KÜRESEL GÜNDEM: 79’uncu BM Genel Kurulu: “Kimseyi Geride Bırakmamak”
79’uncu BM Genel Kurulu: “Kimseyi Geride Bırakmamak”
BM Genel Kurulu’nun 79’uncusu, 23-27 Eylül tarihleri arasında New York’ta düzenlendi. Genel tartışma oturumu öncesinde düzenlenen “Geleceğin Zirvesi’nde” 21’inci yüzyılın kapsamlı zorluklarına çözüm getirme hedefiyle kabul edilen “Gelecek Paktı”, uluslararası barış, güvenlik ve sürdürülebilir kalkınma gibi kritik konularda küresel iş birliği için adımlar atılmasını hedefliyor. Genel Kurul’da liderler, özellikle Gazze’deki insani kriz ve BM’nin reform ihtiyacı üzerinde durarak, acil ateşkes çağrısında bulundu ve mevcut uluslararası sistemin etkinliğinin artırılması gerektiğini vurguladı.
BM Genel Kurulu’nun 79’uncusu, 23-27 Eylül tarihleri arasında, New York’taki BM binasında gerçekleştirildi. Genel Kurul’un en üst düzey bölümü olan genel tartışma oturumundan önce liderler 22-23 Eylül’de, hazırlığı yaklaşık iki yıl süren ve küresel yönetişimdeki kritik zorlukları ele almak üzere düzenlenen, “Geleceğin Zirvesi’nde” bir araya geldi. BM’ye üye 193 ülkenin çıkar ve isteklerini bir araya getirmeye çalışan Zirve’nin açılış oturumunda tarihi bir uzlaşı sağlanarak “Gelecek Paktı” (Pact for the Future) kabul edildi.
Son yıllarda kabul edilen en önemli ve tarihi anlaşma olarak nitelendirilen “Gelecek Paktı”, yeni nesiller için küresel sorunların çözülmesi, teknolojik ve dijital iş birliği, uluslararası barış ve güvenlik konusunda küresel iş birliği ve BM’nin yapısında gerekli reformlar için adım atılmasını içeriyor. Pakt, BM üyesi 193 ülkenin liderlerini ve hükümetlerini dünyadaki tüm insanların yaşamında fark yaratacak vaatleri gerçek eylemlere dönüştürmeye davet ediyor. “Gelecek Paktı” beş başlıkta şekilleniyor: Sürdürülebilir kalkınma ve kalkınma için finansman, uluslararası barış ve güvenlik, bilim, teknoloji ve inovasyon ve dijital iş birliği, gençlik ve yeni nesil ve küresel yönetimin transformasyonu. Pakt, “Küresel Dijital Kompakt ve “Gelecek Nesiller Bildirgesi” başlıklı iki detaylı eki de içeriyor ve çok taraflılığa, BM Şartı’na ve barışı korumaya yönelik taahhütler de dâhil olmak üzere 56 “eylemi” ana hatlarıyla belirtiyor. Oylama sonrasında, BM Genel Sekreteri António Guterres, “Bu Pakt sadece acil krizlere çözüm bulma vaadimizi değil, aynı zamanda sürdürülebilir, adil ve barışçıl bir küresel düzen için temel atma sözümüzü de temsil ediyor.” dedi.
Zirvenin ardından Genel Kurul’un genel tartışma oturumu BM Genel Sekreteri António Guterres’in konuşması ve 79’uncu Genel Kurul Başkanı Kamerunlu Philemon Yang başkanlığında açıldı. 79’uncu BM Genel Kurulu’na bu yıl 76 devlet başkanı, dört prens, iki hükümet başkanı, 42 başbakan yardımcısı, dokuz bakan, 54 bakan yardımcısı ve AB delegasyonu katıldı. Genel Kurul’un bu yılki teması “Kimseyi geride bırakmamak: Mevcut ve gelecek nesiller için barışın, sürdürülebilir kalkınmanın ve insan onurunun ilerlemesi için birlikte hareket etmek” idi. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin detaylı olarak ele alındığı Genel Kurul’da, “Deniz Seviyesindeki Artışın Oluşturduğu Varoluşsal Tehditler”, “Antimikrobiyal Direnci” (Antimicrobial Resistance- AMR) ve “Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması” konuları üzerine üst düzey toplantılar gerçekleştirildi. ABD Başkanı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy ve İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Masoud Pezeshkian’ın konuşmaları dikkat çekti.
