Komisyondan Çiftçi Hamlesi: Ortak Tarım Politikası’nda Değişiklikler
Artan üretim maliyetleri, düşük ürün fiyatları, iş yapmayı zorlaştıran karmaşık idari yükler ve iklim değişikliğinin yarattığı etkiler, AB’li çiftçileri sokaklara dökmüştü. Bu protestolar, AP seçimlerinde yaklaştığımız kritik bir dönemde gerçekleşirken, Avrupa Komisyonu, 15 Mart 2024'te sunduğu teklifle OTP kurallarını basitleştirmeyi ve çiftçilere daha fazla esneklik sağlamayı amaçlayarak, çiftçilerin sorunlarına hızlı bir yanıt arıyor. Ancak bu öneriler, çevresel hedeflerden bir taviz olarak da yorumlanıyor. Komisyonun, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik yerine koşulluluk gerekliliklerini esnetmesi, OTP'nin meşruiyetini ve çevresel hedeflerini zayıflatabileceği öngörülüyor. Ayrıca, teklifin etki değerlendirmesi olmadan sunulmuş olması da eleştirilere yol açıyor.
Aralık 2023’te başlayan, Ocak 2024’te tüm Avrupa'ya yayılan ve hâlâ Avrupa’nın bazı başkentlerinde devam eden çiftçi protestolarında Avrupalı çiftçiler; ticaret için kullanılan ana yolları kapattı, 1-2 Şubat 2024 tarihlerinde gerçekleşen AB Özel Zirvesi için traktörlerini Brüksel’e sürerek ulaşımı engelledi, “Dünyayı seviyorsanız, onu yönetenleri destekleyin" pankartlarını açtı ve Brüksel’deki AP binasına yakın bir sokakta ateş yaktı. Tüm bu protestolarla çiftçiler, ekonomik zorluklar karşısında AB’nin tarım politikalarına karşı tepkilerini gündeme getirmeyi amaçladı. Bu protestolar, çiftçileri çözüme kavuşturdu mu bilinmese de protestolar karşısında AB ve AB liderleri hazırlıksız yakalandı ve çiftçilerin sesleri AB kurumlarında yankılandı.
Bu protestoların Avrupa genelinde yankı uyandırması, birçok ülkede destek görmesi ve popülist ve aşırı sağ partilerin protestoları sahiplenmesi ise AB’nin tarım politikasının yeniden değerlendirilmesi ve çiftçilere daha fazla destek sağlanması için bir katalizör görevi görüp görmeyeceği merak ediliyordu. Çünkü, gelecek haziran ayındaki AP seçimleri öncesi, çiftçilerin bu protestolarının başta Avrupa Komisyonu olmak üzere AB kurumlarını ve liderlerini ciddi şekilde endişelendirdiği görülmüştü. Şöyle ki AB’li çiftçiler, AB iş gücünün %4’ünden fazlasını temsil etse de şikâyetleri seçmenler arasında yankı uyandırıyor ve politikacıların taleplerini reddetmelerini zorlaştırıyor. Bu protestolar devam ederken Fransa, İtalya, Hollanda ve Almanya başta olmak üzere birçok AB ülkesinde aşırı sağ partilerin, çiftçilerin gürültülü öfkesine sırtını dayadığı görülüyor. Daha doğrusu bu partiler, çiftçilerin ekonomik sıkıntılarını ve iklim politikalarının yarattığı sancılara karşı öfkesini kullanarak kendi siyasi ajandalarını ilerletmeye çalışıyor. Aşırı sağın bu bağlamda güç kazanması, sadece çiftçiler arasında değil, aynı zamanda çevre politikalarının ekonomik maliyetinden etkilenen diğer gruplar tarafından da destek görmesi ihtimaller arasında ve bu yıl gerçekleşecek AP seçimlerinde “sağa keskin bir dönüş” olasılığını artırıyor.
Çiftçilerin sorunlarının sadece bir ülkeye özgü olmadığını ve ortak bir çözüm gerektiğini gösteren bu protestolar karşısında Avrupa Komisyonu ilk hamlesini yaptı. 15 Mart 2024 tarihinde, AB çiftçileri için idari yükü hafifletme taahhüdünü yerine getirmeye çalışan Avrupa Komisyonu (1-2 Şubat tarihindeki AB Zirvesi sırasında Komisyon Başkanı von der Leyen, çiftçi sendikaları temsilcileriyle görüşmüş ve bu taahhüdü vermişti), AB tarım ve gıdası için güçlü, sürdürülebilir ve rekabetçi bir politika sürdürme hedefini korurken çiftçiler adına OTP’de basitleştirmeler sağlamayı amaçlayan ve OTP’nin belirli hükümlerini gözden geçiren önerisini teklif etti. Komisyon, tekliflerin OTP’nin “Avrupa tarımının daha sürdürülebilir bir tarıma geçişini destekleme” rolünü sürdürme gerekliliği ile AP ve AB Konseyi arasında çiftçilerin sorunlarına çözüm bulmak için hızlı bir anlaşmaya varma arasında bir denge kurmayı amaçladığını belirtti.
