İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

AB GÜNDEMİ: AB’nin Batı Balkanlar Vizyonu: Batı Balkanlar Zirvesi Yapıldı

AB-Batı Balkanlar ortaklığının uzantısı olan ve 18 Aralık 2024’te yapılan AB-Batı Balkanlar Zirvesi’nde Brüksel Bildirisi kabul edildi.
AB GÜNDEMİ: AB’nin Batı Balkanlar Vizyonu: Batı Balkanlar Zirvesi Yapıldı

AB’nin Batı Balkanlar Vizyonu: Batı Balkanlar Zirvesi Yapıldı 


Temelinin 1999’da “İstikrar ve Katılım Süreci” ile atıldığı AB-Batı Balkanlar ortaklığının uzantısı olan AB-Batı Balkanlar Zirvesi 18 Aralık’ta Brüksel’de gerçekleşti. Söz konusu Zirve’nin, AB-Batı Balkanlar ortaklığının yeni bir ivme yakalanmasına destek olması, üyelik perspektifinin tazelenmesi ve ortaklığın farklı alanlarda geliştirilmesi amaçları taşıdığı görülüyor. AB Konseyi yeni Başkanı Antonio Costa’nın yönettiği Zirve’de AB entegrasyonu, güvenlik iş birliği, ekonominin yumuşak güç olarak değerlendirilmesi ve göç gibi çeşitli konular ele alındı. Bununla birlikte, Zirve çıktıları kapsamında Brüksel Bildirisi imzalandı.


Arnavutluk, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Kosova, Karadağ, Sırbistan gibi Batı Balkan coğrafyasında bulunan ülkelerin katılım gösterdiği Zirve’de farklı konularda iş birliğini kabul eden Brüksel Bildirisi imzalandı. Brüksel Bildirisi genel olarak Batı Balkan ülkeleriyle yapılan iş birlikleri ve bu ülkelere yönelik beklentilerin sıralandığı bir tablo çizerken, dört öncelik alanı ve hedefi de ortaya koyuyor. AB ve altı Batı Balkan ülkesi tarafından kabul edilen Bildiri’nin ana metni 16 maddeden oluşuyor. Genel olarak Rusya’ya karşı uygulanması gereken baskılara yönelik güçlü bir söylem içeren metnin ilk maddesinde, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş ve Orta Doğu’da devam etmekte olan çatışma”nın etkileri sürerken Batı Balkanlar coğrafyasıyla iş birliği yapmanın her zamankinden daha önemli olduğu ifadesi bulunuyor. Zorlukların üstesinden gelinmesi ve barış ile refah içinde bir Avrupa için ortaklığın, Avrupa vatandaşlarına bir borç olduğu fikri vurgulanıyor. Batı Balkan ülkelerinin bu yöndeki iradesi ve eylemleri takdir edilirken, Avrupa değerlerine sahip çıkan tutumlarının takdir edildiği kaydediliyor. Bu değerlere örnek olarak demokrasi, temel haklar ve hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü, bağımsız ve çoğulcu medya, cinsiyet eşitliği ve güçlü bir sivil toplumun var olması gösteriliyor. Ayrıca bu değerlerin işleyen bir demokrasi için hayati öneme sahip olduğu kaydediliyor. Bunların yanında, azınlıkların haklarının güvence altına alınması çağrısı da yapılıyor.

Avrupa’nın jeopolitik bağlamının birlik ve beraberlik gerektirerek ortak bir dış ve güvenlik politikasına olan ihtiyacı doğurduğu kaydediliyor. AB’nin çok yönlü dış politikaya önem vermeye devam edeceği, bu doğrultuda AB’nin dış politika tutumunu paylaşarak destekleyen Batı Balkan ülkelerine bu politikaya devam etmesini ve bu yönde davranmayan ortakların da benzer şekilde eyleme geçmesini salık veriyor.

Göç meselesinin de dikkat çekildiği metinde bu konunun bir öncelik ve sorumluluk olduğu değerlendiriliyor. Bunun yanında, vize politikalarının uyumlaştırılması ile göçmen kaçakçılığı gibi organize suçun bütün türleriyle mücadele için daha fazla çabanın gerekli olduğu bildiriliyor.

Metnin devamında Batı Balkan ülkelerinin AB bütünleşme sürecinde kat ettiği yol takdir edilerek uyumlaşma sürecinin farklı politika alanlarına yayıldığı ve bunun vatandaşlara somut faydalar getirerek katılım sürecine zemin hazırladığı ifade ediliyor.

