Trump ikinci dönemine beklenen şekilde uluslararası sistemi şaşırtan açıklama ve kararlarıyla başladı. 5 Şubat’ta başkan seçildikten sonra kendisini ilk ziyaret eden lider olan İsrail Başbakanı Netanyahu ile beraber Gazze planını da kamuoyuna açıkladı. Trump, Gazzeli Filistinlilerin Mısır ve Ürdün başta olmak üzere diğer ülkelere taşınmasını ve Gazze’nin kontrolünün savaşın ardından ABD’ye bırakılması gerektiğini söyledi. Bu plan ABD’nin uzun zamandır sürdüğünü “iddia” ettiği iki devletli çözümden artık uzaklaşıldığı anlamına geliyor. Ek olarak, yaklaşık 2 milyon Filistinlinin yerinden edilerek, Gazze’nin İsrail tarafından ilhak edilmesine açıktan destek verdiği ifade ediliyor. Bölge ülkeleri ve Çin açık bir şekilde bu açıklamaya karşı çıkarken, Komisyonunun Dış İlişkiler Sözcüsü Anouar El Anouni “AB, hem İsrailliler hem de Filistinliler için uzun vadeli bir barışa giden tek yol olduğuna inandığımız iki devletli çözüme tamamen bağlı kalmaya devam ediyor. Gazze’nin gelecekteki bir Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu açıkça belirttik” dedi.
Bu açıklamaların yankıları devam ederken, Trump gümrük vergileri konusunda da yeni adımlar attı. 10 Şubat 2025 tarihinde imzaladığı kararnamelerle alüminyum ürünlerine yönelik gümrük vergilerini %10’dan %25’e çıkardı. Çelik ve alüminyum için uygulanan gümrük vergileri kapsamındaki vergisiz kotalara, muafiyet ve istisnalara da son verdi. ABD’nin en çok çelik aldığı ülkelerin başında Kanada, Brezilya ve Meksika geliyor. ABD’nin en büyük alüminyum tedarikçisi ise 2024 yılındaki %79’luk payıyla yine Kanada. Kanada İnovasyon Bakanı Francois-Philippe Champagne, Kanada’nın uluslararası ortaklarla istişarelerde bulunduğunu ve Trump’ın kararlarının ayrıntılarını incelediklerini belirtti. Yeni karara karşılık vereceklerini söyleyen Bakan, “Yanıtımız net ve ölçülü olacak” dedi.
Trump’ın bir diğer şok edici karar dizisi ise BM’ye bağlı Yeşil İklim Fonu’na 4 milyar dolarlık yardım taahhüdünü iptal etmesi, ABD’yi BM Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ile BM İnsan Hakları Konseyinden geri çeken başkanlık kararnamesini imzalaması ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) soruşturmalarında görev alan kişilere yönelik ekonomik ve seyahat yaptırımlarını onaylaması oldu. Yeşil İkim Fonu’nun yönetici direktörü Mafalda Duarte, dünya liderlerine iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum için gelişmekte olan ülkelere yönelik “kritik” önem taşıyan iklim finansmanını sağlamaktan geri adım atmama çağrısında bulundu. UNRWA ise İsrail’in Gazze’ye saldırıları sürecinde sık sık gündeme gelen ve Cumhuriyetçilerin “kapatılmasını” talep ettiği bir kuruluş. Trump, ABD’nin artık Filistinlilere yardım için kurulan ajansın bir parçası olmadığını belirtti. Biden da daha önce UNRWA’ya gönderilen Amerikan fonlarının askıya alınmasına karar vermişti. UCM kararına ise mahkemeden kınama açıklaması geldi. Mahkeme yaptığı açıklamada, “Mahkeme, personelinin yanında kararlılıkla durmaktadır ve önüne gelen her durumda, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca masum vahşet mağduruna adalet ve umut sağlamaya devam etme sözü vermektedir” dedi. Mahkeme ayrıca 125 üye ülkeye, personelini destekleme çağrısında bulundu.
Değerlendirme
Trump daha seçim kampanyasında yaptığı açıklamalarla aslında kendi döneminde nasıl bir dünya istediğinin sinyallerini vermişti. Beklenmeyen durum ise bu “uç” söylemlerini aldığı kararlar ile somutlaştırması oldu. ABD’nin korumacılık politikalarını benimseyeceği her açıdan Trump’ın önceliği olsa da ABD’yi uluslararası sistemden bu kadar keskin ve hızlı bir biçimde çekmeye çalışması başta Avrupa olmak üzere dünya genelinde endişe yaratıyor. Bu şok edici kararlar karşısında dünyanın nasıl direnç göstereceği ise henüz net görünmüyor. İlginç olan ise yapılan araştırmalarda, Trump’ın uluslararası sistemi bu kadar “baltalayıcı” kararlar almasına rağmen, “barışı” getireceğine olan kamuoyu inancının yüksek olması.
Hatice Zeynep Şen, İKV Uzman Yardımcısı