CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL ENERJİ FASLININ MÜZAKERELERE AÇILMAMASINI AB’NİN STRATEJİK MİYOPLUĞU OLARAK NİTELENDİRDİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül katıldığı “4’üncü Geleneksel Uluslararası Enerji Forumu: Küreselleşen Enerji ve Türkiye'nin Rolü” isimli konferansta Türkiye’nin enerji politikasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunurken, enerji faslında katılım müzakerelerinin açılmamasını AB’nin stratejik miyopluğu olarak değerlendirdi. Türkiye’nin bugüne kadar öncülük ettiği çok boyutlu projelerle kendi enerji güvenliğini sağlamasının yanı sıra, Avrupa’nın enerji arzı güvenliğinde önemli bir aktör haline geldiğini belirten Gül, AB’nin Türkiye ile müzakerelere başlamadan önce hazırlanan strateji raporlarında Türkiye’nin en büyük katkısının enerji alanında olacağını açıkça söylediğini ve Türkiye ile müzakereye başlamanın en önemli gerekçelerinden birisini enerji olarak gösterdiğini hatırlattı. Türkiye’nin bundan sonra asıl hedefini, hidrokarbon kaynakları bakımından zengin yakın coğrafyamızdaki enerji üretiminde aktif bir şekilde yer almak olarak belirleyen Cumhurbaşkanı Gül, böylece, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya, Kafkaslardan Doğu Akdeniz’e kadar geniş bir coğrafyada barış ve refahın yayılmasına katkıda bulunacak bir güç haline gelebileceğimizi vurguladı.
Gelişmekte olan ülkelerin enerji pastasından giderek daha büyük bir pay talep ettiklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin hızla kalkınan dev ekonomilerin küresel düzeyde yürüttüğü aktif enerji politikalarını yakından izlediğini, küresel enerji jeopolitiğinde bu kadar önemli gelişmeler cereyan ederken, Türkiye’nin sadece enerji geçişi sağlayan bir transit ülke olmakla yetinemeyeceğini, vakit kaybetmeden hemen yanı başında bulunan enerji üretim merkezlerinde güçlü şirketleriyle yerini alması gerektiğini ifade etti.
Konuşmasında ülkemizin gerek Doğu-Batı, gerek Kuzey-Güney ekseninde birçok stratejik projeye imza atığını belirten Gül, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı’nın önemini vurguladı. Doğu Akdeniz’de yaklaşık 3 trilyon metreküpü aşan önemli bir doğal gaz havzasının mevcudiyetine dair güçlü bulgular ortaya çıktığına da değinen Cumhurbaşkanı Gül, bu durumun, Doğu Akdeniz’e en uzun kıyısı olan ve dolayısıyla geniş bir münhasır ekonomik alanı bulunan Türkiye’nin, enerji coğrafyasındaki yerini daha da önemli hale getirdiğini söyledi. Eskiden beri, Doğu Akdeniz’de tesis edilecek ekonomik işbirliğinin, bir yandan, bölgenin ortak refahına hizmet ederken, diğer yandan, siyasi sorunların çözümünü de kolaylaştıracağını savunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, bölgedeki enerji kaynaklarıyla ilgili projelerin geliştirilmesi aşamasında, Doğu Akdeniz havzasının, Mısır, Lübnan, İsrail, Kıbrıs Adasının tümü ve Türkiye’yi de kapsayacak şekilde bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğine inandığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, Ceyhan Enerji Terminali’nin Doğu Akdeniz bölgesinin en büyük; Avrupa’nın ise Rotterdam’dan sonra ikinci büyük enerji terminali ve limanına dönüştürülmesinin ülkemiz açısından gerçekçi bir hedef teşkil ettiğini belirtti. Küresel enerji piyasasında kayda değer değişikliklere yol açacak bir diğer gelişmenin de, kaya gazının ABD’de yaygın kullanımının önünün açılması olduğunu, bu gelişmenin, küresel enerji piyasalarında yeni bir paradigma yarattığını ifade etti.