AB – TÜRKİYE TİCARİ VE EKONOMİK İLİŞKİLER RAPORU KABUL EDİLDİ
Avrupa Parlamentosu üyesi Metin Kazak (Bulgaristan, Liberal Demokrat) tarafından 12 Mayıs 2010 tarihinde hazırlanan “Türkiye ile ticari ve ekonomik ilişkiler” başlıklı rapor, 14 Temmuz’da AP Uluslararası Ticaret Komitesi tarafından 2’ye karşı 23 oyla kabul edildi. Rapor, Türkiye ile AB arasında tesis edilen Gümrük Birliği temelinde ticari ilişkilere ve taraflar arasındaki ekonomik göstergelere odaklanıyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin küresel kriz karşısında gösterdiği başarılı tutum memnuniyetle karşılanırken, doğrudan yabancı yatırımların artırılması yönünde çalışmalar yapılması gerektiği vurgulanıyor.
Türkiye ile AB arasındaki ticari ilişkilerin ileri bir seviyede olduğunun belirtildiği raporda, bürokratik işlemlerin sadeleştirilmesi, tarife dışı engellerin kaldırılması ve yapıcı diyalog sağlanması çağrısı yapılıyor. Küresel krizden çıkış bağlamında taraflar arasında ticaret ve yatırım alanında işbirliğinin geliştirilmesi gerektiği vurgulanırken ticaretin geliştirilmesi bağlamında da Türkiye’nin jeo-stratejik konumuna atıf yapılıyor ve genç nüfusun iktisadi kalkınma için oynadığı rol hatırlatılıyor. Aynı zamanda, kadın istihdamına ilişkin sorunların altı çiziliyor ve Komisyon’un Türkiye ile bu alanda iyi örnekleri paylaşması çağrısı yapılıyor.
Ticaret hacminin yıllık 100 milyar Avro’ya yaklaştığı Gümrük Birliği’nin kapsamının tarım ürünleri, hizmetler ve kamu ihalelerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiği ifade ediliyor. Öte yandan, Gümrük Birliği kapsamında yaşanan sorunların çözülmesi için Ortak Komite gibi mekanizmaların etkin kullanılmasının önemi vurgulanıyor. Buna bağlı olarak, siyasi sorunların Gümrük Birliği’nin işleyişine zarar vermesinin iktisadi çıkarlara –hem AB hem de Türkiye açısından- zarar verdiği belirtiliyor.
Raporda, Türkiye ile üçüncü ülkeler arasında yürütülen STA müzakerelerinde yaşanan sorunlara değiniliyor ve söz konusu ülkelerin isteksiz tutumlarının ve bağlayıcı bir mekanizma bulunmayışının Türkiye ekonomisini olumsuz etkilediği ifade ediliyor. Öte yandan, Türkiye tarafından tamamlanan 16 STA’nın, Türkiye’nin dinamik ekonomik yapısının bir göstergesi olduğu hatırlatılıyor ve bu durum memnuniyetle karşılanıyor.
Raporun dayandığı temel noktalar:
Soysal Davası’na ilişkin olarak Avrupa Adalet Divanı tarafından alınan karara rağmen vize konusunda sürmekte olan sorunlara da değinilen raporda, iş adamlarına ve tır şoförlerine uygulanan vizenin tarife dışı engel teşkil ettiği vurgulanıyor. Buna ek olarak, geri kabul anlaşması müzakerelerinin yürütülmesi memnuniyetle karşılanıyor.
Raporda, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımların yüzde 88’inin AB kaynaklı olması sevindirici bulunsa da, söz konusu yatırımların GSMH’de küçük bir paya sahip olduğu ve bunun da yapısal bir dönüşüm gerektirdiği hatırlatılıyor. Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırımlar için daha cazip bir yer olması için korsanlıkla mücadeleyi artırması ve fikri mülkiyet haklarının uygulanmasını geliştirmesi çağrısı yapılıyor.
Metin Kazak tarafından hazırlanan raporda yer verilen ilginç saptamalardan biri de Türkiye’nin dış ticaretinde yaşanan değişiklikler. Türkiye’nin en büyük ticaret ortağının Almanya değil de Rusya olması; Türkiye’nin dış ticaretinde yaşanan değişimin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Son olarak, Gümrük Birliği’nin daha işlevsel olması, yatay meselelerin hızlıca çözülmesi ve özellikle STA’lar konusunda ticaret politikalarının yakınlaştırılması çağrısı yapılıyor.
Rapora ilişkin detaylı bir değerlendirme İKV web sitesinin “Değerlendirmeler” bölümünde yayımlanmıştır (www.ikv.org.tr).