Bunlara ek olarak Batı Balkanlar’daki ekonomik büyümenin desteklenmesi, tek pazara uyum, ortak savunma politikalarının coğrafya için önemi, Batı Balkan ülkelerinin iyi ilişkilerinin sürmesi gerekliliği ile iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi, AB’nin bölgedeki en yakın ortak ve en büyük bağışçı olduğu konularına yer veriliyor.

Son olarak, gelecek yıl Tiran’da gerçekleşecek Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nin heyecanla beklendiği ve barış, güvenlik, istikrar ve ekonomik kalkınmanın kıta Avrupa’sı için önemine ilişkin liderlere bir platform sağlaması açısından büyük bir öneme sahip olduğuna vurgu yapılıyor.

Söz konusu on altı maddelik bildiri metnine ek olarak bir de detaylı önerilerin sunulduğu bir belge de paylaşıldı. Bu ek belgede çeşitli konulardaki öneriler dört farklı başlıkta paylaşıldı.

Zirve Çıktıları ve Öncelikler

Anlaşılmış Zirve metnine ek olarak, Zirve metninde vurgulanan noktalara ilişkin detay öneriler ve hedeflerin yer aldığı bir ek metin bulunuyor. Bu ek metin dört ana başlıkta tematik öneriler sunuyor.

1. Batı Balkanlar’da Büyüme Planı Aracılığıyla Bütünleşmenin Artırılması

Sayılan ülkelerin, Batı Balkanlar İçin Reform ve Büyüme Fonu (Reform and Growth Facility for the Western Balkans) kapsamında 6 milyar avroyu bulan desteklerden faydalanabilmesi için Orta Avrupa Serbest Ticaret Anlaşması (Central European Free Trade Agreement) ile Batı Balkanlar'da Yükseköğretime Erişim ve İleri Düzey Eğitimlere Kabul Anlaşması’nın (Agreement on Access to Higher Education and Admission to Higher Studies in the Western Balkans) imzalanması ve bir an önce uygulamaya konması gerekliliği vurgulanıyor.

Bunların yanı sıra:

Ulaşım: AB kara yolu ve demir yolu ulaşım piyasasına uyum sürecinin artırılması konusunda ülkelerin desteklenmesi, sınır geçişlerinin kolaylaştırılması ve sürdürülebilir ulaşıma önem verilmesi gerekliliği, ülkelerin AB komşu ülkeleri ile demir yolu ağlarını artırmalarının önemi, Komisyon’un sınır geçiş noktalarının modernize edilmesine ilişkin fon açmaya davet edilmesi,

• Yeşil gündem: Yeşil gündemin tamamıyla benimsenebilmesi amacıyla bölgede yeni bir eylem planına ihtiyaç duyulması; döngüsel ekonomi, biyoçeşitlilik ve kirlilik ile mücadelede söz konusu ülkelerin desteklenmesi, Emisyon Ticaret Sistemi’nin ilgili ülkelere karşı kolaylaştırılması (EU Emissions Trading System)

• Dijital Tek Pazar: AB ile Batı Balkan ülkeleri arasındaki hücre veri gezintisi ücretlerinin indirilmesi ortaklaşa çalışılması, bu ülkelerin siber güvenlik reformlarına devam etmesi, AB’nin kamuya açık alanlarda ücretsiz wi-fi uygulamasının yaygınlaştırılması, KOBİ’lerin dijitalleşmesinin desteklenmesi ve AB fonlarının sağlanması, AB ile Batı Balkanlar arasında AB kişisel güvenlik standartları aracılığıyla veri akışının desteklenmesi,

Sektörel tedarik zincirleri: İlgili ülkelerin Kritik Ham Maddeler (Critical Raw Materials) gerekliliklerine uyum sağlaması, gibi tematik yükümlülükler tanımlanıyor.

2. Geleceğe Yönelik Dayanıklı Bir Ekonomik Temelin İnşası ve Rusya’nın Ukrayna Üzerindeki Saldırganlığının Birlikte Ele Alınması

Enerji: Rus gazına bağımlılığı azaltabilmek amacıyla, doğal gaz ve likit gaz satın alımlarında AB ile hareket edilmesi, ülkelerin elektrik piyasalarının AB ile uyumlaştırılması konusunda reformları gerçekleştirmesi,

• Ekonomi ve Yatırım Planı (Economic and Investment Plan): AB tarafından IPA III kapsamında desteklenmekte olan projeler ve sağlanmakta olan fonlara karşılık, Batı Balkan ülkelerinin de en iyi uygulama yaklaşımı sergileyerek ekonomilerinin uzun vadede iyileşmesini ve yeşil gündemin yaygınlaşmasını sağlayan proje uygulamalarına odaklanması,

önerileri yer alıyor.

