AB-İsviçre İlişkilerinde Yeni Dönem
Tarihsel ve coğrafi anlamda yakın ilişkilere sahip olan ve aralarında çeşitli anlaşmalar mevcut olan İsviçre ve AB, 20 Aralık 2024 tarihinde, yeni paket üzerine gerçekleştirilen müzakereleri tamamladıklarını duyurdu. Bir dizi anlaşma içeren bu paket kapsamında önceden var olan beş adet anlaşmanın da güncellenmesi üzerinde uzlaşıya varıldı. Sonuç olarak, sağlık ve gıda güvenliği gibi alanlarda yeni iş birlikleri yapılması ve İsviçre’nin AB iç elektrik piyasasına katılması konusunda karar alındı. Ek olarak, bu anlaşmalarla İsviçre’nin Ufuk Avrupa gibi AB programlarına dâhil edilmesi ve AB’deki öğrencilere bazı imtiyazlar sağlanması konusunda fikir birliğine varıldı.
20 Aralık’ta AB-İsviçre ilişkilerini yeni bir seviyeye taşıması beklenen ikili anlaşmalar paketi üzerine yürütülen müzakereler tamamlandı. Komisyon tarafından yapılan açıklamada onay ve imza sürecinin gerçekleştirilmesinin ardından ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açılacağı belirtildi.
AB-İsviçre Arasında Kabul Edilen Yeni Paket Neleri Kapsıyor?
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve İsviçre Konfederasyonu Devlet Başkanı Viola Amherd, 20 Aralık’ta bir dizi anlaşma paketi üzerine uzlaşı sağladıklarını duyurdu. Yeni paket ile tarım, eğitim ve gıda güvenliği gibi birçok alanda iş birliğinin artırılması sağlanarak, ilişkilerin bir adım öteye taşınması planlanıyor.
Bu anlaşmaların yapılması için ilk adım 2022 yılında atılmıştı. Anlaşmalar üzerinde ortak temel oluşturmaya yönelik yapılan görüşmeler Ekim 2023’te sonlandırılmıştı. İsviçre hükümetinin açıklamasına göre iki başmüzakereci metnin son hâli üzerinde anlaştığında, sürecin gelecek baharda sonuçlandırılması planlanıyor.
Yeni paketin getirdiği düzenlemelere göre İsviçre’nin AB pazarına girmesini sağlayan beş anlaşma güncelleniyor. Hava ve kara taşımacılığı, kişilerin serbest dolaşımı, uygunluk değerlendirmesi ve tarımsal ürünlerde ticaret alanlarını kapsayan anlaşmaların modernize edilmesiyle her iki taraftaki bireylerin ve işletmelerin sahip olduğu haklardan yararlanması amaçlanıyor. Ayrıca işletmelere adil şartların olduğu bir ortam sağlanması hedefleniyor.
• Tarafların uzlaşmaya vardığı alanlardan bir tanesi gıda güvenliği. Ortak Gıda Güvenliği Alanı (Common Food Safety Area) kurularak gıda zincirinin tüm boyutlarını kapsayan yeni bir anlaşma yapılması kararı alındı.
• Yeni bir anlaşma yapılması kararı alınan alanlardan bir başkası da sağlık. İsviçre’nin, Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (the European Centre for Disease Prevention- ECDC) ile Erken Uyarı ve Yanıt Sistemi (the Early Warning and Response System- EWRS) başta olmak üzere sağlık alanında sınır ötesi tehditleri ele alan AB mekanizmalarına ve organlarına katılımını sağlamak için yeni bir sağlık anlaşması yapılması konusunda uzlaşıya varıldı.
• İsviçre’nin AB iç elektrik piyasasını katılmasına olanak sağlayan yeni bir anlaşma yapılmasına karar verildi.
• AB ve İsviçre arasındaki ortaklık ve iş birliği seviyesini yansıtan, İsviçre’nin AB içindeki ekonomik ve toplumsal uyuma kalıcı ve adil finansal katkısına dair yeni bir anlaşma yapılması yönünde uzlaşıya varıldı.
