İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

Enerji Güvenliği’nin Geleceği Zirvesi Düzenlendi

Londra’da 24-25 Nisan 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen Enerji Güvenliği’nin Geleceği Zirvesi, birtakım görüş ayrılıklarına sahne olurken, Zirve marjında ise AB-Birleşik Krallık ilişkileri açısından gelişmeler kaydedildi.
Enerji Güvenliği’nin Geleceği Zirvesi Düzenlendi

Birleşik Krallık ve Uluslararası Enerji Ajansı tarafından 24-25 Nisan tarihlerinde düzenlenen Enerji Güvenliğinin Geleceği Zirvesi’ne 60 ülkeden üst düzey yetkililer katılım gösterdi. Çin, katılımcılar arasında yer almazken AB ve ABD’nin enerji güvenliği konusundaki farklı duruşları öne çıktı.

Zirvede Farklı Görüşler

Zirveyi tek bir gündem maddesinin meşgul ettiğini söylemek oldukça güç. Nitekim özellikle AB ve ABD, diğer alanlardaki görüş ve söylem farklarını enerji güvenliği alanına da taşıdı ve dolayısıyla zirveye farklı gündemlerin hâkim olduğu görüldü.

Zirvede katılımcılara hitap eden Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, jeopolitik gelişmelerin enerji güvenliğine olumsuz etkilerine değinirken Rusya’nın enerjiyi silah olarak kullandığını ifade etti. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konusunda AB’nin pozisyonunu yineleyen Komisyon Başkanı, fosil yakıtlardan uzaklaştıkça enerji güvenliğinin de arttığını ifade etti. Buna karşın ABD, fosil yakıtların kullanılmaya devam edilmesi gerektiğine ilişkin bağlılığından geri adım atmadı. ABD Enerji Bakan Yardımcısı Tommy Joyce, iklim değişikliği kapsamında karbonsuzlaşma hedeflerinin enerji güvenliğini tehlikeye attığını belirtti.

Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, enerji güvenliğinde fosil yakıtlar da dâhil olmak üzere bütün kaynakların önemli olduğuna dikkat çekti ve nükleer enerjiye de ılımlı bir parantez açtı. Birol, aynı zamanda temiz enerji teknolojilerinin geliştirilmesi açısından önem taşıyan kritik minerallerin tedarikine ilişkin tehditlerin enerji güvenliğini de riske attığına dair bir uyarıda bulundu. Birol, enerji güvenliğinin ancak küresel iş birliğinden geçtiğini ifade etti.

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, enerji güvenliğini ulusal güvenlik meselesi olarak tanımlayarak kendisinden önceki Muhafazakâr Parti hükümetlerinden ayrışan, Birleşik Krallık’ın enerji sektöründe karbonsuzlaşmaya yöneleceğine işaret eden açıklamalarda bulundu. Bu da Birleşik Krallık’ın enerji güvenliği konusunda AB ile aynı sayfada olduğunu gösterdi.

Zirve Marjında AB-Birleşik Krallık İlişkileri

Zirve için Londra’ya seyahat eden von der Leyen’in, Starmer ile 24 Nisan tarihli görüşmesinde AB-Birleşik Krallık savunma ve güvenlik anlaşmasını sonuca erdirme konusunda büyük ilerleme kat ettiği ifade edildi. Bu anlaşma, Birleşik Krallık’ın AB’nin SAFE programında yer almasını ve Birleşik Krallık savunma şirketlerinin bu 150 milyar avroluk programdan yararlanmasını sağlayacak. Anlaşmanın aynı zamanda AB balıkçılarının Birleşik Krallık sularındaki balıkçılık imtiyazlarını uzatması da bekleniyor. Bahse konu anlaşmanın 19 Mayıs 2025’te gerçekleşecek Londra Zirvesi’nde duyurulması bekleniyor.

Sonuç ve Değerlendirme

Enerji Güvenliğinin Geleceği Zirvesi, uluslararası aktörlerin çeşitli alanlardaki anlaşmazlıklarının gölgesinde gerçekleşti. ABD’nin gündeminde fosil yakıtlar varken AB ve Birleşik Krallık’ın bunun karşısında olduğu görüldü. Enerji güvenliğinde kayda değer önemle ele alınması gereken kritik konular varken bu tür anlaşmazlıkların zirveye yansıması bu alanda enerji güvenliğini garanti altına alacak küresel çapta adımların atılmasını engelliyor.

Bununla birlikte zirve marjında AB ve Birleşik Krallık arasında serbest ve açık ticareti konu alan bir deklarasyon taslağının hazırlandığı haberi basına yansıdı. ABD kendisini AB karşısında konumlandırırken Birleşik Krallık’ın da AB ile ilişkilerini yeni alanlara taşıdığı görülse de bazı AB üye ülkeleri veya ABD hükümeti gibi radikal pozisyonlar almayacağı, bilakis kendisine yeterli hareket alanı sağlayabilecek derecede hem AB hem de ABD ile yakınlaşmaya istekli olduğu düşünülüyor.

Aygen Torun, İKV Uzman Yardımcısı

Diğer Yazılar