3. Ortak Dış ve Güvenlik Politikasının Yoğunlaştırılması

Siyasal etkileşim: AB’nin zirveler, düzenli gerçekleştirilen Ortak Dış ve Güvenlik diyaloglarına bu ülkelerin dâhil edilmesi, bu ülkelerin de AB kısıtlayıcı önlemlerinin benimseyerek uygulaması

Güvenlik ve savunma iş birliği: Güvenlik ve savunma ortaklıklarının bütün Batı Balkanlar ülkeleriyle kurulması, Avrupa Barış Aracı’nın (European Peace Facility) tüm Batı Balkanlara yayılarak AB tarafından sağlanan finansal destekten yararlanılması,

Dayanıklılığın artırılması: Siber Dayanışma Yasası’nın (Cyber Solidarity Act) resmen benimsenerek siber güvenlik olaylarıyla mücadele etmede AB Siber Güvenlik Kapasitesi’nden (EU Cybersecurity Reserve) faydalanılması gerekliliği, alandaki iş birliğinin artırılması amacıyla henüz yapmamış ülkelerin Siber Elçiler atamasını gerçekleştirmesi, AB Siber Güvenlik Ajansı (EU Agency for Cybersecurity-ENISA) ve Avrupa Siber Güvenlik Yetkinlik Merkezi (European Cybersecurity Competence Centre-ECCC) ile iş birliğinin artırılması ile ve Bölgesel İş Birliği Konseyi’nin (Regional Cooperation Council) daha etkin bir rol oynamasının sağlanması,

AB Bütünleşmesinin Toplumsal Boyutu: Tiran’da Avrupa Koleji’nin (College of Europe) yeni bir ayağının oluşturularak öğrencilerin AB’ye özel konularda uzmanlık kazanmasının sağlanması, tüm Batı Balkan ülkelerinin Avrupa Dayanışma Programı (European Solidarity Corps) ve Erasmus+ programlarına erişim sağlanması, Bölgesel Gençlik İş Birliği Ofislerinin (Regional Youth Cooperation Office) açılarak gençlerin dâhil edilmesi,

gibi tavsiyeler sunuluyor.

4. Düzensiz Göç, Terör ve Organize Suçla Mücadele, Yolsuzluk ve Suç

Düzensiz göç: Batı Balkanlar AB Eylem Planı’nın (EU Action Plan on the Western Balkans) uygulanmasına devam edilerek sınır yönetimi, göçmen ve insan kaçakçılığı, geri dönüşlerin sağlanması ve ihtiyaç duyanlara uluslararası korumanın sağlanması gibi konularda iş birliğinin sürdürülmesi; Avrupa Suç Tehditlerine Karşı Çok Disiplinli Platform (European Multidisciplinary Platform Against Criminal Threats-EMPACT), Avrupa Göç Ağı’na (European Migration Network) dâhil olmayan ülkelerin gerekli işlemleri başlatarak dâhil olmaları,

Terörle mücadele: Batı Balkanlar için Terörle Mücadele Ortak Eylem Planı’nın (Joint Action Plan on Counter Terrorism for the Western Balkans) 2025’in ilk yarısında teklif edilecek olması ve bir sonraki AB Batı Balkanlar Adalet ve İçişleri Bakanlık Forumu’nda (EU-Western Balkans Ministerial Forum on Justice and Home Affairs) kabul edileceği,

Organize suça karşı mücadele: Yolsuzluk, organize suçlar ve kara para aklama vakalarına ilişkin soruşturma, kovuşturma ve nihai mahkûmiyetlerde güçlü bir izleme ve kayıt mekanizması oluşturularak suç mağdurlarının hem de şüpheli ve sanıkların hakları AB müktesebatı ve uluslararası standartlarla uyumlu bir şekilde korunması ile organize suç vakalarında finansal soruşturmaların yürütülmesinin yine AB müktesebatı ile uyumlu şekilde gerçekleştirilmesi gerekliliği; Ulusal Uyuşturucu Gözlem Merkezleri ve Ulusal Erken Uyarı Sistemleri (National Drugs Observatories and National Early Warning Systems) kurularak AB Uyuşturucu Ajansı (European Union Drugs Agency) ile iş birliğinin artırılmasına yönelik ihtiyaç, küçük silahlar ve hafif silahların kaçakçılığı ve yayılmasının önlenmesi ve konuya ilişkin kabul edilen gözden geçirilmiş bir yol haritasının uygulanmaya başlanması gerekliliği,