Dünyanın birçok yerinde devam eden savaşların yanı sıra insani ve ekonomik krizlerin gölgesi altında toplanan liderlerin en önemli ortak vurgusu İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırıları ve acil ateşkes çağrısı oldu. Liderler, küresel krizlere çözüm bulmak için uluslararası iş birliği üzerine yoğunlaşırken BM başta olmak üzere uluslararası sistemdeki derin reform ihtiyacını da güçlü şekilde vurguladı.
BM Genel Sekreteri António Guterres: “Her Yerde Cezasızlık Çağı”
Liderler Gazze, Ukrayna, Sudan ve Haiti gibi pek çok bölgede insani krizlerin artarak devam ettiği bir dönemde bir araya geldi. Belki de BM’nin kurulduğu dönemden bu yana en ciddi krizlerle karşı karşıya kalınan bir ortamda başlayan 79’uncu döneme, reform çağrıları damga vurdu. Reform ihtiyacı ilk olarak açılış konuşmasını yapan BM Genel Sekreteri António Guterres’ten geldi. Guterres, finansal mimari de dâhil olmak üzere çok taraflı sistemin yenilenmesinin kolay olmayacağının farkında olduğunu ve siyasi ve ekonomik güç sahiplerinin bu değişimi engellemek isteyeceğini vurguladı. BM Genel Sekreteri, “Reform olmazsa parçalanma kaçınılmaz. Küresel kurumların meşruiyeti, itibarı ve etkisi azalır.” uyarısında bulundu. Guterres, dünyanın durumunun hayal edilemez bir noktaya doğru gittiğini ve bu şekilde sürdürülemez olduğunu, gelecekte karşılaşılacak zorlukların çözülebilir olduğunu ancak bunun için uluslararası mekanizmaların daha etkili işlemesi gerektiğini dile getirdi. Geleceğin Zirvesi’ni bunun ilk adımı olarak değerlendiren Guterres, kat edilmesi gereken daha çok yol olduğunu da ekledi. Guterres, dünyanın yüzleşmesi gereken üç noktayı “uluslararası hukukun ve BM tüzüğünün temellerini tehdit eden dokunulmazlık; adaletsizliklerin ve şikayetlerin ülkeleri zayıflatma veya hatta uçuruma itme tehdidinde bulunduğu eşitsizlik ve yönetilemeyen küresel risklerin geleceğimize getirdiği belirsizlik” olarak nitelendirdi. “Bu cezasızlık, eşitsizlik ve belirsizlik dünyaları birbirine bağlı ve çarpışıyor” diye ekledi.
Guterres; Ukrayna, Gazze ve Sudan’daki savaşlara atıfta bulunarak, “cezadan muaf olduklarını” düşünen hükümetlerin ve diğer grupların sayısının giderek artmasını kınadı. Dünyadaki cezasızlık seviyesini “politik olarak savunulamaz ve ahlaki olarak tahammül edilemez” olarak değerlendiren Guterres, bu dokunulmazlığın dünyanın her yerinde (Orta Doğu’da, Avrupa’nın kalbinde, Afrika Boynuzu’nda ve ötesinde) görüldüğünü ifade etti. Rusya-Ukrayna savaşının sona ereceğine dair hiçbir işaret olmadığını belirten Guterres, “Savaşın bedelini artan ölümler ve parçalanan hayatlarıyla siviller ödüyor” diyerek, BM Şartı’na, uluslararası hukuka ve BM kararlarına dayalı adil bir barışın zamanının geldiğini ifade etti. Guterres, Gazze’deki ölüm ve yıkımın hızının ve boyutunun daha önce görülmemiş düzeylerde olduğunu, 200’den fazla BM çalışanının da bölgede öldürüldüğünü anımsattı. İsrail ve Hamas arasında yaklaşık bir yıldır devam eden savaşın bölgeyi felakete sürüklediğini, Gazze’nin durmaksızın devam eden bir “kâbus” olduğunu belirten Guterres, Lübnan’ın bir başka “Gazze” olmasını kimsenin kaldıramayacağını ve “uçurumun kenarında” olduğunu ifade etti. Hamas’ın 7 Ekim 2023 saldırısını meşru kılacak hiçbir şey olmadığını belirten Guterres, aynı şekilde Filistin halkının topluca cezalandırılmasının da hiçbir şekilde meşrulaştırılamayacağını söyledi. Uluslararası toplumu acil ateşkes için harekete geçmeye çağıran Guterres, rehinelerin koşulsuz serbest bırakılması ve iki devletli çözüme giden geri dönülemez bir sürecin başlatılması gerektiğini vurguladı. Sudan’daki insani felakete de dikkat çeken Guterres, “Myanmar’dan Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne, Haiti’ye, Yemen’e ve ötesine kalıcı çözümler bulma konusundaki başarısızlık karşısında korkunç düzeyde şiddet görmeye devam ediyoruz.” diye ekledi.
