İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
14-20 HAZİRAN 2010

BELÇİKA’DA YAPILAN GENEL SEÇİMLERİ AYRILIKÇI FLAMAN PARTİSİ KAZANDI

Belçika’da 13 Haziran 2010 tarihinde gerçekleştirilen ve katılım oranının yüzde 89,2 olduğu genel seçimleri Yeni Flaman İttifakı (N-VA) kazandı. Oyların yüzde 17,40’ını alan parti, 150 sandalyeli mecliste 27 sandalye (yüzde 13,71) kazandı. Sosyalist Parti ise 26 milletvekilliği elde etti. Reform Hareketi ise, oyların yüzde 9,28’ini alarak üçüncü parti oldu ve mecliste 18 koltuk kazandı.

Senato seçimlerinde de Flaman İttifakı ile Sosyalistler ilk iki sırayı aldılar ve 40 sandalyeli Senato’da sırasıyla 9 ve 7 koltuk kazandılar. 1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren altı ay süreyle AB Dönem Başkanlığı görevini üstlenecek Belçika’da hükümetin nasıl kurulacağı halen soru işareti.

Bilindiği üzere Belçika’da çift meclisli parlamenter sistem bulunuyor. Temsilciler Meclisi 150 milletvekilinden oluşuyor ve tamamı halk tarafından doğrudan seçiliyor. Senato ise 71 üyeden müteşekkil. Doğrudan seçilen 40 senatöre ek olarak bölgesel meclislerden seçilen 21 senatör ve senatörler tarafından belirlenen 10 senatör Senato’da yer alıyor. Ayrıca, Kral’ın çocukları da doğrudan Senato’da yer alıyor.

Seçim sonucunda 3 Türk aday da Temsilciler Meclisi’ne seçildi. Özlem Özen (Sosyalist Parti), Meryem Almacı (Flaman Yeşiller) ve Zuhal Demir (Yeni Flaman İttifakı) Meclis’e girerken bir dönem bölgesel yönetimde bakanlık görevi üstlenen Emir Kır ise milletvekili seçilme hakkı kazanamadı.

Seçimlerde ilk iki sırayı alan partilerin siyasi tercihleri arasında temel bir farklılık bulunuyor. Flamanca konuşan bölgeyi temsil eden Flaman İttifakı, ülkenin Flaman ve Valon bölgeler olarak ayrılmasını savunuyor. Sosyalist Parti ise, Fransızca konuşan kesimleri temsil ediyor. Söz konusu topluluklar arasında karşıtlıklar uzun süreden beri mevcudiyetini korusa da, Anayasa Mahkemesi’nin 2003 yılında aldığı ve Flaman bölgesinde Fransızca konuşan mukimlerin frankofon partilere oy vermelerini uygun gören karar, görüş ayrılıklarını daha da netleştirdi. Flaman Partisi, bu karara dayalı seçim sisteminin değiştirilmesiyle bölgesel yönetimlerin güçlendirilmesini ve dolayısıyla ayrılıkçı bir oluşumu destekliyor.

2007 yılında yapılan seçimlerin ardından hükümetin kurulması 300 gün sürmüştü. 13 Haziran seçimlerinin ardından, gelecek AB Dönem Başkanını nasıl bir sürecin beklediği ise henüz belirsiz. Belçika’nın AB nezdindeki Büyükelçisi Jean De Ruyt, Dönem Başkanlığı programı çerçevesinde kurumsal reformlara ve ekonomik kriz ile mücadeleye yoğunlaşacaklarını ifade ediyor. Kurumsal sorunlardan ve küresel ekonomik krizden çıkış yolu arayan AB’nin önümüzdeki aylarda uzun vadeli planlar hazırlama ve uygulama konularında zorluk yaşayabileceği sıkça tartışılıyor.