Donald Trump, resmî olarak 47’nci ABD Başkanı olarak görevine 20 Ocak 2025’te başladı. Düzenlenen yemin töreninde iş insanlarından ülke liderlerine kadar uzanan geniş bir katılımcı profili vardı. Dikkat çeken isimler arasında Elon Musk, Mark Zuckerberg, Jeff Bezos, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Arjantin Başkanı Javier Milei yer aldı. Başkan Trump, Başkan Yardımcısı James David Vance ile birlikte yemin ederek göreve başladıkları törende yaptığı konuşmada ABD’nin “altın çağı”nın başladığını belirtti.
Trump göreve gelmesinin ardından bir dizi başkanlık kararnamesini imzaladı. Bunların arasında doğuştan vatandaşlık hakkının kaldırılması, güney sınırlarda acil durum ilan ederek, sınırlardan yasa dışı geçişlerin önlenmesi, yerel enerji üretiminin artırılması ve “duyarcılık kültürü”nün (woke culture) yerleştiği federal hükümetin değiştirilmesi gibi konular yer aldı. Yemin törenindeki konuşmasında Amerikan hükümetinin artık sadece iki cinsiyeti tanıyacağını da belirten Trump, "Federal Hükümette Biyolojik Gerçeğin Tesisi" adlı kararnameyi imzalarken, federal kurumların tüm “çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık” (DEI) programlarını son verdi. Biden döneminde çıkarılan "Cinsiyet ve Cinsel Yönelime Karşı Ayrımcılıkla Mücadele" yönetmeliğini de iptal etti.
Başkan Trump kampanya döneminde söz verdiği adımları hızlı bir şekilde atmaya başlasa da, yetkilerini aşması ve yargı engeli ile karşılaşması söz konusu. Dolayısıyla, bu kararnamelerin ne ölçüde uygulanma imkanının bulunacağı henüz net değil. Örneğin, ABD topraklarında doğanlara vatandaşlık verilmesini öngören doğuştan vatandaşlık hakkının sona erdirilmesi talimatıfederal bölge mahkemesi yargıcı tarafından direkt olarak engellendi.
Sadece ABD’yi değil tüm dünyayı etkileyebilecek başkanlık kararnameleri de onaylandı. Trump ilk olarak Dünya Sağlık Örgütü’nden ayrılma kararı aldı. Bu kararla ilgili olarak üç ay süreyle üçüncü ülkelere yapılacak yardımları da durdurdu. Trump, yönetimi devraldığı ilk gün DSÖ’den ayrılma kararını açıkladıktan kısa süre sonra ABD’nin tekrar DSÖ’ye geri dönebileceğinin sinyallerini verdi. Dahası, 2017 döneminde de aynı kararı veren Trump, Paris Anlaşması’ndan bir kez daha çekilme kararı aldı. Resmî olarak ayrılmak için ise ABD’nin bir yıl beklemesi gerekiyor. Buna bağlı olarak, Beyaz Saray, ABD’deki iklim düzenlemelerini tersine çevirecek ve petrol ve doğal gaz üretimini artıracak bir dizi değişikliği ana hatlarıyla açıklayarak “ulusal enerji acil durumu” ilan etti.
Güvenlik endişesinin arttığı bu küresel ortamda Trump, NATO üyelerinin GSYH’lerinin en az %5’ini savunmaya ayırmaları gerektiği çağrısında bulundu. Bunun üzerinde AB’den ve üye ülkelerden çeşitli açıklamalar geldi. 22 Ocak 2025 tarihinde AP’deki konuşması sırasında Polonya Başbakanı Donald Tusk, ABD Başkanı’nın açıklamalarının doğru olduğunu, Avrupa’nın hayatta kalması için savunma harcamalarını artırması gerektiğini ifade etti. Aynı zamanda düzenlenen Avrupa Savunma Ajansı Yıllık Konferansı sırasında AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da Trump’ın haklı olduğunu ve AB’nin savunma harcamalarını artırması gerektiğinin altını çizdi.
Yine aynı gün AP’de Avrupa Konseyi Başkanı António Costa, transatlantik ilişkiler konusunda yeni ABD yönetimiyle yakın bir şekilde çalışarak olumlu ve adil bir ekonomik iş birliğini ilerletmek ve refah ve güvenlik için ortak öncelikler üzerinde çalışırken, doğal olarak AB’nin kendi çıkarlarını da korumak için çalışmayı beklediklerini söyledi.
Değerlendirme
47’nci ABD Başkanı olarak seçilen Trump, göreve geldiği ilk andan itibaren tüm dünya tarafından yakından izlenmeye başlandı. Aldığı radikal kararlar da gösteriyor ki Trump etkisi sadece ABD üzerinde değil tüm dünyada fazlasıyla hissedilecek. Biden yönetiminden farklı olarak daha muhafazakâr değerlerin öne çıkacağı bir dört yıl olacak gibi gözüküyor. Bununla birlikte, transatlantik ilişkilerin ne yöne evrileceği, özellikle ticaret ve savunma alanındaki ortaklıklarda nasıl bir yol izleneceği ise merak konusu. Küreselleşmenin ABD tarafından ikincil plana atıldığı bir döneme geçiş yapıldığı yorumları ortaya çıkıyor.
Deniz Bal, İKV Uzman Yardımcısı