Suriye Halkının Dostları Grubu İkinci Konferansı, 83 ülke ve Birleşmiş Milletler (AB), Arap Ligi ve Afrika Birliği’nin de aralarında bulunduğu uluslararası örgüt temsilcilerinin katılımıyla 1 Nisan 2012 tarihinde İstanbul’da gerçekleşti. Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın programının yoğunluğunu gerekçe göstererek konferansa katılmayarak yerine vekili Pierre Vimont ve basın sözcüsü Michael Mann’ı göndermesi, Ashton’ın bu kararının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin konferansa davet edilmemesiyle doğrudan ilişkili olduğu şeklinde yorumlandı.
Konferansta yaptığı açış konuşmasında Esad’ın BM ve Arap Ligi Ortak Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın planını kabul etmesine karşılık, Suriye halkına uyguladığı şiddetin sürdüğüne dikkat çeken Başbakan Erdoğan, uluslararası topluma verdiği sözleri tutmayan Esad’ın Annan’ın girişimini de bir zaman kazanma aracı olarak gördüğüne dikkat çekti.
Annan’ın girişimi için etkin bir gözlem mekanizmasına ve bir geçiş takvimine gerek duyulduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) de üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi çağrısını yineledi. BMGK’nin üzerine düşen bu tarihi sorumluluktan bir kez daha kaçınması halinde ise, uluslararası toplumun Suriye halkının meşru müdafaa hakkını desteklemekten başka bir seçeneği kalmayacağını belirtti.
Suriye Ulusal Konseyi’nin kabul ettiği “Milli Misak” belgesine değinen Başbakan, belgede Suriye’nin geleceğini temel hak ve özgürlüklerin korunması, anayasal demokrasi, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve iyi yönetişim ilkeleri ışığında şekilleneceğinin açıklandığını ve Suriye’nin Dostları Grubu olarak bunun hayata geçirilebilmesi için sürecin önünün açılmasına katkı sağlamaları gerektiğini belirtti.
Suriye Halkının Dostları Grubu, konferans sonuç bildirgesinde, Suriye’nin geleceğinin Suriye halkı tarafından belirlenmesi gerektiği vurgulanarak, halkın haklı ve meşru talepleri karşılanıncaya kadar Suriye halkına destek vermeyi ve bu bağlamda Suriye’nin egemenliğini, bağımsızlığını, siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü korumayı taahhüt etti.
Suriye Ulusal Konseyi’nin Suriye halkının meşru bir temsilcisi ve muhalefeti bir araya getiren bir şemsiye organizasyon olarak tanındığı konferansta, muhalefetin 26-27 Mart’ta açıkladığı ve ülkede barışçıl ve istikrarlı bir siyasi ve iktisadi geçiş sürecine bağlılığını gösteren; insan haklarının korunduğu, hukukun üstünlüğü ve demokrasi ilkelerinin hakim olduğu bir Suriye öngören “Milli Misak” memnuniyetle karşılandı.
Esad rejiminin kitlesel, sistematik ve yaygın olarak devam eden insan hakları ihlallerinin kınandığı konferansta, BM İnsan Hakları Konseyi’nin görevlendirdiği Uluslararası Bağımsız Araştırma Komisyonu’nun rejimin halka uyguladığı şiddete ilişkin raporları endişeyle not edilerek, insan hakları ihlallerinde bulunanların hesap verebilirliğinin kolaylaştırılması için bilgilerin sistematik olarak toplanmasının önemine işaret edildi. Bu bağlamda, çoktaraflı bir girişim oluşturulması karara bağlandı.
Suriye halkı önderliğinde gerçekleşecek düzenli, barışçıl ve istikrarlı geçiş sürecinde teknik ve doğrudan yardım sağlamayı taahhüt eden Suriye Halkının Dostları Grubu, fon sağlanması ve mali desteğin artırılmasına karar verdi. Suriye’nin ekonomik yeniden yapılandırılmasına yönelik yardımların planlaması ve koordinasyonunda görevli olacak eşbaşkanlığını Almanya ve Birleşik Arap Emirliklerinin üstleneceği “Ekonomik Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Çalışma Grubu”nun görev yönergesi onaylandı.
Suriye’deki zulümden kaçan on binlerce kişinin komşu ülkelere sığındığına değinilerek, Suriyelilere ev sahipliği yapan ülkelerin omzuna ciddi bir yük bindiğine dikkat çekildi. Suriye’nin Dostları Grubu, Suriyelileri ağırlayan komşu ülkelere destek vereceğini açıkladı.
Esad rejimi ve destekçilerinin tabi olduğu yaptırımların etkinliğinin artırılması için bir “Yaptırım Çalışma Grubu” oluşturulmasına ve ilk toplantısının Nisan ayında Fransa başkanlığında gerçekleştirilmesine karar verildi.