İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
3-9 MAYIS 2013

AVRUPA KOMİSYONU BAHAR DÖNEMİ EKONOMİK TAHMİN RAPORU’NU YAYIMLADI

Avrupa Komisyonu 4 Mayıs’ta 2013 Bahar Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu’nu yayımladı. Raporda AB, Avro Alanı ve üye ülkeler aday ülkeler ve 2013 ilk yarısına ilişkin ekonomik verileri değerlendiriliyor ve gelecek döneme ilişkin ekonomik tahminlerde bulunuluyor.

Ekonomik Tahmin Raporuna göre AB ekonomisi uzun süren durgunluk döneminden sonra hafif bir toparlanma eğilimine girdi. 2012’ye damgasını vuran durgunluktan sonra AB ekonomisinin 2013 ilk döneminde istikrar dönemine girdiği, GSYİH’nın yılın ikinci yarısından itibaren artış eğilimine gireceği ve 2014’te pozitif büyüme beklendiği belirtiliyor. Söz konusu tahminler ise AB ve üye ülkeler düzeyinde alınan makroekonomik önlemler ve izlenen mali politikaların sürdürüleceği ve bunların borç krizinin alevlenmesini önleyeceği varsayımına dayanıyor. Raporda talebin, derin finansal krizin etkisiyle halen sınırlı olması nedeniyle büyümenin itici gücünün dış talep olacağına işaret ediliyor. Özel tüketim ve yatırımlardaki daralmanın kademeli olarak azalacağı ve gelecek yıldan itibaren hafif bir iyileşme görüleceği ifade ediliyor.

Avrupa Komisyonu’nun Ekonomik ve Parasal İşler ile Avro’dan sorumlu üyesi Olli Rehn AB’de uzun zamandır devam eden durgunluk göz önüne alındığında, işsizliğin önlenmesi için her şeyin yapılması gerektiğini, AB’nin politikasının sürdürülebilir büyüme ve istihdam yaratılmasına odaklandığını belirtti. Mali konsolidasyonun devam ettiği, ancak hızının yavaşlamakta olduğunu belirten Rehn buna paralel olarak, büyümenin pozitif yöne çevrilmesi ve artırılması için yapısal reformlara hız verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Raporda açıklanan değerlendirmeler özetle şu şekilde yer alıyor:

Yıllık GSYİH artışı 2013 için AB’de yüzde - 0,1 ve Avro Alanı’nda yüzde -0,4 olarak öngörülüyor. 2014 için ekonomik aktivite Avro Alanı’nda yüzde 1,4 ve Avro Alanı’nda yüzde 1,2 olarak öngörülüyor.

Bazı üye ülkelerde iç yatırım ve tüketim, bütçe kısıtlamaları ve kredi arzında yaşanan sorunlar, gelecekteki kar ve yatırım beklentilerinin zayıf olması nedeniyle düşük düzeyde bulunuyor. AB genelinde finansal piyasaların durumu önemli ölçüde iyileşirken faiz oranları düşüyor. Ancak bu gelişmeler reel ekonomiye henüz yansımadı. Şimdiye kadar AB finansal piyasalarındaki bölünmüşlüğün düzeldiğine ilişkin sadece küçük işaretler var ve kırılgan ekonomilerdeki işletmeler için kredi imkanlarının elverişsizliği sürüyor. 

İç ve dış dengesizliklerin düzeltilmesi çalışmaları sürüyor. İhracatın karlılığının artması sayesinde kırılgan ekonomilere sahip bazı ülkelerin bu yıl cari işlemler fazlası vermesi bekleniyor. Kredilendirmede risk algılamasının iyileşmesine karşın bunun önümüzdeki dönemde büyümede getirdiği yük devam edecek. Zayıf işgücü piyasasının özel tüketim üzerine etkisi olumsuz olacak. İç talebin büyümesinin önümüzdeki dönemde de yavaş seyredeceği tahmin ediliyor.    

Ekonomide toparlanma işsizliğin azaltılmasına katkı sağlayacak düzeyde hızlı olmayacak. İşsizliğin 2013’te AB’de yüzde 11, Avro Alanı’nda yüzde 12 olacağı ve 2014’te bu düzeylerde kalacağı tahmin edilirken üye ülkeler arasındaki büyük farklar da devam edecek. 2012’de yaşanan durgunluğun etkisiyle istihdamın 2013’ten sonra azalması bekleniyor. Olli Rehn, işsizliğin İspanya ve Yunanistan’da yüzde 27 ile sürdürülemez boyutta olduğunu açıkladı.

2014’e doğru ise büyümede artış sağlanması ve bunun istihdamı desteklemesi bekleniyor. Enflasyonda etkisi bulunan, enerji fiyatlarındaki artış zayıflarken tüketici fiyatlarına ilişkin enflasyon son çeyrekte yavaşladı. Enflasyondaki kademeli azalışın bu yıl da gerçekleşeceği öngörülüyor. 2013’te enflasyonun AB’de yüzde 1,8 ve Avro Alanı’nda yüzde 1,6 olacağı, 2014’te ise sırasıyla yüzde 1,7 ve 1,5’te dengeleneceği tahmine ediliyor.

Yapısal mali konsolidasyonun kademeli olarak sürdüğü, genel kamu açığının 2013’te AB’de yüzde 3,4’e Avro Alanı’nda ise yüzde 2,9’a ineceği tahmin ediliyor. 2013’te En fazla kamu açığının İrlanda (yüzde 7,5), İngiltere (yüzde 6,8), İspanya (yüzde 6,5), Slovenya (yüzde 5,3), Fransa (yüzde 3,9), Hollanda (yüzde 3,6), Slovakya (yüzde 3) ve İtalya’da kaydedileceği tahmin ediliyor. En düşük kamu açıklarının ise Almanya (yüzde 0,2), Lüksemburg (yüzde 0,3) ve Estonya’da gerçekleşmesi (yüzde 0,3) bekleniyor.

Ekonomik aktivitenin zayıf olması nedeniyle kamu borcunun GSYİH’ya oranının bu yıl AB’de yüzde 89,8, Avro Alanı’nda ise yüzde 95,5 olması bekleniyor. Mali destek alan ülkeler dışında, en yüksek borçluluk oranının görüldüğü ülke yüzde 131,4 ile İtalya oldu. Borç seviyelerini düşürebilen ülkeler ise sadece Almanya (yüzde 81,9’dan yüzde 81,1’e), Danimarka (yüzde 45,8’den Yüzde 45’e, Bulgaristan, (yüzde 18,5’tran yüzde 17,9’a) ve Litvanya (yüzde 40,7’den yüzde 40’a) oldu.

Geçen yıldan beri alınan önemli politika kararları sayesinde ekonomik duruma ilişkin risklerin daha dengeli hale gelmesine karşın, halen birtakım risklerin bulunduğu belirtiliyor. Bazı üye ülkelerdeki yüksek işsizlik oranları, sosyal bütünleşmeyi olumsuz yönde etkileme riski bulunurken, birtakım reformların gerçekleştirilmemesi halinde bu riskler gerçekleşebilir. Ekonomik ve Parasal Birliğin güçlendirilmesine yönelik önlemler politikalar etkin bir şekilde uygulanmasının finansal piyasaların bozulmasını önleyeceği ifade ediliyor.