Genel Kurul’un Açılışında Biden’dan Kapanış
Joe Biden, ABD Başkanı olarak Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu’nda son konuşmasını yaptı. Oldukça kapsamlı bir konuşma yapan Biden, dünya çapında süregelen çatışmalar, Ukrayna’daki savaş, Gazze’deki insani kriz ve yapay zekâ gibi kritik konulara değindi. Biden, dünya liderlerinin, özellikle Ukrayna’nın özgürlüğünü koruma mücadelesine kararlılıkla destek vermeye devam etmeleri gerektiğini vurguladı. NATO’nun yeni üyeleriyle daha da güçlendiğini ve Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesine olan desteğin süreceğini belirtti. Bu çerçevede ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı büyük ekonomik, insani ve askeri yardımların önemine dikkat çekti.
Orta Doğu’daki çatışmalara değinen Biden, “Gazze’deki masum siviller cehennemi yaşıyor.” diyerek bölgedeki insani durumun vahametini ifade etti. Durumun sürdürülemez olduğunu belirterek, Katar ve Mısır ile önerilen bir ateşkes ve rehine anlaşmasının BM Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından onaylandığını hatırlattı. İsrail ve Filistin arasında iki devletli çözümün önemine vurgu yaparak bu sürecin bölgede barışa katkı sağlayacağını belirtti. Biden, barışın sağlanmasının İran’ın tehditlerine karşı daha güçlü bir konuma gelinmesine yardımcı olacağını belirtti ve İran’ın nükleer silah elde etmesine asla izin verilmeyeceğini ifade etti. Biden, “Lübnan’da tam ölçekli bir savaş kimsenin çıkarına değil ve diplomatik çözüm hâlen mümkün” dedi.
Ülkesinin Çin ile rekabeti sorumlu şekilde yöneteceğini dile getiren Biden, Tayvan Boğazı’ndaki istikrarın korunmasının önemini vurguladı. Konuşmasında ayrıca, yapay zekâ teknolojisinin insanlığa fayda sağlaması gerektiğini, bu teknolojinin kötüye kullanılmaması adına küresel normlar üzerinde çalışılması gerektiğini ifade etti. ABD’nin iklim değişikliği konusunda da adımlar attığını ve iklim finansmanını, G7 ve diğer ortaklarıyla birlikte dört katına çıkarma taahhüdünde bulunduğunu hatırlatarak, gelişmekte olan ülkelere temiz enerjiye geçiş konusunda yardımcı olmayı hedeflediklerini belirtti. BMGK’de reform yapılması gerektiğini ve BM’nin yeni seslere ihtiyacı olduğunu vurgulayan Biden, son olarak ikinci dönem için aday olmama kararını hatırlatarak, yeni nesil liderlerin ülkesini ileriye taşımasının zamanının geldiğini söyledi. Son sözleri ise “Asla unutmayalım, bazı şeyler güçten daha önemlidir, biz insanlara hizmet etmek için buradayız, tam tersi değil. Birlikte çalışırsak kapasitemizin ötesinde hiçbir şey yoktur. Birlikte çalışalım.” oldu.
79’uncu Yılda Gelinen Nokta: Acil Ateşkes ve Reform İstekleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşma da çokça yankı buldu. İsrail’i Gazze’deki operasyonları nedeniyle şiddetli şekilde eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’de yaşananları “soykırım” olarak nitelendirerek, Filistin halkının direnişini savundu ve uluslararası toplumu bu “vahşete” karşı harekete geçmeye çağırdı. Gazze’deki insani dramı eleştirirken BMGK’nin yetersizliğine de vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan sık sık dile getirdiği “Dünya beşten büyüktür” sözünü yineleyerek, “bu ifadenin temsil ettiği değerlere bugünlerde daha çok, daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan uluslararası barış ve güvenliğin imtiyazlı beş ülkenin keyfine bırakılmayacak kadar önemli olduğuna şahitlik edildiğini ifade etti.
