İKV’DEN HAFTAYA BAKIŞ
Bu hafta Avrupa Birliği nezdinde gerçekleşen en önemli olay 25–26 Mart tarihlerinde AB Konseyi Bahar Zirvesi’nin yapılması olurken, Türkiye’de, gündemde büyük tartışmalara yol açan konu Anayasa Değişikliği Paketi oldu. 22 Mart Pazartesi günü, Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından hazırlanan Anayasa Değişikliği Paketi kamuoyuna tanıtıldı. Pakette en çok tartışmaya yol açan konular siyasi partilerin kapatılması ve yüksek yargıya ilişkin maddelerde öngörülen değişiklikler oldu. 23 maddelik değişiklik paketinin parti kapatılmasına ilişkin maddesi şu şekilde: “Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan her bir siyasî partinin beşer üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanı’nın başkanlığında oluşturulacak komisyonun üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak dava, Anayasa Mahkemesi’nce kesin olarak karara bağlanır. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dışındadır. Reddedilen izin başvurusunda ileri sürülen sebepler, hiçbir şekilde yeni bir başvuruya konu olamaz. Siyasî parti gruplarında ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde izin konusunda görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.” Mevcut düzenlemede siyasi partilerin kapatılmasını Anayasa Mahkemesi kesin olarak karara bağlıyor. Paket ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesini de öngörüyor. Mevcut düzenlemede 11 üyeden müteşekkil Anayasa Mahkemesi’nin yeni düzenlemeyle 19 üyeye sahip olması öngörülüyor. Üyelerin seçimiyle ilgili öngörülen düzenleme ise şöyle: “3 üye TBMM, 16 üye de Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek. TBMM, 2 üyeyi Sayıştay’dan, 1 üyeyi ise baro başkanlarının avukatlar arasından gösterecekleri 3’er aday arasından gizli oylamayla seçecek. Cumhurbaşkanı, 3 üyeyi Yargıtay, 2 üyeyi Danıştay, 1 üyeyi Askeri Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri 3’er aday içinden; 3 üyeyi YÖK’ün kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri arasından göstereceği 3’er aday içinden; 5 üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar veya Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından; 2 üyeyi ise yükseköğrenim görmüş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasından seçecek.” Pakette Hâkimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısıyla ilgili değişiklikler de yer alıyor. Değişiklik önergesine göre Adalet Bakanı yine Kurul’daki başkanlığını sürdürecek fakat Kurul’un üye sayısı 21 asıl ve 10 yedek üye olmak üzere değiştirilecek.
Değişiklik paketi bunlar dışında pek çok konuda düzenleme getiriyor. Memurun özlük hakları, kadınlara ve çocuklara pozitif ayrımcılık da bu alanlardan bazıları. Bununla birlikte paket, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi tartışma ortamı çerçevesinde, yüksek yargıyla ilgili maddeleriyle ön plana çıktı. Milletvekili dokunulmazlıklarıyla ilgili değişiklik içermemesi ve paketin son maddesinde “halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır” düzenlenmesinin getirilmesiyle önemli bir kesim tarafından eleştirildi.
Yukarıda da değindiğimiz üzere AB açısından haftanın önemli olayı 25–26 Mart tarihlerinde AB Konseyi Bahar Zirvesi’nin gerçekleştirilmesi oldu. Yunanistan’a yapılacak yardım, Avrupa 2020 Stratejisi ve iklim değişikliği Zirve’nin ana gündemini oluşturdu. Zirve’de, uzun süreden beri ciddi bir ekonomik kriz yaşayan Yunanistan’la ilgili, bu ülke tarafından 3 Mart’ta açıklanan ek önlemlerin 2010 yılı bütçe hedeflerine ulaşmak için yeterli olduğu vurgulandı ve Yunanistan’ın piyasaların güvenini yeniden kazanmak için sergilediği kararlı tutumun memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Zirve’de Avro alanına dâhil 16 üye devlet arasında gerçekleştirilen toplantıda Yunanistan’a ilişkin bir yardım paketi üzerinde anlaşmaya varıldı. Avrupa 2020 Stratejisi’nin de onaylandığı Zirve’ye bültenimizde geniş yer ayırdık.
Bu hafta son olarak bahsetmek istediğimiz konu ise Danimarka’nın vizeyle ilgili almış olduğu karar. Danimarka Yabancılar Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bundan böyle, kısa sure için Danimarka’ya gidecek geçici görevli teknik elemanlarla, sanatçılar ve bilim adamları gibi meslek gruplarından, ülkeye girişte vize istenmeyeceği belirtildi. Açıklamada bu sonucun 19 Şubat 2009 tarihli Avrupa Topluluğu Adalet Divanı’nda kararlaştırıldığı belirtildi. Almanya’dan sonra Danimarka’nın da böyle bir adım atması “vizesiz Avrupa” yolunda önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Türkiye’nin Ankara Anlaşması’ndan ve Katma Protokol’den kaynaklanan hakları ve Soysal Kararı hiçbir zaman gözden kaçırılmamalı.