AB İLE ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ARASINDA YÜRÜTÜLEN SERBEST TİCARET ANLAŞMASI MÜZAKERELERİNİN SOSYAL HAYATA ETKİLERİ TARTIŞILIYOR
Avrupa Komisyonu’nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Karel De Gucht ile Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreteri John Monks, 13 Nisan tarihinde bir toplantı yaparak AB tarafından yürütülen STA müzakerelerini masaya yatırdılar. Toplantı sonrasında yapılan ortak basın açıklamasında, Güney Kore ve Kolombiya ile yapılan STA’ların tartışıldığı ifade edildi. Karel De Gucht, serbest ticaret anlaşmalarının, işçi hakları dâhil olmak üzere, insan haklarının korunmasının geliştirilmesi açısından yeni fırsatlar yarattığını vurguladı.
Bu bağlamda, özellikle Kolombiya ile yürütülen müzakereleri yakından takip ettiğini belirten De Gucht, karşılıklı diyalogun önemini hatırlattı. Hindistan ile yürütülen, 12–16 Nisan tarihleri arasında 9. tur görüşmeleri yapılan müzakerelerle ilgili olarak da, sürdürülebilir kalkınma konusunun üzerinde durduklarını ve ayrıca sendikaları da içerecek bir “İç Danışma Kurulu” oluşturmayı planladıklarını sözlerine ekledi.
John Monks ise, AB-Güney Kore anlaşmasının dengeli olduğunu belirtti ve anlaşmanın işçi haklarının geliştirilmesine katkıda bulunmasını umduğunu ifade etti. Ayrıca, tüm sektörlerin bu anlaşmadan yarar sağlaması gerektiğini vurgulayarak, yeni iş olanakları yaratılmasının önemini hatırlattı. Konfederasyon’un özellikle izleme ve değerlendirme konularında rol almasının faydalı olacağının altını çizdi. Kolombiya ile yürütülen müzakerelere de değinen Monks, insan haklarına ilişkin konularda daha somut adımlara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Hatırlanacağı üzere, Latin Amerika’da yer alan dört sivil toplum kuruluşu (ALOP, Grupo Sur, OIDHACO ve Red UE-CAN), 15 Mart 2010’da yayımladıkları ortak bildiride, Kolombiya ve Peru’da yaşanan ciddi insan hakları krizlerinin STA’da gerektiği şekilde dikkate alınmadığını belirtmişlerdi. Özellikle Kolombiya’da yaşanan insan hakları ihlallerine değinilen bildiride, STA’nın bu alanda yetersiz ve etkisiz kaldığı vurgulanmıştı. Bu bağlamda, anlaşmada yer alan sürdürülebilir kalkınma, insan hakları, iyi yönetişim ve hukukun üstünlüğü kavramlarının insan haklarından ziyade ticari çıkarları korumaya yönelik olduğunun üzerinde durulmuştu. Benzer şekilde, Avrupa Parlamentosu Üyesi Helmut Scholz da, söz konusu anlaşmada, AB’nin ticari konuları sivil özgürlükler ve demokrasiden daha önemli gördüğünü ve bunun da utanç verici olduğunu belirten bir açıklama yapmıştı.