Bu hafta yine hem Türkiye’de hem de Avrupa Birliği’nde yoğun bir gündeme tanıklık ettik. Türkiye’de geride bıraktığımız haftada yargı reformu ve bu çerçevedeki gelişme ve tartışmalar gündemin ilk sıralarına oturdu. Üst yargı makamlarının yetki sınırları çerçevesindeki gelişmeler ve süregelen tartışmalar daha önceden de Türkiye’nin gündemini uzunca bir süre meşgul eden “yargı reformu” tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
AB üyesi olmanın en önemli koşullarından biri de hukukun üstünlüğü. Bu açıdan bakıldığında yargı konusunda yaşanan kamplaşmalar istikrarı olumsuz etkiliyor. Türkiye’de yargının yavaş işlemesi, yargıçlar üzerindeki yükün AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında oldukça ağır olduğu ve yargının ve adalet sisteminin daha etkin işlemesi konusu Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan raporlarda da sık sık gündeme getirilmekte. Bunun ötesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak günlük yaşamımızda karşılaştığımız bir sorun. Siyasi etkiden uzak, bağımsız, etkin bir adalet sistemi hepimizin arzusu. Gerekli reform adımlarının atılması, siyasi otoritenin de yargının bağımsızlığına gölge düşmemesi hususunda özen göstermesi büyük önem taşıyor.
Avrupa Birliği’ne ilişkin bu haftaki önemli bir gelişme 15–16 Şubat tarihlerinde Brüksel’de ekonomi ve maliye bakanları konseyi toplantısının gerçekleştirilmesi oldu. Bilindiği üzere Yunanistan’ın içinde bulunduğu mali durum AB tarafından dikkatlice izleniyor. Yunanistan’dan sonra İspanya, Portekiz ve İrlanda’nın da ekonomik ve mali olarak zor duruma düşmesinden endişe ediliyor. 15-16 Şubat tarihlerinde toplanan Konsey’de özellikle üzerinde durulan konu Yunanistan oldu. Konsey önümüzdeki ay yapılacak toplantıya kadar sürecin yeniden değerlendirilmesini ve hedeflenen rakamlara ulaşılamadığı takdirde, Avrupa Komisyonu’nun da önerisiyle Yunanistan’dan ek önlemler istenmesini kararlaştırdı. Bunun yanında, toplantıda, Letonya, Macaristan ve Polonya’nın daha önceki konsey önerilerine riayet ettikleri belirtilirken, yeni bir uygulamaya gidilmesinin şu aşamada gerekli olmadığı dile getirildi. Konsey, Litvanya, Malta ve Romanya’nın da aynı yönde hareket ettiğini belirtti. Bu ülkeler için, tahmin edilenden daha kötü bir ekonomiyle yüzleşecekleri düşüncesiyle
12 aylık bir uzatma süresi verildi, böylece son tarihler Malta için 2011, Litvanya ve Romanya için 2012 sonu olarak belirlendi. Bu haftaki bültenimizde AB Ekonomi ve Maliye Bakanları toplantısına geniş yer ayırdık. Ayrıca bültenimizde, Yunanistan’da yaşanan ekonomik gelişmelere ışık tutacak bir yazıya da yer verdik.