KÜRESEL GÜNDEM: NATO’da Değişim: Stoltenberg’in Vedası ve Rutte’nin Gelişi
NATO’da Değişim: Stoltenberg’in Vedası ve Rutte’nin Gelişi
Jens Stoltenberg veda konuşmasında dünyanın ve NATO’nun son 10 yılda Rusya’nın Kırım’ı ilhakı, terör örgütü DEAŞ’ın yükselişi, COVID-19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı, Çin ile artan rekabet, siber saldırılar ve iklim değişikliği gibi yaşanan gelişmelerden dolayı büyük bir değişim içerisine girdiğini belirtti. Bunlarla beraber görev süresinde çıkardığı beş önemli dersin altını çizdi. Son olarak, görevi devralan Rutte’den Türkiye’nin bazı beklentileri olduğunu söylemek mümkün.
Eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte resmî olarak NATO Genel Sekreterliği görevine 1 Ekim’de başlayacak. Rutte’nin gelişi öncesi, 2014 yılında göreve başlayan şu anki NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Alman Marshall Fonu tarafından 19 Eylül 2024 tarihinde düzenlenen etkinlikte bir veda konuşması yaptı. 10 yıllık görev süresi boyunca Stoltenberg dünyanın 2014’te Kırım’ı ilhakı, terör örgütü DEAŞ’ın yükselişi, COVID-19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı, Çin ile artan rekabet, siber saldırılar ve iklim değişikliği gibi yaşanan gelişmelerden ötürü büyük bir değişime uğradığının altını çizdi. Veda konuşmasında güvenlik açısından birçok önemli konuya değinen Stoltenberg, NATO’nun yeni göreve gelecek olan Rutte’nin elinde güvende olacağına dair inancı olduğunu ifade etti.
Stoltenberg’in Veda Konuşması
Stoltenberg yaptığı veda konuşmasıyla hem 10 yıllık görev sürecinde yaşananlara hem de güncel problemlere dikkat çekti. NATO’nun bu süreçte zaman zaman sorgulandığını belirtip, İttifak’ın önceleri “bölünmüş, eskimiş ve beyinsiz” olarak lanse edildiğini fakat gerçekte “NATO’nun güçlü, birleşik ve her zamankinden daha önemli” olduğunu ifade etti.
NATO’nun bu süreç boyunca güçlendiğini ifade eden Stoltenberg, bu işaretlerin Doğu kanadında savaşmaya hazır on binlerce NATO askerinin bulunması, 23 müttefik ülkenin GSYH’sinin en az %2’sini savunmaya harcaması, kurum olarak NATO’nun güçlenmesi, ortak bütçenin iki katına çıkarılması, müttefik ve partner sayısının artması (Karadağ, Kuzey Makedonya, Finlandiya ve İsveç’in İttifak’a katılımı) ve Ukrayna’nın her zamankinden yakından oluşu olduğunu belirtti. Küresel güneydeki ortaklıkların genişletildiği, Hint Pasifik’teki ülkelerle ilişkilerin derinleştirildiği ve NATO-AB iş birliğinin hiç olmadığı seviyelere çıktığını da özellikle belirtti.
Beş Önemli Ders
Görev süresi boyunca elde ettiği tecrübelerden de yola çıkarak Stoltenberg, NATO’nun gelecekte başarı elde etmeye devam etmesi için beş önemli ders olduğunu belirtti;
1. Barış için bedel ödemeye hazır olmak: Ne kadar çok bütçe olursa savunmanın o kadar çok güçlü olacağını, caydırıcılığın o kadar çok etkili olacağını ve güvenliğin de bir o kadar artacağını söyledi. Şu an müttefiklerin GSYH’lerinden en az %2 oranında harcamaları yeterli gibi gözükse de ileride yetersiz olacağını öne sürdü.
2. Özgürlük serbest ticaretten önemli: Geçmişte birçok müttefikin Rusya’dan gaz satın almayı sadece ticari bir konu olarak gördüğünü ama bunun yanlış olduğunu ifade etti. Rusya’nın gaz meselesini Ukrayna’nın desteklenmemesi için bir silah olarak kullandığını söyledi ve Çin ile de aynı hatanın yapılmaması için uyarıda bulundu. Çin’in nadir toprak minerallerine bağlı olmanın, ileri teknolojileri ihraç etmenin ve kritik altyapıların yabancılar tarafından kontrol edilmesine izin vermenin İttifak’ı zayıflatacağının altını çizdi. Dolayısıyla, Çin ile ilişkiler sürdürülmeli, fakat kısa vadeli ekonomik çıkarlar için uzun vadeli güvenlik ihtiyaçları tehlikeye atılmamalı vurgusunda bulundu.
