İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
25 NİSAN-2 MAYIS 2010

AB YENİ BİR BLOK MUAFİYET TÜZÜĞÜ KABUL ETTİ

Avrupa Komisyonu, 20 Nisan 2010 tarihinde dikey anlaşmalar ve ilgili uygulamalara ilişkin yeni bir blok muafiyet tüzüğü kabul etti. 330/2010 sayılı Tüzük, uygulama süresi 31 Mayıs 2010’da dolacak olan 2790/1999 sayılı Tüzüğün yerini alıyor ve 1 Haziran 2010 ile 31 Mayıs 2022 arasında yürürlükte olacak. Tüzük, özel düzenlemelere tabi olan otomotiv sektörü dışındaki alanları kapsıyor ve internet üzerinden yapılan satışların önemine vurgu yapıyor. Belirli koşulların sağlanması halinde, dağıtıcıların, miktar, fiyat ve bölge sınırlaması olmaksızın internet üzerinden satış yapabilecekleri belirtiliyor.

Blok Muafiyet Tüzüğü, AB’nin İşleyişine Dair Antlaşma Madde 101’e dayanıyor (ATA Madde 81). Tüzük ile getirilen düzenlemelere geçmeden önce blok muafiyet ve dikey anlaşma hakkında genel ilkelere kısaca değinmekte fayda var. Tüm mal ve hizmetlerin ticaretini kapsayan dikey anlaşmalar, üretim ve dağıtım zincirinin farklı seviyelerindeki teşebbüsler arasındaki anlaşmaları ifade ediyor. Bu bağlamda Blok Muafiyet Tüzüğü’nün üzerine kurulduğu 4 temel ilke bulunuyor:

  • Anlaşmalara uygulanır, tek taraflı tasarruflar için geçerli değildir;
  • Anlaşma, iki veya daha fazla teşebbüs arasında olmalıdır. Son tüketici bir teşebbüs değilse anlaşma bu Tüzük kapsamına girmez;
  • Yukarıda yapılan açıklama ışığında, dikey anlaşmalara uygulanır;
  • Otomotiv sektörü haricinde, tüm mal ve hizmetler için satın alma, satma ya da yeniden satış işlemlerini kapsar.

Tüzüğün 2. ve 3. Maddeleri, dikey anlaşmaların blok muafiyet uygulamalarına tabi olmalarına ilişkin kuralları belirliyor. Madde 2(2) uyarınca, Tüzük, yıllık ciroları 50 milyon Avro’yu geçmeyen teşebbüsler arasında akdedilen dikey anlaşmalara uygulanır. Öte yandan, alıcı ve satıcının, sözleşmeye tabi mal ve hizmetlerin bulunduğu piyasa paylarının yüzde 30’u aşmaması gerektiği ifade ediliyor. Tüzüğün, fikri mülkiyet haklarına ilişkin hükümler içeren dikey anlaşmalara uygulanması için şu şartların sağlanması bekleniyor:

  1. Fikri mülkiyet hükümleri dikey anlaşmanın bir parçası olmalı, belirli mal ve hizmetlerin satılması, satın alınması ve yeniden satılmasına ilişkin koşulları içermelidir;
  2. Fikri mülkiyet koruması satın alan tarafa ait olmalıdır;
  3. Fikri mülkiyet hükümleri anlaşmanın öncelikli hedefi olmamalıdır;
  4. Bu hükümler, satın alan taraf veya onun müşterilerinin mal ve hizmeti kullanımı ile doğrudan bağlantılı olmalıdır.
  5. Söz konusu fikri mülkiyet düzenlemeleri, AB’nin İşleyişine Dair Antlaşma Madde 101(1) kapsamında değerlendirilebilecek ‘dikey engeller’ gibi bir rekabet engeli yaratmamalıdır.

Blok muafiyeti, rakip teşebbüsler arasında imzalanan dikey anlaşmalara uygulanmaz. Ancak arz eden tarafın hem üretici hem de dağıtıcı olması durumunda, satın alan taraf dağıtıcıysa ve üretim safhasında rakip değillerse Tüzük geçerli olur. Benzer şekilde, arz eden taraf, ticaretin değişik seviyelerinde hizmet sağlayıcısıysa ve alıcı taraf mal ve hizmetlerini perakende düzeyinde tedarik ediyorsa, ticari düzeyde rakip değillerse Tüzük uygulanır.

Üye devletler arasındaki ticarete veya AB düzeyinde rekabete engel teşkil etmeyen anlaşmalar Madde 101 kapsamında değerlendirilmiyor. Bu bağlamda, piyasa payı yüzde 15’i aşmayan teşebbüsler arasındaki dikey anlaşmalar Tüzük dâhilinde ele alınmıyor. Dolayısıyla, Komisyon tarafından da belirtildiği gibi, KOBİ’ler arasında akdedilen dikey anlaşmalar Madde 101 kapsamında yer almıyor.

Yeni Tüzük çerçevesinde getirilen yenilikler ve özellikle internet üzerinden yapılacak ticarete ilişkin düzenlemeler hakkında daha detaylı bilgi için İKV Uzmanı Can Mindek tarafından hazırlanan ve İKV web sitesinde (www.ikv.org.tr) yayımlanan “Blok Muafiyet Tüzüğü’nü Anlamak” başlıklı değerlendirme notuna başvurabilirsiniz.