Komisyona göre koşulluluk ve OTP Stratejik Planları ile ilgili olan teklifler, “Avrupalı çiftçilerin kontrollerle ilgili yükünü azaltmayı” ve “belirli çevresel koşullara uyma konusunda onlara daha fazla esneklik sağlamayı” amaçlıyor. Komisyonun bu adımı, çiftçilerin Avrupa genelinde aylar süren protestolarına karşı AB’nin doğrudan bir yanıtı olarak görülüyor.
Çiftçiler Ne Söylüyordu?
Protestolar kıtadaki tarım sektörünün karşı karşıya olduğu derin sorunlara ışık tutarken, Avrupa genelinde çiftçilerin ortaklaşa dile getirdiği çok yönlü şikayetleri yansıtmıştı. Protestoların temelinde yatan en önemli nedenler çiftçilerin iş yapmasını zorlaştıran idari yükler, artan üretim maliyetleri, düşük ürün fiyatları, haksız rekabet, uzayan bürokrasi, güçlü perakendeciler, ucuz ithalat, iklim değişikliği ve AB’nin çevre politikaları şeklinde sıralanırken, çiftçilerden gelen seslerin çok yönlü olduğu görülmüştü.
Bunlara ek olarak, AB’nin Ortak Tarım Politikası (OTP) da protestoların hedeflerinden biri olmuştu. Çiftçiler protestoları ile OTP’nin de çalışmadığını ve mevcut ekonomik ve çevresel koşullara göre revizyon edilmesi gerektiğini iddia etmişlerdi. Yeşil Mutabakat ile yeniden revize edilen ve 2023-2027 yıllarını kapsayan yeni OTP’nin uygulanmasının son derece karmaşık olduğunu söyleyen çiftçiler, bunun belirli teknik ve zaman çizelgesi yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin zor olduğunu ve de bu yükümlülüklerin iklimsel, jeopolitik ve ekonomik olaylarla daha da karmaşıklaştığını ifade etmişlerdi. Gerçekten de çiftçilik, tarımın hava koşullarına bağlı olan öngörülemez doğası nedeniyle, katı idari zaman çizelgelerini yapısı gereği hoş karşılamamakta. Bu nedenle çiftçiler, çok yönlü zorluklarla boğuşurken, OTP çerçevesinde daha fazla esneklik ve destek mekanizmalarına yönelik çağrılarda bulunmuş ve giderek daha değişken hâle gelen bir dünyada tarımsal üretimin dinamik gerçeklerine uyum sağlayabilecek uyarlanabilir politikalara duyulan acil ihtiyacın altını çizmişlerdi.
Ayrıca, tarihsel olarak ölçek ekonomisine dayanan OTP’nin daha büyük çiftlikler, daha büyük işletmeler ve ortak standartlar üzerine kurulduğunu, bu yüzden OTP’nin büyük tarım işletmelerini kayırdığını ve küçük üreticileri dezavantajlı duruma düşürdüğünü savunmuşlardı. Şöyle ki, OTP fonlarının önemli bir kısmı, ekilen arazi miktarına bağlı olarak doğrudan ödemeler yoluyla dağıtılmasının, doğal olarak geniş arazilere sahip büyük çiftliklere fayda sağladığını ve küçük çiftçilerin -birim başına potansiyel olarak daha yüksek üretim maliyetleriyle karşı karşıya olmalarına rağmen- daha az ödeme almalarının adil olmadığını belirtmişlerdi.
Komisyonun Yeni Önerisi Ne Getiriyor?
Komisyon, mevcut OTP’nin ilk uygulama yılında (2023-2027), AB’li çiftçilerin “iyi tarım ve çevre koşullarında” (“good agricultural and environmental conditions”-GAEC’s) belirtilen ve çoğunlukla koşulluluk olarak adlandırılan dokuz standart setindeki bazı standartlara uymakta zorlandığını kabul ederken, bazı standart setlerinin “belirli bir hedefe yönelik gözden geçirilmesini” önerdi.
2021'de belirlenen standartlar şunlar idi:
Komisyonun 15 Mart tarihindeki gözden geçirme önerileri ise özellikle şu konuları ele alıyor:
Avrupa Komisyonu ayrıca GAEC 5,6 ve 7 ile ilgili olarak üye ülkelerin belirli mahsulleri, toprak türlerini veya tarım sistemlerini; toprak sürülmesi, toprak örtüsü ve ürün rotasyonu/çeşitlendirmesi ile ilgili gerekliliklere uymaktan muaf tutabilmelerini önerdi. Ayrıca, “çiftçilerin çalışmasını ve GAEC gerekliliklerine uymasını engelleyen olumsuz hava koşullarının yaşandığı durumlarda” üye ülkelerin, standartlar üzerinde geçici muafiyetler getirebileceğini de belirtti. Komisyon buna ek olarak “her yıl izin verilen değişiklik sayısının iki katına çıkarılmasını” da önerdi. Son olarak da 10 hektarın altındaki küçük çiftliklerin “koşulluluk gerekliliklerine uyumla ilgili kontrollerden ve cezalardan muaf tutulması” için bir öneri ortaya koydu. Bu öneriyle OTP yararlanıcılarının %65'ini temsil eden küçük çiftçilerin, kontrollerle ilgili idari yükünü önemli ölçüde azaltılması planlanıyor.
