İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

4’ÜNCÜ YARGI PAKETİ TBMM’DE KABUL EDİLEREK YASALAŞTI

Kamuoyunda 4’üncü Yargı Paketi olarak bilinen, İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı 11 Nisan 2013 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.
4’ÜNCÜ YARGI PAKETİ TBMM’DE KABUL EDİLEREK YASALAŞTI

Paketin kabul edilmesi AB’de memnuniyetle karşılanırken, AB’nin Genişleme ve Komşuluk Politikası’ndan Sorumlu Komisyon Üyesi Štefan Füle yaptığı açıklamada, 4'üncü yargı paketinin onaylanmasının çok olumlu bir gelişme olduğunu belirtirken, bu sayede Türkiye'de temel haklarla ilgili son yıllarda endişe kaynağı olan sorunların çözülmesini umduğunu kaydetti. 4'üncü yargı paketinin hedefinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla uyum sağlanması açısından önemli olduğunu dile getiren Füle, vicdani ret düzenlemesinin paketten çıkarılmasından üzüntü duyduğunu vurguladı.

Yasa sayesinde idari yargıda açılan davalarda talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, karar verilinceye kadar talep edilen tazminat miktarını arttırma hakkı tanınırken, açılan davanın 4 ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, bu sürenin bitiminden ödeme tarihine kadar geçecek süre için hesaplanacak kanuni faizin hak sahibine ödenmesi sağlanacak.

AİHM standartlarıyla uyumlu hale getirilen terör suçlarıyla ilgili olarak, terör örgütlerinin bildirilerini basanlara veya yayınlayanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmesinde, cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemleri meşru göstermek, övmek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik etmek şartı getiriliyor. Böylece suçun kapsamı AİHM'in, içeriğinde şiddete başvurmayı cesaretlendirici ifadeler yer almayan ya da kişileri silahlı isyana teşvik edici nitelikte olmayan açıklamalar nedeniyle bireylerin Terörle Mücadele Kanunu'nca cezalandırılmasını ifade özgürlüğüne aykırı bulmamasının sağlanması hedefleniyor.

Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İhaleye fesat karıştırma suçunun cebir veya tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi halinde temel cezanın alt sının 5 yıldan az olamayacak. Ancak, kasten yaralama ya da tehdit suçundan veya tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bu suçlar dolayısıyla cezaya hükmolunacak. İhaleye fesat karıştırma suçu işlenmesi sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemişse fail hakkında bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmesinde, suçun unsuru, ''askerlik hizmetini yapanları firara sevk edecek veya askerlik hizmetine katılacak olanları bu hizmeti yapmaktan vazgeçirecek şekilde teşvik ve telkinde bulunmak'' şeklinde değiştirildi.

Yakalanan veya tutuklanan kişiler, yakalama ve tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmazlarsa, maddi ve manevi her türlü zararlarının tazminini isteyebilecek.

Gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden indirilen kişiler, tazminat isteyebilecek. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin AİHM'in kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi durumunda, 3 ay içinde yeniden soruşturma açılacak.

''Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri'' başlıklı maddeye göre verilen ceza hükmünün, AİHM tarafından İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme'nin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin tespit edilmiş olmasına rağmen, bazı başvurular için yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmemesinin önlenmesi amacıyla düzenleme yapılıyor. Buna göre, 4 Şubat 2003 tarihi itibarıyla AİHM'de derdest olup, sonradan ceza hükmünün sözleşmenin ihlali suretiyle verildiği tespit edilen ancak yeniden yargılama yapılamadığından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından 15 Haziran 2012 tarihi itibarıyla icra süreci denetlenmekte olan kararlar açısından da yargılamanın yenilenmesi yapılabilecek.

Adli yardımın kapsamının da genişletildiği yasada, dava veya takibin açıkça dayanaktan yoksun bulunmaması halinde adli yardımdan yararlanılabilecek.  Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde itiraz edilebilecek. Adli yardım talebi reddedilirse, ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilecek. Yargılama giderlerinin tahsilinin, adli yardımdan yararlananın mağduriyetine neden olacağı mahkemece anlaşılırsa, mahkeme hükümde tamamen veya kısmen ödemeden muaf tutulmasına karar verebilecek.

Diğer Yazılar