İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

İKV’DEN HAFTAYA BAKIŞ

Geride bıraktığımız hafta AB’ye katılım müzakerelerinde beşinci yılımızı tamamlamış olduk. Hatırlanacağı üzere 16–17 Aralık 2004 tarihlerinde Brüksel’de gerçekleştirilen AB Zirvesi’nde Türkiye ile müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlamasına karar verilmişti.
İKV’DEN HAFTAYA BAKIŞ

Geride bıraktığımız hafta AB’ye katılım müzakerelerinde beşinci yılımızı tamamlamış olduk. Hatırlanacağı üzere 16–17 Aralık 2004 tarihlerinde Brüksel’de gerçekleştirilen AB Zirvesi’nde Türkiye ile müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlamasına karar verilmişti.  3 Ekim 2005’ten bu yana geçen bu süre içinde Türkiye ile 13 başlık müzakerelere açılırken bunlardan sadece biri (Bilim ve Araştırma) geçici olarak kapatıldı. İKV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu müzakerelerin beşinci yılının geride kalmasına ilişkin yaptığı açıklamada, AB üyeliği hedefinin Türkiye için geçerliliğini koruduğunu ve bu hedefin Türkiye’nin çağdaşlaşması, vatandaşların müreffeh ve kaliteli bir yaşam standardını yakalaması açısından itici bir faktör olduğunu vurguladı. Süreçte bazı engellemeler sebebiyle ilerlemenin yavaş kaydedildiğini hatırlatan Prof. Dr. Kabaalioğlu, bununla birlikte AB üyeliğinin zorlu ve sabır isteyen bir süreç gerektirdiğinin bilincinde olarak çalışmalara devam edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Štefan Füle, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’yi, reform yolunda özellikle de temel hak ve hürriyetlerin genişletilmesi ve Kürt meselesini çözmeyi hedefleyen demokratik açılımının canlandırılması konusunda teşvik etmeye devam edeceğini vurgularken hükümetin yeni bir anayasa yapma beyanını cesaretlendirici bir adım olarak değerlendirdi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek ise Türkiye’nin reformları, iyi komşuluk ilişkilerini ve AB ile uyumunu her geçen gün artırma yönünde çalıştığını belirtti. AP Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten konuya ilişkin yaptığı açıklamada, pek çok demokratikleşme hamlesine rağmen hâlâ Türkiye’nin AB’ye üye olabilmesi için yapması gerekenler olduğunu hatırlatırken bunun da müzakere sürecinin amacını oluşturduğunu vurguladı. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Hélène Flautre da, Türkiye’nin üyeliğine ilişkin verilecek kararın hem Türkiye’de hem de Avrupa’da “evet” olması için mücadele ettiklerini ve Türkiyesiz bir AB hayal edemediğini ifade etti.

Türkiye’nin AB’ye üye olması iki taraf için de büyük potansiyel taşıyor. AB Türkiye’yi içine alarak, yükselmekte olan bir bölgesel gücün sağlayacağı ekonomik ve siyasi avantajlardan yararlanacak, zaten birçok alanda işbirliği içinde olduğu bu ülke ile bütünleşerek güçlenecektir. Türkiye ise, yanı başındaki 27 ülkeden oluşan bu Birliğin bir parçası olarak karar alma mekanizmasında ağırlığını hissettirecek ve geleceğin dünyasını şekillendiren önemli bir aktör konumuna gelecektir. Bu bakımdan AB üyeliği hedefine ulaşmak için inanç ve kararlılıkla çaba göstermeye devam etmeliyiz. İktisadi Kalkınma Vakfı olarak, yıllardır devam ettirdiğimiz AB çalışmalarımızı aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu çerçevede iş dünyasının sesi olarak bilgi üretmeye ve kamuoyunu bilinçlendirmeye devam ederken, Brüksel Temsilciliğimiz ile AB ve üye devletlerdeki faaliyetlerimizle Türkiye’nin AB üyeliğini ve AB nezdinde Türkiye’nin çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz.