• Adalet: AB suç iş birliği örgütü Eurojust ile iş birliği yapılmasına olanak sağlayacak şekilde yasal ve kurumsal çerçeve oluşturulması, henüz yapmamış olan Batı Balkanlar ülkelerinin çalışma protokollerini hazırlayarak Avrupa Kamu Savcılığı Ofisi (European Public Prosecutors Office) ile iş birliği kurması ve bu iş birliğini sürdürmesi gerekliliği; bu ülkelerin e-adalet stratejileri kurgulaması, e-adalet stratejisi bulunan ülkelerin modernize etmesi ve ülkelerin dijitalleşmeyi derinleştirmesi; Ukrayna’da işlenen savaş suçlarının takip edilebilmesi için Eurojust’ın çalışmalarını desteklemeleri,

konusunda yönlendirmelere yer veriliyor.

Sonuç ve Değerlendirme

1999’da “İstikrar ve Katılım Süreci” ile temelinin atıldığı AB-Batı Balkanlar ortaklığının uzantısı olarak AB-Batı Balkanlar Zirvesi 18 Aralık’ta Brüksel’de gerçekleşmesiyle, AB’nin Batı Balkanlar perspektifinin ve genişleme hedefinin hâlâ canlı olduğunu gösteriyor. Özellikle Rusya-Ukrayna-savaşından sonra jeopolitik bağlamın önemini bir kez daha kavrayan AB, dış ilişkilerinde stratejik ortaklık kavramını yaşatmaya ve ortaklık ilişkilerini ‘ortak değerler ve çıkarlar’ söylemi çerçevesinde şekillendirmeye devam ediyor. Brüksel Bildirisi’yle tutumunu somutlaştıran AB, Bildiri metninde kullandığı cesaretlendirici ve yapıcı dil ile karşılıklı samimi ve pozitif bir gündem oluşturmayı amaçladığını gösteriyor. Batı Balkanlar perspektifini canlı tutmaya kararlı olan AB, barış ve refahın ancak iyi yönetilen bir dış ve güvenlik politikasından geçeceğini düşündüğünü, Bildiri metninin kurgusundan açıkça yansıtıyor.

Öte yandan, ilgili Zirve’nin çıktıları Türkiye-AB ilişkilerine yönelik çeşitli yorumlar yapılabilmesine katkı sağlıyor. ‘Bölgesel sahiplik’ ilkesinin Türk dış politikasındaki yeri ve Türkiye’nin Balkan coğrafyasındaki etkinliği düşünüldüğünde, bildiri metninde yer alan, “AB’nin bölgedeki en yakın ortak ve en büyük bağışçı olduğu” kıyası dikkat çekiyor. Bu doğrultuda, Türkiye ile AB’nin manevra alanlarındaki çakışmaya rağmen üyelik perspektifinin canlandırılmasının önemi, kazan-kazan ilkesi tarafından bakıldığında görülebiliyor. Bu durum, Türkiye'nin Balkan coğrafyasındaki etkinliği ve AB'nin genişleme politikaları arasındaki sinerjiyi vurguluyor. Batı Balkanlar'ın hem Avrupa Birliği hem de kıta Avrupa'sının güvenliği açısından stratejik bir öneme sahip olduğu bildiri metninde vurgulanıyor. Bu noktada, Türkiye’nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden kaynaklanan söz hakkı ve Tahıl Anlaşması sürecindeki yapıcı rolü, Türkiye'nin bölgesel ve küresel barışa verdiği önem ile Türkiye'nin de Avrupa güvenliğine yaptığı askeri ve diplomatik katkıları kanıtlıyor. Bu durum, Türkiye'nin dış politikasındaki dengeleyici ve etkileyici rolünün daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Türkiye’nin özellikle son on yılda geliştirdiği savunma sanayi kapasitesine ek olarak çok yönlü dış politikasının kazandırdığı manevra alanı, AB’nin taşıdığı stratejik ortaklık hedefine katkı sağlayabilecek bir noktada bulunuyor. Başta Kıbrıs meselesi olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı tıkanıklık yaşayan Türkiye-AB müzakere sürecinin canlandırılarak ortaklığın farklı politika alanlarına yayılmasının getirebileceği olası faydalar net bir şekilde ortaya çıkıyor. ‘

Melike Sönmez, İKV Uzman Yardımcısı

Diğer Yazılar