3. Askeri güç diyaloğun ön şartı: Askeri gücün diyaloğun ön şartı oluşunun Ukrayna örneğinde net olarak ortaya çıktığını belirtti. Herkesin savaşın bitmesini istediğini ancak savaşı kaybetmenin barışı getirmeyeceğini, aksine Rus işgaline yol açacağını söyledi. Putin’in savaşa yönelik bakış açısının değişmeyeceğinden ötürü tek yolun Putin’in hesaplarını değiştirmek olduğunu ve bunun sadece Ukrayna’ya daha fazla silah sağlanması ile mümkün olacağına işaret etti. Avrupa’da istikrarlı bir Ukrayna olmadan sürdürülebilir bir güvenlik olamayacağı, NATO üyeliği olmadan da Ukrayna için kalıcı bir güvenlik sağlanamayacağını ve NATO’nun kapısının açık olduğunu söyledi.
4. Askeri gücün sınırları olması: Çok uzun süren Afganistan operasyonunu örnek olarak gösteren Stoltenberg, 2014’te hedefin askeri varlığı azaltmak ve siyasi bir ortaklığa geçiş yapmak olduğunu belirtti. Ancak yedi yıl sonra terörle mücadele operasyonu olarak başlayan görevin bir ulus inşa etme misyonuna dönüştüğünü söyledi. Taliban ile süregelen çatışmanın ve Afgan hükümetinin hızla çökmesinin, uzun süreli katılımın gereksizliğini ortaya koyduğunu belirterek gerçekçi bir devlet yapısının mümkün olmadığının anlaşıldığını ifade etti. Gelecek askeri operasyonların net ve ulaşılabilir hedeflere sahip olması gerektiğinin en önemli ders olarak öne çıktığının altını çizdi.
5. Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki bağ garanti olarak algılanmamalı: Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki bağın, özellikle NATO aracılığıyla, asla garanti gibi görülmemesi gerektiğini ifade eden Stoltenberg, bu bağın, siyasi seçimler ve iş birliğine dayalı olduğunu belirtti. İzolasyon veya ayrılma çağrılarının, uzun vadeli güvenlik çıkarlarını zayıflattığını ve birbirine bağlı bir dünyada, yalnızlık politikası ile güvenlik sağlamayacağını ifade etti. Bu nedenle transatlantik ilişkilere yatırım yapmanın hayati önem taşıdığını bildirdi. NATO’nun, Avrupa güvenliği için gerekli olduğunun altını çizip, savunma harcamalarının önemli bir kısmının AB dışındaki müttefiklerden gelmekte olduğunu vurguladı. Türkiye, Norveç ve Kuzey Amerika ülkelerinin güvenliği sağlamak için kritik öneme sahip olduğunu da ekledi.
Mark Rutte’den Beklenenler
32 İttifak ülkesinin oy birliğiyle atadığı Eski Hollanda Başbakanı Rutte, veda konuşmasını yapan Stoltenberg’den görevi 1 Ekim’de devralacak. Bu atamanın ardından, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı şu açıklamada bulundu:
“Tüm Müttefiklerin muvafakatiyle yeni NATO Genel Sekreteri olarak ilan edilen Hollanda Başbakanı Mark Rutte’yi tebrik ediyoruz. Bu vesileyle, göreve geldiği 2014 yılından bu yana sergilediği başarılı liderlik için Genel Sekreter Stoltenberg’e şükranlarımızı sunuyoruz."
Rutte’ye desteğini en son açıklayan ülkeler arasında yer alan Türkiye, yeni genel sekreterin de Stoltenberg gibi dengeli ve duyarlılıklara uygun bir tavırda olması gerektiğini belirtti. Bununla birlikte, Türkiye’nin Rutte’den bazı beklentileri ise şöyle: terörle mücadeleye destek, ittifak içi silah satışında kısıtlamaların önlenmesi ve NATO-AB sürecinde Türkiye gibi AB üyesi olmayan müttefiklerin çıkarlarının korunması.
Değerlendirme
NATO’da görev süresi son bulan Stoltenberg’in yaptığı veda konuşması, NATO’nun günümüz gelişmelerinde ne kadar önemli bir role sahip olduğunu bir kez daha görmek için önemli. Geçmişte her ne kadar NATO’ya karşı şüpheci yaklaşımlar olsa da bu gelişmelerle birlikte -Rusya-Ukrayna savaşı- bu algı değişti ve NATO’nun aslında ne kadar güçlü bir pozisyonda olduğu gözler önüne serildi. İttifak’ın son durumu geçmişteki eksiklerinin ya da hatalarının üstünü örtmüyor. Aksine, Stoltenberg’in öne çıkardığı beş ders NATO’nun hata ve eksiklerinden yeni kazanımlar öğrendiğini gösteriyor. Görevi teslim ederken Stoltenberg, Rutte’nin bu başarıları ve alınmış dersleri devam ettireceğine dair güven duyduğunun da sinyalini verdi. Türkiye’nin ise göreve gelecek olan Rutte’den bazı beklentileri olduğu görüldü. Eğer Rutte, Stoltenberg’in izinden devam ederse Türkiye’nin bu beklentileri bir karşılık görebilir.
Deniz Bal, İKV Uzman Yardımcısı