SAHTECİLİĞE KARŞI TİCARET ANLAŞMASI MÜZAKERELERİNDE 8. TUR TAMAMLANDI
Sahteciliğe Karşı Ticaret Anlaşması (Anti-Counterfeiting Trade Agreement – ACTA) müzakerelerinin 8. tur görüşmeleri 12 – 16 Nisan 2010 tarihleri arasında Yeni Zelanda’nın başkenti Wellington’da yapıldı. 2008 yılından bu yana yürütülen müzakerelerde Avusturalya, Kanada, Güney Kore, Amerika Birleşik Devletleri, Fas, Meksika, Yeni Zelanda, Singapur, İsviçre, Japonya, Avrupa Birliği üye devletleri ve AB yer alıyor.
Söz konusu anlaşmanın amacı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri sahtecilik ve korsancılıkla mücadele alanlarında bir araya getirerek fikri mülkiyet kurallarının uygulanmasını geliştirmek. Bu kapsamda, fikri mülkiyet haklarına ilişkin uluslararası standartların oluşturulması ve mevcut düzenlemelerin güçlendirilmesi hedefleniyor. Dolayısıyla, yürürlükte olan kural ve düzenlemelerin üzerine kurulacak bir sistem oluşturulması için çalışılıyor.
Görüşmelerin tamamlanmasını takiben, 21 Nisan’da Anlaşma’nın taslak metni yayımlandı. Taslak metne göre Anlaşma 6 bölümden oluşuyor:
Fikri mülkiyet haklarının uygulanmasına ilişkin yasal düzenlemeleri içeren 2. bölümde sivil uygulamalar, sınır önlemleri, cezai uygulamalar ve dijital çevrede fikri mülkiyet hakları gibi alt başlıklara yer veriliyor. Bu doğrultuda, yapılan ortak açıklamada, Anlaşma’nın sınır kontrollerinde ek düzenlemeler getirmeyeceği; yolcuların çanta ve bagajları ile elektronik müzik çalarlarının mevcut kurallar haricinde aranmayacağı vurgulandı. Yasal olarak geçişi sağlanan jenerik ilaçların sınır ötesi dolaşımına ilişkin bir hüküm Anlaşma’da yer almıyor.
Taslak metnin açıklanmasını takiben Avrupa Komisyonu’nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Karel De Gucht, Anlaşma’nın, deniz aşırı piyasalarda AB sanayisine ve sektörlerine daha geniş iş imkânı sağlayacağına inandığını ifade etti. Birlik düzenlemeleriyle uyumlu olduğunu belirttiği Anlaşma’nın AB vatandaşlarına ek yükümlülükler getirmeyeceğine dikkat çeken Gucht, sınırlarda ve internette uygulanacak asgari standartların belirleneceğini sözlerine ekledi.
Türkiye, yürütülmekte olan müzakerelere taraf olmasa da ve söz konusu Anlaşma, AB müktesebatının üstlenilmesi mecburi bir parçası değilse bile, İKV olarak, ülkemizde çalışmakta olan ve fikri mülkiyet haklarının sınır ötesi uygulamalarından etkilenen sektörlerin ilgili gelişmeleri yakından izlemesi gerektiğine inanıyoruz.