB’nin yanı başında üyelik yolunda büyük bir beklentisi olan Ukrayna’yı kaybetmesinin ve savaşı Rusya’nın kazanmasının şuanda verdiği mali desteklerden daha büyük bir güvenlik maliyeti bulunuyor. Nitekim İkinci Dünya Savaşı sonrası insanlık tarihinin en büyük barış projelerinden biri olarak görülen Avrupa bütünleşmesinin yüzleştiği savaş tehlikesinin, bu projenin bütün dinamiklerini sarsma ihtimali bulunuyor.

Ahmet Emre Usta, İKV Uzmanı