Avrupa Parlamentosu Liberal Grup Üyesi Türk asıllı Bulgar parlamenter Metin Kazak tarafından hazırlanan “Türkiye ile Ticari ve Ekonomik İlişkiler” başlıklı rapor ve buna ilişkin karar tasarısı Parlamento’nun 21 Eylül tarihli oturumunda yapılan oylama sonucu kabul edildi. Söz konusu rapor 12 Mayıs 2010 tarihinde hazırlanmış ve 14 Temmuz’da Parlamento’nun Uluslararası Ticaret Komitesi’nden geçmişti.
Türkiye’nin küresel kriz karşısında gösterdiği başarılı tutumunun yanı sıra, bölgede ve dünyadaki ekonomik rolü ve aktif ticaret potansiyeline de dikkat çekilen raporda, Türkiye ve AB arasındaki yoğun ticaret hacmine de işaret ediliyor. Raporda siyasi sorunların Gümrük Birliği’nin işleyişine zarar vermesinin hem AB hem de Türkiye açısından iktisadi çıkarlara zarar verdiği belirtiliyor.
Rapora ilişkin Avrupa Parlamentosu’nun karar metninde Türkiye’nin ekonomik gelişimi ve ticaret hacmi memnuniyetle karşılanırken başta Gümrük Birliği olmak üzere Türkiye’ye bazı konularda eleştiri ve çağrıda bulunuluyor. Ticaret hacminin yıllık 100 milyar Avro’ya yaklaştığı Gümrük Birliği’nin, kapsamının tarım ürünleri, hizmetler ve kamu ihalelerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiği ifade ediliyor. Öte yandan, Gümrük Birliği kapsamında yaşanan sorunların çözülmesi için Ortak Komite gibi mekanizmaların etkin kullanılmasının önemi vurgulanıyor.
Ancak diğer yandan, DTÖ’nün son araştırmasına göre Türkiye tarafından tarım ürünlerine uygulanan gümrük vergilerinin özellikle bazı ürünlerde oldukça yüksek olduğu ve ticaret engeli olarak görülen bu oranların önemli düzeyde aşağı çekilmesi gerektiği belirtiliyor. Türkiye’nin gümrük rejiminin AB ile uyum çalışmaları memnuniyetle karşılanırken, serbest ticaret, sahtecilikle mücadele, gümrük işlemleri, gümrüksüz mağazalara izin gibi konularda daha fazla uyum gerektiği belirtiliyor. Öte yandan Türkiye’nin beş yıldır Katma Protokol’ün hükümlerini tam olarak uygulamadığı ve malların serbest dolaşımına ilişkin engelleri ortadan kaldırmadığı belirtilerek, Katma Protokol’den kaynaklanan bütün yükümlüklerini tam olarak uygulaması ve tüm AB üye ülkeleriyle ayrım yapmaksızın ticari ilişkilerini geliştirmesi, bunların gerçekleştirilmemesi halinde ise müzakere sürecinin ciddi şekilde durumdan etkileneceği belirtiliyor. Yine Avrupa Parlamentosu, başta teknik engeller olmak üzere, Türkiye ile AB arasındaki ticarette bütün gereksiz engellerin DTÖ ile uyumlu olarak kaldırılması için çağrıda bulunuyor.
AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları (STA) nedeniyle Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıların farkında olunduğu belirtilen kararda, AB ile üçüncü ülkeler arasında imzalanacak STA’lara yönelik etki analizine Türkiye’nin de dâhil edilmesinin sağlanması ve STA’ların düzenlenmesinde Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği’nin dikkate alınması için Avrupa Komisyonu ve Konsey’e çağrıda bulunuluyor. Ayrıca vize problemlerinin Türk iş adamları ve kamyon sürücülerinin AB ülkelerine girişini ve bu ülkelerdeki dolaşımını engellediği belirtilerek Komisyon ve Konsey’e Avrupa Adalet Divanı kararlarının gözetilmesi ve ticarete engel teşkil eden bu uygulamaların ortadan kaldırılması amacıyla vize prosedürlerinin yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulunuluyor.
Kararda, Türkiye’ye yönelik eleştiriler bağlamında, ek yük getiren ithalat işlemlerinin ortadan kaldırılması ve Gümrük Birliği ile uyumsuz olan, işlenmiş tarım ürünlerinde gümrüksüz kota sisteminin uyumlaştırılması talep ediliyor.
Kararda dikkat çekilen bir başka nokta da, başta kozmetik ürün ve ilaçlar olmak üzere taklit mal üretiminin Türkiye’nin ticari ilişkilerinde sorun yaratması sebebiyle ve ülkeye doğrudan yabancı sermaye girişini olumsuz etkilemesinin önlenmesi amacıyla yeni Fikri Mülkiyet Hakları Kanunu’nun uygulanmasının gereği yönünde. Ayrıca, Türkiye’nin yatırım yapan yabancı firmalara ayırımcılık yapmaktan kaçınması ve Türk firmalara kamu ihalelerinde yüzde 15 oranında fiyat avantajı sağlanmasına son verilmesi çağrısı da yapılıyor. Sendikalara da atıf yapılan kararda işçi sendikalarının haklarının AB standardına getirilemediği belirtiliyor.