AİHM, HRANT DİNK DAVASI İLE İLGİLİ KARARINI AÇIKLADI
Strazburg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 14 Eylül 2010 tarihinde, Hrant Dink’in kendisi tarafından, ölümünden birkaç gün önce Mahkeme’ye taşınan dava hakkındaki kararını açıkladı. AİHM, Hrant Dink hakkında Türk hükümeti tarafından sunulan hiçbir tezi kabul etmezken, davayı Ankara'nın aleyhine sonuçlandırdı. AİHM’nin yedi yargıçlı İkinci Dairesi tarafından oy birliğiyle alınan kararda, Hrant Dink’e “Türklüğü aşağıladığı” gerekçesiyle Türk mahkemeleri tarafından verilen cezanın, resmi makamların Dink’in yaşama hakkını koruyamamasının ve Dink cinayetiyle ilgili yeterli ve etkin soruşturma yapılmamasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşama hakkı, ifade özgürlüğü ve mahkemeler önünde etkin başvuruyla ilgili maddelerine aykırı olduğu sonucuna varıldı.
Davanın kaynağını oluşturan “Türklük” kavramı konusunda Yargıtay’ın kullandığı tanımlamayı net ifadelerle eleştiren AİHM, gerekçeli kararında, Yargıtay’ın “Türklük” kavramını “dinsel, tarihsel ve dilsel” açıdan yorumlayarak “uluslararası antlaşmalarla tanınmış veya tanınmamış tüm dinsel, dilsel ve etnik azınlıkları dışladığı”nı belirtti. Bu hükümle birlikte AİHM, ilk defa “Türklük” kavramı konusunda görüş belirtmiş de oldu.
Hrant Dink’in yazdıklarından ötürü yargılanıp mahkum edilmesi de AİHM tarafından “demokratik toplumda gereksiz bir uygulama” olarak değerlendirilirken, Mahkeme bu konuda Türk hükümetinin “Hrant Dink’in yargılanıp mahkum olmasına neden olan yazılar kine teşvik ediciydi” tezini kabul etmedi ve demokratik toplumlarda tarihsel olayların serbestçe tartışılması gerektiğini hatırlattı.
Kararda, devletin Hrant Dink'in yaşamını koruma yükümlülüğünü yerine getiremediği ve Dink cinayeti hakkında yeterli soruşturma yapılmadığına da hükmedildi. Mahkeme, Türk hükümetinin, davacıların iç hukuk yollarını tüketmedikleri, Türkiye'deki yargı sürecinin henüz sona ermediği ve Hrant Dink'in devletten özel koruma istemediği tezlerini geçersiz bulurken, buna gerekçe olarak, şu ana kadar cinayetin gerçek sorumlularının bulunması için yapılan hukuksal başvuruların tamamının sonuçsuz kalmasına işaret etti. İçişleri Bakanlığı'nın bazı güvenlik memurları hakkında soruşturma izni vermemesinin eleştirildiği Mahkeme kararında, Trabzon Emniyet Müdürlüğü ile İstanbul Emniyet Müdürlükleri’nin Dink cinayeti öncesinde önlem almamış olmaları hakkında soruşturma yürütülmemesini de, Hrant Dink’in yaşama hakkının ihlal edildiği hükmü için gerekçe olarak kullandı.
AİHM ayrıca, Türk hükümetini, Dink ailesine manevi tazminat olarak 105 bin Avro, mahkeme masrafı olarak ise 28.595 Avro ödemeye mahkum etti. Türk hükümetinin karara olası bir itiraz için üç aylık süresi bulunuyor.
Hatırlanacağı üzere söz konusu dava AİHM gündemine Hrant Dink tarafından getirilmişti. 2003 ve 2004 yıllarında yöneticisi olduğu Agos Gazetesi’nde kaleme aldığı bir yazı dizisinde “Türklüğü aşağıladığı” gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesi temelinde suç duyurusunda bulunulmasının ardından açılan dava sonunda Hrant Dink suçlu bulunmuş, bu karar Yargıtay tarafından da onaylanmıştı. 11 Ocak 2007 tarihinde Hrant Dink, söz konusu kararın İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu gerekçesiyle AİHM'ye başvurmuş, 19 Ocak 2007 tarihinde silahlı bir saldırı ile öldürülen Hrant Dink'in ölümünün ardından Dink ailesi, davayı sürdürme kararı vermişti.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 3'ü tutuklu 20 sanık hakkında açılan dava ise İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde halen devam ediyor.