• İsviçre’nin, Birlik’in üçüncü ülkelerin katılımına açık programlarına (Ufuk Avrupa, EURATOM Araştırma ve Eğitim, Enerji için Füzyon (ITER/F4E (Fusion for Energy)), Dijital Avrupa (Digital Europe), Erasmus+, EU4Health) katılmasına imkân sağlayan yeni bir anlaşma yapılmasına karar verildi. Komisyon, geçiş düzenlemelerini yaparak 1 Ocak 2025’ten itibaren İsviçre’deki kurumların çağrılara katılabilmesini sağlayacağını duyurdu.
• İsviçre’nin AB Uzay Ajansı’nın Galileo ve EGNOS programlarıyla ilgili faaliyetlere katılımını sağlayacak yeni ayrı bir anlaşma yapılması konusunda da karar alındı.
Ek olarak yeni düzenlemeler kapsamında Avrupalı öğrencilerin İsviçreli öğrencilerle aynı ücretler ile İsviçre’deki üniversitelere giriş yapabilmesi de üzerinde uzlaşılan konular arasında.
Anlaşma İsviçre’de Bir Tartışma Konusu
Sağ popülist olarak nitelendirilen İsviçre Halk Partisi (Swiss People's Party- SVP) ise bir açıklama yaparak bu pakete karşı olduğunun altını çizdi. Söz konusu açıklama ile anlaşmanın demokratik olmadığı, güvenilmez olduğu ve kabul edilemeyeceği ifade edildi. Bu paket sebebiyle göçün artış göstereceği ve İsviçre’nin yabancı yargıçlara tabii olacağı belirtildi. Parti başkanı Marcel Dettling ise İsviçre halkının kendi kaderini tayin etme (self determinasyon) hakkı için savaştıklarının altını çizdi.
Bu paketin yürürlüğe girebilmesi için anlaşmanın hem AB hem de İsviçre tarafından onaylanması gerekiyor. Ticaret ve Ekonomik Güvenlikten Sorumlu Komisyon Üyesi Maroš Šefcovic, paketin AB’nin çıkarlarını koruduğunu ancak İsviçre’nin de endişelerinin dikkate alındığını yani iki taraf arasındaki dengenin korunduğunu ifade etti. Ayrıca onay süreci konusunda Birlik’e güvendiğini vurguladı.
İsviçre’de ise paketin hem Parlamento tarafından hem de referandum aracılığıyla İsviçre halkı tarafından onaylanması gerekiyor. İsviçre hükümeti, 2025’in ilk çeyreğinde paketi onaylamayı, 2026’nın başlarında Parlamentoya sunmayı ve 2027 yılında ise referandum yaparak halktan onay almayı planlıyor. Bu sebeple İsviçre onay sürecinin karmaşık olduğu görülüyor.
İsviçre Sendikalar Birliği, ise yaptığı açıklamada İsviçre’de ücretlerin düşmesine yol açacağı endişelerinin mevcut olduğunu ifade ederek anlaşma konusunda kararsız kaldı. Resmî bir pozisyon almadan önce zamana ihtiyaçları olduğunu ve anlaşmayı inceleyeceklerini ekledi.
AB-İsviçre İlişkilerinin Boyutu
İsviçre, Avrupa’nın tam kalbinde yer alan ve aynı zamanda üye ülkelerle komşu olan önemli bir ülke. Coğrafi yakınlığın ve kültürel bağların sonucunda ortaya çıkan siyasi ve ekonomik ilişkilerin iki taraf için de son derece önem arz ettiği görülüyor. Bunun en önemli göstergelerinden biri ise AB’nin İsviçre’nin birinci sıradaki ticari ortağı olarak ihracatının %45’ini ve ithalatının %60’ını AB ile gerçekleştirmesi. Sonuçta iş birliğine dayalı ilişkilerin her iki tarafın da çıkarlarına uygun olacağı ve bu şekilde hareket edilmeye çalışıldığı görülüyor. Ancak ilişkilerin geçmişi de ele alındığında, bu ilişkileri ‘inişli çıkışlı’ olarak nitelendirmek mümkün.
