Avrupa Sendikalar Birliği Enstitüsü (European Trade Union Institute - ETUI) tarafından hazırlanan ve 20 Mart 2012 tarihinde kamuoyuna açıklanan rapora göre, 2008 yılında başlayan ve halen birçok AB üye ülkesinde etkileri devam eden ekonomik kriz, işgücü piyasasının kalitesi ve rekabeti olumsuz yönde etkilerken, iş hukukuna aykırı uygulamaların gerçekleşmesine ortam sağlıyor. Avrupa Sendikalar Birliği Enstitüsü Direktörü Philippe Pochet tarafından açıklanan rapora göre, mevcut durumda AB iş dünyası, Avrupa 2020 Stratejisi çerçevesinde belirlenmiş hedeflere ulaşmakta bir hayli uzak olduğu kadar, Avrupa 2020 kapsamında mücadele edilen sosyal zorlukları aşmada da bir hayli geride.
Avrupa Sendikalar Birliği Enstitüsü tarafından yayımlanan “Kriz ve Ulusal İş Hukuku Reformları: Bir Haritalandırma Çalışması” (The crisis and national labour reforms. A mapping exercise) başlıklı rapor, ekonomik kriz sonrası dönem ile ilgili ilginç sonuçlar barındırıyor. Rapora göre, üye devletler kriz ile mücadele sırasında işgücü piyasalarını mümkün olduğunca esneterek krizi aşmaya çalışırken, iş hukukunda ciddi açıklara neden olmuş durumda. AB üyesi 24 devletin son 3 yılda iş hukukuna ilişkin gerçekleştirdiği reformlardan hareketle hazırlanan raporda, üye devletlerin genel olarak, iş hukuku kurallarını daha esnek bir yapıya getirirken, asgari standartların korunması ve deregülasyonlar ile kanunun bütününe dokunmadan, serbestliğe veya esnekliğe gidildiği ifade ediliyor. Rapora göre, incelenen Üye Devletlerde genel eğilim şu yönde:
1-Çalışma Saatleri: Araştırmanın yapıldığı 24 üye devletten, 15’i çalışma saatleri konusunda değişikliğe gitmiştir. Genel itibariyle söz konusu üye ülkelerde çalışma saatleri artmış (örneğin Macaristan’da 200 saatten, 250 saate) veya mesai saati karşılığı ödenen ücret düşmüştür (örneğin Polonya’da, yüzde 50 olan mesai saat ücreti, yüzde 25’e gerilemiştir).
2- Çalışma Sözleşmeleri: Rapora göre, kriz sırası ve sonrasında neredeyse tüm üye ülkeler, çalışma sözleşmelerinde ciddi değişikliklere gitmiştir. Söz konusu değişiklikler devamlı iş sözleşmelerinde, asgari sözleşme süresinin azaltılması (örneğin Portekiz’de 3 yıldan, 6 aya; veya Çek Cumhuriyet’inde 3 yıldan, 2 yıla); veya yeni iş sözleşmesi türleri ile çalışmanın teşvik edilmesi (örneğin Yunanistan’da 25 yaş altı çalışanlar için özel kontratların yapılması gibi) şeklindedir.
3-İşten Çıkarma: Toplu veya bireysel işten çıkarmalara ilişkin yeni kurallar üye devletler tarafından benimsenmiştir. Buna göre, üye devletler, işten çıkarmaları daha hızlı, sosyal politikaların öngördüğü kurallara daha az bağlı, sendikal haklara ise daha az saygı duyan yeni düzenlemeler getirmiştir. Araştırmanın yapıldığı 14 üye devlette benzer kurallar uygulamaya alınmıştır.
4-Çalışma İlişkilerinde ve Toplu Sözleşmede Değişiklikler: Araştırmaya katılan 14 üye devlet için, toplu sözleşme ve müzakere prosedürlerinin eskiye nazaran daha katı kurallar ile yapıldığı görülmüştür. Özellikle ücretler ve çalışma saatleri konusunda üye devletler, daha sıkı tedbirler almak suretiyle müzakereleri zora sokmuştur.