TBMM’nin de 1 Ekim itibariyle tekrar çalışmalarına başladığı bu haftanın bir diğer önemli olayı da Türkiye ile Sırbistan arasında vizelerin karşılıklı olarak kaldırılmasına dair anlaşmanın onaylanmasına ilişkin uluslararası antlaşmanın Resmi Gazete’nin 2 Ekim tarihli sayısında yayımlanması oldu. Hatırlanacağı üzere taraflar arasındaki bu anlaşma 12 Temmuz tarihinde imzalanmıştı.

Bu hafta, bu bölümde değinmek istediğimiz bir başka husus ise, geçen haftaki bültenimizde (16–26 Eylül e-Bülteni) belirttiğimiz Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıyla ilgili raporu onaylayan taslağın 29 Eylül Çarşamba günü Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından kabul edilmesi. Tasarı, 15 üyenin çekimser kaldığı oylamada 30 lehte oyla kabul edildi. Oylamada bir tek ABD karşı oy kullandı. İslam Konferansı Örgütü’ndeki 57 ülke adına Pakistan tarafından sunulan tasarıda, İsrail’in soruşturmada işbirliği yapmamasından derin üzüntü duyulduğu belirtiliyor. Karar tasarısında ayrıca, BM İnsan Hakları Konseyi’nden raporu onaylaması isteniyor ve BM Genel Kurulu’na raporu değerlendirmesi tavsiyesinde bulunuluyor.

Bu hafta, Soğuk Savaş Dönemi’ne, daha doğru bir ifadeyle bu dönemin bitişine ilişkin önemli bir olaya da değinmek istiyoruz. Şüphesiz 3 Ekim tarihi bize müzakerelerin açıldığı günü hatırlatıyor, bununla birlikte bu gün Avrupa ve dünya tarihi açısından da büyük önem taşıyor. İki Almanya’yı birbirinden ayıran Berlin Duvarı’nın 9 Kasım 1989’da yıkılmasından sonra, 3 Ekim 1990 tarihinde Alman Demokratik Cumhuriyeti’nin topraklarının Almanya Federal Cumhuriyeti’nin topraklarına dâhil olmasıyla Almanya yeniden birleşmişti. Sadece Almanya’yı değil tüm Avrupa’yı yakından ilgilendiren bu olayın bu sene 20’nci yıl dönümü kutlandı.

Son olarak siz okuyucularımıza Vakfımızın Ekim ayı içinde gerçekleştireceği bazı faaliyetleri duyuralım. İlk olarak İKV, TOBB ile birlikte 8 Ekim 2010 tarihinde Ankara’da “AB Ulaştırma Politikası, Gümrük Birliği ve Taşıma Kotaları”  adlı bir toplantı düzenliyor. Bu toplantıda Gümrük Birliği’nin öngördüğü malların serbest dolaşımı önünde bir engel teşkil eden taşıma kotaları hukuki ve pratik boyutları ile ele alınacak. 12 Ekim tarihinde ise bu kez İstanbul’da AB ile katılım müzakerelerinin beşinci yılında gelinen aşamanın değerlendirileceği bir seminer düzenlenecek. Bu seminere Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Bozkır ve TBMM - AP Karma Parlamento Komitesi Eşbaşkanı Lütfi Elvan’ın yanı sıra yazar Nedim Gürsel, Milliyet yazarı Kadri Gürsel ve İtalyan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Uzmanı Dr. Natalie Tocci katılacaklar. Ekim ayında gerçekleşecek diğer bir toplantı ise AB, Alman ve Türk çevre hukuku sempozyumu. İKV, İSO, Bielefeld Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile işbirliği ile düzenlenen sempozyumda atık yönetimi, emisyon pazarlama, çevre bilinçlendirme, cezai yaptırımlar, su koruma gibi çevre alanını ilgilendiren çok farklı konular uzmanlarca karşılaştırmalı bir şekilde ele alınacak. Bu faaliyetlere katılmak ve daha fazla bilgi almak için Vakıf merkezine başvurabilirsiniz.

Tüm okuyucularımıza iyi haftalar diliyoruz. 

Diğer Yazılar