Biden’ın son konuşmasından sonra bir başka ilk ise İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Masoud Pezeshkian’ın BM’de ilk konuşmasını gerçekleştirmesiydi. Pezeshkian “Birleşmiş Milletler Hedeflerinin Güçlendirilmesi” başlıklı oturumdaki konuşmasında, BM’nin karar mekanizmalarında reform yapılmasının gerekliliğini vurguladı. Bir başka önemli nokta ise İran’ın nükleer anlaşmaya dönme isteğinin BM kürsüsünden ifade edilmesi oldu. Pezeshkian, ülkesinin küresel güçlerle birlikte “haklarının tanınması ve yaptırımların kaldırılması karşılığında en yüksek düzeyde benzeri görülmemiş nükleer denetim” konusunda anlaştığı, tarihî 2015 Ortak Kapsamlı Eylem Planı’nı hatırlatarak, İran’ın şartları ve taahhütleri tam olarak ve iyi niyetle uygulanırsa planın katılımcılarıyla etkileşime girmeye hazır olduğunu ifade etti.
Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, BM 79’uncu Genel Kurulu’ndaki hitabında, BMGK’de kapsamlı reformlar yapılması çağrısında bulunarak “Konsey, beş ülkeden oluşan özel bir kulüp olmaya devam edemez.” dedi. Ramaphosa, BMGK’nin mevcut yapısını “çağ dışı ve dışlayıcı” olarak nitelendirdi, Afrika ülkelerinin ve diğer ülkelerin de Konseyin karar alma sürecine dâhil edilmesini talep etti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy, özellikle nükleer felaket potansiyeline odaklanarak Ukrayna’nın Rusya ile savaşındaki artan riskler hakkında sert bir uyarıda bulundu. Zelenskyy, Rusya’nın Zaporizhzhia Nükleer Santrali’ni işgalini çatışmanın en tehlikeli yönlerinden biri olarak tanımladı. Uluslararası toplumu derhal harekete geçmeye çağıran Zelenskyy, nükleer bir olayın sınırlara saygı göstermeyeceğini ve yıkıcı küresel sonuçlara yol açabileceğini vurguladı. BMGK’nin savaşla başa çıkmadaki başarısızlığını ifade ederek, “çok fazla şeyin veto gücüne bağlı olduğunu” belirtti, ancak nükleer güvenlik, enerji güvenliği, gıda güvenliği, savaş esirlerinin geri dönüşü ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunmasını önceliklendiren ve yaklaşık 100 ülke tarafından desteklenen “Barış Formülü’ne” güvendiğini ifade etti. Zelenskyy kapanışta, çatışmaya yönelik herhangi bir çözümün uluslararası hukuku ve Ukrayna’nın egemenliğini korumaya dayanması gerektiğini vurguladı. BM ve dünya liderlerini Rus saldırganlığı karşısında birlik olmaya ve adil ve kalıcı bir barış için çalışmaya çağırdı.
Değerlendirme
BM’ye karşı etkisizlik eleştirileri ve reform çağrıları giderek artıyor. Dünya barışını korumak amacıyla oluşturulan BM ve ona bağlı kuruluşlar, ne Rusya-Ukrayna savaşındaki sivil can kayıplarına ne de İsrail’in saldırıları sebebiyle Gazze’de ortaya çıkan insani krize ve kitlesel ölümlere çare olabiliyor. BMGK’de veto yetkisine sahip beş ülke (ABD, Birleşik Krallık, Çin, Fransa, Rusya) lideri, Guterres’in çabalarına rağmen Geleceğin Zirvesi’ne katılmadılar. Bu isteksizlik BM’nin güvenilirliğine ve etkinsizliğine gelen eleştirileri ayrıca güçlendiriyor. 79’uncu dönem, hem “Geleceğin Paktı” hem de liderlerden gelen güçlü mesajlar ile başladı ve ümit verdi. Ancak böylesine hantallaşmış bir BM’nin dünyayı 1945’lere değil tam tersine, uzmanlar tarafından bile tarif edilmekte zorlanılan bir dünyaya götüreceği ihtimali de güçlenmeye devam ediyor.
Hatice Zeynep Şen, İKV Uzman Yardımcısı