Serbest ticaret anlaşması, İsviçre’nin Schengen Alanı’na katılımı ve hâlihazırda var olan 120 anlaşma gibi iş birliklerine ek olarak ilişkileri daha da derinleştirmek adına daha önce bir adım atılmış ve Kurumsal Çerçeve Anlaşması (Institutional Framework Agreement) imzalanması yönünde girişimler söz konusu olmuştu. İsviçre ve AB arasında var olan 120’den fazla anlaşmanın yerini alması planlanan Kurumsal Çerçeve Anlaşması iki taraf arasında 2014 yılından beri müzakere ediliyordu. Daha sonra 2021 yılında müzakerelerin ilerleme gösterdiği bir dönemde İsviçre hükümeti bir açıklama yaparak serbest dolaşım, kamu desteklemeleri, vatandaşlık hakları ve ücretler gibi çeşitli konulardaki önemli farklılıklar sebebiyle müzakereleri sonlandırdıklarını açıklamıştı. Komisyon ise yaptığı açıklamada bu tek taraflı kararı üzüntüyle karşıladıklarını belirtmişti.
Değerlendirme
İsviçre ekonomisi uluslararası entegrasyona sahip, GSYH’sinin büyük bir kısmı dış ticaret yoluyla gerçekleştiren bir ülke. Kapsamlı ticaret ağına sahip olmasıyla tanınan bu ülkenin 1972 yılından beri EFTA ve AB arasında var olan serbest ticaret anlaşması sebebiyle AB ile ticari ilişkilerinin son derece derin olduğu görülüyor. Buna ek olarak 38 paydaşla 28 serbest ticaret anlaşmasına sahip İsviçre’nin, 127 ülke ile karşılıklı yatırım anlaşması mevcut.
Bunun yanında AB’nin de İsviçre gibi çeşitli serbest ticaret anlaşmaları ve diğer iş birlikleri aracılığıyla diğer ülkelerle ortaklık geliştirmeye çalıştığı biliniyor. Birlik, bu şekilde hem AB’nin ekonomik ve ticari çıkarlarını korumayı, hem de AB’nin değerlerini ve ilkelerini yaygın hâle getirmeyi amaçlıyor.
20 Aralık 2024 tarihinde çeşitli konularda anlaşmalar içeren paket üzerine yürütülen müzakerelerin tamamlandığı duyuruldu. Uzun bir geçmişi olan ve ticari bağlarla iç içe geçmiş ilişkilere sahip iki tarafın, var olan ilişkileri daha da derinleştirmek amacıyla attıkları bu adım son derece önemli. Yeni paket, gıda güvenliği, sağlık ve elektrik konularında daha fazla iş birliği sağladığı gibi, İsviçre’nin AB’nin önemli programlarına katılmasının önünü açıyor. İki taraf da yaptığı açıklamalarda müzakere sürecinin uzun ve meşakkatli olduğunu, ancak onay sürecinin tamamlanmasının ardından uygulamak için hevesli olduklarını ortaya koyuyor.
Ancak dikkat edilmesi gereken iki nokta olduğunu belirtmek gerekiyor. Bunlardan bir tanesi birkaç sene önce de iki taraf arasında buna benzer bir adım atılmış olmasına rağmen sürecin tamamlanamamış olması. Diğeri ise geçen yıl gerçekleşen seçimlerde birinci olmuş sağ popülist parti İsviçre Halk Partisi’nin geçtiğimiz günlerde müzakereleri tamamlanan yeni pakete karşı olması ve bu konuda bir kampanya düzenliyor olması. Tüm bunlar düşünüldüğünde tarafların yaptığı yapıcı açıklamalar ve gerçekleştirdikleri ikili görüşmelere rağmen, İsviçre’deki onay sürecinin nasıl olacağı bir soru işareti olarak karşımıza çıkıyor.
Hatice Fulya Topyıldız, İKV Uzman Yardımcısı