Komisyon, tarımsal gıda tedarik zincirindeki üretim maliyetleri, marjlar ve ticaret uygulamalarına ilişkin yeni bir gözlemevi kuracağını da açıkladı. Gıda tedarik zincirindeki tüm sektörlerden temsilciler ile üye ülkeler ve Komisyon temsilcilerinden oluşacak bu gözlemevinin de paydaşlar arasında güven tesis etmek ve duruma ilişkin ortak bir teşhis oluşturmak amacıyla verileri kamuya açık hâle getirmesi ve bilgi alışverişinde bulunarak zincirdeki maliyetler ve marjlar konusunda şeffaflığı artırması hedefleniyor. Gözlemevinin ilk toplantısının ise bu yaz yapılması bekleniyor. Ayrıca, yeni öneriler, belirli çevre ve iklim kanunlarının (örneğin yabani kuşların, yabani faunanın ve bu floranın doğal yaşam alanlarının korunması veya su kaynaklarının korunması gibi) AB düzeyinde güncellenmesi hâlinde üye ülkelerin OTP Stratejik Planlarını 31 Aralık 2025 tarihine kadar gözden geçirmelerini de gerektiriyor.
Yeşil Hedeflerden Bir Vazgeçiş mi?
Avrupa Komisyonunun Tarımdan Sorumlu Üyesi Janusz Wojciechowski'ye göre öneriler, AB’li çiftçilerin iyi çalışmalarını mümkün kılıyor ve üye ülkelerin OTP hedeflerine ulaşmaları için daha fazla esneklik sağlamak üzere pragmatik ve hedefe yönelik bir yaklaşım getiriyor. Ancak, Komisyonun OTP’yi basitleştirmesi ve daha esnek hâle getirmesinin “çiftçilerin sürdürülebilirlik girişimlerine katılma çabalarını azaltabileceği, bunun da OTP'nin çevresel performansını düşürebileceği” yorumları yapılabilir. Ayrıca, bu hamleyle şimdiye dek organik tarım gibi sürdürülebilir tarım sistemlerine yatırım yapmış olan çiftçilere karşılaştırmalı bir avantaj sağlama fırsatının da kaçtığı belirtilebilir. Komisyonun, eko-sistem gibi sürdürülebilir tarım için gönüllü önlemleri daha fazla teşvik etmek yerine koşulsallık gerekliliklerini esnetmesi, OTP’nin çevresel hırslarını ve meşruiyetini zayıflatmak anlamına geleceği gibi, tedarik zincirindeki güç dengesizlikleriyle bağlantılı olarak çiftçilerin gerçek sorunlarını ele almakta da başarısız olabilir. Yine de Komisyonun bu önerileri, OTP’de öngörülen tarımda sürdürülebilir geçişlerin yönünü sorgulamaktan çok -AP seçimleri öncesinde çiftçilerin talepleri arasında en hızlı çözüm bulabileceği bir sorun olarak- çiftçiler üzerindeki karmaşık ve aşırı idari unsurları gözden geçirmeye odaklandığı görülüyor. Talebe yönelik bu hızlı yanıtla ilgili olarak en çok eleştirilen şey ise Komisyonun, bir etki değerlendirmesi yapmadan bu önerileri yayımlaması oldu. Tartışmalı bir şekilde Komisyon, teklifin taslak metninde, AB tarımındaki "kriz durumunun" ardından teklifin gündeme getirilmesinin siyasi aciliyeti nedeniyle tekliften önce "herhangi bir etki değerlendirmesi yapılmadığını" kabul ediyor. Bu etki değerlendirmesi olmadan, bu önerilerin uzun vadede OTP’nin yeşil hedeflerine nasıl bir etkisi olacağını söylemek ise oldukça güç. Ancak, açık bir şekilde OTP ile ilgili olarak hâlâ tartışılacak çok şey var. Daha da önemlisi, üye ülkeler nezdinde OTP ile ilgili ortak bir zeminde buluşmak da zor görünüyor. Nitekim, 21-22 Mart’taki AB Zirvesi’ndeki liderlerin tavırları, teklife yönelik tavırlarını da açık bir şekilde gösterdi. İsveç, Hollanda, Macaristan ve İtalya teklifi desteklemeyeceğini açıkladı. Avusturya, Belçika, Finlandiya ve Polonya çekimser kalacaklarını açıkladılar.
Komisyonun bu önerileri çiftçiler açısından da yeterli olmamış ki, 26 Mart 2024 tarihinde, çiftçiler traktörlerini yeniden Brüksel’e sürerek protestolarını sürdürdü. Seçim öncesi siyasi kaygılar ve hızlı yanıtlardan ziyade OTP ile ilgili olarak öncelikle Komisyonun Ulusal Stratejik Planlarının analiz ve onay sürecini, üye ülkelerin ve çiftçilerin ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verecek ve daha duyarlı hâle gelmesini sağlayacak şekilde ayarlaması gerekiyor.
Sema Nur Yeniyıldız, İKV Uzmanı