İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

Merz’in İlk Ankara Ziyareti: Ticarette Hedef 60 Milyar Dolar

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmede, iki ülke ilişkilerinin “stratejik ortaklık” düzeyine taşınması yönünde güçlü mesajlar verildi.
Merz’in İlk Ankara Ziyareti: Ticarette Hedef 60 Milyar Dolar

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in 30 Ekim 2025 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmelerde iki ülke ilişkilerini “stratejik ortaklık” seviyesine taşıma ve ekonomik bağları güçlendirme yönünde güçlü bir irade ortaya koydu. Merz’in Şansölye olarak Türkiye’ye yaptığı bu ilk resmî ziyarette, dış politika, güvenlik ve savunma iş birliği, göç yönetimi ile Türkiye-AB ilişkileri detaylıca ele alındı.

Görüşmenin Ana Gündemi ve Liderlerin Mesajları

İki tarafın tartıştığı konular arasında ekonomi ve ticaret öne çıkanlar arasındaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa’daki en büyük ticaret ortağının Almanya olduğunu vurgulayarak, mevcut 50 milyar dolarlık ticaret hacminin yakın vadede 60 milyar dolara çıkarılması yönündeki kararlı hedefini teyit etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonun savunma sanayiinde ortak projelerle desteklenmesi gerektiğini vurguladı ve Eurofighter savaş uçakları tedarik süreci başta olmak üzere, Almanya’nın attığı olumlu adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

Şansölye Merz ise Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin “geniş ve derin bir yapıya sahip” olduğunu belirterek bu potansiyelin artık “daha etkin bir biçimde değerlendirilmesi” gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin NATO içindeki kritik rolüne vurgu yapan Merz, iki ülke arasındaki derin ilişkilerin potansiyelini daha etkin kullanmak amacıyla düzenli bir “stratejik diyalog mekanizması” kurulmasını önerdi. Merz, Türkiye’nin neredeyse tüm dış ve güvenlik politikası konularında kilit rol oynadığını belirterek, “Şimdi stratejik diyaloğa yeniden girecek, güvenlik politikası alanında daha yakın iş birliği yapacağız.” dedi. Bu kapsamda Almanya’nın, Türkiye’nin Eurofighter savaş uçakları tedarik sürecine onay verdiğini hatırlatan Merz, “Bu uçaklar NATO’nun kolektif güvenliğine hizmet edecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Taraflar, savunma ve ekonomi alanlarında teknik komitelerin aktif hâle getirilmesi ve stratejik diyalog mekanizmasının kurumsallaştırılması konularında da mutabakata vardı. Ek olarak, Dışişleri Bakanları düzeyinde stratejik diyalog ve birkaç yıldır yapılmayan Ortak Ekonomi ve Ticaret Komitesi (JETCO) toplantısının yeniden yapılması kararlaştırıldı.

Şansölye Merz, Türkiye’nin AB ile yakın ilişkilerinin önemine de vurgu yaparak, “Alman Hükümeti, Türkiye’nin Avrupa ile güçlü bağlarını desteklemektedir. Avrupa düzeyinde stratejik diyaloğu yeniden başlatmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı. AB üyeliği sürecinde ise Cumhurbaşkanı, tam üyeliğin stratejik hedef olduğunu belirterek AB’den samimi bir yaklaşım beklediğini söyledi. Merz ise reform sürecine destek vermekle birlikte, hukuk devleti ve demokratik standartlar konusundaki değerlendirmenin Kopenhag Kriterleri çerçevesinde Komisyona bağlı olduğunu hatırlattı.

Görüşmelerde göç yönetimi de önemli bir yer tuttu. Merz, geri kabul sürecinde ilerleme sağlandığını belirtirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türkiye’nin göç yükünü hafifletmek için AB’nin yük paylaşımı taahhütlerini yerine getirmesi beklentisini yineledi.

Uluslararası gündemde Gazze krizi, liderlerin en çok ayrıştığı alan oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’deki olayları “soykırım” olarak nitelendirerek, kalıcı ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması için Türkiye ve Almanya’nın Kızılay-Kızılhaç koordinasyonunda çalışması çağrısı yaptı. Merz ise, Almanya’nın İsrail’in güvenlik hakkını desteklemekle birlikte, Gazze’deki insani felaketi hafifletmek için diplomatik çabalara katkı sunmaya hazır olduğunu ifade etti.

Değerlendirme

Şansölye Merz’in Ankara ziyareti, Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerinde yeni bir denge arayışına girdiğinin göstergesi olarak öne çıktı. Ziyaret, Berlin’in Ankara’yı yalnızca göç ve güvenlik ekseninde değil, aynı zamanda bölgesel diplomasi ve ekonomik iş birliği açısından da yeniden “stratejik ortak” olarak tanımlama niyetini yansıtıyor. Bu yaklaşım, AB’nin Türkiye’ye yönelik uzun süredir durağan seyreden politikasında da olası bir canlanma sinyali olarak değerlendirilebilir. Öte yandan, hukukun üstünlüğü ve demokratik standartlar gibi alanlarda Almanya’nın temkinli tutumunu koruması, ilişkilerin kurumsal düzeyde yeniden tanımlanmasını sınırlayabilecek bir faktör olmaya devam ediyor. Türkiye-AB üyelik sürecinin yanı sıra, 2016 yılından beri gündemde olan Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin modernizasyonu konusunda ise tıkanıklık devam ediyor. Avrupa Komisyonu bu konuda müzakerelere başlamak için 2016 yılında Konsey’den yetki talebinde bulunmuştu. Ancak başta Almanya olmak üzere bazı üyeler özellikle hukuk güvencesi ve yargı bağımsızlığı alanındaki eksiklikler sebebiyle sürecin açılmasına onay vermemişti. Konu daha sonra pozitif gündem kapsamında yeniden gündeme gelse de, gerek siyasi engeller gerekse Kıbrıs sorunu sebebiyle süreci başlatmak bugüne kadar mümkün olmadı. Merz’in ziyaretinde ticaretin artırılması hususu ifade edilse de, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunun ele alınmayışı Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusuna ilişkin yeni bir gelişme olmadığını gösteriyor. Ziyaret, Türkiye-Almanya ve Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir ivme yaratma potansiyeli taşımakla birlikte, bu potansiyelin somut sonuçlara dönüşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güven inşasına ve stratejik diyalog mekanizmasının işlerliğine bağlı olacak.

Hatice Zeynep Şen, İKV Uzman Yardımcısı

Diğer Yazılar