Avrupa Parlamentosu’nun 18 Mayıs 2010 tarihindeki oturumunda tekstil ürünlerinin etiketlenmesi ve isimlendirilmesine ilişkin aldığı karardan sonra artık AB Konseyi’nin de, tekstil ürünlerinin etiketlenmesinde ürünlerin isimlendirilmesine ilişkin yönetmelik teklifinin görüşüleceği ilk oturumda ortak bir pozisyon belirlemesi gerekiyor. Tekstil ürünlerinin etiketlenmesi konusunda tüm AB çapında bir karara varılarak, çıkarılması planlanan yeni yönetmelik ile yasamanın teknik sürecinin ilerlemesi için yasal sürecin bir an önce başlatılması ve ürünün isminin ve cinsinin onaylanmasına ilişkin yapılan başvurulardan sonra karar sürecine kadar geçen zamanın kısaltılması hedefleniyor.
28 Haziran tarihinde Konsey Sekretaryası’ndan Daimi Temsilciler Komitesi’ne iletilen notta artık bu metnin Avrupa Parlamento’sunun 18 Mayıs’taki oturumunda kararını belirtmesinin ardından daha fazla Konsey’in kararını bekletemeyeceği belirtiliyor. Bunun için Konsey’in konuya ilişkin en kısa zamanda bir anlaşmaya varması gerekiyor.
Avrupa Parlamentosunun pozisyonuna gelince; Parlamento tarafından yapılan temel değişiklikler genellikle etiketleme ve tekstil ürünlerinin menşei ile ilgili standartların daha sıkı kurallarla belirlenmesine ilişkin.
Parlamenterlere göre tekstil ürünleri sadece etiketlenmeleri ya da yönetmeliğin koşullarına uygun ticari belgelere/sertifikalara sahip olmaları halinde pazardaki yerini almalı. Bu etiketler ürünün üzerinde ya da paketinde ulaşılabilir, görülebilir bir yerde olmalı ve tekstil ürünlerine güvenli bir şekilde iliştirilmeli. Parlamenterlere göre ayrıca, ithal edilen tekstil ürünlerinin menşeinin göz önünde bulundurulması ve şu anda AB düzeyinde menşe etiketlenmesi zorunlu olmayan ürünlerde de bu uygulamanın zorunlu hale getirilmesi gerekli görülüyor. Bu kurallar olası yanlış ya da eksik menşe bildirimlerine karşı önceden hazırlıklı olunmasını garanti etmek için getiriliyor. Dahası, parlamenterler, tekstil ürünlerinin üzerinde ürünün uygunluğunu ve içeriğini belirten etiketlerin doğruluğunun kontrol edilmesi için kullanılan yöntemlerin de bir “Avrupa standardı” ile standartlaştırılması gerektiğini öneriyorlar.